Bizim muhalefete hani yardım edecekti Joe Biden?
Hani birlikte çalışacaklar ve Erdoğan’ı “seçim yoluyla” düşüreceklerdi?
***
Joe Biden’da böyle bir hava görüyor musunuz?
Bilakis, Erdoğan’a destek veren bir hali var.
Olumlu demeçler veriyor, Türkiye için hakkaniyetli girişimlerde bulunuyor,
kadrosunu da bu yönde motive etmeye çalışıyor.
***
Bunlar daha şimdiden masada ters düşerlerse, yarın iktidara geldiklerinde kimbilir neler olur.
Hiçbir şey olmaz.
Bu sistemde hükümetler kolay yıkılmaz.
Güvenoyu olmadığı gibi, gensoru da yok... Kimden korkacaksın?
- Sen yeter ki iktidar ol.
Olabiliyor musun?
***
Zaten, masadakilerin de güvencesi budur: Beğenmedikleri hükümet sistemi, şimdi 6 yamalı bohça’nın yegâne teminatıdır.
Cumhurbaşkanlığına saygısızlık, hatta küstahlık, galiba Özal döneminde gayet olağan hale dönüştü.
Eh, sonra da yol oldu. Buyurun.
*
Önce takunyalı dediler. Ama onu takunyalı gören kimse yok.
Sonra hanedan dediler. Ama ton ton amcalık’tan gayrı bir duruşunu gören kimse yok...
Buna rağmen “Onu oradan hayasızca indireceğiz” diyen ‘Patrona Halil’ler çok.
*
Hipodrom’da yuh diye bağırıyorlardı... Sesleri öyle yüksek çıkıyordu ki,
6’lı masadan biri çıkıyor, Babacan’ı ve Davutoğlu’nu minder dışına iterek, adaylığına ambargo koyuyor.
Koyuyor ama zora gelince “onları kastetmedim” diyerek yan çiziyor. (Halbuki bal gibi onları kastetti.)
***
Yine 6’lı masadan biri çıkıyor, üçüncü ittifakı çağrıştıran laflar ediyor, hatta ışık tutuyor.
Tutuyor ama zora gelince “Onu demek istemedim” diyerek tekrar masaya sarılıyor. (Halbuki bal gibi onu demek istedi.)
***
Yine 6’lı masadan biri çıkıyor, İmamoğlu’nu Fatih Sultan’a benzeterek, iltifatların en büyüğünü yapıyor.
Yapıyor ama kısa bir süre sonra adamı yüzüstü bırakıyor.
Mesela:
- Dışarıdaki karar verici güçler, Millet İttifakı’nın başkan adayını henüz belirlemedi.
Mesela:
- ABD Büyükelçisi, Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ederek aday konusunu görüştü.
............
Yok artık, daha neler...
Bunlara kim inanır? Ama yine de insanın içine bir kurt düşüyor.
***
Ağız tadıyla bir seçim yapamayız.
Birkaç tanesini hatırlatalım:
***
Kargaşa 1960’tan sonra başladı ama biz 1973’ü milat alalım.
1973’te Genelkurmay Başkanı Faruk Gürler Cumhurbaşkanı yapılmak istendi... Kendisi de
çok arzu etti.
Fakat Meclis direndi,
Gürler’i seçmedi... Gürler, Genelkurmay Başkanlığı’ndan istifa etmekle kaldı. Yani
Niçin rol?
- Gerçek aday’ı saklamak için.
Eğer böyle bir rol üstlenmişse, vallahi çok güzel oynuyor... Oscar’lık.
*
Lakin, yol arkadaşları sayılan 5 kişi’ye biraz ayıp olmuyor mu?
Bu kadar büyük kandırmacayı hiçbir bünye kaldırmaz.
Esasen bu bir skandal.
Yok artık.
Hangi konu olursa olsun HDP’nin desteğini isteyenler, hep İmralı’daki Öcalan’dan icazet almaya çalışırlardı.
...........
Şimdi ne oldu?
İmralı’nın pabucunu dama attılar... Edirne Cezaevi’nin kapısını aşındırmaya başladılar. Yeni icazet makamı orasıdır.
İkide bir gidip Selahattin Demirtaş’a yalvarıyorlar.
Cumhurbaşkanlığı için ondan HDP’nin desteğini istiyorlar.
***
Çok merak ediyorum.