ALTINHAS Holding Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş, Manifesto’nun “Patronlar Kulübü” buluşmasında merkezi New York’ta olan Leap’in Başkanı Şölen Altop Shafer’e şirketinin faaliyet alanını sorup, şu yanıtı aldı:
- “Kişisel marka” danışmanlığı yapıyoruz.
Yataş’ın kurucusu Yavuz Altop’un kızı olan Shafer, şirkette Genel Müdür Yardımcısı pozisyonuna kadar yükselip, sonra Amerikalı eşinin PricewaterhouseCoopers’ın (PwC) New York’taki merkezinde aldığı görev nedeniyle ABD’ye yerleşti.
İSTANBUL Kartal’da büyük projelere imza atan DAP Yapı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, 2 yıl önce aynı bölgede proje yürüten Ege Yapı Group Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı ile şu düşüncesini paylaştı:
- Rakip olsak da biraraya gelmek, fikirlerimizi paylaşmak değer yaratır.
Kabadayı, bu mesajı Metsan İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Cemalettin Satoğlu’na da aktardı. Ardından Manifesto’nun organize ettiği buluşmalarda konu Kartal’da proje yürüten DKY ve İş GYO ile de görüşüldü. Derken geçen yıl Dubai’de gerçekleşen gayrimenkul fuarında işin adı konuldu:
- Kartal Platformu kuralım. Gayrimenkulde Kartal’ın çıktışını, geleceğini anlatalım.
Böylece DAP Yapı, DKY İnşaat, Ege Yapı, İş GYO ve Metsan biraraya geldi, “Kartal Platformu”nu kurdu. Yılmaz, platformu kurma gerekçelerini özetledi:
- Yatırımcılar olarak Kartal’ı anlatmak istiyoruz. Çünkü, bölgenin yükselişini görüyoruz. İstanbul’da iyi proje geliştirmek için geniş arazi bulunacak başka yer kalmadı. Arsa büyükse, konuttan öte yeni yaşam alanları oluşabiliyor.
Kartal’da ilk projesini pazarlamaya başladığı günleri anımsadı:
- Acil 500 bin liraya ihtiyacımız var.
Sportif kredilerle de ilgilenen Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Erdal Güncan, başta Passolig olmak üzere kulüple ilgili verileri inceletti. 500 bin liralık krediyi aksatmadan ödeyebileceğini gördü. Durumu Genel Müdür Serdar Sümer’e iletti:
- Bugün başvuran Anadolu kulübünü inceledik. Kredi talebini uygun gördük. Kredi komitemiz onaylarsa verebiliriz.
O gün onaylar alındı, para kulübün hesabına aktarıldı.
Aktifbank Genel Müdürü Serdar Sümer ve Yardımcısı Erdal Güncan, bu örneği anlatırken merak ettim:
- Birçok bankanın, “Futbol kulüplerine kredi teklif dahi edilemez” kararı var. Siz bu işe neden girdiniz? Passolig’in gücü mü bu?
Sümer yanıtladı:
- Türkiye, Oriental tütünde dünya lideri. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da iyi yetiştirilen tütünün ihracat şansı çok yüksek. Bu konunun üzerinde durmak gerek.
Talu, görevi sona ermeden bir yıl önce sosyal sorumluluk projesi olarak, “Tütün Tarımı ve Kalkınma Programı”nın başlatılmasının yolunu açtı. İki temel hedef seçildi:
- İhraç edilebilir kalitede oriental tütünün yetiştirilmesi. Tütünün bölgede yeniden geçim aracı haline getirilmesi.
Uygulama için ana merkez seçilen Adıyaman’daki durum araştırıldı:
- Destekleme alımı döneminde Adıyaman’da tütün üretimi 25 bin tonu aşardı. Desteklemenin kalkmasıyla üretim 557 tona kadar düştü. Hane halkı geliri yarıya indi. Kentte mevsimlik işçi olarak başka bölgelere gidenlerin sayısı yüzde 60 arttı.
Philip Morris-Sabancı’da CEO’luk görevini Talu’dan devralan Sedat Müderrisoğlu ile 2014 Mart’ında göreve gelen Enrique Jimenez, projenin devamından yana insyatif koyup, sürdürülmesini destekledi.
Şirketin Kurumsal İlişkiler Direktörü Filiz Yavuz Diren, 6 yıldır Adıyaman ve Hatay’da uygulanan programla ulaşılan durumu özetledi:
- Biz Türkiye’de puro, sarmalık tütün, pipo tütünü üretimi yapıyoruz. Niyetimiz Türk purosunu ABD’de de vitrine koymak. Bize yardımcı olabilir misiniz?Kara, kısa sürede Ersöz’e bu konuda kimlerle bağlantı kurulabileceğine dönük bir liste verdi. Ersöz, Kara’nın yardımıyla 45 yıldır New York’ta yaşayan, Türk şarabı ve rakısı dağıtımı da yapan Mehmet Yörükoğlu ile bağlantı kurdu.
Bir yandan Teka Puro Llc.’nin kuruluşunu tamamlarken, diğer taraftan New Jersey’de bir depo kiralandı. Ayrıca ofis açılması konusunda kollar sıvandı:
- Food and Drug Administration’a (FDA) başvurumuzu yaptık, şu anda izin bekliyoruz.Ersöz, İstanbul Şehir Üniversitesi kampusüne dönüşecek Tekel’in Cevizli’deki kompleksinin içinde yer alan Teka fabrikasında Azmi Erdoğan ve Yönetim Kurulu Üyesi Selçuk Erdoğan’la birlikte ABD için hazırladıkları paketleri masaya koydu:
- ABD’liler daha renkli paket seviyor. Bunu dikkate alarak farklı seçenekler hazırladık. Ayrıca, ABD’de sigara ve tütün ürünlerinin paketleri üzerindeki sağlık uyarılarının boyutları Türkiye’ye göre farklı. Bununla ilgili çalışmalarımız da yapıyoruz.Almanya’nın Dortmund kentinde düzenlenen fuara katıldıklarını belirtti:
- Fuarda kurduğumuz bağlantılar sonrası İspanya’dan sipariş aldık. Bulgaristan ve Romanya da arkadan geldi. İhracatta şimdilik yolun başındayız. 500 bin Euro’luk ihracat gerçekleştirdik.50 kişinin çalıştığı fabrikayı gezerken, puroda kullanılan tütünleri gösterdi:
- Puro tütünlerini Dominic, Honduras ve Ekvator gibi ülkelerden ithal ediyoruz. Türk tütününün şekeri, puro için fazla. O nedenle puroda tümüyle ithal tütün kullanıyoruz.
Sarmalık tütün işi de yaptıklarını anımsattı:
- Biz de Turquality kapsamındayız. Yurtdışında, şarap mağazaları açsak, buralarda küçük tadım noktaları oluştursak, ürünlerimizin tanıtımı açısından iyi olur.
Ali Başman, bu düşüncesini başta kardeşi Murat Başman olmak üzere Kavaklıdere yönetimine açtı. Yönetimden onay alınca Ekonoi Bakanlığı’ndaki Turquality projesini yürüten birime başvurdu:
- Yurt dışında şarap mağazaları açmayı planlıyoruz. Biz de diğer markalar gibi dış mağazalarımız için Turquality desteğinden yararlanabilir miyiz?
İlk yanıt olumlu oldu:
- Elbette...
Ali Başman, açacakları mağaza konusunda ayrıntıya girdi:
- Türk şarabı dünyada pek bilinmiyor. Birçok ülkede Türk şarabı tadanlar, “Türkiye’de şarap üretiliyor mu?” diye soruyor. Bu nedenle yurtdışında açmayı düşündüğümüz mağazalarda tadım noktaları da planlıyoruz. Müşteri şarabı ücretini de ödeyerek tatsın, beğenirse alsın.
Mansur Topçuoğlu, “Vakıf üniversiteleri pekala satılabiliyor, başka örnekleri de var” derken, Prof. Gedikoğlu, bunun mümkün olmadığını altını çizdi:
- Haliç Üniversitesi’nin Mansur Topçuoğlu tarafından satın alınması hukuki açıdan mümkün değildir. Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı ve Haliç Üniversitesi’ni ele geçirmeye çalışan Topçuoğlu ve çevresindekiler hakkında gerekli yasal işlemler başlatılmıştır ve dikkatle takip edilmektedir.
Topçuoğlu’na o sohbette Haliç Üniversitesi yönetiminde söz sahibi olma noktasına nasıl geldiğini sorunca üniversiteyi kuran Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı’nı kastedip, şu ilginç yanıtı vermişti:
- 8 kardeş, 2 baldız, 6 şirketle o vakfı yönetiyoruz.
Prof. Gedikoğlu, bu sözlere karşılık vakıf senedine dikkat çekti:
- Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı’nın kurucusuyum ve vakıf senedine göre de ölünceye kadar Mütevelli Heyeti Başkanı’yım. Hal böyleyken Mansur Topçuoğlu ve birlikte çalıştığı kişiler, vakfın ve üniversitenin faaliyetlerinden haberdar olmamı engellediler. Ayrıca, Vakfın çoğu mütevelli heyet üyesinin üyeliklerini de sonlandırdılar. Bu hususlarda açılan dava ve soruşturmalar devam etmektedir.
Topçuoğlu ve arkadaşlarının kendisinden ve diğer üyelerden habersiz genel kurul toplantıları yaptığını savundu:
Amaçları, Laleli’nin ara sokaklarında ikamet eden ailelerin çocuklarının okulundaki fiziki koşulları görmek, destek gerekiyorsa vermekti.
İstanbul’un göbeği denecek semtte, Laleli’deki okulun fiziki koşulları içlerini burktu:
- Laleli gibi merkezi noktadaki okulun fiziki koşullarının çok yetersiz olabileceği aklımızın ucundan geçmemişti.LASİAD yönetimi ziyaret sonrası karar aldı:
- Katip Kasım İlköğretim Okulu’na öncelikle onarım desteği verelim.İlk destekle okulun fiziki koşulları toparlandı. LASİAD yönetimi okula ziyaret frekansını sıklaştırdı. Okul yöneticileriyle sohbet sırasında önemli bir eksiklik ortaya çıktı:
- Aileler çocuklarını okula göndermeye pek yanaşmıyor. Çalışıp, eve ekmek götürmesini istiyorlar.Dernek yönetimi bu soruna da el attı: