Paylaş
Dış politikaya böyle bakınca ister istemez alternatifinin karşıt dini bloklaşma olacağı sanılır, heyecan duyulur ama sonuç vermez.
Aynı kesimin Avrupa Birliği’ni “Hıristiyan Kulübü” veya 16 Nisan referandumu sırasında “Haçlı ittifakı” diye nitelemesi de benzer bir bakıştır.
Böyle bakınca birçok iktisadi, jeopolitik, siyasi faktör gözden kaçıyor. Siyaset de hamaseti bol ama isabeti az bir mecraya sürükleniyor.
KUDÜS OYLAMASI
Kudüs konusunda Güvenlik Konseyi’nde yapılan oylama, siyasi gerçekleri daha bir analitik gözle görmemize yardımcı olabilir.
Trump’ın akıldışı kararının geçersizliği için verilen önergeyi ABD tek başına veto etti. Buna karşılık 4’ü daimi üye, 10’u geçici üye toplam 14 devlet Trump’ın kararının geçersiz sayılması yönünde kabul oyu kullandı.
Reuters ajansı haberi “Amerika izole oldu” diye verdi.
Amerika ve İsrail’i sinirlendiren 10 ülke şunlar: İngiltere, Fransa, İtalya, İsveç, Çin, Rusya, Uruguay, Bolivya, Etiyopya, Japonya, Kazakistan, Senegal, Ukrayna ve Mısır.
Bu tabloyu herhangi bir şablonla izah edebilir miyiz?
Eğer bir “Haçlı-Siyonist ittifakı” varsa bu tablo niye böyle?
EVANJELİZM VE SİYONİZM
Protestanlığın Evanjelik koluyla Siyonizm arasında evet itikadi bir ittifak vardır. Evanjelikler “Mesih’in ikinci gelişini hızlandırmak” itikadıyla İsrail’in bütün saldırganlığına, bütün zulmüne destek veriyor.
Evanjeliklerle Yahudi lobileri ABD’de çok etkilidir. Ama o uğursuz kararı imzalayan, önceki başkanlar değil popülist Trump oldu.
İsrail devletini kurduran asıl faktör, Birinci Dünya Savaşı’nda İngiliz Başbakanı Lloyd George ve ekibiydi. Tarihçi David Fronkin’e göre, Lloyd George şahsen ateistti fakat Evanjelik terbiye ile yetiştiği için Ortadoğu’ya o gözle bakıyordu.
Ama bugün İngiltere Kudüs’ün İsrail başkenti olmasına karşı çıkıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kudüs sorunu konusunda telefon görüşmesi yaptığı Avrupalı liderlerden biri İngiltere Başbakanı May’dir. Şimdi, Lloyd George’a bakarak bütün İngiliz tarihini ve bugünkü İngiltere’yi anlayabilir miyiz?
Tarihi şablonlar ne kadar yanıltıcı olabilir, görüyor musunuz?
LOZAN VE SONRASI
Yeri gelmişken belirteyim: İngiltere’nin Lozan’ı parlamentoda onaylamasını asıl engelleyen de Lloyd George’tu. Zira Lozan’ın “İngiltere’nin hezimeti” olduğunu söylüyordu. Lloyd George iktidardan düşüp İşçi Partili Ramsey başbakan olunca antlaşmayı parlamentoya sevk etti, İngiliz parlamentosu Lozan’ı onayladı.
Lozan’ın onaylanmasının gecikmesindeki sebep Türkiye’de hilafetin kaldırılmasını beklemeleri değildi; İngiltere’deki bu hükümet sorunlarıydı.
Benim “Bilinmeyen Lozan” kitabımda bunun ayrıntıları vardır.
Tarih, ideolojik şablonlara kanıt devşirmek için okunursa çok büyük yanlışlara yol açar.
Halbuki tarih, olaylara yön veren ve değişen ekonomik, siyasi, jeopolitik faktörleri görmek, ayrıntılara nüfuz etmek için okutulur, bütün uluslararası ilişkiler fakültelerinde.
Türkiye’nin dış siyaset geleneği “diplomatik”tir; ideolojik değil. Bugün de Ankara ideolojik şablonlara itibar etmemeli, dış politikayı “diplomatça” yürütmelidir.
Önemli sorunlarımız var fakat dünya bize düşman değildir. Çeşitli ülkelerle uyuşan ve çatışan milli çıkarlarımız vardır.
Bakın “Haçlı” denilen Avrupa devletleriyle Kudüs konusunda benzer görüşlere sahibiz.
Özetle, ideoloji değil, diplomasi.
AÇIKLAMA: Bazı okurlarımın eleştiri ve soruları üzerine belirtiyorum. Avrupa ülkelerinin genelde Kudüs konusundaki olumlu tavırları “Hıristiyan” oldukları için değildir, siyasidir. Kutsal yerler için bir Hıristiyan devlet seçeneği olmadığına göre, Doğu Kudüs Müslüman Filistin devletinin başkenti olursa kutsal yerler Müslümanların başkentinde, İsrail’in olursa Yahudilerin başkentinde olacak. Avrupalılar siyasi sebeplerle Trump’ın kararına karşı çıkıyorlar. Aklın gereği bu siyasi sebepleri araştırmaktır, siyasi tarihe ve güncel siyasetlere bakarak tabii...
Paylaş