Paylaş
Sığmaz çünkü oraya.
Ama yine de eyvallah.
İnsanları, öldükten sonra
değil, yaşarken böyle ödüllendirmek ne güzel şey.
***
Kaldı ki Doğan Hızlan, kütüphanelerden öte, sanatın ve sanatçının da kahramanıdır. Edebiyatın, şiirin, müziğin ve yaşayan Türkçe’nin yıkılmaz kalesi olarak, hepimizi ayakta tutuyor. Ona şükran borçluyuz.
***
Yarım asırdır, Hürriyet kadrolarının da alamet-i farikasıdır... İstikrarın sembolüdür.
Vazgeçilmez bir değer taşıyor... Hem de büyük bir tevazuyla...
Başarılarının hep devamını dileyerek, onu gıptayla izlemeyi sürdüreceğim...
..........
Ve siyaset
Dönelim günlük yazımıza.
Türkiye’de her şey değişti, hatta gelişti... Hiç değişmeyen, hiç gelişmeyen yegâne kurum, siyaset.
- Hep aynı üslup.
- Aynı dekor, aynı sahne.
- Aynı kürsü.
- Aynı hamaset.
***
Böyle kalsa yine iyiydi.
Kötü huylar da edindi.
Gerçi sert sözler hep vardı
ama bunlara neler eklendi:
- Hakaret.
- İftira.
- Tehdit, şantaj.
Bunlar da neymiş?
Asıl yeni bir sektör geldi ki
tek başına, siyasete o hükmediyor.
Nedir?
- Yalan...
- Sabahtan akşama kadar yalan.
- Büyük yalan.
- Mükerrer yalan.
***
Seçimde taraflar belli olmuştur.
Yalan ile gerçek yarışacak.
Bereket yalanın teşhisi
çok kolay. Çünkü çok pişkin.
Çok utanmaz.
Ona bakarak, öbürünü rahatça bulabilirsiniz.
Paylaş