Adli Tıp uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy’la birlikte çalışmışlığımız var, normalde makul biridir.
Fakat Armağan Çağlayan’ın “Zor Ama Yine de Sor” programında resmen kısa devre yaptı.
Kulaklarıma inanamadım, muhtemelen ağzıyla söylediğini işitse, kendi kulakları da inanamayacak:
“Kadınları daha az işe almayı tercih etmişimdir. Gençtirler, evlenirler. Birdenbire çocukları olur, onu kaybedersiniz. O tempoda, o disiplinde çalışmayabilir, ne yemek yapacağını düşünür. Onun için erkekleri tercih ederim çalışmak için...”
Ne demek bunlar yahu?
Düpedüz cinsiyet ayrımcılığı.
Evlenmek, çocuk sahibi olmak ne zaman suç ya da eksiklik oldu?
Çalışan her kadının aklının akşam ne yemek yapacağında olduğunu iddia etmek, böyle bir genellemeye varmak nasıl bir toptancılıktır?
◊ Yarı İspanyol yarı Endonezyalısınız. Annenize mi, babanıza mı daha çok çekmişsiniz?
- Bazıları babama, bazıları da anneme benzediğimi söylüyor ama bence anneme çekmişim. Herhalde hep onu gördüğüm için böyle düşünüyorum. (O sırada yan masadan söyleşiyi seyreden annesi el sallıyor, hep birlikte gülüşüyoruz.)
◊ Annenizle babanız siz 3 yaşınızdayken boşanmış. Babanızla görüşmüyor musunuz?
- Hiç evlenmemişler ki boşansınlar. Ben 3 yaşındayken ayrılmışlar diyelim. Babamı bilmiyorum, hiç tanımadım.
◊ Zengin aile çocuğu değilsiniz. Bu kadar ünlü olmadan önce annenize destek olmak için çocuk bakıcılığı yapıyormuşsunuz...
- Kolay zamanlar değildi. Bazı zorluklarımız vardı. Ama bütün bu yaşadıklarımız şimdi sahip olduklarımız için müteşekkir olmamı sağlıyor.
◊ Hâlâ birlikte mi yaşıyorsunuz?
- Evet, Barselona ve İstanbul’da birlikteyiz.
Şarkıcı Güllü, Aleyna Tilki’yi topa tuttu: “Ben Aleyna Tilki’yi sevmiyorum. Sanat olarak da sevmiyorum, yapı olarak da sevmiyorum, bir kere arabesk okuyamadığı için hiç sevmiyorum. Kişilik olarak kızı tanımam ama bana göre Aleyna Tilki balon, gerçekten balon. 5 sene sonra Aleyna Tilki diye biri yok.”
5 sene sonrasını bilemem, benim Güllü gibi geleceği görme yeteneğim yok.
Ama geçmişi biliyorum: Güllü de Aleyna gibi genç yaşta sahnelere çıkmış, bu yüzden biraz hırpalanmış bir kadın.
Aleyna’nın hataları yok mu, var.
Zaten yeri geldikçe de eleştiriyoruz sonuna kadar. Ama ben Güllü’den, bu benzeşen hikâyelerden dolayı Aleyna’yla empati kurmasını, bu tür “Hiç sevmiyorum, balon” gibi laflar yerine daha “ablaca” yaklaşmasını beklerdim kızı yaşındaki şarkıcıya.
Ayrıca arabesk okuyamayanı sevmemek ne demek?
Bir dönem arabesk okuduğu için televizyona çıkamayanlar ne zaman böyle zalimleştiler de arabesk okuyamayanları ötekileştirir oldular?
Şef Nihat Doğtürk menüyü dört bölüme ayırmış: ‘Sıcaklar’ (100-220 lira), ‘soğuklar’ (160-380 lira), ‘odun fırını’ (110-160 lira) ve ‘açık ateş’ (220-590 lira).
Şişli’deki Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’ni bilirsiniz: Yukarıda Harbiye’de başlar, aşağıda Maçka’ya açılır. Maçka tarafındaki bahçesi geçen yıl Dekk adında spor, eğlence ve yeme-içme alanı olmuştu. Dekk’in bir üst katındaki eski Borsa lokantasıysa artık Madera… 250-300 kişilik, açık ve kapalı alanları olan şık bir restoran.
Dekorasyonu ünlü İngiliz tasarımcı Lara Tyler’a ait. Ferah ama loş bir ortam, tavanlardan sade ama şık avizeler sarkıyor, masalar birbirinden kopuk. Yani görmek/görünmekten ziyade kendi masanıza odaklanacağınız bir yemek ve sohbet mekânı. O sırada DJ enerjik ama kulak yormayan, düşük volümlü yabancı müzikler çalıyor. Örnek mi? Whitney Houston’dan ‘It’s Not Right But It’s Okay’…
Dört ana bölüm
Yakın arkadaşınızın (Mert Yazıcı) sevgilisini (Afra Saraçoğlu) bir başka erkekle “gereksiz samimi” gördüğünüzde bundan rahatsız olmanız normal.
Kubilay Aka gibi, kimse istemez böyle bir tabloya şahit olmayı.
Kadın da olsanız, erkek de olsanız insan arkadaşını korumak güdüsüyle hareket eder.
Üstelik, “Yalı Çapkını” dizisinin Ferit’i olarak yıldızı parlayan Mert Ramazan Demir’in alkolün de etkisiyle rol arkadaşı Afra Saraçoğlu hakkında çirkin sözler sarf ettiğini söyleyenler de var.
Aşırı samimi mi davrandılar, yoksa ortada ileri geri konuşma mı var, orası biraz muallak.
Ama her iki senaryoda da Kubilay Aka haklı. Tepki göstermesi yerinde.
Yalnız gelelim tepkinin kendisine...
Amasya’da üç tiyatrocunun hayatını kaybettiği, Melis İşiten de dahil, sekiz kişinin yaralandığı korkunç kazadan sonra, Uraz Kaygılaroğlu eski eşinin yanından bir an olsun ayrılmadı.
Moral bulmak için eğlenmeye bile birlikte gidiyorlar.
Geçen akşam Uraz Kaygılaroğlu’nun sahnede şarkılar söylediği bir mekânda yine Melis İşiten vardı.
Eski eşinin kendi kendine dans ettiği anları videoya çeken Kaygılaroğlu, o videoyu “İyi ki varsın ortak” notuyla paylaştı.
Üç yıl önce boşandığı eşine bu zor döneminde sahip çıkması ve hiç yalnız bırakmaması ne güzel değil mi?
Son bir-iki haftada arka arkaya böyle benzer tavırlara şahit olduk.
Önce Fazıl Say, boşandığı Ece Dağıstan ile adliyeye el ele birlikte girdi, yine el ele çıktılar.
Bir iş insanının davetlisi olarak Katar’a giden ve orada cinsel taciz suçlamalarıyla gündemde olan Kevin Spacey ile bir araya gelen Burak Özçivit’e tepki var.
Çünkü Amerikalı ünlü aktör, birçoğu çocuk yaştaki onlarca kişiyi taciz etmekten suçlanıyor, bu yüzden başrolünde oynadığı “House of Cards” dizisinden de kovulup tazminat ödemişti.
Özçivit ile birlikte, Instagram’da yaptığı Spacey paylaşımını beğenen eşi Fahriye Evcen de eleştiri oklarının hedefinde.
Eleştiriler haklı ve yerinde bence. Çünkü kameralar karşısında çocuk istismarı sorulduğunda her ikisi de “Kan dondurucu, gereken yapılmalı” gibi beyanatlar veriyor.
Kamuoyunun çocuk tacizi konusunda bu kadar hassas olduğu bir dönemde Özçivit’in bu yaptığı tam da “kör gözüm parmağına” türünden bir davranış.
Ya menajeri işini iyi yapmıyor ve “Burak Özçivit markası”nı böyle lekeli alanlarla yan yana getiriyor...
Yahut da Özçivit’in gözünü öyle para bürümüş ki kimseler laf dinletemiyor.
Bodrum’un yükselen semti Bitez’de yazın lokomotiflerinden biri de tarihi bir evin bahçesine açılan, beyazlar içindeki Leo’ydu. Sezon boyu Fedon, Ege, Suat Suna ve Barbaros gibi isimleri ağırladı dev sahnesinde. Bitezli Leo şimdi Beşiktaşlı oldu, Akaretler yokuşundaki Sıraevler’de altlı üstlü bir restoran ve canlı müzik sahnesi açtı.
Leo, altlı üstlü restoran ve canlı müzik sahnesi. İsteyene fiks menü uygulaması var. Kişi başı 650 lira, artı servis ücreti. Buna içecek ve içkiler dahil değil.
Yalnız bu canlı müzik akımının sonu nereye varacak, tam bir muamma. Yeniköy’de Vaha, Maslak’ta Piu, şimdi Akaretler’de Leo, haftaya Altunizade’de Old Hammam... Neredeyse her hafta yeni bir sahne açılıyor. Bizim bu kadar şarkıcımız, gitarcımız, davulcumuz var mı, o ayrı mevzu. Çünkü her biri haftanın farklı gecelerinde farklı yerlerde çıkıyor, bir noktadan sonra nereye giderseniz gidin, sahnede aynı insanları görmeye başlıyorsunuz.