Tülay Demir

Aşkımıza bir ömür yetmez

11 Kasım 2018
Murat Yıldırım ile 2 yıl önce nikah masasına oturduğu Faslı oyuncu Iman Elbani, bu evliliğe ömür biçenleri yanılttı. Üçüncü yıllarına ilk günkü gibi âşık giren, “Aşkımıza bir ömür yetmez” diyen çiftin arasındaki güçlü bağ ünlü markaların da gözünden kaçmadı. Yıldırım ve Elbani, geçtiğimiz günlerde bir reklam filmi için kamera karşısındaydı. Ünlü çiftle buluştum, hem o sürpriz işbirliğini hem de iki kültürü buluşturan etkileyici aşk hikayelerini dinledim.

◊ Günümüzde uzun ömürlü aşklara inanç neredeyse kayboldu. Peki siz aşkınızın ömürlük olduğuna inanıyor musunuz?

- Murat Yıldırım: Biz evleneli 2 yıl oldu ve her şey hâlâ ilk günkü kadar güzel... Bizim aşkımıza bir ömür yetmez.

◊ Çok iddialısınız...

- Murat Yıldırım: Sevgi konusunda insan iddialı olmalı (gülüyor).

◊ Buna inanan belli ki sadece siz değilsiniz. Emsan, bu ömürlük aşka gönderme yapıp “ömür boyu garanti” temalı reklam filminde sizinle çalışmak istedi.

- Murat Yıldırım: Açık söyleyeyim, daha çocukken annemin evimizde kullandığı markanın reklamında oynamak, farklı bir mutluluk. Kaldı ki böyle büyük bir markanın bizim aşkımıza öykündüğünü söylemesi, bize güvenmesi de mutluluk verici.

TÜRKİYE İKİNCİ VATANIM

Yazının Devamını Oku

Ne mutlu ki böyle bir eşim var

6 Kasım 2018
Gökhan Tepe’den 3 yıl aradan sonra yeni albüm geldi. Yine romantizmin doruklarında şarkılarla karşımıza çıktı, şaşırtmadı. Hem kendi seslendirdiği hem de başkalarına verdiği şarkıların hayranı olarak kapısını çaldım, “Ama bu ara çok uzun” dedim. O süre gerçekten uzun mu, single rüzgarına kapılmalı mı diye başlayan muhabbet iki müzisyenin mutlu mesut evliliğine, Beşiktaş sevdalarına kadar uzandı.

Hoş geldiniz, safalar getirdiniz de nerelerdeydiniz bunca zaman? Bir önceki albümün üzerinden 3 yıl geçmiş... Bu ara müzik sektörü için fazla uzun değil mi?

- 3 yıl değil o ara aslında. 2015’te albümüm çıktı, sonraki 1.5 yıl da klipler ve albüm tanıtımıyla geçti. O açıdan bakarsanız 1.5 yıllık bir sessizlik sadece.

Normal yani...

- Tabii normal. O 1.5 yıl da zaten yeni albümün 10 şarkısını inşa etmekle geçti. 20’ye yakın şarkı çıktı, onların arasından seçim yaptım. Aranjman süreci falan da dersek, normal. Hem de çok normal.

Bir saniye, ben takıldım ama. Günümüz müzik sektörü için 1.5 yıllık sessizlik de fazla. Artık herkes birkaç ayda bir yeni single çıkarmayı tercih ediyor.

- Doğru tabii, artık kimse 1.5-2 yıl ara vermiyor. Çoğu maksimum 6 ayda bir yeni şarkı çıkarıyor. İtiraf edeyim, bu durum son dönemde bana da mantıklı gelmeye başladı.

Yazının Devamını Oku

Böyle bir ecdadın torunu olmaktan gurur duyuyorum

30 Ekim 2018
Etkileyici bir kahramanlık ve zafer öyküsünü ekrana taşıyan “Mehmetçik Kutlu Zafer” geçen hafta izleyiciyle buluştu. İlk bölümün yayınının hemen ertesinde dizinin devasa platosunda, başrol oyuncuları İsmail Hacıoğlu ve Cansu Tosun ile buluştum, aklıma takılan her şeyi sordum. Diziyle başlayan sohbet Luc Besson’a kadar uzandı, geriye kahkahası bol bu sohbet kaldı.

“Mehmetçik Kut’ül Amare” ekibi şimdi yola “Mehmetçik Kutlu Zafer”le devam ediyor. Siz de hikayenin kilit karakterlerindensiniz. Sizce bu proje ve canlandırdığınız roller için neden sizi seçmiş olabilirler?

- İsmail Hacıoğlu: Valla açık söylemek gerekirse, bizim bir araya gelme sebebimiz başkaydı. Başka bir iş, başka bir proje için sevgili yapımcımız ve senaristimiz Mehmet Bozdağ ile bir araya gelmiştik. Sonrasında neye niyet neye kısmet durumu yaşadık ve hepimizin yolu Mehmetçik’te kesişti.

Hikaye yaz aylarında kısa bir ara vermişti...

- İsmail Hacıoğlu: Evet, 2.5 ay kadar bir aramız oldu. O arada hikayemiz yazıldı, platomuz yenilenip büyütüldü, toparlandı. Kaldığımız yerden tüm hızıyla devam ediyoruz.

Cansu Hanım, siz nasıl dahil oldunuz ekibe? Yoksa yine bir “neye niyet neye kısmet” durumu mu?

- Cansu Tosun: (Gülüyor) Yok, benim sürecim gayet doğal gelişti. Senaryo gönderildi, okudum, çok heyecanlandım ve el sıkıştık. Ekstra bir durum olmadı yani. Bir de ben zaten yeni sayılırım, geçen sezonun son dört bölümünde dahil oldum ekibe.

HER KADIN OYUNCU JEANNE D’ARC 

Yazının Devamını Oku

Dedemin kravatıyla okula gidiyordum

23 Ekim 2018
Burcu Biricik bu kış dur durak dinlemiyor, bir reklam, iki sinema filmi ile üç koldan geliyor. Yeni yüzü olduğu markanın reklam çekimi sonrası buluştuk; meğer dans edip şarkı da mı söyleyebiliyormuş, bu yoğunluğa eşi ne diyormuş, romantik komediden casus filmine geçiş zor muymuş, hepsini konuştuk.

Bu sezon üç koldan kuşatma başlattınız... İki film, bir reklam kampanyası... Hayırlı olsun diyeyim öncelikle...

- Çok teşekkür ederim.

Penti ile işbirliğinizden başlayalım. Nasıl doğdu o proje? Neden sizinle çalışmak istediler dersiniz?

- Biz geçen sene de zaten böyle bir şey konuşmuştuk. Ama galiba doğru zaman değildi. Bu yıl yeniden bir araya geldik ve projeyi hayata geçirdik.

Daha önce hiç başka bir markanın reklam yüzü olmuş muydunuz?

- Dijitalde Braun ile işbirliğimiz olmuştu ama marka yüzü olarak bu ilk diyebilirim. Çok güzel bir başlangıç benim için.

Ne anlamda?

- Şöyle; enerjilerimiz birbirine çok uydu. Akıllarımız birbirine çok uydu. Herkes birbirinin ne istediğini anlıyordu.

Yazının Devamını Oku

Çok güzel iki babadan destek alıyorum

16 Ekim 2018
“Vizontele Tuuba”nın Tuuba’sı büyüdü, oyuncu, yapımcı, film festivali jüri üyesi, tiyatro sevdalısı, üç çocuk annesi başarılı bir kadın oldu. Tuba Ünsal ile jüri üyesi olarak katıldığı Uluslararası Antalya Film Festivali’nde kesişti yolumuz, fırsatını bulduk, oturduk uzun uzun konuştuk. Erkek egemen bir sektörde verdiği mücadeleden de söz etti, yanında taşıdığı at kestanesi ve oyuncak bebeğin sırrından da... Dahası bu renkli ve samimi röportajda...


Hem yapımcılığını hem de başrolünü üstlendiğiniz “Kürk Mantolu Madonna” sezon boyunca kapalı gişeydi. Geçen hafta ise Uluslararası Antalya Film Festivali’nin jüri koltuğunda gördük sizi. Öncelikle ağır ama sağlam adımlarla böyle önemli bir yol kat ettiğiniz için sizi kutlamak istiyorum.

- Çok teşekkür ederim.

Bu jüri üyeliği teklifi nasıl geldi? Karar merciini etkileyen, adınızı akıllarına getiren neydi?

- Aslında ilk jüri tecrübemi burada yaşamadım. Bu yıl, Nürnberg’de düzenlenen Türkiye-Almanya Film Festivali’nde de jüri koltuğunda oturdum. Sonrasında buradan teklif geldi. Aslında çok sıkışık bir dönemdi benim için. Çünkü “Kürk Mantolu Madonna”yla sezonu yeni açmıştık. Buna rağmen her işi organize ettim ve geldim.

Neden şartları bu kadar zorladınız, festivali sizin için bu kadar özel kılan ne?

- Adının Altın Portakal ya da Antalya Uluslararası Film Festivali olması bir şey değiştirmiyor, bu bizim biricik festivalimiz. Ve ben de bir oyuncu olarak yıllardır yakından takip ederim.

Yazının Devamını Oku

Oğuzhan Uğur: Seda Sayan adını söylediğim anda pişman oldum

9 Ekim 2018
Müzik çalışmalarına devam ederken tesadüf eseri YouTube kuyusuna düşen Oğuzhan Uğur, “Babala” adlı kanalıyla sosyal medya fenomenleri arasına katıldı. Kanalında bir günde 1.4 milyon izlenme payına ulaşarak rekora imza atan, ünlü siyasetçilerden sanatçılara sayısız konuk ağırlayan Uğur ile buluştuk, bir haftada parlayıp sönen fenomenlerden canlı yayındaki Seda Sayan gafına her şeyi konuştuk.


Fotoğraflar: Emre YUNUSOĞLU

Son yıllarda kime sorsak sosyal medya fenomeni, kime kulak versek fenomen olma yolunda... Nedir bu sosyal medya fenomenliği?

- Anlatmaya mecradan başlayayım bence... Sosyal medya çok tehlikeli bir mecradır.

Neden o?

- Yaptığınız videoyla bir anda milyonlar sizi takip etmeye başlar. Fakat yaptığınız işin devamı gelmezse hızla gelen insanlar aynı hızla kafalarını başka yere çevirir. Tehlikeli kısmı bu... Adı üzerinde “takipçi” demek, hareket eden birini takip eden kişi demektir. Tek bir işle var olmaya çalışırsanız, o insanlar sizi takipten vazgeçer.

Yazının Devamını Oku

Aşktan önce güven arıyorum

2 Ekim 2018
Acılı aşk şarkılarını kahkaha dozu yüksek esprilerle harmanlayan, sahne programlarını her daim stand-up’a dönüştüren, bir sahnede bir reklam kuşağında boy gösteren Metin Şentürk, son yıllarda siyasi arenada da söz sahibi olma çabasında... Ama kendi deyimiyle bunun sebebi “siyaset aşkı” değil, engellilerin sesi olma arzusu... Şentürk’le rap soslu yeni albümünün hazırlık aşamasında buluştuk, evlilikten kırdığı dünya rekoruna her konudan dem vurduk.

Müzikten, siyasetten, her şeyden konuşacağız ama röportaja başlamadan önce bir cümle kurdun ya, benim aklım hâlâ orada...

- Evlenince ne oluyor konusu mu?

Evet...

- Filozof diyor ki her şey iyi gidiyorsa mutlu, kötü gidiyorsa filozof oluyorsun...

Filozof öyle diyor, ya sen?

- Bir kez denediğimden ve başarısız olduğumdan, evlilik konusunda benim düşüncelerime çok değer vermemeni öneririm.

Kendine o konuda bir şans daha vermeyecek misin?

- Ben şans vermem ki, Allah verir.

Yazının Devamını Oku

Çapkın olduğunu biliyorum sevgilinle gelebilirsin

25 Eylül 2018
İlk nerede dinledik onun şarkılarını, nasıl ezberledik fikrimiz yok. Ama yaşımızdan büyük şarkılarına bile harfi harfine eşlik ediyor, duraksamıyor, işin ilginci bu duruma şaşırmıyoruz. O müzik dünyasının gerçek efsanelerinden. Zeki Müren’den İbrahim Tatlıses’e, Coşkun Sabah’tan Bülent Ersoy’a nice sanatçıya eser veren Selami Şahin, şu sıralar iki heyecanı birden yaşıyor. “Eskimeyen Şarkılar” konseptli konseriyle 30 Eylül’de Harbiye Açıkhava’da olacak. 200’e yakın hit’ini gölgede bırakacağını iddia ettiği 12 yeni şarkısı da çok yakında kulaklarımıza çalınacak.

◊ Selami Bey, çok iddialı olduğunuz bir albüm geliyor, ondan haberdarım. Ama onun öncesinde 30 Eylül’de Harbiye’de vereceğiniz konseri konuşalım isterim... “Eskimeyen Şarkılar”la sevenlerinizin karşısına çıkacaksınız. Nasıl gidiyor hazırlıklar?

- Çok iyi... Biliyorsunuz bu konseptteki ilk konseri Bostancı Gösteri Merkezi’nde düzenlemiştik. O inanılmaz ilgi gördü. Salon fuldü. İçeri giremeyenler, kapıda kalanlar bile gitmemiş, dışarıda oturup dinlemişlerdi. 70’lerde yaptığım şarkıları okuyorum sahnede... İnanır mısınız 15 yaşındaki çocuklar dahi benimle beraber marş gibi baştan sona söylüyor. Bu öyle gurur verici bir durum ki, tarifi yok.

◊ Biraz konserin detaylarından söz etseniz... Sürprizler var mı mesela bizi bekleyen?

- Var. Tiyatro-sinema dünyasından çok ünlü bir sunucumuz olacak. Adını daha kararlaştırmadık ama... Ayrıca benim eski görüntülerim ve kayıtlarım olacak.

◊ Sizin hiçbir şarkınız eskimiyor ki, aralarından nasıl seçim yapabildiniz?

- Zor oldu tabii... Allah’a şükür 200’e yakın hit çıkarmışım. Bazen 10 yaşında çocuklar yanıma geliyor, “Selami baba fotoğraf çektirelim mi?” diye soruyor. İnanamıyorum, “Allah’ım, bu kadarcık çocuklar nasıl tanıyor beni?” diyorum.

◊ O yaştakiler de biliyorlar mı şarkılarınızı?

- Biliyorlar ya... “Bir şarkın var, çok seviyoruz” diyorlar. “Hangisi?” diye soruyorum. “E işte ben sevdalı sen belalı, o” diye cevap veriyorlar.

Yazının Devamını Oku