Paylaş
O, hastanede insanlara, evde de ona ihtiyacı olan dört ayaklı dostlarına şifa dağıtıyor. Hayvanların hayatına mutluluk kattığını söyleyen Yörükoğlu, 100 yaşındaki babaannesi, altı kedisi ve üç köpeği ile birlikte huzur içinde yaşıyor.
Dilek Yörükoğlu, gerçek bir hayvansever. Üç köpeği ve altı kedisi var. İki yıl önce 100 yaşındaki babaannesiyle birlikte, onlarla daha rahat ve huzurlu bir hayat sürebilmek için Ümitköy’de site içinde bahçeli bir eve taşındı. Kedileri ve köpekleri hep birlikte, hiç kavga etmeden huzur içinde yaşıyorlar.
Dilek Yörükoğlu’nu diğer hayvanseverlerden ayıran en büyük özelliği, aciz, özürlü ve derdini anlatamayan canlılar için duyduğu koruma ve kollama duygusu.
Bunu en çok hastanede bebek ve çocuk hastalarla ilgilenirken ve sokaklardaki aciz hayvanları gördüğünde hissettiğini söylüyor. Şu anda evindeki hayvanların hiçbirini "Bu köpek ne güzel, bu kedi ne şeker" diyerek almamış. Onlarla tanıştığında ya çok hasta ya da küçüklermiş. Hep en çirkin olanı almayı tercih etmiş: "Güzel ve sağlıklı olanı herkes alabilir, onların şansı var" diyor.
HEPSİNİN AYRI BİR HİKAYESİ VAR
Evin annesi Boncuk, altı yıl önce henüz bir aylıkken poşet içinde çöplüğe atılmış melez bir köpek. Sahibinin sevgisi ve ilgisiyle, beş ay süren yoğun bir tedaviden sonra hayatta kalmayı başardı. Eve ilk gelen o olduğu için, diğerlerine ev sahipliği yapıyor, her şeyi o öğretiyor. Boncuk’un en sevdiği yavru kediler. Eve gelen yavru kedilere o annelik yapıyor. Boncuk da her köpek gibi, sahibiyle oynamayı çok seviyor, hep ilgi bekliyor. Boncuk sabah yürüyüşüne çıktığında, evin özgür kedisi Tarçın’ın onu takip etmesi görülmeye değer.
Evin diğer kedisi Mırıl ise ağır bir kaza geçirmiş, o yüzden tek gözü kör. Mırıl, bütün vaktini evdeki hayvanlarla geçiren 100 yaşındaki babaannenin can yoldaşı.
Paspas var bir de. Paspas, kör ve sağır olduğu için barınağa terk edilmiş yaşlı bir Cocker. Beş yıl barınakta yaşadıktan sonra bir buçuk yıl önce hayatının son yıllarını rahat ve mutlu geçirmesi için Dilek Yörükoğlu tarafından evlat edinildi. Gözleri görmediği ve sağır olduğu için koku duygusu çok gelişmiş Paspas’ın. Sahibinin eve geldiğini hemen anlıyor. Hayatı boyunca sevgisiz yaşadığı halde son derece sevecen bir hayvan. Yaşlı olduğu için çok uzun süre yürüyemiyor, hemen yoruluyor, olduğu yere yatıveriyor.
Beyza ise Boncuk’a çok düşkün. O da aynı şekilde barınağa terkedilmiş yaşlı bir Pekingese. Kör denilebilecek kadar az görüyor. Ailenin en yeni ferdi o.
SEVMESENİZ DE KÖSTEK OLMAYIN
Yörükoğlu her akşam işten eve geldiğinde, kapıda onu dokuz kişilik bir ordu bekliyor. Böylesine büyük ve sevgi dolu bir karşılama ekibiyle bütün günün yaşanan stresini atmamak mümkün değil. Küçük de olsa bir fark yarattığına inanan Yörükoğlu şöyle diyor: "Böyle hayvanların sahiplendirilmeleri çok güç. Türk insanı daha çok cins ve yavru kedi ya da yavru köpek edinmek istiyor. Ne yazık ki Türkiye’de, evinde birden fazla hayvan besleyenler ’hayatlarındaki boşluğu doldurmaya çalışan, hayvan delisi’ olarak etiketleniyor. Özellikle insanlar arasındaki kişisel anlaşmazlıklarda hayvanlar, aleyhte koz olarak kullanılabiliyor. Örneğin yıllardır çevreme sıkıntı vermemek için tüm özeni göstermeme karşın, bir komşumun hayvanları bahane ederek iki yıldır hayatıma karışma hakkını kendinde bulması gibi... Hayvan sahipleri çevrelerini kirlilik ve gürültü ile rahatsız etmedikleri sürece toplum içinde huzurla yaşama hakkına sahip olmalı. Hakları kanunlarla korunmalı. Herkesin hayvan sevmesi ve bakması beklenemez. Ancak hayvanseverlere köstek olma hakkına da kimse sahip değil."
HAYVAN SAHİBİ ÇOCUK SORUMLULUK SAHİBİ OLUR
Prof. Dr. Dilek Yörükoğlu, çocuk psikiyatristi olan babası Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu’nun ona söylediklerini anlatıyor: Babam, hayvanlarla birlikte büyüyen çocukların sorumluluk sahibi ve iyi bir vatandaş olduklarının kanıtlandığını söylerdi. İstatistiklere göre, yalnız yaşayanların özellikle de yaşlıların depresyona girme olasılıklarının diğer insanlara göre daha az oldukları saptanmış bir durum. Hayvanların strese bağlı kalp hastalıkları gibi birçok hastalıkta engelleyici olabileceğini ve çocukların hayvanlardan uzak tutulmaması gerektiğini anlatırdı.
YAŞAM HAKKINA SAYGI
Her canlının doğuştan sahip olduğu yaşama hakkına barınak ve sokak köpekleri de sahip. Kimi insanlarca "altı üstü köpek" olduğu için, dünyada o kadar aç insan varken hayvanlara yardım etmek, bir lokma yemek vermek saçma. Ömrünü sokaklarda geçirmişi de var, petshoplardan bir anlık şımarıklık için alınan ve heves geçince kendini sokakta bulanlar da... Evcilleştirilmiş ve doğal hayatlarından uzaklaştırılmış bu hayvanlar savaşmayı unutmuşlar. Bu nedenle onların da hayata tutunabilmeleri sağlanmalı.
Deniz BİLİROĞLU
Köpeklerde deri kepeği
Köpeklerin deri hücreleri rutin bir şekilde yenilenir ve en üst tabakadaki ölü hücrelerin yerini sürekli olarak alt tabakalardan gelen yeni deri hücreleri alır. Bu sağlıklı dönüşüm normalde üç hafta kadar sürer. Yani deri hücreleri üç hafta kadar canlı kalır ve yerini yeni gelen hücrelere bırakır. Derisinde aşırı kepeklenme olan köpeklerde bu süreç daha hızlı yaşanır ve böylece hızla ölen hücreler, deri döküntülerinden oluşan bir tabaka oluşturur. Tüy foliküllerinde bulunan ve tüylerin kalitesini koruyan yağ bezlerinin salgılarında miktar ve kalite değişiklikleri de aşırı kepeklenmeye eşlik edebilir.
Genel olarak seborrhea olarak adlandırılan bu durum iki gruba ayrılır. Primer olanlar kalıtsaldır ve genetik bir hastalık olarak karşımıza çıkar. Sekonder olanlar ise deride tahrişe neden olan alerji ve paraziter hastalıklar, beslenme bozuklukları ve hormonel hastalıklar sonucu oluşur.
Köpeğiniz yavruysa, derideki bir miktar kepeklenme ve yağlanma normal. Ancak ergin köpeğinizde aşırı kepeklenme varsa mutlaka veteriner hekiminiz tarafından kontrol edilmeli. Aynı şekilde, bu döküntüler yağlı ve kötü kokulu bir hal alıyorsa, köpeğiniz daha çok kaşınıp daha fazla tüylerini yalıyorsa da veteriner hekiminize başvurmalısınız.
Aşırı kepeklenmenin tedavisi için öncelikle probleme yol açan alerji, beslenme ve hormon bozuklukları gibi asıl hastalığın teşhis edilmesi gerekli. Ayrıca kepeklenmeyi ortadan kaldıran medikal şampuanlar, Omega 3 yağ asitleri ilavesi gibi uygulamalar da kepeklenme ile ilgili belirtileri düzeltmek için önerilebilir.
PAKO PANO
Biz biri dişi, biri erkek iki Terrier’iz. Sağlıklıyız ve oyun oynamayı çok seviyoruz. Bizi evinize alır mısınız? 0212 640 03 86.
Bu köpek İstanbul-Uskumruköy Arikent’te bir bahçede hapis. Ailesi taşınırken onu terk etmiş. Kış gelmeden ona bir yuva bulmamız lazım. 0532 210 23 57.
Bu kediyi birkaç ay önce sahiplendirdik ama yeni ailesi çocuğumun alerjisi çıktı diyerek vazgeçti. Ona yeni bir yuva arıyoruz. Şimdi altı aylık. 0216 523 08 20.
Buğday eşine az rastlanır beyaz Cocker’lardan. 13 yaşında, kanser, gözleri çok az görüyor, ama sevgi dolu ve kedilerle çok iyi geçiniyor. Son yıllarını ona sevgi verebilecek bir aile ile geçirmek istiyor. 0537 393 98 06.
Üç buçuk yıldır aynı hayatı paylaşıyoruz; aynı evi, aynı yatağı. Hayatımdaki en değerli varlık, kedim Meryem. Ama şimdi Amerika’ya gidiyorum ve onu yanımda götüremiyorum. Onu çok sevecek birisine bırakmak istiyorum. İran-tekir kırması, dişi ve kısır. 0536 252 72 65 ve 0505 915 61 83.
Paylaş