Uğur Cebeci

Yeni F-16’ları gökyüzüyle o tanıştıracak

16 Ocak 2011
Adı Ercan Çelik. 41 yaşında. Görevi F-16’lara işkence yapmak. Limitlerini zorlamak. Orijini askeri olsa da o Türkiye’nin tek ‘sivil’ F-16 pilotu. Üstelik test pilotu.

Mart ayını heyecanla bekliyor. TAI’nin imalatına başladığı 30 F-16 Block 50+ uçağından ilkini gökyüzüyle buluşturacak. Binlerce parçanın, kilometrelerce uzunluktaki kabloların uyumlu olarak ses hızının üzerinde uçuşunu, yerçekiminin dokuz katına karşı gelişini test edecek.
Test pilotluğu, bilginin tecrübe ve soğukkanlılıkla birleştiği pilotluk mesleğinin en yüksek basamağı. İmalatın başarısı zorlu bir uçuşla ölçülüyor. Sistemler A’dan Z’ye tek tek kontrol ediliyor, veriler kaydediliyor. Limitler zorlanıyor. Bu nedenle test uçuşları çok tecrübeli pilotlar tarafından yapılıyor.

ÜÇ BİN SAAT TECRÜBE

Ercan Çelik, 1994’ten bu yana üç bin saat F-16’yla uçmuş bir pilot. Hava Kuvvetleri’nde çeşitli filolarda görev yaptı. NATO’nun Bosna-Hersek’teki harekâtına katıldı. Bu uçuşlar sırasında havada yedi buçuk saat kalarak rekor kırdı.
En son Akıncı Hava Üssü’nde F-16 eğitimi veren Öncel Filo’da öğretmen pilot olan Ercan Çelik, 2008’de TAI’ye girdi. İlk olarak Ürdün, Pakistan ve Türk Hava Kuvvetleri’nin modernize edilmiş F-16’larının tecrübe uçuşlarını gerçekleştirdi. Ancak bunlar gökyüzünde binlerce saat geçirmiş uçaklardı.

Yazının Devamını Oku

Dahiler üssüne girdim

9 Ocak 2011
Hiç bu kadar akıllı insanı bir arada görmedim. Yaş ortalamaları 28. Uçaklar, helikopterler, uydular yapıyorlar. Bu dahilerin yaşadığı yerin adı TAI yani Türk Havacılık ve Uzay Sanayii...

Müthiş bir sessizlik. Gencecik 900 kişi, bilgisayarda önlerindeki sayfalarda koşuşup duruyorlar. Yaş ortalamaları 28. Kendileri yerde, akılları havada. Uçuk kaçık işler yapıyorlar. Kimi bir askeri uçağı Türk pilotların isteğine göre kontrol ediyor, kimi bir insansız hava aracını yerdeki aklıyla hedeflere yollayıp geri çağırıyor.

Bir başka grup ilk Türk uydusunu kimi zaman güneşin yüzüne, 130 derece sıcaklığa; kimi uzayın karanlığındaki eksi 180 derecelik soğuğa yolluyor. 

Bir başka köşede yine genç bir tasarımcı grubu Türk uçağı HÜRKUŞ’u çoktan beyinlerinde uçurmuşlar bile. Kimi tasarlıyor, kimi yazılımları yapıyor, kimi metalleri kesiyor, kimi kompozit denen gökyüzünün yeni malzemesini en özel şekillerde tasarlayıp pişiriyor.

Hiç bu kadar akıllı insanı bir arada görmedim. Uçaklar, helikopterler, uydular falan yapıyorlar. Ama aslında onlar akıl imal ediyorlar...

Bu dahilerin yaşadığı yerin adı TAI.

YILDIZLAR TAKIMI

Genel Müdür Muharrem Dörtkaşlı, Yapısal ve Uydu Grup Başkanı Bekir Ata Yılmaz, Entegre Uçak Grup Başkanı Özcan Ertem, Entegre Helikopter Sistemleri Grup Başkanı M. Emre Yazıcı, Genel Sekreter Işık Tosun, Pazarlama Müdürü Yılmaz Güldoğan, test pilotu Ercan Çelik ve Kurumsal İletişim Şefi Bican Ateş... Yıldızlar takımının liderleri... Onlarla Ankara’daki dev tesisi gezdim. Üzerinde helikopterle uçup, bütün yapıyı avuçlarımın içinde tutmaya çalıştım. Akıl oyunlarının mükemmel sahasında hayallerden gerçeğe yapılan müthiş bir yolculuğa tanıklık ettim...

Yazının Devamını Oku

Tasarımcılar THY için yarışacak

2 Ocak 2011
Türk Hava Yolları yeni kabin memuru üniformasını arıyor. Birgül Ergün adında bir modacı 150’den fazla örnek yapıp THY’ye başvurmuş.
Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, TİM Başkanı ve THY Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Büyükekşi, Aydın Ayaydın ve bir grup gazeteci arkadaşımla düzenlenen defilede üniformaları gördüm.
Birgül Ergün’ü hiç tanımıyorum. Mutlaka kendi kulvarında çok başarılıdır.
Ama daha sunuş için hazırladığı metnin ilk cümlelerini okuyunca tüylerim diken diken oldu. Diyordu ki, “Bir hayalim vardı. Hostes olmayı çok istiyordum.” O ilk satırlar, ilkokul çocuğunun hazırladığı bir kompozisyondan farklı değildi. Üstelik ticari bir heves kokuyordu. Yadırgadım, rahatsız oldum.
Sonra birbirinden hoş mankenler üzerinde üniformalar önümden geçmeye başladı. Morlar, kırmızılar, maviler... Bir renk üzerinde iddialı olamayınca, çok renge yayılmış sıradan tasarımlar. Hiçbir havacılık kültürü olmadan hazırlanmış. Örneğin beldeki kemerlerin bir tahliyede takılacağı ya da kullandığı taşlı düğmelerin başa bela olacağı... Apron rüzgârında başta durması imkânsız şapkalar... Etekleri yoran biyeler. Sentetik yapılı kolay alev alan kumaşlar... Görmediğimiz çantalar... İpek fularlar falan hepsi gökyüzünden uzak ama daha çok THY gibi bir dünya markasından çok çok uzak. Birgül Hanım’a orada bunları söylediğim için yazdıklarım da arkasından konuşma sınıfına girmiyor.

TALİHSİZLİK İSTEMİYORUM

THY yıllardır kabin memuru kıyafetlerini yüzüne gözüne bulaştırıyor. Ya toptancı ruhuyla hazırlanmış sıradan üniformalarla ortaya çıkıyor ya da aceleye gelmiş tasarımcısı meçhul üniformalarla kabin memurlarını, pilotları, yer personelini giydiriyor. Artık burada durmalı. Bulunduğu irtifayı düşünmeli. Bir dünya markası haline geldiğini hatırlamalı. Barcelona ya da Manchester’a sponsor olan bu dev marka bir üniformanın peşine düşmeli.
Bir terminal binasında yüksek bir yerden bakarken, gözleriniz önünden ekipler geçer. Bunlardan Singapur, Lufthansa, KLM, British Airways ekiplerini hemen tanırsınız. Farklıdırlar. Şirketlerinin markalarını mükemmel taşırlar. Çünkü giydikleri üniformalar dünyaca ünlü bir tasarımcının ürünüdür.
Örneğin Katar Havayolları ‘Yılın en iyi kabin memuru üniforması’ ödülünü aldı. Çok farklı bir renk, çok iyi bir modacı imzası taşıyordu. Danimarkalı bir uzman üniforma hazırlama grubu bu işi yapmıştı.
Şimdi yapılacak iş şu:
1. Dünya çapındaki yerli-yabancı tüm tasarımcılara bir çağrı yapılmalı. Ciddi bir ödül konularak THY üniformaları için yarışma açılmalı.
2. Tasarımcılara kullanacakları renk, desen vs. hiçbir konuda ön şart konulmamalı.
3. En az üç ay süre tanınmalı.
4. Tasarımcılara sadece havacılığın kuralları baştan şart konulmalı. Yani geç tutuşan kumaşlar, tahliye sırasında takılmayı önleyen çizgiler gibi.
5. Ortaya çıkan tasarımlardan üç tanesi istenirse halkoylamasına sunulabilir.
6. Tasarımda karar verildikten sonra yine çok ünlü bir yerli-yabancı firmanın dikimi için ihale açılmalı. Fiyat kadar kaliteye de bakılmalı.

Bu maddeler daha sıralanabilir. Ama o profesyonellerin işi. Kısaca tasarım ve farklılığı olmayan, kaliteli dikimli üniformaları THY çoktan hak etti. THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu da bu konuda çok özen gösteriyor. Mutlaka mükemmel olmasını istiyor. THY Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Büyükekşi de aynı fikri paylaşıyor.
Yani marka bir tasarımcı, marka bir imalatçı THY gibi bir markaya katılacak.
Benim derdim, bu marka zincirinin bozulmaması. Hizmet sektöründe, ikramda dorukta olan THY’nin pilotlarının, kabin ekiplerinin, yer personellerinin bin metreden tanınması. Büyük markanın iyi taşıyıcıları olması.
Yoksa kim tasarlayacak, kaç para alacak, kim dikecek, hangi kumaş seçilecek bunlar benim işim değil.
Yine de bütün aşamalarında gözlerim üzerlerinde olacak...

2010’un en ilginç bavul hikâyeleri
/images/100/0x0/55ea62dcf018fbb8f87c90e7
Barkod uygulamaları, bavullara takılmaya başlanan RFID olarak adlandırılan özel antenlere rağmen havayolu şirketleri her yıl 32 milyon bagaj kaybediyor. Yani her bin bavuldan 14’ü sahibine ulaşmıyor. Yolcu en büyük tepkiyi bagaj kayıplarına gösteriyor. Birçok olay mahkemeye gidiyor. Yüksek tazminatlar talep ediliyor. Davaların çoğu havayolu şirketinin uluslararası anlaşmalarla belirlenen rakamlar yani kilogram başına 20 dolar veya 20 Euro maddi tazminat ödemesiyle sonuçlanıyor. Manevi tazminattaysa çok fazla uçuk rakamlara rastlanmıyor.
Her ne kadar kayıpların yüzde 96’sı birkaç gün içinde bulunsa da işte 2010’un en ilginç bavul hikâyeleri...

ÜZERİNE LAĞIM AKTI: Londra Heathrow Havalimanı Terminal 1’de bagajlarını bekleyen yolcular önce konveyörden pis bir koku aldılar. Arkasından da ıslak bavullarla karşılaştılar. Birçok çanta ve içindekiler kullanılamaz hale gelmişti. Kısa bir araştırma sonrasında sorunun kaynağı tespit edildi. Bagaj ayrımının yapıldığı bölümde lağım borusu patlamıştı. Tam 240 bavula lağım suyu bulaşmıştı. Havalimanı otoritesi parça başına bin pound yani 2 bin 400 lira ödemek zorunda kaldı.

DOKUZ YILLIK ÇETE: Amerikan Havayolları, bavullardan çalınan eşyalar hakkında artan şikâyetler üzerine polise başvurdu. Adı açıklanmayan bir havalimanından şüphelenen polis, önce bagaj dağıtım alanına gizli kamera yerleştirdi. Arkasından geçen kasım ayında operasyon düzenlendi. Suçüstü yapılan çalışanların ifadeleriyle dokuz yıldır faaliyette olan 20 kişilik çete ortaya çıktı.

GUCCI’YE TAZMİNAT: Moda dünyasının devlerinden Giorgio Gucci, Eylül 2010’da UsAirways’le Madrid’den Philadelphia’ya uçarken bavulları kayboldu. Havayolu şirketi Gucci’yle mahkemeye gitmemesi ve açıklama yapmaması konusunda hemen anlaştı. 50 bin dolar tazminat ödedi.

BAGAJINIZ YANIYOR: Uçak kapı kapatmak üzereyken kabin amiri bir yolcunun yanına gelerek kokpite gitmesini söyledi. Meraklanan yolcu, kaptan pilotun, ‘Şu ileride yanan bavulu görüyor musun’ sorusuyla şok oldu. Kargoya verilmek üzere check-in kontuarında teslim ettiği bagajı alev alev yanıyordu. Konuyu önce havayolu şirketine şikâyet olarak yazan yolcu cevap alamayınca gazetecilere olayı anlattı. United Havayolları halen yolcunun avukatıyla tazminat konusunda görüşmelerini sürdürüyor.

SİLAHLAR ÇIKMADI: İsrail Başbakanı Netanyahu’nun New York gezisi sırasında korumalarının bagaja verdiği dört tabanca kayboldu. İki ayrı valizdeki tabancalar önce yanlışlıkla Los Angeles’a gönderilmişti. Burada yapılan incelemede dört silah için tutanak tutuldu. Ancak tabancalar daha sonra kayboldu. Diplomatik krize dönen olayla ilgili soruşturma açıldı.

TAZMİNAT ÖDENİYOR

Şirketlerin ödeyecekleri tazminatlar Varşova Konvansiyonu/Lahey Protokolü ve Avrupa Birliği’nin 889/2002 sayılı tüzük kararına göre belirlenmiş durumda. Kayıtlı bagajlar için kilogram başına (maksimum 30 kilogram) 20 dolar veya Türkiye dahil bazı ülkelerde 20 Euro ödeme yapılıyor.

Tazminat öncesi havayolu bir aylık resmi arama süresine sahip.

Havayolu şirketi için bavulunuzun içinde ne olduğu, değeri önemli değil.

Maddi değerler dışında yolcular manevi tazminat davası da açabiliyor. Tuba Ünsal Suriye Arap Havayolları’nın kaybettiği bavulu için 870 lira maddi, 1000 lira da manevi tazminat kazandı.
Yazının Devamını Oku

Türk bayraklı 324 havayolu uçağı var

26 Aralık 2010
Son yıllarda hızla büyüyen Türk sivil havacılığında yolcu ve kargo uçağı filosu 324’e ulaştı. Havayollarının siparişini kesinleştirdiği opsiyonlarla birlikte 115 uçak önümüzdeki birkaç yıl içinde teslim edilecek. Yılda ortalama yüzde 10 hızla büyüyen filoya ikinci el uçakların da katılmasıyla 2023’te 750 uçağa çıkılması hedefleniyor

THY UÇAKLARI / FOTOGALERİ

115 UÇAK SİPARİŞİ: Boeing ve Airbus’ın verilerine göre Türk şirketlerinin 90’ı kesin 25’i de opsiyon yani kesin siparişe çevrilebilir toplam 115 uçak anlaşması var. Bu uçaklar, önümüzdeki dört yılda filoya katılacak. En çok sipariş 56’sı kesin 25’i de opsiyon, 81 uçakla THY’de. Pegasus’un 26 737-800, MNG’nin 4 kargo A330-200F, Saga’nın 2 737-800, Sky’in 1 737-900ER, Free Bird’ün de 1 A320 siparişi bulunuyor.

THY’nin önümüzdeki günlerde kesinleşecek 20’si kesin 10’u opsiyonlu toplam 30 yeni nesil uzun menzilli uçak alımı için A350XWB ile 787 çarpışıyor. Büyük uçak pazarında 747-8 ve A380 arasında tercih yapılacak. İhtiyaç 5-7 arasında. THY, Borajet’ten kiraladığı ATR72’lerle birlikte bölgesel uçağa da sıcak bakıyor. Diğer şirketler de büyümelerini yeni siparişlerle devam ettirmek istiyor.



YAŞ ORTALAMASI 12.5: Türkiye’deki yolcu ve kargo uçaklarının yaş ortalaması 12.5. Bu rakam yaşları daha yüksek olan kargo uçakları çıkartıldığında 7’ye düşüyor. Önümüzdeki yıllarda gövde ömürlerini tamamlayacak kargoda A300B4’lerle yolcuda MD serisi ve 737-400’lerin hizmet dışına çıkmasıyla rakamlar daha aşağı çekilecek. Yaş ortalamalarında dünya rakamlarıysa çok daha yüksek. ABD’de yaş ortalaması 18, Avrupa’da ise 14.

Yazının Devamını Oku

Şimdi uçun ucuz uçun

19 Aralık 2010
Gökyüzünde promosyon savaşı başladı. Rezervasyonunu hemen yaptıran, biletini erken alan iç hatlarda tek yön 29,99 lira, Almanya’ya 19 Euro, Pekin’e de 390 Euro’dan başlayan fiyatlarla uçabiliyor.

Birçok havayolu uçaklarını doldurabilmek için promosyonlu koltuk sayısını arttırdı. Üstelik ilan edilen fiyatların çoğuna vergiler ve harçlar dahil. Yani şu zamanlar uçmanın tam zamanı. İyi bir araştırma yaparak Avrupa fiyatlarına Amerika ya da Uzakdoğu’da birçok kente gitmeniz mümkün!

İŞTE KAÇIRILMAYACAK FIRSATLAR

* Ukraynalı Aerosvit Havayolları, İstanbul çıkışlı, Kiev aktarmalı Donetsk’e 79, Odessa’ya 99, Minsk’e 100 Euro’dan başlayan fiyatlarla uçuyor. Ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş bilet fiyatlarına vergi ve harçlar dahil değil.

* Letonyalı Air Baltic Havayolları, 10 Ocak-28 Mart 2011 tarihleri arasında İstanbul’dan Riga’ya vergiler dahil 80 Euro’dan başlayan fiyatlar sunuyor.

* Air France, ekonomi sınıfı Boston’a ve New York’a 348, San Francisco’ya 536, Madrid’e 171, Valencia’ya 175, Tokyo’ya 606, Delhi’ye 542, Singapur’a 607, Johannesburg’a da 557 Euro’dan başlayan fiyatlarla uçuyor. First Class uçmak isterseniz New York, Washington, Los Angeles 6359, Atlanta ve Houston ise 6369 Euro. Fiyatlara vergiler dahil, hizmet bedeli hariç.

Yazının Devamını Oku

Uçuşa engel yok

12 Aralık 2010
Fiziksel engeller uçmaya engel değil. Havayolları, uluslararası kurallar gereği engelli yolcuların rahat uçabilmesi için her türlü kolaylığı göstermek zorundalar. Tek gereken, yolculuk öncesinde basit bir planlama.

En son 2002’de yapılan araştırmaya göre Türkiye nüfusunun yüzde 12.5’i yani 8.5 milyon vatandaşımız engelli. Ama onları sokakta, havalimanlarında veya uçakta pek göremezsiniz. Bir çoğu nadiren evinden çıkabilir. Pek azı uçabilir. Seyahat etmek, uçağa binebilmek ise hayaldir.

Bu durum Amerika’da veya Avrupa’da tam tersinedir. Her uçakta birkaç engelli yolcuya birden rastlarsınız. Gelişmiş ülkelerde tüm mimari tasarımlar engeller kaldırılarak yapılır. Her kaldırımın köşesinde engelli arabalarının rahatlıkla inip-çıkabileceği rampalar, trafik lambalarında sesli uyarılar, geçiş bölgelerinde özel çıkıntılı taşlar gibi yüzlerce detay vardır.

Havayolları, uluslararası kurallar gereği engelli yolcuların rahat uçabilmesi için her türlü kolaylığı göstermek zorundalar. Yolcunun davranışı, fiziksel ve zihinsel durumu tek başına uçaktan tahliye olmasına engel bir durum oluşturuyorsa, havayolu taşımayı kabul etmeyebilir. Böyle bir durumda yolcunun refakatçi eşliğinde uçmasına izin verilir. Refakat eden kişi, yolcunun ihtiyaçlarından sorumlu olur.



Unutmayın, fiziksel engelleriniz uçmanıza engel değil. Yolculuk öncesinde yapacağınız basit bir planlamayla uçuşunuzu daha kolay hale getirebilirsiniz:

Yazının Devamını Oku

Tarifeli havayolundan kişiye 'özel' uçuş

5 Aralık 2010
Alman Lufthansa Havayolları Private Jet yani Özel Jet hizmetiyle işadamlarının havalimanında bekleme, uçağı kaçırma derdini ortadan kaldırıyor. Avrupa ve Rusya Federasyonu’nda bin noktaya bağlantı sunuyor. Private Jet’in dünyadaki ilk gazeteci yolcusu oldum. Frankfurt Hahn Havalimanı’ndan Torino’ya şirketin altı koltuklu Cessna Citation XLS+ uçağı ile uçtum...

ÖZEL UÇUŞ BÖYLE GERÇEKLEŞTİ - FOTO - GALERİ

Ekonomik krizle birlikte işadamları uzun uçuşlarda maliyetleri düşürmek için havayollarını tercih ediyor. Bağlantılı yani devam eden uçuşlarda bu sefer de havalimanlarında bekleme, dönüşte uçağı kaçırıp bir gün daha kalma gibi sorunlar çıkıyor.

Alman Lufthansa Havayolları, beş yıldır işadamlarına yedi uçaklık filoyla özel jet uçuşları yapıyor. İstenilen yerden limuzinle başlayıp dört veya 12 koltuk kapasiteli uçaklarla devam eden yolculukla Frankfurt, Münih veya Zürih’ten Avrupa ve Rusya Federasyonu’nda bin noktaya hızlı bağlantı sunuluyor. Tüm vergiler dahil fiyatlar uçuş mesafesine bağlı olarak 6 bin 800 Euro’dan başlayıp 36 bin 580 Euro’ya kadar çıkıyor.

Özel uçuşa Lufthansa’nın Türkiye Genel Müdürü Gregor Wende ile katıldım. Wende’nin eşi Sibel Hanım ve Lufthansa Türkiye Halkla İlişkiler Müdürü İnci Gökçe ile Frankfurt’ta buluştuk. Sibel Hanım zarafetiyle ünlü. Alman eşinin görevi nedeniyle hayatının önemli kısmını havada geçirmiş, birçok ülkede yaşamış ama Türkiye’de olmak ona ayrı bir keyif veriyor.

GAZETECİ İÇİN EMO UÇUŞU

Dünyada ilk defa bir gazeteci için gerçekleştirilen demo uçuşunda yolcular özel limuzinle kaldıkları yerden alınarak havalimanına götürülüyor. Uçuşumuzu Frankfurt yakınlarındaki Hahn Havalimanı’ndan yapacağız. Hahn, uzun yıllar Almanya’daki Amerikan üslerinden biriydi. Soğuk savaşın sona ermesiyle 1991’de kapatıldı. Geçimini üsten sağlayan üç bin Alman da işsiz kaldı. Yerel yönetime devredilen meydan sivil uçuşlara açıldı.

Yazının Devamını Oku

İşte kahraman pilot Sullenberger’in hayat hikayesi

28 Kasım 2010
Kaz sürüsünün içine girince motorları duran uçağını New York’ta Hudson Nehri’ne indirerek 155 kişinin hayatını kurtaran kahraman pilot Sullenberger’in yazdığı kitap satış rekoru kırdı.

KAHRAMAN PİLOT CHESLEY BURNET 'SULLY' SULLENBERGER FOTOĞRAFLARI

Tarihler 15 Ocak 2009’u gösterirken New York Hudson Nehri’nde büyük bir mucize yaşandı. UsAirways’e ait Airbus A320 tipi uçak, LaGuardia Havalimanı’ndan kalkışından hemen sonra kuş sürüsüne girdi. Her biri 15-20 kilogram ağırlığındaki Kanada kazları, A320’nin iki motorunun da durmasına neden oldu.

İçinde 155 yolcu ve mürettebat bulunan, 78 ton ağırlığındaki uçak, adeta motorsuz hava taşıtı ‘planör’ haline gelmişti. 1549 sefer sayılı A320’nin tek kurtuluşu Hudson Nehri’ni yapacağı inişti.



Kaptan Chesley Burnet ‘Sully’ Sullenberger, zor bir karar verdi. Hudson Nehri’ne mükemmel planlamayla başarılı bir iniş yaptı. Tıpkı gençliğinde küçücük bir planörle yaptığı inişlerdeki gibi kusursuzdu. Yolcuların ve ekibinin hayatını kurtardı. Sullenberger, ulusal kahraman haline geldi.

Yazının Devamını Oku