1 dolarlık dış borcun büyümeye katkısı 0.45 dolarda kaldı

BİRLEŞMİŞ Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye eski Müdürü, kalkınma ekonomisti Bartu Soral, imzaladığı yeni kitabını uzattı:

Haberin Devamı

- Tünelin Sonu Kriz... Yeniden Kalkınma Zamanı...
Ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başbakan iken 2008 krizi sonrasında sık sık yinelediği söze gönderme yaptı:
- Kriz sadece bizi değil, gelişmekte olan ülkelerin hepsini teğet geçti.
Kitabında yer alan hesaplamalarından örneklere geçti:
- Türkiye, iktidar partisinin söylediği gibi 2003-2013 döneminde 3 kat büyümedi. Söz konusu dönemde gerçek büyüme yüzde 0.60 oldu.
Hükümetin “krize dayanıklılık kozu” saydığı veriye karşı çıktı:
- Bir ülkenin kamu borcunun düşüklüğü, tek başına krize dayanıklılığını göstermez. Kamu borcunuz düşük olabilir ama özel sektörün borcu ne olacak? Özel sektörün 180 milyar dolar dolayında açık pozisyonu var.
Bu noktada şu hesaba dikkat çekti:
- 2007’den itibaren alınan her 1 dolarlık dış borç, 0.45 dolarlık büyüme yaratabilmiş. O borçla 1 doların üzerinde büyüme yaratılamazsa, geri ödemekte zorlanma gündeme gelir.
2 yıl önce Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Washington’da aktardığı bir veriye işaret ettim:
- Türk işadamlarının, şirketlerin yurtdışında tuttuğu, önemli bölümü ABD Hazinesi’nin kağıtlarında değerlendirilen kaynağı 138 milyar dolar düzeyindeydi. Özel sektörün açık pozisyonundan söz ederken yurtdışındaki parasına da bakmak gerekmez mi?
- Ben TÜİK ve Merkez Bankası’nın verilerini baz aldım.
- Türkiye gerçekte hükümetin söylediği düzeyde büyümüyorsa, AK Parti nasıl her seçimde oylarını artırmayı başardı?
- Seçim başarısının temelinde sosyal yardımlar var. 2002 öncesinde sosyal yardımların milli gelire oranı yüzde 0.1’in altındaydı. Bugün söz konusu oran yüzde 2.3 düzeyinde bulunuyor.
Çözüm sürecine de ekonomi penceresinden baktı:
- Türkiye’de kişi başına ihracat 6 bin 500 dolar iken, Doğu ve Güneydoğu’da bu rakam 313 dolar düzeyinde. 2013 verilerine göre Kocaeli’de sanayide kullanılan elektrik kişi başına 8 bin 300 kilovatsaat iken Doğu ve Güneydoğu’da 180 kilovatsaatte kalıyor. Çözüm sürecinde hiç bunlardan söz edilmiyor.
Yaptığı bir başka hesap üzerinde durdu:
- Son dönemlerde kurların yukarı doğru fazla dalgalandığından yakınmalar var. Kitabı hazırlarken yaptığım hesaplar, Türk Lirası’nın hâlâ aşırı değerli olduğunu ortaya koydu.
O hesaba göre 1 doların 3.80 TL olması gerektiğini savundu:
- Bahanesi ne olur bilmem ama ekonomide gün geliyor, gerekli düzeltme yaşanıyor.
Türk ekonomisinin aktörlerinin kur hareketlerine çok duyarlı olduğuna dikkat çektim:
- Evet, kur hareketleri, Türkiye’nin ateşle dansı gibi yaşanıyor.
Kitabının adına işaret edip sordum:
- Siz tünelin ucunda 2001 krizine benzer bir kriz görüyor musunuz?
- Derin bir dengeleme veya düzeltme bekliyorum.
Eğer tünelin ucunda kriz görünüyorsa, bu durum sandığa yansır mı?
AK Parti seçimi yine sosyal yardımlar sayesinde kazanır mı?

Yazarın Tüm Yazıları