Paylaş
Niçin?
Üç ihtimal var:
1) Ya kazanacağına inanmıyor.
2) Ya Başkent Belediye Başkanı olarak kalmayı tercih ediyor.
3) Ya da haddini biliyor.
***
Bence 3’üncü ihtimal daha kuvvetli:
- Haddini biliyor.
Haddinden kastım, “yeterlilik” durumu.
Yani bir dizi kifayetsiz adam gibi yüzsüz ve pişkin bir şekilde adaylık peşinde koşmuyor.
***
Demirel demişti ki:
- Cumhurbaşkanlığı, hiçbir faninin elinin tersiyle reddedeceği makam değildir.
Bu lafa hiçbir zaman katılmadım.
Türkiye’de haddini bilen çok insan vardır... Bürokrat, asker, akademisyen, siyasetçi, velhasıl çapını, kapasitesini bilen yüzbinlerce aydın vardır.
Adaylık şöyle dursun yalvarsanız, cumhurbaşkanlığını tepsi içinde ikram buyursanız bile kabul etmez. Elbette ki elinin tersiye iter.
Neden?
- Haddini bildiğinden.
Bu tabiri hiç sevmem ama durum tam da budur.
***
Teklife balıklama atlayan, hatta teklif bile beklemeden adaylık için yanıp tutuşan kifayetsiz muhteris’ler, siyasette “seviye” diye bir şey bırakmadılar.
..............
Uzatmayayım. Haydi, meseleyi 3 kelimeyle özetleyeyim:
- Taş yerinde ağırdır.
Yani “haddini bilmek” lafımı geri aldım.
..............
Not:
TUFAN TÜRENÇ...
Çok değer verdiğim bir dost ve çok başarılı bir gazeteciydi.
1995’te evimin bahçesine diktiği 20 santim boyundaki fidan şimdi 20 metre oldu...
Ona bakarak hep Tufan’ı saygıyla hatırlayacağım.
Allah rahmet eylesin...
Ailesinin ve Türk Basını’nın başı sağ olsun.
Paylaş