Malzeme listesi
* 3 adet hazır yufka
* 1 su bardağı sıvı yağ
İç malzemesi için;
* 1 kg dolmalık yeşil kabak
* 2 adet orta boy kuru soğan
* 1 demet maydanoz
Ramazanın ilk gününün bugüne rastladığını takvimlere bakarak, çok önceden öğrenebilme şansına sahibiz. Peki “Astronomi bilimi gelişmediği zamanlarda durum nasılmış” diye merak ettiniz mi hiç? Yani takvimler ramazanın başlangıcını, bitişini, bayramları göstermediği zamanlarda.
O zamanlar ramazana yakın günlerde yüksek yerlere, camilerin minarelerine çıkıp gökyüzünü gözleyen insanlar olurmuş. Akşamları gökyüzüne bakan, ayın ilk hilalini gözetleyen keskin gözlü bu insanlar, hilali gördükleri anda şahitleriyle birlikte müftüye giderlermiş. Müftü şahitleri de dinledikten sonra yeni hilalin doğduğuna ikna olursa ramazan davullarla ve cami ışıklarıyla halka ilan edilirmiş. Günlerce gökyüzüne bakarak bekleyen ve hilali ilk kez haber verenin ödülü ise yüklü bir bahşişmiş.
Damla sakızlı güllaçmalzeme listesi
* 5-6 adet güllaç yaprağı
* 1 litre süt (Yaklaşık 5,5 su bardağı)
* Nohut büyüklüğünde 2-3 adet damla sakızı
* 1,5 su bardağı tozşeker
Kabuğu soyulmuş domatesleri küp küp doğrayıp etin üzerine ekleyin. Tuz ve biberi serpiştirip 2-3 dakika kavurun. Üzerine 6 su bardağı sıcak su ilave edip ara sıra karıştırarak etler yumuşayıncaya kadar pişirin. Daha sonra ocaktan alın.
Diğer taraftan soğanı incecik yarım aylar halinde doğrayın. Patlıcanları alacalı formda dilimleyip, uzunlamasına dört parçaya ayırın. Sonra kuşbaşı et formunda dilimleyip tuzlu suya koyun ki, acılığını atsın.
Kabakların saplarını kesip yıkayın ve hiç soymadan tıpkı patlıcan gibi dilimleyin.
Geniş bir tencereye 2 yemek kaşığı yağ koyup kızdırın. Soğanları ve pirinç tanesi şeklinde doğranmış sarımsakları koyun. Orta ısıdaki ateşte sürekli karıştırarak, 2-3 dakika kavurun. Yıkayıp süzdüğünüz patlıcan ve kabakları katıp 2-3 dakika daha kavurun. Tuz, karabiber, kimyon, tarçın, zerdeçal, toz kırmızı biber ve zencefili ekleyip 2-3 dakika daha kavurmaya devam edin. Sonrasında limon suyunu ve fıstıkları ekleyin.
Pişen eti, suyuyla beraber sebzelerin üzerine aktarın. Orta ısıdaki ateşte kaynayıncaya kadar pişirin. Kaynayınca ocaktan alıp ağzı kapalı vaziyette bekletin.
Şimdi kuskusu derin bir kaba koyun. Sıcak tavuk suyunu üzerine ekleyip ağzını sıkıca kapatın. 15 dakika sonra kapağını açın. Çatalla karıştırıp kabartın ve bir servis tabağına koyun.
Üzerine etli karışımı sıcak sıcak ekleyin. Varsa incecik kıyılmış taze kişnişle ve limon dilimleriyle süsleyip servise sunun.
MALZEMELER* 4 adet hazır yufka
* 4 demet ıspanak
* 1 adet orta boy kuru soğan
* 2 su bardağı lor peyniri
* 1 su bardağı süzme yoğurt
* 2 yemek kaşığı biber salçası
* 1 çay bardağı zeytinyağı
Sıvıyağ, kıyma ve incecik doğradığınız kuru soğanı bir tencereye koyup orta ısılı ateşin üzerine oturtun. Sürekli karıştırarak 5 dakika kadar kavurun.
Haşlanmış lahana, tuz ve karabiberi ekleyin. Suyu da ilave edip sık sık karıştırarak kaynatın.
Kaynamaya başlayınca ocağın altını kısın ve yaklaşık15 dakika sonra mısır ununu azar azar ilave edin. Sık sık karıştırarak 10 dakika daha pişirin ve muhallebi kıvamındaki yemeği ocaktan alın.
İsterseniz yemeği robotta ya da blender’da çekerek püre kıvamına getirebilirsiniz. Üzerine biberli kızgın yağ gezdirip servise sunun.
Afiyet olsun...
Malzeme listesi
* 2 demet karalahana
Çocukluğumdan beri var olan yemek tutkusunun ve “yedirmek” isteğinin bir göstergesi olacak, uzun yıllardır hayalini kurduğum bir yer açmak bugünlere nasip oldu. Küçük mü, orta büyüklükte mi, orada mı burada mı derken, benim de bir restoranım var artık.
O kadar heyecanlıyım ki, her sabah “Şunu da mı pişirsek, bunu da mı denesek acaba” heyecanıyla uyanıyorum. Pişirmekten öte, yedirmekten aldığım hazzı bugünlerde daha iyi anlıyorum. Zaten yemekçilik benim için hep yedirmekle eşanlamlı olmuştur.
ESNAFLIK GÜZEL DUYGUYMUŞ
Meğer esnaf olmak ne güzel bir duyguymuş. Her sabah komşu dükkan sahipleriyle “günaydın”laşmak, bir yandan sohbet ederken, bir yandan kepenkleri kaldırıp o günün rızkına “Bismillah” demek pek bir keyifliymiş.
Biliyorum ki bu iş kolay değil. Evet, ben herkesi evimdeymiş gibi ağırlamak istiyorum, o kadar coşkuluyum ama eve gelen misafiri ağırlamak kolay!
Güleryüz, tatlı dil her yemeği lezzetli kılar. Hem misafir de umduğunu değil bulduğunu yer değil mi?
Oysa şimdi durum farklı. Er meydanına çıkmış gibiyim. Bir mutfağa koşuyorum, bir müşteriye dönüyorum.
MALZEME LİSTESİ
* Yarım kg ıspanak (pazı da kullanabilirsiniz)
* 1 adet küçük boy kuru soğan (isteğe bağlı)
* 1 çay kaşığı tuz, karabiber
* 25 gr tereyağı (4-5 yemek kaşığı sıvıyağ da kullanabilirsiniz)
* 1 su bardağı süzme yoğurt (2,5 su bardağı tatlı yoğurt da kullanabilirsiniz)
* 1,5 su bardağı ılık su
Özellikle son yıllarda sık sık üniversitelere, ders ve seminer vermek için çağrılıyorum. İşim gücüm ne kadar yoğun olursa olsun bu istekleri geri çevirmemeye, bu davetlere iştirak edip gençlerle bir araya gelmeye, onlara yemek hikayeleri anlatmaya çalışıyorum.
Bazen onlar belirliyorlar konuyu bazen ben. Hatta zaman zaman uygulamalı dersler yaptığımız, konuşmaktan çok iş yaptığımız da oluyor.
Ne kadar yorgun olursam olayım işimi en iyi şekilde yapmak, gençlere bizim sahip olamadığımız şanslara sahip olduklarını anlatmak ve onları şartlar ne olursa olsun daha çok çalışmaya yönlendirmek için gayret sarf ediyorum.
Ve bu tip aktivitelere, derslere her gittiğimde bir kez daha anlıyorum ki ben gençleri, gençlerle olmayı gerçekten çok seviyorum.
ÇOCUKLARIMIN ARKADAŞLARIYLA TADIM GÜNLERİ YAPIYORUZPek çoğunuzun bildiği gibi üç tane erkek çocuk annesiyim ve oğullarım, çok şükür ki arkadaşları bol olan çocuklar.