AB'den 'geri kabul'ü fesih hakkımız var

Bozkır, soru üzerine raporla ilgili hükümetin tavrını ortaya koydu:

- Geçen yıldan beri bütün uyarı ve anlatma çabalarımıza rağmen “Sözde Ermeni soykırımı”yla ilgili cümleler raporda yine yer aldı. Bu konu, bizim kırmızı çizgilerimiz arasında. Türkiye’nin geçmişinde utanç duyacağı hiçbir an yoktur. Rapor yine bizim için yok hükmündedir ve ulaştığında Daimi Temsilcimiz iade edecektir.

Rapordaki diğer ağır eleştiri ve ifadeleri anımsattık, şu yanıtı verdi:

- Eğer “sözde Ermeni soykırımı” konusu rapora girmeseydi, alır, eleştirilere yanıtları verirdik. Haklı eleştirilerin gereğini yerine getirir, haksız gördüklerimiz konusunda da AP’yi ikna etmeye, bizimle ilgili doğru çizgiye çekmeye çalışırdık.

AP’de Türkiye’ye hasmane bakışın etkili hale geldiğini savundu:

- 2 yılda 4 seçim yaşadık. Bu nedenle Avurpa Parlamentosu’na TBMM’den gelişler kesintiye uğradı. Böylece, AP’de ülkemize hasmane bakanların tezleri ağırlık kazandı. Şimdi AP trafiğimiz rayına oturmaya başladı. Görüştükçe bu havanın dağılacağını düşünüyorum.

Raporun adındaki “İlerleme”ye dikkat çekti:

- “İlerleme”, bizim de kabul edebileceğimiz bir raporla olur. AP’nin onayladığı rapor, iki yıldır “İlerleme” özelliğini kaybetti. Raporu hazırlayan Kati Piri de, tarafsız davranmadığını yine gösterdi.

- Rapordaki Türkiye’ye dönük ağır ifadeler ve iade edilmesi, vizenin kaldırılması konusundaki adımları sekteye uğratır mı? AB, vizeyi kaldırma kararından vazgeçer mi?

- Vizenin kaldırılmasına dönük karar, 18 Mart 2016’daki zirvede “AB Müktesebatı”na dönüştü. Karar alındığında AP Başkanı da oradaydı. Raporun içeriği ve iadesi ile vizenin kalkması birbirinden ayrı konular. Ümit ederim etkilenmez.

- AB, Türkiye vatandaşlarına vizeyi kaldırmaktan vazgeçerse, hükümet “Mültecilerin geri kabulü anlaşması”ndan vazgeçmeyi düşünür mü?

- İki anlaşma birbirine denk düştü, aynı tarihte imzalar atıldı. İki taraf da imzasının gereğini yerine getirir diye ümit ediyorum. Aksi halde “Geri kabul anlaşması”nı fesih hakkımız saklıdır.

Bozkır, dün sabah Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer tarafından kabul edildi. Bozkır ve ekibi, bu kabulü Türkiye’nin son dönemlerde AB ülkeleri nezdinde “yükselen itibarı”nın göstergeleri arasına koydu.

Ancak anlaşılan “yükselen itibar”, içinde Türkiye’nin “kırmızı çizgim” dediği konulardan biri bulunan rapora AP’de “evet” diyen 375 siyasetçiyi ikna etmeye yetmiyor...


1963'TE İSTANBUL'A GELİP ÇADIR KURDUM
AVUSTURYA Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, dün sabah AB Bakanı Volkan Bozkır’ı kabulü sırasında gençlik yıllarına döndü:

- Türkiye’ye ilk kez 1963’te gelmiştim. Avusturya’dan otomobille yola çıktım. İstanbul’da çadır kurup konakladım.

Daha sonraki yıllarda Türkiye’ye ilgisinin sürdüğünü belirtti:

- Türkiye’ye en az 20 kez gelmişimdir.

İstanbul’da çadır kurduğu günlerden 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de bahsettiğini aktardı:

- Sayın Gül de aynı tarihlerde ilk kez Kayseri’den İstanbul’a gitmiş. Benden 1963’te İstanbul’da çekilmiş fotoğrafımı istedi.

Görev süresi Haziran 2016’da dolacak

Avusturya Cumhurbaşkanı’nın yakın ilgisi, Bozkır’ı mutlu etti.


AVUSTURYA'DA TÜRKİYE'YE 'EVET' ORANI YÜZDE 14
AB Bakanı Volkan Bozkır ve büyükelçilik döneminden arkadaşı, Viyana Büyükelçimiz Hasan Göğüş, Avusturya tarafının ilgisinden memnun kalırken, sokaktaki vatandaşın tavrını merak ettik. Avusturyalılar’ın, “Türkiye, AB’ye tam üye olsun mu?” sorusuna verdikleri yanıta baktık:

- “Evet” diyenlerin oranı yüzde 14’ü geçmiyor.

Bozkır’la röportaj yapan Die Press Gazetesi Dış Politika Birimi Başkanı Christian Ultsch’u da şu soruyla yokladık:

- Türkiye vatandaşlarına vizenin kalkmasını mı, mültecilerin gelmesini mi istersiniz?

- Elbette Türkiye vatandaşlarına vizenin kalkmasını isterim.