Pako'nun Sayfası

Doğru kedi en güzeli değil, en uygunu

4 Aralık 2005
Tıpkı köpekler gibi kediler de beklentiye, koşullara ve ihtiyaca göre seçilmeli. Sadece beğeni ile yapılan yanlış seçimler, çoğu zaman sokağa terk edilmiş cins kediler ya da petshop vitrinine geri dönmüş yetişkin kediler olarak ortaya çıkıyor.

Bilinçsizce yapılan tercihleri önlemek için beğenilen ırkın özellik ve ihtiyaçlarını bilmek çok önemli. İşte Türkiye’de en çok ilgi gören kedi ırkları.

Sahibi ile konuşan kedi SİYAM
Siyam kedisi besleyenlerin ortak hissi, evlerini kedi görünümlü bir köpekle paylaştıkları duygusu. Kediler içinde insana en yönelik olan Siyam’lardır. Yalnızlıktan fazla hoşlanmayan ve bireysel oyunlar yerine insanlı oyunları, en çok da üzerinize kıvrılıp mutluluk hırıltısı çıkartmayı severler. Siyam kedilerinin iletişim şekilleri de kendilerine has. Siyam’lar, her türlü dert ve mutluluklarını adeta konuşarak anlatırlar. Sessiz bir kedi isteyenler kesinlikle Siyam’ı tercih etmemeli. Çocuklara karşı yakın olan Siyam’lar oyun oynarken tırmalamamayı çok çabuk öğrenir. Tıpkı köpek gibi sahipleri ile tut-getir oyunu oynar, atılan topu geri getirir.

Uzun süre yalnız kalmaktan hiç hoşlanmayan Siyam’ı vaktinin çoğunu evde geçirenler ve onun için bir arkadaş daha alabilecek kişiler tercih etmeli.

Yazının Devamını Oku

Hünkar güvercinleri takvimde

26 Kasım 2005
Giller’in üç senedir yaptığı hayvanlı takvimleri bilmeyen bir hayvansever var mı? ‘Hayvanlarla birlikte yaşama sanatını bilenler’ için takvimler hazırlayan Giller’in 2006 takvimleri hazır.

 Üstelik, kedi, köpek ve Kangal takvimlerine bu sene Hünkari güvercinleri de eklendi. İlk olarak Osmanlı padişahlarının isteğiyle üretilen Hünkari güvercinleri, estetik açıdan dünyanın en nitelikli ırkı olarak kabul ediliyor.

KEDİ LİSANI ÖĞRENİYORUZ

Giller’in 2006 kedi takviminde, birbirinden sevimli yavru kedi fotoğraflarına bakarken, yanı sıra karikatürist Tan Oral’dan ‘kedice’ öğrenebilirsiniz. Örneğin ‘mırrr mırrr’ kedicede dostluk, mutluluk demek. Erkek kediler ‘murrrrnouvv’ dediklerinde, bilin ki romantik bir seranad söz konusu. Kısacık ‘mav’ duyarsanız, maalesef kediniz size küfür etti demek. Hemen kendinize çeki düzen verin ve kediniz ne istiyorsa harfi harfine uygulayın!

Takvimde bol tüylü bakımlı kedilerin arasında sulu gözleriyle, pırtık pırtık tüyleriyle çelimsiz kediler çarpacak gözünüze. Neden bu çirkinleri seçmişler demeyin hemen. Onlar, Pako kliniğine bırakılan sahipsiz yavru kediler arasından seçildi. Amaçları, takvimleri alanların, sokak hayvanları konusuna dikkatini çekmek. Takvimlerin yayın yönetmeni Halim Yalçın’a ‘O zaman, neden sadece sokak hayvanları değil’ diye sorduğumuzda, ‘Sadece onları koyduğumuzda da duygu sömürüsü yapıyorlar derler’ diye cevap veriyor. Cins kedilerin arasına sokak kedilerini koyarak, yüzlerce milyon verilerek alınan hayvanların dışında, sokakta yaşayan ve bir eve ihtiyacı olanları da hatırlatmak istiyorlar.

Yazının Devamını Oku

Bu kitapta adalı hayvanların gerçek hikayeleri var

19 Kasım 2005
Bercuhi Berberyan’ın kaleme aldığı ‘İçimiz Isınsın Biraz’ adlı öykü kitabı yaşanmış, hakiki hikayeleri anlatıyor bize. Kedilerin, köpeklerin, güvercinlerin, martıların, kanaryaların hikayeleri bunlar.

Hikayelerin içinde masalsı insan portreleri de kendini gösteriyor. Adalı Yayınların’dan çıkan kitapta, birbirinden güzel tam 35 öykü yer alıyor. Okudukça insanın içi ısınıyor.

Bir kanarya varmış, adı Kuş’muş, kedinin adı ise Mşuş’muş. Meme Hatun, hep aynı köşede durur adanın bütün yavru kedilerini emzirirmiş. Madam Evdoksiya’nın tavuğu Jülyet, Zamgoç Todori’nin horozu Romeo’ya aşıkmış. Zeus diye vahşiliğiyle ünlü bir kangal varmış. Minicik bir kız gider onun patilerinin üzerinde yatarmış. Burgaz’da Lucky, Garip ve Lord adlarında üç köpek yaşarmış, uzaklarda başka bir yerde Corc adında bir başkası daha varmış.

İşte o demin sözünü ettiğim mini minnacık bedeninde koskocaman bir kalp taşıyan, haylaz, dediğim dedik, korkusuz bir kız varmış. Bu kız, işte yukarıda adı geçen tüm hayvanların dostuymuş. Ağaçların, çiçeklerin, adadaki yalnız kadınların, kimsesiz adamların sevgilisiymiş bu kız. Sonra hepsi gitmiş, bir o kız kalmış. Büyümüş. Ve bir gün karar vermiş, almış kalemi eline ve gidenlerin, bir daha hiç dönmeyenlerin, onu hep koşulsuz sevenlerin hikayelerini yazmış. Adını da ‘İçimiz Isınsın Biraz’ koymuş, alt başlığına da ‘Rahmet Öyküleri’ ibaresini oturtmuş.

Bu küçük kızın adı Bercuhi Berberyan. İstanbul’da doğmuş. Yıllarca öğretmenlik yapmış. Ressam, tiyatro yazarı, oyuncu ve kostüm tasarımcısı. Ayrıca Agos Gazetesi’nde köşe yazarı. ‘İçimiz Isınsın Biraz’ın kahramanları genellikle ‘afedersiniz hayvanlar’dan seçilmiş!

Yazının Devamını Oku

Soykırım mı, değil mi diye tartışırken kısırlaştırma hayat kurtarıyor

12 Kasım 2005
Kısırlaştırma operasyonu hayvanseverlerin en çok tartıştığı konulardan biri. Özellikle sokak hayvanlarının kısırlaştırılması, düzenlenen kampanyalara rağmen bazıları için soykırım anlamına geliyor. Bazı hayvan sahipleri, kısırlaştırmanın doğal haklara saldırı olduğunu düşünürken, bazıları da hayvanların karakterinin ve vücudunun olumsuz etkilenmesinden çekiniyor. Halbuki sokaklarda zor koşullarda yaşayan hayvanların belki de tek çözümü olan kısırlaştırma, bilinçli hayvan sahibini yavru sahiplendirme stresinden koruduğu gibi hayvanları da prostattan kansere kadar birçok hastalığa karşı koruyor. Üstelik bazı köpek ırklarının üretimi yasak olduğu için kısırlaştırılmaları mecburi.

KISIRLAŞTIRMA OPERASYONUNUN RİSKİ VAR MI?

Anestezi kullanılan her operasyonda olduğu gibi kısırlaştırmada da risk var ancak bu risk, sağlıklı koşullarda yapılan bir operasyonda yüzde 1’in altına iniyor. Genç yaşta uygulanan kısırlaştırma operasyonlarında ise risk çok daha düşük.

NE ZAMAN YAPILMALI?

Kısırlaştırılacak kedi ve köpeğin yavruluk döneminden çıkmış olması gerektiği unutulmamalı. Bu dönemler kedi ve köpeklerde cinsiyete göre değişiyor. Erkek kediler 6-8, dişi kediler 4-6 aylık olduklarında erginleşse de, kısırlaştırma için en uygun dönem 6-8 ay arası olarak kabul ediliyor. Köpeklerde ise uygun kısırlaştırma dönemi için ırksal özellikler de belirleyici oluyor. Örneğin ilerlemiş yaşlarda kısırlaştırılan köpeklerde kemik erimesi riski ortaya çıkabiliyor. Dişi hayvanların kısırlaştırılması ve operasyondan sonra normal hayatlarına dönmesi erkeklere göre daha uzun sürebiliyor.

KISIRLAŞTIRMA NE ZAMAN ÖNERİLMEZ?

Dişi kedi ve köpeklere kızgınlık döneminde kısırlaştırılma yapılmamalı. Bu dönemde yapılan ameliyatlar normalden daha ağır geçer ve kanama miktarı da daha çok olur. Doğumdan hemen sonra ya da yavrular sütten kesilmemişken de operasyon yapılamaz. Dişi petinizde yalancı gebelik varsa, tedavi edilene kadar kısırlaştırmamanız gerek.

KISIRLAŞTIRILAN HAYVANIN HUYU DEĞİŞİR Mİ?

Kısırlaştırma ile ilgili yanlış bilgilerden biri, hayvanların karakterini olumsuz yönde etkilediği. Sanılanın aksine, kısırlaştırılan kedi ve köpeklerde agresiflik ve huzursuzluk değil, sakinleşme yaygın olarak görülür. Köpeklerdeki diğer değişiklikler, kızgınlık dönemleri süresince yaşadıkları asabiyet, davranış bozuklukları ve ulumaların ortadan kalkması şeklinde olur. Hemcinsleri ile kavgaları azalır, eğitimleri kısırlaştırılmamış hemcinslerine göre daha rahat olur. Erkek köpekler ilgilerini tamamen sahiplerine verebilir. Kısırlaştırılmış erkek kedilerin çiş kokularındaki yoğunluk azalır, iz bırakma huyları kaybolur ve çiftleşmek için evden kaçma alışkanlığı olan kediler, buna son verir.

KISIRLAŞTIRMANIN FAYDASI VAR MI?

Kısırlaştırma, meme, yumurtalık ve testis kanseri, rahim iltihapları, bazı tümörler, prostat gibi korkutucu hastalıklara karşı koruma sağlıyor. İlerleyen yaşlarda sıklıkla görülen kist oluşumları ve iltihaplar, kısırlaştırılmamış dişi hayvanlarda daha çok görülüyor. Kediler için ölümcül olan FİP ve benzeri hastalıkların da kısırlaştırma ile önüne geçmek mümkün.

KISIRLAŞTIRMANIN YAN ETKİLERİ NELER?

Kısırlaştırma operasyonları ile ilgili en çok dile getirilen şikayet, operasyon sonrasında hayvanların aşırı kilo alması. Ani ve aşırı kilo alımına östrojen hormonunun azalması ve sokağa çıkma isteğinin azalması sonucu gelen hareketsizlik sebep olur. Kilo almayı önlemek için petinizi diyet mama ile beslemeniz yeterli. Günlük egzersizleri de ihmal etmemeniz gerek.

OPERASYONDAN ÖNCE VE SONRA NE YAPMALISINIZ

Kısırlaştırılacak petinizin operasyon öncesi tıpkı insanlar gibi yemek yememesi gerekir. İdeal olan, 12 saat öncesinden itibaren su dışında yemek vermemek. Operasyondan sonra ise anestezinin etkisi geçene kadar su dahil hiçbir şey vermemelisiniz.

Anestezi sersemliği geçene kadar, taşıma kabında kalması gerekiyor. Böylece bilinci tam olarak yerine gelene kadar kontrolsüz bir şekilde hareket ederek kendini yaralamasını önleyebilirsiniz.

Operasyondan sonraki günlerde su ihtiyacı artacağı için kolay yenilen ıslak mamaları tercih edin.

Kedi ve köpekler tıraşlı ameliyat bölgesinden ve oradaki dikiş bezinden hoşlanmazlar ve çıkarmaya çalışırlar. Gerekirse ‘Elisabeth yakası’ denilen koruma yakalığından takabilirsiniz.

BU HAYVANLARIN KISIRLAŞTIRILMASI ZORUNLU

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre tüm sokak hayvanlarının ve belli köpek ırklarının kısırlaştırılması zorunlu. İşte ilgili maddeler:

Madde 4: Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin sahiplerince kısırlaştırılması esastır. Bununla birlikte, söz konusu hayvanlarını yavrulatmak isteyenler, doğacak yavruları belediyece kayıt altına aldırarak bakmakla ve/veya dağıtımını yapmakla yükümlüdür.

Madde 14: Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; takas etmek, sergilemek ve hediye etmek yasaktır. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yurda sokulmuş olanların sahipleri; üç ay içerisinde hayvan koruma kurullarına bildirimde bulunarak bunları kayıt altına aldırmak; altı ay içerisinde kısırlaştırarak kısırlaştırıldıklarına ilişkin belgeleri il hayvan koruma kurullarına teslim etmek zorundadırlar.

FUS’UN NEDENİ KISIRLAŞTIRMA DEĞİL

Kalitesiz mama ile beslenen erkek kedilerde sonu ölüme giden bir idrar yolları hastalığı olan FUS, kısırlaştılırmış erkek kedilerde daha sık görülüyor. Ancak, bu ölümcül hastalığın sebebi sadece kısırlaştırma değil. Kedinin beslenmesine dikkat edip, özellikle kısırlaştırıldıktan sonra düzenli olarak idrar yolu kontrolü yaptırmak hayati önem taşıyor. Sırma GÜLBAHAR

Kedilerde içme suyu tüketimi

SORU:
2 yaşındaki kedim çok az su içiyor. Kediler normalde ne kadar su içer? Yeterli miktarda su içmesi için ne yapmalıyım?

CEVAP: Kedilerin günlük su tüketimi ihtiyaçları, yedikleri yiyeceklere göre değişiklik gösterir. Kuru mama ile beslenen kedilerin kaba bir hesaplama ile tükettiği kuru mama miktarının 2,5 katı kadar su tüketmesi gerekir. Yani kediniz günde 1 fincan kuru mama yiyorsa 2,5 fincan kadar da su içmelidir. Ancak bu durum konserve mamalar gibi yüksek oranda su içeren yiyeceklerle beslenen kedilerde farklı. Yüksek su içeren yiyeceklerle beslenen kediler çok daha az miktarda suya ihtiyaç duyar. Diğer memelilere göre de daha az su içen kedilerin su içmesine yardımcı olmak için aşağıdaki önerilerden yararlanabilirsiniz :

l Suyun ve kabının temiz olmasına dikkat edin. Su uzun zaman durduysa, tazesiyle değiştirin.

l Kedinizin su kabı sayısını arttırın ve evin değişik yerlerine kedinizin kolayca ulaşabileceği şekilde su kapları koyun. Alışık olmadığı yerlere koyarak onun dikkatini çekebilir ve su içmesini sağlayabilirsiniz.

l Farklı yerler gibi, dikkatini çekmek için birbirinden farklı kaplar kullanın.

l Akan suyu içmesine izin verin. Bazı kediler su kabı yerine musluktan akan suyu içmeyi tercih ederler. Sürekli bir musluğu açık bırakmak imkansız olduğu için bu amaçla özel üretilmiş şelale şeklinde sürekli su akıtan su kaplarından satın alabilirsiniz.

l Bazı kediler klorlu suların ya da hazır içme sularının tadını sevmedikleri için içmezler. Filtreden geçmiş su ya da yağmur suyu biriktirip kullanabilirsiniz. Suyun tadını değiştirmek için sulu ton balığı konservesinin suyundan ilave edebilirsiniz.

l Yaş konserve mamalar gibi, su oranı yüksek yiyecekler verebilirsiniz. Kuru mama kullanıyorsanız, içine su ilave etmeyi deneyin. Ancak bazı kediler mamalarını ıslak sevmezler. Bu durumda diğer önerileri deneyin.

Not: Geçen haftaki yazımızda, askaridlerin yer aldığı parazit ailesi yanlışlıkla halkalı kurtlar olarak yazılmıştır. Doğrusu yuvarlak kurtlar olacak. Dikkatli okuyucumuz sayın Dr. Mehmet Atatur’a uyarısı için teşekkür ederiz.

Pako pano

1,5 aylık dişi, Rottweiler kırması yavrular acil olarak yuva arıyor. Molozların üzerine atılmış bu iki bebeği, açlıktan kağıtları kemirir halde bulduk. Şimdi Çengelköy’de bir klinikteler. Sağlık sorunları yok, ikisi de çok sağlıklı ve güçlü köpekler. hacer@ventura.com.tr


Beni kocaman bir pres makinasının altında buldular. Şimdi Erenköy Sahil Veteriner’de dinleniyorum ve sağlıklıyım. Ama artık ev kedisi olmak istiyorum. Lütfen bana da sahip çıkar mısınız? Veteriner masraflarımı üstleniyorlar, size yük olmayacağım. T: 0533 475 10 22.
Yazının Devamını Oku

Köpeğinizle evde egzersiz için bir iskemle, bir lavabo açacağı yeter

5 Kasım 2005
Sonbaharın ortasındayız... Her gün yağmur yağıyor, hava erken kararıyor. Köpeğinizle istediğiniz gibi çıkamıyorsunuz sokağa. Çıksanız bile yağmur yüzünden çabucak dönmeniz gerekiyor ve yapamadığınız yürüyüşler kursağınızda kalıyor... İşte size yağmurlu havalarda sokağa çıkmadan yapabileceğiniz pratik egzersizler. Üstelik bunun için özel donanımlara ihtiyacınız yok. Bir iskemle, uzun saplı bir lavabo açacağı ve bir kova ile eviniz köpeğiniz için macera merkezine dönüştü bile! Köpeğinizin bunlardan keyif almayacağını düşünmeyin, o da en az sizin kadar eğlenecek.

HER İŞE YARAYAN İSKEMLE

Bir iskemlenin bu kadar çok işe yarayacağını eminiz ki hiç fark etmediniz. Bakın neler yapabilirsiniz:

Köpeğiniz çok büyük değilse iskemlenin altından geçebilir ya da sürünebilir.

İskemlenin bacakları arasında slalom geçişler yapabilir. Yine boyuna göre yürüyerek ya da sürünerek.

İskemlenin çevresinde tur attırın.

Küçük ve çevik bir köpek ise, iskemlenin üzerine ve geri zıplayabilir. Bunu birçok kere tekrarlayabilirsiniz.

Sadece ön patilerini iskemlenin üzerine koymayı öğretin. Tabii yemek dilendiği zamanlarda hálá öğrenmediyse!

Bir örtü ile iki veya daha çok iskemlenin üzerini kapatarak bir tünel oluşturun. Köpeğiniz onun içinden geçsin. Karanlıktan korkmuyordur inşallah!

Köpeğinize iskemlenin altına yatmayı öğretin. Hem bu birlikte gittiğiniz kafelerde ve toplu mekanlarda da işe yarar.

Son olarak, iskemleye oturun ve köpeğinizin bütün bunları sırayla yapması için komut verin.

EV EŞYALARINDAN FANTASTİK ENGELLER

Biraz yaratıcı olmaktan zarar gelmez. Evinizde köpeğinizle pratik yaparken kullanabileceğiniz o kadar çok eşya var ki!

n Yere bir kova veya alçak bir tabure koyun ve köpeğinizi üzerinden atlatın.

n Bir kamp minderiniz varsa bir bantla boru şeklinde yapıştırın ve köpeğiniz onun içinden geçsin/sürünsün.

n Lavabo açma pompalarını köpeğinizin slalom yaparak aralarından geçebileceği şekilde yere yapıştırın. Bir evde birden çok lavabo açacağının işi ne derseniz, aynı oyun için içi su dolu şişeler kullanabilirsiniz.

n Kapınızın çerçevesine geçişi kapatacak şekilde gazete yapıştırın ve ortasına köpeğinizin sığacağı kadar bir delik kesin. Köpeğiniz bu delikten geçsin veya içinden zıplasın.

n Çocuklarınız varsa, onların oyun çemberlerini kullanabilirsiniz. Köpeğiniz farklı yüksekliklerde çemberin içinden geçsin/atlasın.

KÖPEKLER DE JİMNASTİK YAPAR

Bu egzersizler için herhangi bir eşyaya ihtiyacınız yok. Sadece siz yeterlisiniz. Evdeki kişilerden birinden de yardım isteyebilirsiniz. O yere oturarak köpeğiniz için engel oluştururken, siz köpeğinizi evin içinde koşturabilir, engellerin çevresinden dolaşmasını sağlayabilirsiniz.

n Yere oturun ve bacaklarınızı altında boşluk oluşacak şekilde dizden kırın. Sonra köpeğinizin buradan geçmesini sağlayın. Köpeğiniz büyük bir ırktansa sırt üstü yatarak, ayaklarınızı bir iskemlenin üstüne koyabilirsiniz.

n Emekleme pozisyonunda durun, köpeğiniz altınızdan geçsin. Büyük köpeklerde sırtınızı kambur yaparak geçeceği boşluğu büyütebilirsiniz.

n Yere oturup bacaklarınızı uzatın. Köpeğiniz üzerinizden atlasın.

n Ayakta durun, bacaklarınızı açın ve köpeğinizin bacaklarınızın arasından geçmesini sağlayın. İleri geri geçebilir veya 8 çizer gibi turlar atabilir.

TAVSİYELER VE KURALLAR

Salonunuz ne kadar büyük ve köpeğiniz ne kadar küçükse, o kadar çok hareket şansınız var demektir. Ama köpeğiniz büyük diye de üzülmeyin. Sadece ona uygun oyunlar seçmeniz gerek.

Salonda uzun mesafeli atlamalar ve zıplamalar mümkün olmayacak, bunu unutmayın. Ayrıca zemininiz parke veya fayans kaplı ise bundan hemen vazgeçin çünkü köpeğiniz kayarak kafasını bir yere vurabilir veya kendini sakatlayabilir.

Köpeğinize ev içi oyunlar sırasında diğer zamanlarda verdiğiniz ödül yiyeceklerinden verebilirsiniz. Böylece bu egzersizlerin kendisi için ‘faydalı’ olduğunu anlar!

Egzersizlerde köpeğinizi zorlamayın, itmeyin ve mümkünse hareketleri yaparken ona dokunmayın. Eğer kandırmak istiyorsanız, onu istediğiniz pozisyona sokmak için ödül yiyeceği ile yapın.

Kafes kuşlarında halkalı kurt enfeksiyonları

Askarid olarak bilinen halkalı kurtlar kuşların sindirim sistemi, solunum sistemi, kalp ve dolaşım sistemi, damarlar, beyin ve merkezi sinir sistemi, göz ve diğer yumuşak dokular gibi birçok organa ve dokuya yerleşebilir.

Yumurta yoluyla bulaşan bu parazitler papağan ve muhabbet kuşlarında daha sık görülür. Ağız yoluyla alınan yumurtalar kuşun ince bağırsaklarında açılır ve içinden çıkan parazitler önce larva ve daha sonra da ergin hale gelirler. Dişi parazitler tarafından bağırsakta yumurtlanan yumurtalar kuşun dışkısı yoluyla aynı şekilde çevreye yayılırlar. Yaşadıkları ortam nemli ise uzun süre canlı kalabilirler.

Askaridler kuşlarda ishal, iştahsızlık, kilo kaybı gibi belirtilerle seyreder. Bazı kuşlarda kusma veya aşırı miktarda dışkı yapma da görülür. Şiddetli ve aşırı miktarda olan parazitler sindirim sisteminde tıkanmaya ve bunun sonucunda kuşun ölümüne yol açabilir.

Hastalığın tedavisinde veteriner hekiminizin önereceği ilaçları kullanmalısınız. Tedavi genellikle 10-14 gün içinde tekrarlanır. Kuşun yaşadığı çevreden yeniden parazit almasını önlemek amacıyla kafesi, suluklarını, oyuncaklarını ve kullandığı tüm malzemeyi dikkatlice temizlemeli veya değiştirmelisiniz. Parazit yumurtaları dezenfektanlara karşı oldukça dirençlidir ama sıcak buhar uygulaması ile yumurtalardan garantili olarak kurtulabilirsiniz.

Kuşunuzun parazit enfeksiyonlarından korunması için düzenli olarak dışkı ve parazit muayenelerini ihmal etmeyin. Ayrıca kafesinde ve yaşam alanındaki hijyenin korunması ve varsa ortamdaki aşırı rutubetin dengelenmesi önerilir.
Yazının Devamını Oku

Onun evi sırtında demeyin, kaplumbağanıza güzel bir ev yapın

29 Ekim 2005
Kaplumbağalar nedense petshoplardan en rahat satın alınan canlılardan biri. Bir plastik kap, bir plastik adacık ve iki küçük su kaplumbağası bazen bir çocuğa karne hediyesi bile olabiliyor. Oysa evini sırtında taşıyan kaplumbağalara sağlıklı ve huzurlu yaşayabilecekleri bir ‘ev’ sağlamak için biraz daha özen göstermek gerek. Mümkün olduğu kadar geniş teraryumlarda, tıpkı bir akvaryumda olduğu gibi hava filtreleri ve aydınlatıcı ısı malzemeleri ile yaşamaları gereken su ve kara kaplumbağaları doğru şekilde beslendiklerinde eğlenceli ve uzun ömürlü birer arkadaş olabiliyorlar.

SEÇERKEN KABUĞA DİKKAT

Her petshopta kolaylıkla bulunan kaplumbağaların çoğu maalesef hastalıklı çıkıyor. Hasta bir kaplumbağa bilinçsiz bir şekilde satın alınıp beslendiğinde üzücü sonuçlarla karşılaşmak çok olası. Onlarcası içinden doğru bir seçim yapmak için dikkat edilmesi gereken noktalar var. Kaplumbağanın kabuğu yumuşak olmamalı. Gelişimini tamamlamamış bir yavru bile alıyorsanız, kabuğun fazla yumuşak olmamasına dikkat edin. Yumuşak kabuk, kaplumbağanın iç organlarının çabuk zedelenebileceği anlamına geliyor. Kabuğun sert ve çizgilerin de düzgün olması gerekiyor. Gözlerinin parlak ve canlı bakması, derinin lekesiz olması, kuyruğunun zedelenmemiş olması da titizlik gösterilmesi gereken diğer durumlar.

KÜÇÜK PLASTİK KAPLARA HAPSETMEYİN

En çok satılan kaplumbağalardan olan küçük su kaplumbağaları, en çok ortasında minik bir adacık bulunan küçük plastik kaplarda göze çarpar. Ancak bu plastik kaplar bir kaplumbağanın sağlıklı yaşayabilmesi için yeterli değil. Tropikal su kaplumbağasının suyu temiz tutulan ve 26-28 derece sıcaklığı olan bir teraryumda yaşaması gerek. Yeterince geniş bir teraryumda zemini birkaç santim kaplayacak tatlı su kumu, filtre, aydınlatıcı, UV lamba ve ısı lambası olması gerekiyor. Kaplumbağanın üzerine çıkıp dinlenebileceği kayaları unutmayın. Su derinliği, kaplumbağanın ters döndüğü zaman kendini düzeltmesine olanak verecek derinlikte olmalı.

KARA KAPLUMBAĞALARI DA SU SEVER

Yavruluk dönemlerinden itibaren büyük bir yaşam alanına ihtiyacı olan kara kaplumbağaları için mutlaka geniş bir teraryum tercih edilmeli. Teraryumda kaplumbağanın yıkanabilmesi için birkaç santim derinliğe sahip sulu alan da olmalı. Islanmak ve içmek için gerek duyacağı sulu alanın temizliğine çok dikkat etmek şart. Sağlıklı bir kara kaplumbağasının teraryumunda zemin ısıtıcı kablolar, kuru kumlu zemin, teraryuma 1 metre kadar uzakta duracak bir UV lamba, ısı lambası, aydınlatma lambası ve doğal kayalar olmalı. Taşlar, ağaç dal ve kökleri ve küçük mağaralar kaplumbağalara hem keyifli bir yaşam standardı hem de minimum doğal ortam sağlar.

YERLERİNİ DEĞİŞTİRMEYİN

Kaplumbağanız için uygun olduğunu düşündüğünüz bir yer bulduktan sonra teraryumun yerini değiştirmemeye dikkat etmelisiniz. Aynı şekilde teraryum içindeki önemli değişiklikler de kaplumbağaları strese sokar. Bu yüzden, özellikle güneşlenme kayalarını, mağaralarını, tırmanma ve ıslanma alanlarını değiştirmemelisiniz.

BÖCEK DE YER ÜZÜM DE

Etçil ve otçul olan kaplumbağaların beslenmesinde kalsiyum, fosfor ve vitamin dengesine dikkat edilmeli. Suyun içinde yemlenmeyi seven su kaplumbağaları için hazır satılan kurumuş karidesler gerçek bir ziyafettir. Kaplumbağalar böcekten, çiçekli bitkilere kadar birçok şey yiyebilir. Hazır yem dışında zaman zaman üzüm, kıvırcık salata gibi ek gıdalar da verebilirsiniz. Protein ve diğer ihtiyaçların dengede tutulması için kaliteli bir hazır yemin ise ihmal edilmemesi gerek. Kaplumbağanın doğru beslenmesi ve temizliği birçok hastalığın önüne geçiyor. Kaplumbağa hastalandığında onu mutlaka veterinere götürmelisiniz.

KIŞ UYKUSUNA HAZIRLANIYOR OLABİLİR

Güneş ışınlarının zayıfladığı ekim ve mart ayları arası deniz kaplumbağaları dışındaki kaplumbağaların kış uykusu vaktidir. Kaplumbağanızın kış uykusu hazırlığında olduğunu, teraryumunda kuytu ve karanlık yerlere gizlenip, su ve yem tüketmeden, hareketsiz kalmasından anlarsınız. Yavru kaplumbağaların gelişimleri devam ettiği için kış uykusuna yatmalarına izin verilmemelidir. Bunun için ısıyı 22 derecenin üzerinde tutup, eğer yoksa teraryuma mutlaka UV lamba koymanız gerek. Kış uykusuna yatan yetişkin kaplumbağanız için teraryumun ısısı düşürüp, ışığını azaltabilirsiniz. Ayrıca teraryumu evin karanlık ve serin bir yerine taşıyabilirsiniz.

Sırma GÜLBAHAR sgulbahar@hurriyet.com.tr

Erkek köpeklerde testislerin inmemesi

Erkek köpeklerde testisler doğumdan sonraki kısa bir dönemde karın bölgesinde kalır ve skrotuma (testis kesesine) inmez. Testislerin inmesi en geç 11 haftalıkken tamamlanır. Bu süre zarfında testisler aynı anda inebileceği gibi, faklı zamanlarda da inebilirler. Erkek köpeğinizin testislerinin biri ya da ikisi birden 12 haftayı geçmesine rağmen hálá karın içindeyse, veterinere gitmeniz gerek. ‘Kriptorşidizm’ denen bu problem kalıtsal olarak da aktarılabilir.

Kriptorşidizm, birçok köpek ırkında ortaya çıkmakla birlikte, istatistikler en çok minyatür Poodle, Pomerian, Yorkshire, Cairn Terrier, Dachshund, Chihuahua, Maltese, Boxer, Pekingese, English Bulldog, Miniature Schnauzer ve Shetland Sheepdog ırklarında daha sık ortaya çıktığını gösteriyor.

Hastalıkta testislerin bir veya ikisinin birden inmemiş olması dışında genellikle başka bir belirti görülmez. Üreme yeteneği ve sperm üretimi bu durumdan etkilense bile, testosteron üretimi devam ettiği için köpek normal çiftleşme davranışlarını göstermeye devam eder. Kriptorşidizm olan erkek köpekler için en büyük risk, testis hatalıkları ve testis kanserine yatkın olmaları. Testislerin sertoli hücresi tümörleri, bu problemi olan erkek köpekler için büyük bir risk.

Uygulanması gereken en doğru tedavi, vücut içinde kalan testis veya testislerle birlikte, eğer indiyse diğer tek testisin de alınarak köpeğin kısırlaştırılması. Bu tedavinin en önemli amacı, olası testis tümörlerini ve kanserlerini ve kalıtsal olan bu hastalığın köpeğin çiftleşmesi sonucunda yavrularında da görülmesini engellemek.

Kalıtsal olan kriptorşidizmin önlenmesi için bu köpeklerin çiftleştirilmemesi en uygun çözüm. Üstelik kriptorşidizmi olan erkek köpeklerde testis kanserlerinin görülme sıklığı 10 kat daha fazla.

Sahipsiz köpekler için web sitesi

Hayvansever ve hayvan hakları savunucusu, DOHAYKO üyesi Özgün Öztürk ve Burcu Işıkçı sahipsiz köpekleri sahiplendirmek için bir web sitesi kurdular. Sitede sadece yuva arayan köpekler yok; hayvanlarla ilgili birçok bilgi, barınaklardan haberler ve makaleler de var. www.kopeksahiplen.com

Evcil hayvanlar için diş bakım seti

Evcil hayvan besleyenlerin en büyük sorunlarından biri, sevimli dostlarımızın ağzından yayılan ve keyif kaçıran kokular. Özellikle köpeklerin 4-5 yaşından itibaren ağız ve diş sağlığıyla ilgili sorunlara oldukça sık rastlanıyor. Çürük dişler ve dişlerin arasına sıkışan yiyecek parçalarının neden olduğu kokular, yoğun ve rahatsız edici bir hal alabilir. Ağız kokusu sorununun önüne geçmenin yolu, evcil hayvanların ağız sağlığına maksimum oranda dikkat etmekle mümkün. Tropikal A.Ş. tarafından ithal edilen ‘Pet Dental Ağız Bakım Seti’ özel diş fırçaları, diş macunu ve parmağa takılabilen fırçası ile petinzin ağız ve diş sağlığını korumaya yardımcı oluyor. Ürün tanıtımında her ne kadar ‘Evcil hayvanınız güvenle gülümsesin’ yazsa da, bu bakım seti ağzı kulaklarında gülümsemeyi beceremeyen hayvanlarınız için çok faydalı. Kedi ve köpekler için ayrı olarak satılan ‘Pet Dental Ağız Bakım Seti’ pet shop’lar ve süpermarketlerde bulunuyor.

Deppo Pet Shop’ta her şey taksitli

Sanal alışveriş sitesi deppo.com’un bir de pet shop’u olduğunu biliyor musunuz? Normal bir pet shop’ta bulabileceğiniz tüm ürünleri buradan da sipariş verebilirsiniz. Köpek uzaklaştırıcıdan hamster yemine, akvaryum filtresinden kedi taşıma kabına kadar her şey var. Mamalar ve oyuncaklar, en çok tıklananlar. Üstelik hepsi resimli.

İstanbul içi siparişlerde teslimat süresi siparişinizi verdiğiniz günün ertesi günü. Yurtiçi siparişlerinizde ise en geç dört iş gününde. 90 YTL ve üzerindeki siparişlerde teslimat ücretsiz. 90 YTL altında ise 4,5 YTL teslimat ücreti alınıyor ve tüm kredine kartlarına taksit uygulanıyor. Teslimat sırasında zarar gören ürünler şirket tarafından geri alınıyor ve yenisi veriliyor. www.deppo.com

PAKO’YA MEKTUP

Yaşamak bizim için ödül mü ceza mı?

Şile barınağını takip edenler biliyor; eskiden ne bir kulübemiz ne de altımızda soğuktan korunabileceğimiz paletlerimiz vardı. Gönüllüler sayesinde çok güzel kulübelerimiz, kafeslerimiz oldu. İki seneyi mutlu mesut geçirdik. Ama şimdi kulübelerimiz çok eskidi, her yerleri kırıldı, yağmura ve soğuğa karşı korunmasız kaldık. Karnımız tok ve hasta değiliz ama içinde bulunduğumuz şartlarda yaşamaya yaşamak denebilir mi? Devamlı ıslak, soğuk rüzgara karşı savunmasız ve terk edilmişliğin verdiği mutsuzluk her yanımızda... Yuva bulamıyoruz, burada kalmaya mahkumuz, bunu biliyoruz. Ama en azından altımız kuru, sırtımız sıcak olsun, kulübemize kıvrılıp yatabilelim istiyoruz.

Gönüllü ablalarımızı suçlayamayız. Hemen her gün hastalanan ve trafik kazası geçiren bir kardeşimizi kurtarmaktan, onların tedavi paralarını ödemeye çalışmaktan bizim yaşam şartlarımızı ihmal etmek zorunda kalıyorlar. Lütfen bize destek olun, bu kış soğukta kalmayalım. Kulübe sağlayarak veya banka hesabımıza makbuz karşılında bağışta bulunarak yapabilirsiniz bunu. Banka hesap bilgileri: İş Bankası Rıhtım Kadıköy şubesi, Hesap no: 1025 29 844 52, Elisabeth Caruana Özayça adına. Mama bağışlarınız için ise www.kangurum.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz. www.silebarinagi.com adresinde yuva arayan ve tedavileri süren kardeşlerimizi görebilirsiniz.

PAKO PANO

- 3 yaşındaki Lhasa Apso oğlumuza eş arıyoruz. 0532 241 05 32.

- 3 yaşındaki kızıl-kahve Cocker Spaniel Boncuk, 12 gün önce Etiler Yeşim Sokak’ta kayboldu. Görenlerin 0533 218 52 76 veya 0212 351 41 16’yı aramasını rica ediyoruz.

- Kısa tüylü, kahverengi burunlu, ela gözlü minik kız Nohut’u caddede ezilmek üzereyken bulduk. İnanılmaz akıllı, tuvaletini haber veriyor. Yedi aylık olduğunda kısırlaştırılma şartı ile veriyoruz. 0555 422 88 95.

- 7-8 yaşlarındaki dişi av köpeği ayağındaki kırık yüzünden barınağa terk edilmiş. Barınağa geri dönmesi halinde yaşam şansı çok az. Şimdilik veterinerde kalıyor. Bu güzel kızı sahiplenmek isteyen biri var mı? 0216 387 30 34.

- Beşiktaş Belediyesi Rehabilitasyon Merkezi’ndeki cins ve sağlıklı köpekler sahiplenmeyi bekliyor. 0212 274 63 64.

- 2,5 aylık kurt kırması dişi. Bakıldığı kafesten kurtulmak için onu ömür boyu sevecek bir aile arıyor. 0532 466 99 74.

- Mısır 3 aylık, çok sıcak kanlı, içine köpek ruhu karışmış özel bir kedi. Diğer kedi ve köpeklerle arası çok iyi. Tuvalet eğitimli iç ve dış parazit tedavileri yapıldı. 0555 422 88 95.

- Hepsi birbirinden meraklı dört kedi kardeşi birlikte veya ayrı ayrı sahiplendirmek istiyoruz. 0532 447 35 55.

- Üçü de mavi gözlü iki aylık calico kız kardeşler ve erkek kedi ev arıyor. Bir de bir yaşında eskiden ev kedisi olan bir dişi kedimiz var. lyegup@yahoo.com, 0212 240 11 94.

- 4 aylık bembeyaz Ankara kedimizi sokakta bulduk. Bir gözü görmüyor ama başka bir sağlık sorunu yok. Sahiplendirmek istiyoruz. 0532 447 35 55.

- Ankara kedimiz Bodrum’da Manastır Evleri’nde kayboldu. Tasmasında Bianca Feyizoğlu yazıyor. 0536 749 20 20, 0533 404 45 24.

- Annelerini kaybetmiş, 1,5 aylık, kuru mama yiyen, tuvalet alışkanlığı olan, siyah-beyaz dişi kediciklere İstanbul’da yuva arıyoruz. 0546 775 50 46, 0216 362 82 06.
Yazının Devamını Oku

Akvaryumda denizatı ya da köpekbalığı beslemek ister misiniz?

22 Ekim 2005
İçindeki rengarenk balıklarla dinlendirici ve sakinleştirici etkisi bilinen tatlı su akvaryumları, deniz akvaryumuna dönüşünce bambaşka bir hal alıyor. Özellikle son birkaç yıldır meraklıları artan deniz akvaryumları, tropikal balıkları, denizatları ve mercanları ile giderek daha çok meraklı topluyor. Deniz Şişman’ın deniz akvaryumu ilgisi 20 yıl önceye

dayanıyor. 90’lı yıllarda ilgisini tropikal türlere yönelten Şişman’ın bu aralar favorisi, içinde omurgasız canlıların bulunduğu reef (mercan kayalığı) akvaryumlar. Şişman, meraklıların artık üretime dahi geçtiklerini anlatıyor. Ona göre başarılı bir deniz akvaryumu kurmanın sırrı, sabır ve araştırma gücünde yatıyor.

UCUZU TERCİH ETMEYİN

Yapmanız gereken ilk şey, istediğiniz balık ve diğer deniz canlıları ile ilgili bilgi toplamak olmalı. Tuzlu suda yaşayan canlıların birbirleri ile olan uyumuna, akvaryumun özelliklerine ve hangi türün nasıl bir bakıma ihtiyacı olduğuna dikkat ederek seçim yapmalısınız. Sadece güzellik ve renk uyumu düşünülerek yapılan bilinçsiz seçimler hızlı bir şekilde kayba yol açabiliyor. Akvaryumda yaşayacak canlıları ucuz oldukları için yeni ithal edilenler arasından değil, suni yem ve kapalı sisteme alışık olanlar arasından seçmeye özen gösterin. Tropikal balıklar için su sıcaklığı 24-26 derece arasında tutulmalı.

KAYALAR FİLTRE GÖREVİ GÖÜYOR

Deniz akvaryumu içinde hayatı sağlamak için birçok faklı malzeme kullanılıyor. Bu malzemeler içinde en önemlisi şüphesiz ki tuz. Akvaryum için satılan özel tuzları tatlı su ile karıştırarak kullanmalısınız. Mekanik, kimyasal ve biyolojik filtreler, hava pompaları, bio baller (jkdjsladj), aydınlatma ve ısıtıcı gibi malzemeler dışında akvaryum için en önemli olan ‘protein skimmer’. Protein skimmer sudaki proteinleri toplayarak suyun bozulmasını engelliyor. İhtiyacınız olan bir diğer ürün ise canlı kayalar. Denizden toplanan ve akvaryumda kullanmaya uygun hale gelene kadar çeşitli işlemlerden geçen bu dekor kayalarının en önemli özelliği, biyolojik filtre görevi görmeleri.

TEMİZLİK ÇOK ÖNEMLİ

Deniz akvaryumunda yaşayan hayvanlar özenli bakıma ihtiyaç duyarlar. Sağlıklı bir deniz akvaryumunda bakımın ilk adımını materyal seçimi oluşturuyor. Akvaryumun, maddi olanaklar ölçüsünde mümkün olduğunca büyük olanı seçilmeli. Ölü yosun ve canlıların mümkün olduğunca çabuk tespit edilip akvaryumdan çıkartılması çok önemli. Protein toplayıcının toplama kabının üç günde bir boşaltılması, filtre süngerlerinin değiştirilmesi, haftada bir de yüzde 10 miktarında su değişimi yapılması rutin bakım için yeterli. Doğru aydınlatma, aşırı yemlemeden kaçınma ve düzenli dip temizliği ile sağlıklı bir deniz akvaryumu oluşturmak çok da zor değil.

BİRLİKTE YAŞAYABİLECEKLER Mİ?

Canlıları seçerken birbirleri ile uyumları göz önüne alınmalı. Her balık türü bütün balık ve omurgasızlarla bir arada olamayacağı için seçimlerde türlerin özelliklerini bilmek gerekli. Bazı türler doğada sürü halinde yaşarken, akvaryumda sürü oluşturamayıp kendi türleri ile de geçinemiyor. Kelebek, melek ve tetik balıklarının omurgasızlar ile uyumu mümkün değil. Müren, aslan, tetik, orfoz gibi saldırgan türler diğerleri için tehlike oluşturur ve mutlaka ayrı beslenmeli. Mercan, polip, mantar gibi omurgasızları, üreyerek yayıldıkları için birbirleri ile mesafeli yerleştirilmelisiniz. Anemon gibi hareketli türleri omurgasız akvaryumlara koymayın.

EN POPÜLER NEMO

7 Deniz akvaryumları fiyatları, canlı yelpazesi ve akvaryumun büyüklüğüne göre değişiyor. Ev tipi 300 litrelik bir deniz akvaryumunun aylık bakımı genelde 50 YTL’nin altında. Bu fiyat canlı yelpazesinin geniş tutulmadığı akvaryumlarda daha aşağıya da inebiliyor. Canlı fiyatları ise 15 ile 100 $ arasında.

7 Deniz akvaryumuna merak saranların ilk tercihi ülkemizde ‘Kayıp Balık Nemo’ filmi ile popüler olan soytarı balığı. Meraklıları soytarı balığı ile birlikte anemon ve denizatı beslemeyi tercih ediyor. Ancak özellikle yeni başlayanların bu üç canlıyı tercih etmemesinde fayda var.

7 Denizatları da yeni başlayanlara önerilmiyor. Çünkü bunlar canlı yemle besleniyor ve canlı yem temini zor. Damsel türü balıklar, goby ve wrasse türleri deneyimsizler için ideal.

MERCAN BAKIMI KOLAY DEĞİL

Deniz akvaryumlarının üç ayrı türü var.

7 Balıkların beslendiği marin akvaryumlar: Zahmetsiz ve ekonomik. Balıklarda zaman zaman görülebilecek hastalıklara ilaçla müdahale mümkün olduğu için yeni başlayanlara öneriliyor.

7 Mercan gibi omurgasız deniz canlılarının beslendiği reef akvaryumlar: Omurgasızlara ilaçla müdahale edilemiyor. Tatile çıktığınızda balıklar bir ay boyunca bir mekanizma ile siz olmadan da beslenebilirken, omurgasızların bir ay içinde problemler yaşaması olası.

7 Hem balık hem de mercan gibi omurgasızların beslendiği resifler.Sırma GÜLBAHAR

Köpekler de prostat olur

Prostat büyümesi yaşlı erkek köpeklerde sık rastlanan hastalıklardan biri. Özellikle kısırlaştırılmamış köpeklerde daha çok rastlanıyor. İstatistiklere göre, bir yaşından önce kısırlaştırılmış erkek köpeklerin yüzde 90’ı prostat hastalıklarından korunuyor.

Prostat bezinin büyüyerek idrar yolları üzerine baskı yapması, insanda olduğu kadar olmasa da köpeklerde de zor ve ağrılı idrar yapmaya neden olur. Bu belirtiye zaman zaman idrar damlatma da eşlik eder. Diğer önemli bir belirti de köpeğin sancılı dışkı yapması. Kabızlığa da yol açabilir. Prostatın büyümesine bağlı olarak ağrı çeken köpek genellikle normal yürüyemez. Hareket ettiği sırada hissettiği acı yüzünden belli olur, arka ayaklarını da garip bir şekilde küçük adımlarla hareket ettirir. Belirtiler arasında idrarda kan ve iltihap, peritonit gibi rahatsızlıklar da sayılabilir.

Köpeklerdeki prostat büyümeleri iyi huylu (bening), bakteri enfeksiyonları ve kötü huylu (malign) olarak ayrılır. İyi huylu büyümeler çoğunlukla yaşlanmanın doğal prosesi olarak kabul edilir. Dört-beş yaşından itibaren olan kısmi büyümeler doğal kabul edilir. Ancak bazen işin içine kistik yapıların da girmesi ile sorun oluşturabilir. Bakteri enfeksiyonları antibiyotik ve ilaç tedavisi ile kolayca iyileşirler. Hastalık akut olarak gözlendiğinde, şiddetli sancı görülür. Akut haldeyken tedavi edilmeyen köpeklerde hastalık kronikleşir ve yıllarca devam edebilir. Kronik formdaki hastalıkta ağrı nispeten daha azdır. Prostat kanseri ise insandan farklı olarak köpeklerde çok nadir olarak görülür. Kanser, genellikle kötü huylu ve hayati tehlike arz eden bir yapıda seyreder. Diğer doku ve organlara da yayılabilir. Veteriner hekiminiz prostat hastalıklarını fiziksel ve rektal muayene, idrar tahlili, röntgen, ultrason ve gerekli görüldüğünde biyopsi ile kolaylıkla teşhis edebilir.
Yazının Devamını Oku

Hamileyken de hayvan besleyebilirsiniz

15 Ekim 2005
Bir kadının hayatındaki en telaşlı dönemlerden biri olan hamilelik, evinde hayvan besleyen anne adayları için daha da telaşlı geçiyor. Köpeği olanlar hamilelik boyunca oyunlardan nasıl kaçacaklarını, evin yeni ferdini köpeğe nasıl alıştıracaklarını düşünürken; kedisi olanlar toksoplazma korkusu yaşıyor. Korkuları yüzünden özellikle kedisinden vazgeçen anne adaylarının sayısı oldukça fazla. Oysa hamilelik dönemi, özel durumlar olmadığı sürece dört ayaklılarla birlikte de sağlıklı ve rahat bir şekilde geçirilebilecek bir dönem.

KÖPEĞİ HAZIRLAMAYA 6 AY ÖNCE BAŞLAYIN

Bebek doğduğunda evdeki köpeğinizle sorun yaşamamak için yapılması gerekenler doğumdan 6 ay önce başlıyor. Unutulmaması gereken ise, bebek doğduktan sonra köpeğin bakımının ve sevgisinin ihmal edilmemesi gerektiği. 

Gebeliğin ilk aylarından itibaren anne adayı köpekle oyun oynamaya, zamanının çoğunu onunla geçirmeye süresi giderek artan aralar vermeli. Böylece hamileliğin ilerleyen dönemleri ve doğum sonrasında annenin mecburen azalacak olan ilgisi köpek için ciddi sorun olmaz. 

Küçük çocuklara alışık olmayan köpekler, uzaktan da olsa küçüklerle tanıştırılmalı ve çocuklarla bir araya daha sık getirilmeli. Köpeğinizi diğer çocuklarla kurduğu olumlu iletişim sonucu ödüllendirilmelisiniz. 

Anne adayının, köpeğin göreceği şekilde kucağında bir şeyler taşıması iyi bir alıştırma. Oyuncak bir bebekle ilgileniyormuş gibi yapmak da, köpeğin bebeği kıskanmaması için çok faydalı. 

Köpeğin kendi ve bebeğin oyuncaklarını birbirine karışmaması için ‘bırak’ komutunu üzerinde çalışabilirisiniz. 

Hamileliğin ilk dönemlerinde köpeğinizin üzerinize zıplamasını, sert oyun ve sevinç gösterilerini bırakması gerekiyor. Köpeğinizi buna alıştırmak için üzerinize doğru hamle yaptığında ona sırtınızı dönmeniz ve ilgiyi kesmeniz doğru. İlk başlarda bozulur belki ama zamanla alışacak.

KEDİYE ÇİĞ ET YEDİRMEYİN VE KUMUNU SİZ DEĞİŞTİRMEYİN

Evinde kedi beslemeyenlerde de görülebilen toksoplazmanın tek taşıyıcısı kediler değil. Çiğ ete çıplak elle dokunmak, meyve ve sebzeleri iyice yıkamadan yemek, ya da az pişmiş etlerden de toksoplazma bulaşabiliyor.

Toksoplazma her kedide bulunmuyor. Ancak özellikle sokağa çıkan ev kedilerinde, şarküteri gıda ve çiğ yemekle beslenenlerde daha çok rastlanıyor. Hamile bir kadının toksoplazmaya karşı alması gereken ilk önlem, kedinin beslenme ve aşı düzenine dikkat etmek.

Toksoplazma kontrolü için gebeliğin 22. haftasına kadar düzenli test yaptırmak çok önemli. Yani, gebeliğin ilk döneminde bir kez yaptırılan testin negatif çıkması yeterli değil. Doktor kontrollerinde, evdeki kedinin hamilelik süreci için başka bir risk oluşturması söz konusu değilse ve toksoplazma düzenli olarak negatif çıkıyorsa kedinin bir zararı olmuyor. Kedinin kist gibi periyodik aşılarını da ihmal etmeyin.

Hamileliğiniz süresinde çiğ eti çıplak elle tutmamanız gerektiği gibi, kedinin kumunu siz temizliyorsanız, özellikle dışkısı ile temas etmemelisiniz. Kumu temizleyecek başka biri yoksa, elinize bir poşet geçirerek veya eldiven giyerek yapabilirsiniz kum temizliğini. Gerekli olan minik küreği kullanarak tabii!

Bu dönem içinde kedinin sokağa çıkmamasını sağlayıp, oyunlarınıza da biraz mesafe getirebilirsiniz. Veteriner hekim ile doktorunuzun da bilgi alışverişinde bulunması rahat bir hamileliğe yardımcı olur. Toksoplazma riskine karşı özellikle hamileliğin ilk dönemlerinde kullanılabilinen antibiyotikler de önleyici ve düzenleyici olabiliyor. Toksoplazmanın sınır değerlerine yakın çıkması durumunda ya da doktorun özellikle gerekli gördüğü durumlarda ise kedinin doğuma kadar evden uzaklaştırılması gerekir.

Gülsüm Nurik

DÜZENLİ TESTLERİ İHMAL ETMEYİN


Kedi sahibi olan aileleri en çok düşündüren sorun olan toksoplazma, her kedi besleyen anne adayını etkilemiyor. Toksoplazma, çiğ etlerde, iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerin üzerinde ve özellikle sokağa çıkan kedilerin dışkısında bulunan bir parazitle yayılan bir enfeksiyon.

Gerekli önlemleri aldıktan sonra sağlıklı bir hamilelik geçinilebiliyor. Toksoplazmaya karşı alınabilecek birçok önlem var.

21 yıl önce veterinerlik hizmetleri bugünkünden daha kısıtlıyken doğum yapan Gülsüm Nurik, hamileliği boyunca kedilerinden vazgeçmeyip sağlıklı bir doğum yapmış bir anne. Hamilelik süresince sürekli doktoru ve veterineri ile temasta olan ve düzenli testleri ihmal etmeyen Nurik’in toksoplazma sonuçları hep negatif çıkmış. Test sonuçlarının düzenli olarak negatif çıkmasındaki sebeplerden en önemlisi, kedilerin aşılarının ihmal edilmemesi ve asla çiğ etle beslenmemeleri. Şimdi 21 yaşında olan kızı ve kedileri ile yaşayan Gülsüm Nurik, çevresinde kedisi olup da sağlıklı doğum yapan pek çok kişinin olduğunu, hamile kadınların doktor ve veteriner kontrollerini aksatmazlarsa sorun yaşamama ihtimallerinin yüksek olduğunu söylüyor.Sırma GÜLBAHAR

Köpeklerde ağrısız şişlikler

Hygroma denilen ve köpeklerde deri altında oluşan içi sıvı dolu, dışı sert bir doku ile çevrili kese şeklindeki şişlikler en çok dirsek bölgesinde, kalça ve diz arkasında oluşur. Genellikle küçük, yumuşak ve köpek için sorun ve ağrı oluşturmayan bu şişlikler, köpeğin hayatı boyunca vücudunda kalabilir. Ancak bazı durumlarda büyüyüp sertleşebilir veya enfekte olabilir, ki bu durumda tedavi edilmesi gerekir.

Hygromalar, genellikle kemiklere yakın bölgelerde tekrarlayan travmalar sonucunda oluşur. Sert zeminde, özelikle dirsek ekleminin altında kalan bölgenin uğradığı basınç ve travma da hygroma oluşumuna sebep olur. Aşırı kilolu ve büyük ırk köpeklerde ve uzun süreli iyileşme dönemi olan hastalıklardan veya ameliyatlardan sonra da görülürler.

Tedavide ilk yapılmasın gereken, şişliğin olduğu bölgede meydana gelen basınç ve travmanın azaltılmasıdır. Bunun için köpeğin yattığı ve uzun süre hareketsiz kaldığı zemine yumuşak bir altlık koyabilirsiniz. Ayrıca bandaj ve özel yastıklı pedler uygulanarak zeminle teması engellenir. Eğer hygroma büyük ve sertleşmişse veya enfekte olmuşsa cerrahi yöntemlere gidilmesi gerekir.

Bu şişliklerin oluşmasını engellemek için köpeğinizin yumuşak bir zeminde yatmasına imkan sağlayacak bir köpek yatağı kullanabilirsiniz. Sağlık sebepleri yüzünden uzun süre yatması gereken hayvanların yattıkları tarafın belli aralıklarla değiştirilmesi de hygroma oluşmasını engellemeye yardımcı olur.
Yazının Devamını Oku