Paylaş
TÜRKİYE Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) Başkanı Yaşar Küçükçalık, derneğin önderliğinde 1992’de İstanbul’da bir otelde gerçekleşen fuarı anımsadı:
- O fuarı gezmeye sadece otelin garsonları gelmişti.
Zamanla düzenledikleri fuarın dünyada sektörün ajandasına girdiğini belirtti:
- Dünyada ev tekstili pazarı 70 milyar dolar. Türkiye’nin ev tekstili ihracatı aslında 6.5 milyar dolar dolayında. Bunun 3.5 milyar doları Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) kayıtlarında görünüyor. 3 milyar doları da bavul ticaretiyle gerçekleşiyor. Fuarımızda ziyaretçi sayısı artık 100 bini geçiyor.
Sektörün toplam cirosu üzerinde durdu:
- Ev tekstilinin yıllık iş hacmi 13-13.5 milyar dolar dolayında seyrediyor. Bunun 6.5 milyar dolarını ihracat, kalanını iç piyasa oluşturuyor.
Türkiye’nin ortalama kilo başı ihracatının 1.5-1.6 dolar dolayında olduğunu anımsattı:
- Ev tekstilinde kilo başı ortalama fiyat 10.5 dolar. Havlu ve bornozu dışarıda tutarsak, kilo başı ihracatımız 16 dolara ulaşıyor.
Yanındaki Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Sütçüoğlu ve TETSİAD Genel Koordinatörü Haşim Büyükbalcı’yı işaret etti:
- Derneğimizin 1016 üyesi var. Yüzde 85’i üretici. Ev tekstilinin yüzde 97’sini derneğimiz temsil ediyor. Herkesi de dernek üyeliğine almıyoruz. Adı, yeri belli olsun istiyoruz.
Büyükbalcı araya girdi:
- Derneğimiz, üye şirketlere vizyon çizmeye çalışıyor. Yeni kuşağın gelişimine katkıda bulunan programlar hazırlıyor.
Küçükçalık, derneğin çalışmalarını Kayseri’den şu sözle örnekledi:
- Kendi işini gör, elin duasını al...
Büyükbalcı, küçük ölçekli üyelerine dönük şu mesaj üzerinde durdu:
- Yan komşunun ürününün aynısını yaparsan fiyatları aşağı çekersin.
Ev tekstilinde ithalatın büyüklüğünü merak ettim, Küçükçalık veriyi aktardı:
- 2014’te 450 milyon dolarlık ithalat söz konusuydu. 2015’te 100 milyon dolara doğru indi.
Önde gelen zincir otellerin ev tekstilinde aradığı özellikleri anımsattım:
- Oteller, döşemelik kumaşta, perdede “yanmazlık” özelliği arar. Yani, en geç tutuşan ürünü isterler. Sektörünüzün bu alandaki durumu nedir?
- O ürünler genelde ithal ediliyor. Yeteri kadar yapılmıyor.
Ev tekstilinde “teknik ürün” kapısını polyesterin açtığına dikkat çekti:
- Pamuk ipliğinde 2011’de dampingli ithalata karşı ek vergi gündeme geldi. Bu adım, pamuk ipliği tesislerini yeniden ekonomiye kazandırdı. Polyester ipliğine aynı önem verilmiyor.
Bu alanın “yarı mamul” ürünü “poy”a değindi:
- Sıfır gümrükle “poy” ithal edilip, tekstüre makinesiyle iş bitiriliyor. İnovasyon tekstüre makinesiyle olmaz. Biz “poy”u üretmeliyiz ki, fark yaratabilelim. Türkiye’de bu üretimi yapan iki tesis var. Biz de Küçükçalık olarak Sakarya’da 50 milyon dolarlık yatırımla bu alanda yeni tesisi kuruyoruz.
Söz konusu yatırımın getireceği yeniliğe örnek verdi:
- Perdelerin güneş geçirgenliği azalacak...
Ev tekstilindeki arayışlar, sektörün kilo başına ihracatının 16 doların üzerine çıkabileceğinin sinyalini veriyor.
ABD’DE ‘EL FRENİ’Nİ KİMLER ÇEKİYOR
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyareti sırasında U.S. Chamber of Commerce’in (ABD Ticaret Odası) Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu önderliğindeki Türk iş insanlarını ağırladığı buluşmadayız.
Elitaş, merkezi ABD’de olan uluslararası şirketlerin temsilcilerinin sorularını yanıtlarken Türk Amerikan İşadamları Derneği (TABA) Onursal
Başkanı Zeynel Abidin Erdem söz alıp, ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myron Brilliant’a döndü:
- 27 yıldır büyük bir sadakat ve güvenle ABD’ye gelen tüm heyetlerde yer aldım, toplantılara katıldım.
27 yıldır ABD tarafının verdiği iyi niyet mesajlarına tanık olduğunu belirtti:
- Ancak, iyi niyet mesajlarına rağmen, ABD ile ticaret hacmimiz bir türlü hedeflediğimiz noktaya ulaşamıyor. Lütfen bize izah eder misiniz, ikili ticaretimizi engelleyen şartlar nelerdir?
Sorusunu bir de şöyle formüle etti:
- Bize karşı el frenini çeken kim veya kimler? Olumlu geçen görüşmelerimiz aynı düzeyde rakamlara ne zaman yansıyabilecek?
Türkiye eğer ABD ile ilişkide “stratejik ortaklık”tan öte “model ortak” ise, bu soruların doğru yanıtının alınması gerekmez mi?
Paylaş