Taha Akyol

Fahreddin Paşa ve İttihatçılar

25 Aralık 2017
İSMİ lazım değil, hukuk tarihçisi bir profesör attığı tweet’lerle Fahreddin Paşa’yı aşağılamıştı. Sebebi Fahreddin Paşa’nın “İttihatçı” olmasıydı...

İttihatçı olacağına Medine’de Şerif Hüseyin’e teslim olmalıymış!

Tarihçiler gerekli cevabı verdi.

Hatta ‘Bilimler Akademisi’ adlı bir kuruluş bu profesöre ödül vermiş, tarihçi Hasip Saygılı bu ödülün geri alınmasını istemişti.

Fahreddin Paşa gibi ders kitaplarında anlatılmayan bir tarihi şahsiyete kamuoyu ve bütün kesimlerin sahip çıkması önemlidir.

Ankara Belediyesi 613. Sokak’a Fahreddin Paşa’nın ismini veriyor.

Ben yerleşik sokak, cadde ve meydan adlarının değişmesine karşıyım ama bunu doğru buluyorum... “613. Sokak” bir tarihi, bir hafızayı yansıtmıyor.

ABDÜLHAMİDCİ-İTTİHATÇI

Muhafazakâr bir TV kanalı,

Yazının Devamını Oku

Trump ve İsrail

23 Aralık 2017
BİRLEŞMİŞ Milletler Genel Kurulu’nda 128 oyla Trump’ın Kudüs kararının reddedilmesi son derece önemli ve iyi tahlil edilmesi gereken bir gelişmedir.

Evvela, hiçbir Amerika başkanının ülkesini Trump kadar rezil etmediğini belirtmeliyiz. “Keskin sirke küpüne zarar verir” ya, aynen öyle oldu.

Trump talihsiz Kudüs kararını şahsi kibirle almıştı. BM’deki oylamayı da onu bunu tehdit ederek geri çevireceğini sanmıştı.

ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, oy kullanacak ülke diplomatlarına ne demişti?

“İsimlerinizi not ediyoruz, Başkan Trump’a vereceğiz!”

Ama 128 devletin oyları “Big Brother”ın suratına tokat gibi indi.

İSRAİL VE HİTLER

İsrail’in BM Daimi Temsilcisi Danny Danon da “isimleri not ediyoruz” diyerek şöyle konuştu:

“Kral Davud 3.000 yıl önce Kudüs’ü Yahudilerin kenti olarak ilan etti. Tevrat Kudüs’ten 660 kez bahsediyor. İlk İsrail Başbakanı David Ben-Gurion ‘Kudüs İsrail tarihinin ayrılmaz parçasıdır’ demiştir...”

Yazının Devamını Oku

Adalet böyle olunca

22 Aralık 2017
TÜRKİYE’nin en büyük birkaç probleminden biri hiç şüphesiz uluslararası standartlarda bir hukuka ve adalete sahip olmamasıdır. Bu yüzden geniş mağduriyet duyguları yaşanırken, öbür yandan ekonomi de bundan çok olumsuz etkileniyor; turizm dahil.

Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Timur Bayındır, dünkü açıklamasında 2017’de turist sayısında iyi gelişmeler yaşandığını ama fiyatların çok düşük olduğunu söyledi.

Dahası, “kongre turizmi”nde hiçbir kıpırdama olmadığını, şartlar iyi giderse ancak 2020’den sonra bir kıpırdama olabileceğini de belirtti.

Bu neyin göstergesidir?

KONGRE TURİZMİ?

Büyük ve güçlü uluslararası kuruluşlar uzman bilim insanlarını, yöneticileri davet ederek güvenli ve konforlu otellerde bir hafta-on gün ‘kongre’ yapar. Düzenlemesi birkaç yıl öncesinden yapılır.

Çok iyi para bırakırlar.

Bunlar artık gelmiyor.

Ucuz turist geliyor, pahalı ve üst düzey kongre organizasyonları gelmiyor.

Yazının Devamını Oku

Fahreddin Paşa

21 Aralık 2017
MEDİNE müdafaasının kahraman kumandanı Fahreddin Paşa, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dışişleri Bakanı Bin Zayed tarafından “hırsız” diye suçlandı!

Bin Zayed’in bu sözleri Ortadoğu Araplarında yaygın bilinçaltının dışavurumudur.

Bir bakıma faydalı da oldu: Ortadoğu gerçeğini görmemize katkısı olabilir.

Hatırlayınız, “Ortadoğu bataklığı” kavramına nasıl tepki gösterilmişti?

Yakın tarihimizdeki “Medine müdafaası”nı ve Lozan’daki “kutsal emanetler” tartışmasını hatırlamamız da faydalı olacak.

MEDİNE MÜDAFAASI

Birinci Dünya Savaşı’nda Şerif Hüseyin’in isyanı Haziran 1916’da başladı. Hem İngilizlerle pazarlık ve isyan hazırlıklarının tamamlanması bakımından hem Şerif Hüseyin “Türkler sıcağa dayanamaz” dediği için bu tarih seçilmişti!

Şerif Hüseyin Mekke’deydi, Adana’yı bile içine alan bir Arap imparatorluğu ve Arap hilafeti istiyordu. Osmanlı’yı yıkmak için İngiltere’den bol bol altın almıştı.

Hicaz Demiryolu’nun ucunda bulunan Medine’yi 12. Tümen Kumandanı Fahreddin Paşa savunuyordu. İngiliz destekli Arap bedevilerin saldırılarını defalarca püskürttü.

Yazının Devamını Oku

Haçlı-Siyonist ittifakı!

20 Aralık 2017
İSLAMCI kesimin bir bölümünde “Haçlı-Siyonist ittifakı” sloganı yaygındır.

Dış politikaya böyle bakınca ister istemez alternatifinin karşıt dini bloklaşma olacağı sanılır, heyecan duyulur ama sonuç vermez.

Aynı kesimin Avrupa Birliği’ni “Hıristiyan Kulübü” veya 16 Nisan referandumu sırasında “Haçlı ittifakı” diye nitelemesi de benzer bir bakıştır.

Böyle bakınca birçok iktisadi, jeopolitik, siyasi faktör gözden kaçıyor. Siyaset de hamaseti bol ama isabeti az bir mecraya sürükleniyor.

KUDÜS OYLAMASI

Kudüs konusunda Güvenlik Konseyi’nde yapılan oylama, siyasi gerçekleri daha bir analitik gözle görmemize yardımcı olabilir.

Trump’ın akıldışı kararının geçersizliği için verilen önergeyi ABD tek başına veto etti. Buna karşılık 4’ü daimi üye, 10’u geçici üye toplam 14 devlet Trump’ın kararının geçersiz sayılması yönünde kabul oyu kullandı.

Reuters ajansı haberi “Amerika izole oldu” diye verdi.

Amerika ve İsrail’i sinirlendiren 10 ülke şunlar: İngiltere, Fransa, İtalya, İsveç, Çin, Rusya, Uruguay, Bolivya, Etiyopya, Japonya, Kazakistan, Senegal, Ukrayna ve Mısır.

Yazının Devamını Oku

Evlat acısı

19 Aralık 2017
YAVUZ Yılmaz’ın 38 yaşında vefatı bütün yürekleri dağladı. Zira yeryüzünde “evlat acısı” kadar bir acı yoktur.

Hele de annelerin evlat acısı.

Pazar günü Yılmazların evine taziyeye gittim. Cenazede kalabalıktan Yılmazlara yaklaşamadım, belki de iyi oldu çünkü yıllar öncesinden, mutluluk ve ikbal dönemlerinden tanıdığım bu iki insanı, böylesine üzgün, böylesine bitkin görmek kolay değil.

Sonu felce doğru giden bu amansız hastalığı yaşarken sevgili Yavuz’un ne kadar acı çektiğini tahmin ediyorum.

38 yaşında ve hayatı başarılarla dolu gencecik bir insanın yolunu kesen karamsarlık ve kapkara umutsuzluk... Daha fazla dayanamadı demek ki.

Allah rahmet eylesin.

İntihar hiç tasvip edilemez, kalanlara da büyük acı veriyor.

AMANSIZ HASTALIK

Sanırım bir yıl önceydi, karşılaştığımızda Yılmaz, oğlu Yavuz’un hastalığından bahsetmiş,

Yazının Devamını Oku

Basın hürriyeti

16 Aralık 2017
İKTİDAR basın hürriyeti konusunda olgunlaşmış demokrasilerdeki kıstaslara uymuyordu, şimdi bu tavrını sözlü olarak da ifade etti.

CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun sorusu üzerine, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu yazılı cevabında şöyle diyor:

“Basın özgürlüğü indeksleri Batı merkezli kuruluşlar tarafından hazırlanmakta ve basın özgürlüğü kavramı Batı merkezli ele alınmakta olup, ülkelerin içinde bulunduğu durum ve koşulları göz ardı etmektedir.

AK Parti kurulurken, AB reformlarını yaparken böyle demiyordu.

Şimdi ne dersiniz; Rusya, Şanghay Beşlisi ve birkaç Ortadoğu ülkesi ile birlikte biz de bir “özgürlük indeksi” hazırlayalım mı?!

EVRENSEL İNSAN HAKLARI

Basın özgürlüğü kavramını Batılı ölçülerle ele almayacaksak neye göre tanımlayacağız?

Türkiye “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi”ni imzalamadı mı?

Türkiye bu uluslararası sözleşmeye uymayan

Yazının Devamını Oku

Kudüs ve Türkler

15 Aralık 2017
İSLAM İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) İstanbul’da toplanması ve ortak bildiri yayınlaması, başarılı bir gelişmedir.

Bildiride Doğu Kudüs, Filistin devletinin başkenti ilan edildi. Artık hiçbir Arap ülkesi bunun aksine davranamaz.

Amerika ve İsrail, başta Suudi Arabistan olmak üzere bazı Arap ülkelerini kullanarak Ortadoğu’da bir “yandaş blok” oluşturuyordu. Artık Suud ve uyduları da Kudüs konusunda açıkça ters bir tavra giremez.

Fakat başarının bu kadarı yetersizdir, etkin bir diplomasiye ihtiyaç vardır.

Bildiride bir tür “yaptırım” olarak Güvenlik Konseyi’ne çağrı yapılıyor. Fakat İsrail’in hoşuna gitmeyecek bir karar tasarısını konseyde Amerika veto edecektir. Rusya’nın da ne yapacağı belli olmaz. Nitekim Moskova Kudüs konusunda “Türkiye ile görüşlerimiz örtüşmüyor” diye açıklama yaptı!

Bildiride konseyden daha önemli başka bir yoldan bahsediliyor: BM Genel Kurulu’na gitmek.

DİPLOMASİ İHTİYACI

BM Genel Kurulu’nun 3 Kasım 1950 tarihli 377 Sayılı Kararı’na göre, “milletlerarası barış ve güvenliğin sağlanmasında Güvenlik Konseyi başarısız olursa”, sorun Genel Kurul’a götürülebilir.

Genel Kurul ne yapabilir?

Yazının Devamını Oku