Emrivaki de olsa belli ki Kılıçdaroğlu aday... Zoraki aday.
Bilinmeyen sadece şu:
- 6 kişilik masada, oy çokluğuyla mı aday yoksa oy birliğiyle mi?
*
Ne fark eder? Hiç.
Kılıçdaroğlu kazanırsa, bu şeref Akşener’in...
Kaybederse, sorumluluk da Akşener’in.
Yani, ittifak’ın seçmeni, neticede
Ama haziranın hangi pazarında henüz belli değil.
Eğer mayısa çekmek mümkünse, bir tarih önereceğim:
14 Mayıs 2023...
***
14 Mayıs, çok mühim bir tarih...
14 Mayıs 1950, biliyorsunuz ki, demokrasinin başlangıç tarihi...
Çünkü:
Hakim güvencesi altında yapılan ilk genel seçim o...
Kim?
Joe Biden.
Oho, isterse yüz defa söylesin.
Soykırımcılığın kralı Amerika’dır... Feriştahıdır... Mucididir... Rekortmenidir... Eline Fransa bile su dökemez...
Yani, Joe Biden ‘soykırım’ kelimesini, dünyada telaffuz edebilecek en son kişidir.
*
Ya HDP’li Garo Paylan’a ne dersiniz? Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne soykırım teklifi verdi.
Onu eleştirmek bile içimden gelmiyor. Elim varmıyor.
Niçin?
Üç ihtimal var:
1) Ya kazanacağına inanmıyor.
2) Ya Başkent Belediye Başkanı olarak kalmayı tercih ediyor.
3) Ya da haddini biliyor.
***
Bence 3’üncü ihtimal daha kuvvetli:
- Haddini biliyor.
Bir kerecik de, çocuklardan birini ana muhalefet liderinin koltuğuna oturtalım...
***
Oturtalım ki, o da sağa sola talimat versin. Mesela desin ki:
- Bizim arkadaşların elime tutuşturdukları kağıtta, rakamlar hep yanlıştır... Halktan özür dilerim.
Ve mesela desin ki:
- Elektriği kesilen abone sayısı, 4 milyon olur mu hiç? Arkadaşlar saçmalamışlar. Özür dilerim.
***
Öyle ya...
- Boykot’la.
Elektriksiz bir evde...
Gaz lambalarıyla.
Yani karanlık bir dünya...
***
Diyeceksiniz ki:
- Ne alakası var?
Var.
Sığmaz çünkü oraya.
Ama yine de eyvallah.
İnsanları, öldükten sonra
değil, yaşarken böyle ödüllendirmek ne güzel şey.
***
Kaldı ki Doğan Hızlan, kütüphanelerden öte, sanatın ve sanatçının da kahramanıdır. Edebiyatın, şiirin, müziğin ve yaşayan Türkçe’nin yıkılmaz kalesi olarak, hepimizi ayakta tutuyor. Ona şükran borçluyuz.
***
Yarım asırdır,
Babacan ve Davutoğlu, kendilerini Bakan ve Başbakan yapan Erdoğan’ı terk etmişler, üstelik birer parti kurarak Erdoğan’ın karşısına dikilmişlerdir.
***
Ahde vefadan falan bahsedecek değilim... Tedavülden kalkmıştır o...
Ama hiç değilse nezaket denen bir nesne yok mudur?
Yoktur.
İşte Temel Karamollaoğlu... Erbakan’ın eserini çiğnemiş, -ne uğrunaysa- Milli Görüş’ü bırakmış ve cumbadan rumbaya geçmiştir.
***
Masada başka kim var?