Paylaş
◊ Müzikten, siyasetten, her şeyden konuşacağız ama röportaja başlamadan önce bir cümle kurdun ya, benim aklım hâlâ orada...
- Evlenince ne oluyor konusu mu?
◊ Evet...
- Filozof diyor ki her şey iyi gidiyorsa mutlu, kötü gidiyorsa filozof oluyorsun...
◊ Filozof öyle diyor, ya sen?
- Bir kez denediğimden ve başarısız olduğumdan, evlilik konusunda benim düşüncelerime çok değer vermemeni öneririm.
◊ Kendine o konuda bir şans daha vermeyecek misin?
- Ben şans vermem ki, Allah verir.
◊ Sorumun yanıtı değil bu...
- (Gülüyor) Çok kapalı sayılmam, çok açık da sayılmam. Bir laf var, çok severim, “Allah’ı güldürmek istiyorsan plan yap”. Planlar pek tutmaz çünkü.
◊ Olur mu olur diyorsun...
- Öyle de kafamdaki “aşk” temasının temelinde güven olduğu için ben zor âşık oluyorum. Yani âşık olmadan önce güvenmem lazım.
SİYASETİ SEVMİYORUM
◊ Ben aslında bu röportaja başka bir konuyla başlayacaktım...
- Yine başla, döneriz o konuya...
◊ Siyasetle neden bu kadar yakından ilgilisin?
- Şöyle bir girizgah yapmam lazım öncelikle; ben siyaseti sevmiyorum aslında. Benimki siyaset üstü bir konu. 10-12 milyon engellinin olduğu bir ülkede, sen şayet çok ses getiren biriysen ve peşine takılmış insanlar, umutlar varsa, ister istemez ciddi bir sorumluluk üstleniyorsun. Ben bir vakıf yönetiyorum, bir birlik yönetiyorum aslında...
◊ Vakıf çalışmaları yeterli olmuyor mu?
- Vakıflar sivil toplum kuruluşlarıdır. Meclis ise sesini daha gür çıkarabileceğin, sorunları gündeme daha etkili biçimde taşıyabileceğin, kendine ve o insanlara daha çok alan açabileceğin bir yer. Vakıf dediğin, dernek dediğin kurum gün gelir bir yerde bürokrasiye takılır. Evet engelliler adına, engelliler yararına yapılan güzel şeyler var ama asıl önemli olan bunların denetlenmesi.
◊ Ne gibi?
- Bir ülkenin kaldırımları ne kadar düşükse medeniyet seviyesi o kadar yüksek, bir ülkenin kaldırımları ne kadar yüksekse medeniyet seviyesi o kadar düşüktür. Çıkın bakalım sokağa, bir anne kaldırımda bebek arabasıyla yürüyebilir mi?
◊ Yok, ben tek başıma bile zor yürüyorum...
- Sorunun cevabını yine sen verdin işte... Yani yaptırımlar olmuş olmamış önemli değil, en büyük sorun denetimsizlik. Yollara körler için kabartma yönlendirme işareti konuluyor mu konuluyor. Ama kiminin ucu bir ağaca çıkıyor, kiminin direğe...
◊ Bu hassasiyetin temelinde ne yatıyor?
- Söyleyeyim nedenini. Ben durumundan dolayı askerlik yapamamış bir bireyim. Kendimce askerliğimi böyle tamamlıyorum. Yoksa 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde bir konser veririm, engelliler için bir şey yaptı mı yaptı olur. Halbuki ben vatanıma borcumu ödemeye, en az borçla ölmeye çabalıyorum. Yoksa deli falan değilim yani.
◊ O ne demek şimdi?
- Şu demek. 2010 yılında görme engelliler dünya hız rekorunu kırdım. Türkiye’yi yabancı basında 200 sayfa haber yaptırdım. Deli miyim 315 kilometre sürat yapacağım, hem de yalnız. Hangi deli yapar bunu?
EVLİLİK BAŞKA AŞK BAŞKA ŞEY
◊ Biraz da müzikten, sanattan söz edelim mi? Sanat hayatında 30 yılı geride bıraktın. Bildiğim kadarıyla 20’ye yakın da albümün var.
- Yok 21. 22’nciyi yapıyorum hatta.
◊ Sevenlerine müjde olsun o halde... Çalışmalar nasıl gidiyor?
- Güzel. Yine güzel aşk şarkıları yaptım. Birinde bir rap bölüm olacak, o biraz isyankar bir şarkı oldu.
◊ Şarkılar yine sana mı ait?
- Evet... 5 şarkımız var, bir de remix, ediyor 6... Hoş bir albüm oluyor.
◊ Yeni albümde yine aşk şarkıları olacak...
- E tabii...
◊ Ama evliliğe, aşka karşısın.
- Beni çarpıtma. Karşı değilim. Evlilik başka, aşk başka bir şey ayrıca.
◊ Aşk yoksa o aşk şarkıları nasıl çıkar demek istiyorum.
- Aşk zaten hayatın temeli. Kalp başka ne işe yarar ki? Kan mı pompalıyor bir tek? Öyle bir kalp taşıyacağıma hiç taşımayayım daha iyi... Tabii ki aşka inanıyorum, aşktan beslenmek çok güzel. Ama olmayınca da yapacak bir şey yok. “Aşk olsun” demekle olmuyor.
◊ “Bu albüm öncekilerden farklı olacak” dedin. İçinde rap falan var. Yadırgamasın sevenlerin...
- Evet bu değişik bir albüm oluyor ama tarzımızı falan değiştirmedik.
◊ Rap denemesi ne öyleyse?
- Biraz isyankar bir ruh halindeydim, öyle bir şey çıktı ortaya. Ama dediğim gibi bu tarzımızı değiştirdik, rap çok seviliyor diye biz de rap söylüyoruz, ona özendik gibi bir durum değil. Anlık bir şey, geçer gider.
BU ARALAR KAFAM KARIŞIK
◊ Sosyal medyadaki etkin büyük. Çok takipçin var.
- Aslında sosyal medyayı kısa süre öncesine kadar hiç umursamıyordum. Ama bir noktada hayatın vazgeçilmez gerçeği olduğunu kabullendim. Çok güzel takipçilerim var. Binlerce yorum aldığım paylaşımlarım oluyor.
◊ Takip edebiliyor musun onca yorumu?
- Akşam iş güç bittiği zaman çocukları oturtuyorum karşıma, aktarıyorlar.
◊ Cevap alıyorlar mı senden, asıl mesele o?
- Evet. Canlı yayınlar da yapıyorum bazen. Daha da ilerleteceğim işi... Biraz zaman geçsin de... Bu aralar biraz kafam karışık çünkü.
◊ Neden?
- İnsan hali, bazen psikolojik anlamda düşüyorsun.
◊ Bu düşüşün sebebi ne?
- Ben böyle zamanlarda çok konuşmam. Neden diyeceksin, birincisi sevenlerimi üzmemek, ikincisi sevmeyenleri sevindirmemek için. Yaşadıklarımdan şunu öğrendim, hayat bir yaşama sanatı değildir, hayat bir yönetme sanatıdır. Aşkını, acını, varsa paranı, yoksa fakirliğini, arkadaşlarını, iş hayatını, anneni-babanı, özetle hayatın içinde ne varsa... Yönetebiliyorsan yaşıyorsun, yönetemiyorsan geçmiş olsun.
GÜNE KENDİMİ SEVEREK BAŞLARIM
◊ Bundan sonrası için hedeflerin ne?
- Geleceğe yönelik çok plan yapmam ben. Büyük beklentilerim de yok. Büyük beklentiler mutsuzluk getirir.
◊ Ne gelirse onu yaşıyorum durumu...
- Aynen. Benim hayatla ilgili tek bir telaşım var, kimseye zararım dokunmasın. Bilerek bunu yapmadım hiç, bilmeyerek yaptıklarım varsa da beni affetsin, haklarını helal etsinler. Ben güne kendimi sevmeyle başlarım. İnsan kendini severse herkesi sevebilir çünkü. Öyle aynaya bakmaktan söz etmiyorum. Yüzümü severim, Allah’ım beni uyandırdığın için teşekkür ederim derim, yataktan öyle kalkarım.
◊ Şükür hali...
- E tabii, şükretmeyen insan mutlu olamaz ki.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş