Paylaş
Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Timur Bayındır, dünkü açıklamasında 2017’de turist sayısında iyi gelişmeler yaşandığını ama fiyatların çok düşük olduğunu söyledi.
Dahası, “kongre turizmi”nde hiçbir kıpırdama olmadığını, şartlar iyi giderse ancak 2020’den sonra bir kıpırdama olabileceğini de belirtti.
Bu neyin göstergesidir?
KONGRE TURİZMİ?
Büyük ve güçlü uluslararası kuruluşlar uzman bilim insanlarını, yöneticileri davet ederek güvenli ve konforlu otellerde bir hafta-on gün ‘kongre’ yapar. Düzenlemesi birkaç yıl öncesinden yapılır.
Çok iyi para bırakırlar.
Bunlar artık gelmiyor.
Ucuz turist geliyor, pahalı ve üst düzey kongre organizasyonları gelmiyor.
Bir süredir duyuyordum, Türkiye’de casus, ajan diye gazeteci ve öğretim üyeleri tutuklandığı için insanlarda “ne olur ne olmaz” diye çekingenlik başlamıştı.
İşte, “Büyükada’da gizli casuslar toplantısı” diye tutuklamalar yapıldı, yer gök birbirine katıldı; fos çıktı!
Üniversite çevrelerinde “yabancı hocalar gidiyor” gibi yakınmalar yaygındır.
Daha önce DW ve Bloomberg gibi haber kuruluşları “Türkiye’den dışarıya beyin göçü olduğunu”, akademisyen ve uzmanlarda yurtdışına yerleşme eğilimi görüldüğünü haber yapmışlardı.
“Kongre turizmi” verileri niye kötü, görüyor musunuz?
İş dünyası niye ‘OHAL kalksın’ diyor?
TERÖR VE DARBE
Türkiye elbette terörle mücadele ediyor, edecek. PKK’nın çözüm süreci döneminde kazdığı hendekler, kurduğu tuzaklar, depoladığı patlayıcılar nasıl kaldırıldı? Günlerce sokağa çıkma yasağı ilan edilerek, binlerce insan yerlerinden çıkarılarak...
Teröre karşı çok etkili kara ve hava operasyonları da yapıldı.
Bunları yaparken OHAL yoktu, hükümet de hiç yetkisizlikten yakınmıyordu.
Demek ki OHAL’siz terörle mücadele mümkündür.
Evet, Türkiye 15 Temmuz 2016’da vahşi bir darbe girişimine maruz kaldı. OHAL ilanı gerektiğini o zaman ilk söyleyenlerden biri bendim.
Türkiye “darbeyi bastıran demokratik ülke” görüntüsünün avantajlarını çok iyi kullanabilirdi. Fakat diplomasi ihmal edildiği gibi “OHAL hukuku”na bile uymayan ölçüsüz işlemler avantajları dezavantaja çevirdi.
Uzun bir listeye gerek yok.
Avrupa Konseyi’ne göstermek için bir “OHAL Komisyonu” kuruldu, fakat hâlâ tek karar vermedi!
Siyasi atmosfer de belli...
Türkiye’nin “hukuk devleti” imajına daha da gölge düştü; yol açtığı sıkıntılar ortada.
ADALETİN SORUNLARI
Geçerli ölçütlere bakıyoruz; AK Parti iktidarında reformlar döneminde Türkiye’nin AİHM sicillerinde iyileşme, son yıllarda kötüleşme var.
AK Parti’nin de bir zamanlar dört elle sarıldığı Venedik Komisyonu raporlarına bakıyoruz; reform yıllarında iyileşme, son yıllarda kötüleşme var.
Dış ilişkilere bakıyoruz; reform yıllarında Türkiye “yükselen yıldız” olarak alkışlanırdı, son yıllarda “en kırılgan ülkeler” listesinde.
“Adil yargılanma hakkı”nda, yani adalette ciddi sorunlar yaşanıyor.
Bu zaaf 15 Temmuz darbesinin arkasında FETÖ’nün olduğu gerçeğini anlatarak “suçluların iadesi” mekanizmasını işletme konusunda bile sıkıntılar yaratıyor.
Bu akşam CNN Türk’te saat 20.30’da Eğrisi Doğrusu programında eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen ve araştırmacı gazeteci Sedat Ergin’le bu sorunları konuşacağız.
Paylaş