İSTANBUL Ticaret Odası (İTO) eski Başkanı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) eski Başkan Yardımcısı Murat Yalçıntaş, birkaç yıl önce söz konusu görevleri sürerken Antakya Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Ali Kuseyri’ye konuk oldu.
İki günlük Antakya turunun bitiminde Kuseyri, Yalçıntaş’ı uygun bir dille uyardı:
- Başkanım, lütfen yanlış anlama. Yediğinde, içtiğinde gözüm yok. Afiyet, bal, şeker olsun. Yalnız, aşırı derecede tatlı tüketmen dikkatimi çekti. Hiç şekerine baktırdın mı?
- Hiçbir sorunum yok. Tatlıyı severim, bol bol yerim.
- Bence “yüklemeli bir şeker tahlili” yaptırmanda yarar var.
Dati Holding’in Yürütme Kurulu Başkanı Gökhan Kıran, “Galleria’nın olduğu noktaya otel, rezidans ve ofis binaları yapılacak” dedi. JLL Türkiye Başkanı Avi Alkaş ise “Yeni projede Galleria, sokak AVM’sine dönüşecek” diye konuştu.
ATAKÖY sahilindeki denize dolgu operasyonuyla geçen haziran ayı başında gündeme oturan Dati Holding’in Yürütme Kurulu Başkanı Gökhan Kıran, dolgu alanının bitiş noktasında geriye dönüp Galleria’yı gösterdi:
- Gördüğünüz gibi denizi vatandaştan uzaklaştırmıyoruz. Yaptığımız iş, bir anlamda binaları denizden uzaklaştırmak.
- Siz de bu alanı vatandaşa gezinti bölgesi olsun diye doldurmuyorsunuz. Üstüne çeşitli binalar yapacaksınız.
“İstanbul Turizm Merkezi” diye adlandırdığı proje alanını işaret etti:
- 2.5 kilometreyi bulan sahil şeridimiz var. Burası tümüyle herkese açık yaşam alanı olacak.
HALİÇ Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Mansur Topçuoğlu ile Bodrum’da bir sohbet ortamında karşılaştık. Sık sık Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) eleştiri yönelttiği sohbette kendi tarihçesini anlatırken avukatlıktaki daha aktif günlerine döndü:
- Turistik tesislere indirimli elektrik kullandırılması söz konusu iken, bu kararın uygulanmadığını gördüm. Bazı tesisler adına dava açtım ve kazandım. Avukatlıkta en büyük geliri bu elektrik davalarıyla elde ettim.Sonra Turing’de yürüttüğü yönetim operasyonlarını anlatıp, orada işin peşini bırakmayacağını vurguladı:
- Ben Turing’de AK Parti için çalıştım. Daha sonra AK Parti’den bazı isimler beni Turing’te dışlamaya kalktı. Orada rövanşı almak için hazırlanıyorum.Topçuoğlu’nun iddialı tavırları üzerine Haliç Üniversitesi operasyonunu merak ettim:
- Haliç Üniversitesi’ni satın mı aldınız?
- Evet...
- Vakıf üniversitelerinin satılmasının yasak olduğunu düşünüyordum.
- Kim demiş... Satılanlar, bazı örnekler var...- Peki yöntemi nedir bu işin?
ORMAN ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Kalyon İnşaat’ın “KKTC’ye Su Temin Projesi” kapsamında denizdeki son boru bağlantısı törenine katıldıktan sonra İstanbul’a dönerken, hidroelektrik santral ve çevre konusundaki tepkilerden dert yanıp, şu veriyle savunma yaptı:
- Oysa biz 3 milyar 250 milyon adet ağaç diktik.
Türkiye’de fidan yetiştiriciliğinin önünü açtıklarını vurguladı:
- Ülkemizde bir ağaç borsası yoktu. Onu da biz kurduk.Ardından belediyelerin tutumuna dikkat çekti:
- Biz 50-60 santimlik fidanları ücretsiz verirken, belediyeler gidip kütükleşmiş ağaçlar ithal ediyor.Bu konuda hangi belediyelere yükleneceğini merak ettim:
- Kastettiğiniz belediyeler arasında AK Partili olanlar da var mı?
- Maalesef çoğu partimize mensup belediye başkanları yapıyor bunu.İthal edilen ağaç ve fidanlarla Türkiye’ye zararlı böcek de girdiğine işaret etti:
- Türkiye’de siber güvenlik alanında yerli ürün açığı var. Birlikte bu işe girelim.
Ertuğrul ve Erpolat, çalıştıkları kurumlardan ayrılıp kolları sıvadı. İlk işlerde umutlanınca aralarına Tolga Erpolat da katıldı. Ertuğrul, o günleri anlatırken ilk aldıkları işi anımsadı:
- Natek’i sıfır sermaye ile kurduk. 15 bin liralık bir iş aldık. O işle ilk faturayı kestik.
Başlangıçta yabancı firmalarla iş ortaklığı yaptıklarını belirtti:
- Türkiye’deki şirketler ve kamu kurumları, siber güvenlikte bilinen bir ürüne çakılı kalır. Yerli geliştirileni kolay kolay denemez.
Geçen 10 yılda siber güvenlikte milli çözümler üretir hale geldiklerini vurguladı:
- Aslında pazar ABD’de geliştirilen ürün ve yazılımların kontrolünde. Biz yerliler arasında ciddi anlamda öne çıktık.
ÖNCEKİ sabah Gaziantep’teki Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin Mütevelli Heyeti Başkanvekili Haluk Kalyoncu ve Kalyon İnşaat Genel Müdürü Serdar Över’le birlikte saat 07.00’de Lefkoşa’ya (KKTC) uçtuk. Uçağımız Ercan Havalimanı’na 08.15’te indi.
Havalimanında bizi karşılayan Kalyon İnşaat ekibi hızlı hareket etmemizi istedi:
- Bir an önce Türkiye’den KKTC’ye su taşıyacak boru hattının son parçasının montajının gerçekleşeceği gemiye ulaşmamız gerekiyor. Öğlenden sonra hava patlayacak gibi.
Girne’ye kadar karayoluya gidip, oradan bir tekneye geçtik. Epey çalkantılı ve sıcak ortamda 1.5 saat yolculuk sonrası, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Kalyon İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu’yu taşıyan helikopterin indiği dakikalarda ana gemiye çıktık.
Kaptan köşküne geçince Cemal Kalyoncu bulunduğumuz noktadaki gemileri işaret etti:
- Buradaki gemiler boru döşeme konusunda özelliğe sahip. Bu tip gemileri Avrupa ülkelerinden kiralamak istedik. KKTC’ye dönük iş yaptığımız için pek sıcak bakmadılar. Burada Abu Dhabi, Brezilya, Mısır ve Norveç’ten toplam 11 gemi var.
Gemilerin kira bedeline değindi:
1979 YILI yaz başıydı... Sevin Okyay ve Ethem Ay’ın ortak oldukları AKA (Arşiv, Kupür, Aktüalite) adlı ajansın arşivinde çalışıyordum. AKA’nın yayınladığı bültenin yazı işleri müdürü arkadaşım Cengiz Yıldırım, kendisine gelen teklifi aktardı:
- Cumhuriyet Gazetesi gece sorumlusu Koray Düzgören, ANKA Ajansı İstanbul Bürosu’na muhabir arandığını söyledi. Benim burada kadrom var. Sen şansını dene.
İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi (İİTİA) Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nda (Şimdiki Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi) hocamız olan Düzgören aracılığıyla ANKA’nın o dönemdeki İstanbul Bürosu sorumlusu Erol Özkök’le görüştüm, stajyer olarak işe başladım.
AKA’da iş saatlerimi okuldaki derslere göre ayarlamışken, ANKA Ajansı’nda haftada 5.5 gün çalışmam gerekiyordu. Okula devamdan kopmam gündeme geldi. Birkaç hafta sonra arkadaşlar uyardı:
- Halkla İlişkiler hocamız Alaeddin Asna, devamı zorunlu tutuyor.
- Zaten hemen her gün okulda forum oluyor. Dersler yarıda kesiliyor. Halkla İlişkiler’e devam da neyin nesi?
Öğretim üyeleri ve görevlilerinin çoğu “devam zorunluluğu”ndan söz etmezken, Alaeddin Hoca kestirip atmıştı. Erol Özkök ve ANKA’da birlikte çalıştığımız Yüksel Uysal’dan rica ettim, haftada 1.5 gün olan iznimi Halkla İlişkiler derslerine göre ayarladım.
19 ARALIK 2014 gecesi Karacabey TİGEM tesisleri... Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’le sohbet ediyoruz. Bir soru üzerine konu balık üreticilerine verilen desteğe döndü:
- Balık üreticileri bakanlığınızın verdiği desteği artık istemiyor. Bu desteğin AB’de başlarına dert açacağından tedirginler.
Eker, yanıta biraz sinirli girdi:
- Lobi var lobi... Desteklerden şikayetçi olanlar balık ihracatçıları. Kültür balıkçılığına destek benim dönemimde başladı. Alabalıkta kilo başına 65 kuruş, çipura ve levrekte 70 kuruş destek veriyoruz. Yeni tür üretildiğinde destek 1 lirayı buluyor.
İhracatçıların tedirginliğini tekrarladı:
- Balık ihracatçıları, AB’nin ek vergi gündeme getireceğini düşünüyor.
Bunun üzerine sorduk: