Soykırım mı, değil mi diye tartışırken kısırlaştırma hayat kurtarıyor
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Kısırlaştırma operasyonu hayvanseverlerin en çok tartıştığı konulardan biri. Özellikle sokak hayvanlarının kısırlaştırılması, düzenlenen kampanyalara rağmen bazıları için soykırım anlamına geliyor.
Bazı hayvan sahipleri, kısırlaştırmanın doğal haklara saldırı olduğunu düşünürken, bazıları da hayvanların karakterinin ve vücudunun olumsuz etkilenmesinden çekiniyor. Halbuki sokaklarda zor koşullarda yaşayan hayvanların belki de tek çözümü olan kısırlaştırma, bilinçli hayvan sahibini yavru sahiplendirme stresinden koruduğu gibi hayvanları da prostattan kansere kadar birçok hastalığa karşı koruyor. Üstelik bazı köpek ırklarının üretimi yasak olduğu için kısırlaştırılmaları mecburi.
KISIRLAŞTIRMA OPERASYONUNUN RİSKİ VAR MI?
Anestezi kullanılan her operasyonda olduğu gibi kısırlaştırmada da risk var ancak bu risk, sağlıklı koşullarda yapılan bir operasyonda yüzde 1’in altına iniyor. Genç yaşta uygulanan kısırlaştırma operasyonlarında ise risk çok daha düşük.
NE ZAMAN YAPILMALI?
Kısırlaştırılacak kedi ve köpeğin yavruluk döneminden çıkmış olması gerektiği unutulmamalı. Bu dönemler kedi ve köpeklerde cinsiyete göre değişiyor. Erkek kediler 6-8, dişi kediler 4-6 aylık olduklarında erginleşse de, kısırlaştırma için en uygun dönem 6-8 ay arası olarak kabul ediliyor. Köpeklerde ise uygun kısırlaştırma dönemi için ırksal özellikler de belirleyici oluyor. Örneğin ilerlemiş yaşlarda kısırlaştırılan köpeklerde kemik erimesi riski ortaya çıkabiliyor. Dişi hayvanların kısırlaştırılması ve operasyondan sonra normal hayatlarına dönmesi erkeklere göre daha uzun sürebiliyor.
KISIRLAŞTIRMA NE ZAMAN ÖNERİLMEZ?
Dişi kedi ve köpeklere kızgınlık döneminde kısırlaştırılma yapılmamalı. Bu dönemde yapılan ameliyatlar normalden daha ağır geçer ve kanama miktarı da daha çok olur. Doğumdan hemen sonra ya da yavrular sütten kesilmemişken de operasyon yapılamaz. Dişi petinizde yalancı gebelik varsa, tedavi edilene kadar kısırlaştırmamanız gerek.
KISIRLAŞTIRILAN HAYVANIN HUYU DEĞİŞİR Mİ?
Kısırlaştırma ile ilgili yanlış bilgilerden biri, hayvanların karakterini olumsuz yönde etkilediği. Sanılanın aksine, kısırlaştırılan kedi ve köpeklerde agresiflik ve huzursuzluk değil, sakinleşme yaygın olarak görülür. Köpeklerdeki diğer değişiklikler, kızgınlık dönemleri süresince yaşadıkları asabiyet, davranış bozuklukları ve ulumaların ortadan kalkması şeklinde olur. Hemcinsleri ile kavgaları azalır, eğitimleri kısırlaştırılmamış hemcinslerine göre daha rahat olur. Erkek köpekler ilgilerini tamamen sahiplerine verebilir. Kısırlaştırılmış erkek kedilerin çiş kokularındaki yoğunluk azalır, iz bırakma huyları kaybolur ve çiftleşmek için evden kaçma alışkanlığı olan kediler, buna son verir.
KISIRLAŞTIRMANIN FAYDASI VAR MI?
Kısırlaştırma, meme, yumurtalık ve testis kanseri, rahim iltihapları, bazı tümörler, prostat gibi korkutucu hastalıklara karşı koruma sağlıyor. İlerleyen yaşlarda sıklıkla görülen kist oluşumları ve iltihaplar, kısırlaştırılmamış dişi hayvanlarda daha çok görülüyor. Kediler için ölümcül olan FİP ve benzeri hastalıkların da kısırlaştırma ile önüne geçmek mümkün.
KISIRLAŞTIRMANIN YAN ETKİLERİ NELER?
Kısırlaştırma operasyonları ile ilgili en çok dile getirilen şikayet, operasyon sonrasında hayvanların aşırı kilo alması. Ani ve aşırı kilo alımına östrojen hormonunun azalması ve sokağa çıkma isteğinin azalması sonucu gelen hareketsizlik sebep olur. Kilo almayı önlemek için petinizi diyet mama ile beslemeniz yeterli. Günlük egzersizleri de ihmal etmemeniz gerek.
OPERASYONDAN ÖNCE VE SONRA NE YAPMALISINIZ
Kısırlaştırılacak petinizin operasyon öncesi tıpkı insanlar gibi yemek yememesi gerekir. İdeal olan, 12 saat öncesinden itibaren su dışında yemek vermemek. Operasyondan sonra ise anestezinin etkisi geçene kadar su dahil hiçbir şey vermemelisiniz.
Anestezi sersemliği geçene kadar, taşıma kabında kalması gerekiyor. Böylece bilinci tam olarak yerine gelene kadar kontrolsüz bir şekilde hareket ederek kendini yaralamasını önleyebilirsiniz.
Operasyondan sonraki günlerde su ihtiyacı artacağı için kolay yenilen ıslak mamaları tercih edin.
Kedi ve köpekler tıraşlı ameliyat bölgesinden ve oradaki dikiş bezinden hoşlanmazlar ve çıkarmaya çalışırlar. Gerekirse ‘Elisabeth yakası’ denilen koruma yakalığından takabilirsiniz.
BU HAYVANLARIN KISIRLAŞTIRILMASI ZORUNLU
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre tüm sokak hayvanlarının ve belli köpek ırklarının kısırlaştırılması zorunlu. İşte ilgili maddeler:
Madde 4: Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin sahiplerince kısırlaştırılması esastır. Bununla birlikte, söz konusu hayvanlarını yavrulatmak isteyenler, doğacak yavruları belediyece kayıt altına aldırarak bakmakla ve/veya dağıtımını yapmakla yükümlüdür.
Madde 14: Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; takas etmek, sergilemek ve hediye etmek yasaktır. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yurda sokulmuş olanların sahipleri; üç ay içerisinde hayvan koruma kurullarına bildirimde bulunarak bunları kayıt altına aldırmak; altı ay içerisinde kısırlaştırarak kısırlaştırıldıklarına ilişkin belgeleri il hayvan koruma kurullarına teslim etmek zorundadırlar.
FUS’UN NEDENİ KISIRLAŞTIRMA DEĞİL
Kalitesiz mama ile beslenen erkek kedilerde sonu ölüme giden bir idrar yolları hastalığı olan FUS, kısırlaştılırmış erkek kedilerde daha sık görülüyor. Ancak, bu ölümcül hastalığın sebebi sadece kısırlaştırma değil. Kedinin beslenmesine dikkat edip, özellikle kısırlaştırıldıktan sonra düzenli olarak idrar yolu kontrolü yaptırmak hayati önem taşıyor. Sırma GÜLBAHAR
Kedilerde içme suyu tüketimi
SORU: 2 yaşındaki kedim çok az su içiyor. Kediler normalde ne kadar su içer? Yeterli miktarda su içmesi için ne yapmalıyım?
CEVAP: Kedilerin günlük su tüketimi ihtiyaçları, yedikleri yiyeceklere göre değişiklik gösterir. Kuru mama ile beslenen kedilerin kaba bir hesaplama ile tükettiği kuru mama miktarının 2,5 katı kadar su tüketmesi gerekir. Yani kediniz günde 1 fincan kuru mama yiyorsa 2,5 fincan kadar da su içmelidir. Ancak bu durum konserve mamalar gibi yüksek oranda su içeren yiyeceklerle beslenen kedilerde farklı. Yüksek su içeren yiyeceklerle beslenen kediler çok daha az miktarda suya ihtiyaç duyar. Diğer memelilere göre de daha az su içen kedilerin su içmesine yardımcı olmak için aşağıdaki önerilerden yararlanabilirsiniz :
l Suyun ve kabının temiz olmasına dikkat edin. Su uzun zaman durduysa, tazesiyle değiştirin.
l Kedinizin su kabı sayısını arttırın ve evin değişik yerlerine kedinizin kolayca ulaşabileceği şekilde su kapları koyun. Alışık olmadığı yerlere koyarak onun dikkatini çekebilir ve su içmesini sağlayabilirsiniz.
l Farklı yerler gibi, dikkatini çekmek için birbirinden farklı kaplar kullanın.
l Akan suyu içmesine izin verin. Bazı kediler su kabı yerine musluktan akan suyu içmeyi tercih ederler. Sürekli bir musluğu açık bırakmak imkansız olduğu için bu amaçla özel üretilmiş şelale şeklinde sürekli su akıtan su kaplarından satın alabilirsiniz.
lBazı kediler klorlu suların ya da hazır içme sularının tadını sevmedikleri için içmezler. Filtreden geçmiş su ya da yağmur suyu biriktirip kullanabilirsiniz. Suyun tadını değiştirmek için sulu ton balığı konservesinin suyundan ilave edebilirsiniz.
l Yaş konserve mamalar gibi, su oranı yüksek yiyecekler verebilirsiniz. Kuru mama kullanıyorsanız, içine su ilave etmeyi deneyin. Ancak bazı kediler mamalarını ıslak sevmezler. Bu durumda diğer önerileri deneyin.
Not:Geçen haftaki yazımızda, askaridlerin yer aldığı parazit ailesi yanlışlıkla halkalı kurtlar olarak yazılmıştır. Doğrusu yuvarlak kurtlar olacak. Dikkatli okuyucumuz sayın Dr. Mehmet Atatur’a uyarısı için teşekkür ederiz.
Pako pano
1,5 aylık dişi, Rottweiler kırması yavrular acil olarak yuva arıyor. Molozların üzerine atılmış bu iki bebeği, açlıktan kağıtları kemirir halde bulduk. Şimdi Çengelköy’de bir klinikteler. Sağlık sorunları yok, ikisi de çok sağlıklı ve güçlü köpekler. hacer@ventura.com.tr
Beni kocaman bir pres makinasının altında buldular. Şimdi Erenköy Sahil Veteriner’de dinleniyorum ve sağlıklıyım. Ama artık ev kedisi olmak istiyorum. Lütfen bana da sahip çıkar mısınız? Veteriner masraflarımı üstleniyorlar, size yük olmayacağım. T: 0533 475 10 22.