Uğur Cebeci

Küçük Prens'in son uçuşu

21 Temmuz 2014
Onun hikâyesinin kahramanı Saint Exupery bir posta pilotuydu. Çöle zorunlu iniş yaptığında hayal görür ve kendi kahramanı Küçük Prensi yaratır. Aslında çizgileriyle bir dünya yaratmıştı. Ama onun çizdiklerini kimse anlamadı. Fil yutmuş boğa yılanı resmini herkes bir şapkaya benzetti. Yine de vazgeçmedi ve çizmeye devam etti.

Onun hikâyesinin kahramanı Saint Exupery bir posta pilotuydu. Çöle zorunlu iniş yaptığında hayal görür ve kendi kahramanı Küçük Prensi yaratır. Aslında çizgileriyle bir dünya yaratmıştı. Ama onun çizdiklerini kimse anlamadı. Fil yutmuş boğa yılanı resmini herkes bir şapkaya benzetti. Yine de vazgeçmedi ve çizmeye devam etti.

O pilot 1944’te Nice sahillerinden uçarken, savaşta P-38 uçağı Alman pilotun açtığı ateşle düşer ve Akdeniz’in derin sularına gömülür. İşte o hazin günü birebir yaşadım. Ondan geriye kalan bir künye, balıkçı ağlarına takılıp yıllar sonra çıktı. Saint Exupery’nin uçağını vuran Alman pilot ne kadar üzgün olduğunu söyledi. Uçtuğu P-38’in bir benzeri, aynı saatleri yaşayarak uçtu. Usta bir pilotun yönetiminde uçak ufukta kaybolurken Küçük Prens’in ne kadar acı çektiğini düşündüm…


Son uçuş


İsviçreli saat şirketi IWC Schaffhausen, Saint Exupery’nin ölümünün 70’inci yılında onu farklı bir organizasyonla andı. Yazarın anısına çıkartılan ‘Son Uçuş’ saat koleksiyonu tanıtıldı. Önümüzdeki günlerde satışa sunulacak bu serinin gelirinin bir kısmı, Saint Exupery Vakfı’na bağışlanacak. Vakıf uzun yıllardır sağlıktan eğitime çocuklar için dünyanın dört bir tarafında çalışmalar yapıyor.

75 yıllık bir yolcu uçağı


Yazının Devamını Oku

Bu şapka kimin?

21 Temmuz 2014
Neredeyse 15 yıl sonra Stratford/Connecticut’ta, Igor Sikorsky’nin 1972’de ölmeden bir gün öncesine kadar çalıştığı ofisindeyim. Masasında oturuyorum. Elimde şapkası var. Yarım kalan mektubu, notları, kitapları masasında duruyor. Duvardaysa kendi tasarlayıp kendi uçurduğu uçakların, helikopterlerin modelleri, aldığı ödülleri, fotoğrafları... Ve bir test uçuşunda ağaca vurup kırdığı dalların büyük bir parçası da orada...

Dünya onu ‘helikopterin babası’ olarak tanıdı. Kimsenin aklına gelmeyen fikri hayata geçirdi. Bir hava aracının piste gerek kalmadan havalanabileceğini ispat etti. Bununla da yetinmedi. R-4 adını verdiği ilk seri imalat helikopteri 1943’te üretmeye başladı. Ömrü boyunca çalışmaktan, üniversitelerde ders vermekten ve herkesi dinlemekten vazgeçmedi.

SIKORSKY TÜRKİYE'Yİ MERKEZ YAPACAK

Efsane UH-60 Blackhawk (Kara Şahin) serisi helikopterler, uzun yıllardır Türk Silahlı Kuvvetleri’nde başarıyla kullanılıyor. 109 adetlik Genel Maksat Helikopter İhalesi’ni kazanan Sikorsky, TAI ile ortak imalat hattı açıyor. Üretilecek model, Aselsan’ın kokpit tasarımına sahip. Dişli kutusu yani motordaki gücü ana rotora ileten parça ilk defa ABD dışında Alp Havacılık tarafından imal edilecek. Helikopterin motorlarının üretimini de TEI gerçekleştirecek. Bu proje ile pal imalatı da başlayacak. Anlaşma 109 adetlik ancak bölgeye yapılacak satışlar Türkiye üzerinden gerçekleştirilecek. T-70 adı verilen helikopterin teslimatı 2018’de başlayacak. Sikorsky en az 300 helikopterlik pazar hedefliyor.Önümüzdeki günlerde Sahil Güvenlik Komutanlığı, geniş gövdeli, yüksek kapasiteli arama-kurtarma helikopteri için ihaleye çıkacak. Sikorsky bu projeyi yakından takip ediyor. Halen Başbakanlık için de kullanılan S-92’lerin arama kurtarma modelini Sahil Güvenlik’e önermeyi planlıyor.

MÜKEMMEL UÇUŞ

Stratford’ta askeri tesislerden Pensilvanya’da Coatsville’e Sikorsky’ye ait S-76C+ helikopteriyle uçuyorum. İki kaptan pilot var. Thomas Moon ile kadın kaptan pilot Robin Bray, 32 yıldır göklerde. İkisi de hem helikopterde, hem de iş jetlerinde görev yapıyor. Sessiz ve bir o kadar seri kalkışla Stratford’tan havalanıyoruz. Bir saati geçkin bir sürede ormanların, çayırların üzerinde uçuyoruz. Arada esen kuvvetli rüzgar, S-76’yı kıpırdatmıyor. Adeta bir uçak gibi uzun son yaklaşma ile piste teker koyuyoruz. Coatsville’de S-76’nın yeni modeli ‘D’ imalat hattında. Kardeş kuruluş Pratt&Whitney’in 210S motoru kaldırma gücünü yüzde 14 artırırken yüzde 8 yakıt tasarrufu sağlıyor. Kompozit paller zaten sessiz olan kabinde gürültü oranını daha da düşürmüş. Sikorky, S-76D’lerin teslimatlarına başladı. Ciddi sayıda sipariş alan helikopter, sayıları 7’ye ulaşan Türkiye’deki S-76 filosuna her an eklenebilir.

RÜZGAR LİMİTİ 85 KM

Yazının Devamını Oku

Bu teknolojiler konforlu uçuruyor

30 Haziran 2014
Önümüzdeki 5 yıl içinde bizi İstanbul’dan New York’a 2 saat 45 dakikada götürecek süpersonik uçaklar hizmete giremeyecek.

Böyle bir uçağa kavuşmak için daha uzun yıllar beklemek zorundayız. Ama yeni nesil teknolojiler uçmayı hem kolaylaştırıyor hem de konforlu hale getiriyor. En önemlisi de hemen kullanıma alınabilmesi.


KOLTUKTA KATLANAN EKRAN

JetBlue Havayolları, dünyada ilk kez canlı televizyon yayınını kabinlere taşıyarak adından söz ettirmişti. Şirket, daha sonra bu sistemi kabin eğlence sektörünün devlerinden Thales’e satmıştı. JetBlue şimdi katlanır ekranın peşinde. Koltukların arkasına yerleştirilecek yeni nesil ekranlar, sadece birkaç milimetre kalınlıkta olacak. Böylelikle uçaklar hafifleyecek, koltuk altlarına takılan eğlence sisteminin kutuları kalkacak.

TERMİNALDE KAYBOLMAYIN

Birçok yolcu güvenlikten geçtikten sonra yanlış kapıya gitmekten, uçağına yetişememekten korkar. Bazen yanlış yerlere sapar, terminalde kaybolur. Amerikan Havayolları yeni bir uygulama başlattı. Cep telefonu üzerinden çalışan uygulamada, check-in işlemlerinizi yapmaya başlamanızla birlikte havayolu sizi izlemeye alıyor. Yanlış bir körüğe doğru ilerlediğinizde uyarıyor. Hatta bunu duymazsanız size mesaj da atıyor. Uygulama sadece kapınızı değil, özel yolcu salonlarının yerini, ilkyardım, tuvalet veya sorularınız için danışma noktalarını da gösteriyor. İlk olarak Dallas Fort Worth Uluslararası Havalimanı’nda uygulanmaya başlanan sistem kısa zamanda büyük ilgi çekti. Birçok havayolu ve havalimanı

Yazının Devamını Oku

Her tehlikeyi yaşıyorlar

23 Haziran 2014
Kabin memurları, gökyüzünde yaşanabilecek tehlikelere karşı sürekli eğitim alıyor. Bilgilerini taze tutuyor. Uygulamalar, türbülanstan yangına gerçeğe çok yakın etki yaratan özel simülatörlerde yapılıyor.

Gökyüzündeki talihsizlik oranları giderek düşüyor. Ama türbülanslar, her zaman yaşanabilir. Bu durum, insan hayatını da çoğu zaman tehlikeye sokmaz. Yüksek bir türbülansta kabin ekipleri ya da bilinen adıyla hostesler ne yapar? Tam ikram sırasında bir türbülans olursa nasıl davranırlar? Ya da çok düşük bir ihtimal uçakta yangın çıktığında yine kabin ekipleri ne tedbirler alırlar? Yangın nasıl bastırılır? Kabin ekipleri itfaiyeci gibi bilgi birikimine sahiptirler. Bir ilk yardım uzmanı kadar donanım için eğitim alırlar. Ayaklarının altında titreyen, zıplatan bir sistemde çayı, kahveyi ya da yemekleri dökmeden, yolculara zarar vermeden nasıl toplarlar? Troleylerin kabin içinde kaymasını önlemek ne yapıp hızla frenlemeye geçerler?

Sürekli eğitim

Onlar her şeyi yerde defalarca yaşıyor. Bunun için milyon dolarlık mock-up’larda öğreniyorlar. Bire bir uçak gövdesidir bu koca mock-up’lar. Titremelerle, maskeler dökülür, alarmlar verilir.
2.5 milyon Euro’luk bir sistemde gökyüzündeki bütün talihsizlikler, yere alınır. Yangın simülatörlerindeyse onlarca yangın senaryosu gerçeğe en yakın bir biçimde yaşanır. Alevler uzar, bastırılır. Bu merkezleri Kabin Hizmetleri’nin yani bütün hosteslerin, daha doğrusu 7 bine yakın THY kabin memurunun başındaki yeni liderleri Nevin Çolak birlikte yaşadık. Bize bu sistemlerde pilot kurulduğunda bu yana görev yapan Kaptan Pilot Mehmet Akıncı anlattı.

Uçakta yangın çıkarsa

Yazının Devamını Oku

En çok unuttuklarımız

17 Haziran 2014
Uzun bir seyahatin ardından otele geldiniz. Üstünüzü değiştirip toplantıya gideceksiniz. Bavulunuzu açıyorsunuz ve... İşte seyahatte en çok unutulanlar...

Yoğun çalışma temposu... Hayatın koşturmacası... Yapılan araştırmalar, her üç kişiden birinin ‘unutma’ sorunuyla karşılaştığını ortaya koyuyor. Otele gidiyorsunuz. Bir bakıyorsunuz en sevdiğiniz parfümünüzü evde bırakmışsınız. Veya gözlüğünüz uçakta kalmış. Cep telefonunuz nerede? Acaba kahve içerken havalimanında mı unuttunuz? Genellikle otele giderken unutulanların başında diş fırçası/macunu geliyor. Hem kadın hem de erkek yolcuların unutma listelerinde diş fırçası/macunu ilk sırada. Unutma oranları erkeklerde kadınlara göre çok daha yüksek.

Artık otellerde yok


Eskiden bir otel odasının standartları arasında cam önüne yerleştirilmiş diş fırçası, macunu, tıraş takımı, makyaj silme için özel pamuk, mini bir manikür ve dikiş setleri yer alırdı. Artık birçok otel bu standart uygulamayı maliyetlerini kısmak için kaldırmış durumda. Ya resepsiyondan istiyorsunuz odanıza gönderiliyor ya da bu malzemeler ekstra olarak faturanıza ekleniyor. Uçaklarda ise unutulanların başında cep telefonları geliyor. Yolcuların büyük bölümü oturduğunda hemen cep telefonunu ön taraftaki koltuk cebine koyuyor. Birçoğu da inerken unutuyor. Dergi-kitap-gazete ise cep telefonunu izliyor. Pasaport da ne yazık ki unutulanlar listesinde ilk beşte. Gittiğiniz yabancı bir ülkeden dönüşünüz eziyet haline gelebilir, aman dikkat!

Ne yapmalı?


Uçaktan indiniz ve bir şeyleri unuttuğunuzu hatırladınız. Eğer hızlı davranırsanız yani gümrükten veya bagaj alanından çıkmadıysanız, geri dönmeye çalışın. Bu konuda kabin memurlarından, yer hizmetleri görevlilerinden yardım isteyebilirsiniz. Eğer bavulunuzu aldıysanız ve havalimanındaysanız, havayolunun kayıp bavul bölümüne başvurabilirsiniz. Sonradan farkına varırsanız, havalimanına uğrayın. Rapor tutturun. Uçakta bulunanlar, toplanarak bu bölümlere bırakılıyor. Kurallar gereği havayolu şirketleri bu tür eşyaları bir yıl saklıyor. Sonrasında ise ihale açarak satıyor.


Yazının Devamını Oku

AZ bence AZAP Airlines

16 Haziran 2014
Uçak bağlantılı yolcularını beklemiyor, istasyon krizi yönetmekten aciz, verilen telefon numaraları sadece İtalyanca konuşanlara hizmet veriyor!

Şu Alitalia, bir gün havayolu olur mu dersiniz?

Yakından izlediğim iki kişi dün Floransa’dan uçağa biniyorlar. Neredeyse iki saat gecikmeli. Ve Roma Fiumicino Havalimanı’nın kargaşasına düştüklerinde bir maraton koşucusu oluyorlar. Ama İstanbul seferini yapacak AZ 702 sefer sayılı uçağı, bağlantıları takmadan kapı kapatıyor. İki dakika sonra kalksa bağlantıların hepsini toplayacak. Ama o ne… Ne bir koordinasyon var ne de bir görevli var…

Beklese, ki kendi bağlantılı yolcusunu alacak. Ekibin mesai dolma sorunu yok. Slot’la ilgili bir sorun yok. İstanbul için zaten 35-40 dakika gecikmiş. Kalkıp gidiyor AZ702…

Gate’ten geri dönen yolcular koşuşuyorlar, orası burası... Roma yoğun bir yağıştan çıkmış, Fumiciano’da operasyonu yönetenler sınıfta kalmış.

Çaresizler kuyrukları uzamış. Cevap verenler yeteneksiz, yetkisiz. Zar zor, kavga dövüş bir otel ayarlanıyor. Onlarca insan shuttle bulmaya koşuyor. Kan ter içinde otele gidiliyor.

Yolcuların eline bir numara veriliyor. Ama cep telefonlarından aramak mümkün değil. Telefonun başı-sonu yok. Yok oğlu yok…

Alitalia’nın çağrı merkezinde bulunan telefona sadece İtalyanca cevap veriliyor. Herkes İtalyanca bilmek zorunda ya! Dünyadaki diğer dillere de ihtiyaç yok diye düşünülmüş.

Yolcu yakınları İstanbul ofisini ya da bir görevli bulmaya çalışıyor. Ama nafile. Handlingini yapan Çelebi bile cevap veremiyor. Yetkili bir adama ulaşılıyor. Sanki İtalyan haber alma teşkilatının lideri. İtalyan müdür haber yolluyor: ‘Özel hayata girer bilgi veremem’

Yazının Devamını Oku

Uçağın sağına oturuyoruz

10 Haziran 2014
Neredeyse 10 yolcudan altısı pencere kenarını tercih ediyor.

Kalanların büyük bölüme de koridor. Peki, yolcuların önemli bölümü neden uçağın sağ tarafına oturmak istiyor?

Yolcu uçakta nereye oturacağına artık kendi karar veriyor. Yolcuların yaklaşık yarısı uçuştan önce havayolunun sitesine giriyor ve istediği koltuğu seçiyor. Tek koridorlu yani her iki tarafta da üçlü koltuğun olduğu uçaklarda, en popüler yer pencere kenarı. Koridor tarafı da ikinci sırada. Yolcuların sadece yüzde 3’ü ortaya oturmak istiyor.
Araştırmalar, yolcuların ilk tercihinin sağ taraftaki koltuklar olduğuna dikkat çekiyor. Tek koridorlu, her iki tarafta da üçlü koltuğa sahip uçaklarda sağ tarafta D-E-F harfleriyle başlayan koltuklar yer alıyor.

İlk tercih

Amerikan veya Avrupalı havayollarının yaptığı anketlerde, yolcuların yaklaşık yüzde 60’ı internetten check-in yaparken ekranda sağ tarafta yer alan koltuklardan birini seçiyor. Yaklaşık yüzde 20’lik bölümü önce kabinde tercihi olan koridor veya cam kenarı koltuğa bakıyor. Bulduğunda ise ilk tercihini sağ tarafta olanlardan kullanıyor.
Uzmanlar bunu, market stratejisine bağlıyor. Sağ elini kullananların büyük bölümü, alış veriş yaparken istem dışı olarak sağ taraftaki raflara bakıyor. Genellikle marketlerde satışı artırılmak istenen ürün, buradaki raflara yerleştiriliyor. Benzer bir durum uçak için de geçerli.

En popüler koltuk 7F

Geçtiğimiz günlerde düşük maliyetli havayolu şirketi Easyjet bir araştırma yayınladı. 10 bin yolcunun katıldığı ankette internetten yapılan check-in işlemlerinde tercihler analiz edildi. Araştırma sonuçlarına göre en çok istenilen koltuk 7F çıktı. Bunun nedeni, yolcuların ne çok önde, ne de arkada oturmak istemeleri. Araştırmada Avrupalı yolcuların yüzde 59’u cam kenarını, yüzde 38’i de koridoru tercih ettiği belirlendi. Ortada oturmak isteyenlerin sayısı ise sadece yüzde 3. Geçen yıl İngiliz Havayolları British Airways’in araştırmasında bu rakam yüzde 1’di. Kuşkusuz rakamın artmasında düşük maliyetli havayollarının koridor veya cam kenarını ücretli hale getirmesinin etkisi var.

Yazının Devamını Oku

Büyük uçaklar kriz dinlemiyor

4 Haziran 2014
Ekonomik yavaşlama, ardından yaşanan derin kriz en büyük darbeyi özel uçak ve helikopter pazarına vurdu. Küçük uçak imalatçıları eski günleri mumla ararken, uzun menzilli iş jetleri ise sipariş rekoru kırıyor.

İmalatçılar bu pazarı yakalamak için yeni tasarımlarını Cenevre’de düzenlenen EBACE Fuarı’nda sergiledi. Bir sonraki buluşma ise İstanbul’da. Atatürk Havalimanı’nda 25-28 Eylül’de düzenlenecek İstanbul Air Show, sektörün devlerini bir araya getirecek.

FALCON ŞİŞMANLADI

Fransız imalat Dassault, yeni modeli 8X’i Cenevre’de tanıttı. Üç motorlu, uzun menzilli jetin kabini, küçük kardeşi 7X’ten 1 metre 10 santimetre daha uzun. Kabin konforunu yükselten bu uygulama ile gövdeye ek yakıt tankları da konuldu. Böylece 8X’in menzili 925 kilometre arttırıldı. Uçak 11 bin 932 kilometre menziliyle Ankara’dan Los Angeles’a gidebilecek. 14 saat havada kalabilecek.
Teslimatları 2016’da başlayacak 8X için sipariş almaya başladıklarını söyleyen Dassault Falcon İş Jetleri’nin CEO’su John Rosanvallon, uçağın liste satış fiyatının 58 milyon dolar olduğunu açıkladı.
5X’ten Avrupa atağı Dassault, geçen yıl tanıttığı 5X modelinin Avrupa tanıtımını da Cenevre’de gerçekleştirdi. Çift motorlu 5X, 258 santimetrelik gövde eniyle ‘en geniş iş jeti’ unvanına sahip. Tavanında pencere olan uçak, İstanbul’dan New York’a aktarmasız uçabilecek. 5X’in liste satış fiyatı 45 milyon dolardan başlıyor.

GLOBAL 7000 UZADI

Kanadalı imalatçı Bombardier’in yeni uçağı Global 7000, mock-up olarak adlandırılan kabin modeliyle Cenevre’de pazara merhaba dedi. Uzun menzilli jetin gövde uzunluğu 33 metre 70 santimetre. Pencereleri bir önceki modele göre yüzde 80 büyütülen uçak, 13 bin 505 kilometre menzile sahip olacak.

Yazının Devamını Oku