Zaten unutulmasaydı, 72 yılda 5 kere darbeye, bir o kadar da muhtıraya muhatap kalmazdık.
...........
14 Mayıs 1950.
Ne olmuş o gün?
- Efendim CHP gitmiş,
DP gelmiş.
Hayır.
O kadar basit değil.
Normaldir.
Çünkü iktidara talip...
Ve bu seçimde ilk defa bu kadar iddialı...
............
Madem öyledir, müstakbel ve muhtemel bir iktidarı dikkatle takip edip eleştirmek, gayet doğaldır. Üstelik uzun yıllar iktidardan uzak kalmış, belki de devleti unutmuş bir partinin, yakın markaja alınması faydalıdır.
............
İktidar ise 20 yıldır zaten orada.
Her şey ortada.
Nesini yazayım?
“Bizimkiler-Sizinkiler”den gayrı ne var ortada?
***
Bu olay, iktidara geldiklerinde “bizden olmayan” gazetecilerin nasıl aforoz edileceklerini anlatıyor.
***
Sadece gazeteciler mi?
Hayır.
Oysa, muhalefet kanadının içinde bile bir tereddüt var. Çıkaracakları kendi adaylarına dahi güvenemiyorlar...
Niye? Kazandığında yetkilerini ya devretmezse diye... İki yıl sonra, ya istifa etmezse diye.
****
Biliniz ki devretmez.
Biliniz ki istifa da etmez.
Niye etsin?
Bileğinin hakkıyla 5 yıl için kazandığı bir koltuğu, hem de cumhurbaşkanlığı gibi bir koltuğu, bırakıp da gider mi?
Bilakis, ikinci 5 yılı bile düşünmeye başlar.
Gerçi ahlâk, yasayla sağlanacak nesne değildir ama hiç yoktan iyidir... Meydan bu kadar boş bırakılır mı?
Seçim biter bitmez, böyle bir yasa için yeni mecliste hemen düğmeye basılacağını duyuyoruz... Alâ...
*
Diyorum ki... Bari emekler boşa gitmese.
Önce ahlâk’ın ya da ahlâksızlığın tarifi lazım.
Ahlaksızlık denince bizim siyasette sadece para pul meseleleri anlaşılır: Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, haraç...vs.
Bir de süslü laflar vardır: Görevi kötüye kullanmak falan gibi.
Bunlar yetmez.
Atatürk ne demiş:
- Ben, sporcunun zeki, çevik ve ahlâklı olanını severim.
Yani, diğer vasıflar yetmez “ille ahlâklı” olacak.
Keşke bu sözü büyük puntolarla yazıp bütün spor tesislerinin girişine assak. (Belki de asmışızdır.)
***
Bir başka güzelliğe de Başakşehir-Galatasaray maçı başlarken şahit olduk.
Kısa bir aradan sonra sahaya dönen değerli hakem Fırat Aydınus’u, her iki kulübün başkanları çiçeklerle karşıladı.
Öyle sevindim ki...
Kılıçdarzâde bir türlü şampiyon olamıyorsa, sırf bu yüzden olamıyor ve sadece kendi taraftarıyla yetiniyor.
***
NİTEKİM şimdi de yaygın kanaat şu:
Millet İttifakı, iktidar kanadından 3-4 puan tırtıklayamazsa seçimi kazanamaz.
Tırtıklamak iyi bir tabir değil, pardon.
Koparmak da iyi değil.
Biz buna kucaklaşmak diyelim.
***
Neyse, geçmiş olsun.
Neler görmedik ki...
Aynı parti içinde cumhurbaşkanlığı yarışı görmüş müydünüz? Buyurun, onu da görün işte... Adam, her haliyle adaylığa hazırlanıyor ama hâlâ aday değilim diyor...
Niye?
Çünkü “herkes aptal, sadece o akıllı.”
***
Yarışa bakar mısınız?
Taktik var, şaşırtmaca var, aldatmaca var, hile ve desise var, bol yalan var, bol yalan.