Hayvan Hakları Aktif Güç Birliği Platformu (HAYTAP), internet üzerinde küçük bir grup olarak mücadeleye başlamıştı. Üyeler sonunda, asıl hedeflerine ulaştılar. geçtiğimiz 9 Temmuz’da HAYTAP yasal prosedürlerini tamamlayarak federasyon oldu. Beş derneğin katılımıyla kurulan HAYTAP, Türkiye’de hayvan hakları hareketinin bütünleşmesi ve kurumsallaşması için önemli bir adım. Federasyon Başkanı Avukat Ahmet Şenpolat, hayvanseverlerin yanlış bilinen imajlarını değiştireceklerini ve insanları bilinçlendireceklerini söylüyor.
Hayvan haklarını korumaya çalışan gönüllülerin oluşturduğu HAYTAP, 2000’lerin başında internetin daha sık kullanmayı başlamasıyla Adana DOHAYKO temsilcisi Nesrin Çitirik tarafından Yahoo Grup içinde kuruldu. Üyeler aralarında yazışıyor, çevrelerinde gördükleri sorunları paylaşıyor, dertleşiyordu.
Bir süre sonra üyeler arasında sorunları çözüme ulaştıramamaktan kaynaklanan anlaşmazlıklar başladı. Bazı üyelerin önerdiği çözümleri diğerleri onaylamıyordu. Grup daha düzenli ve kurumsal bir yapıya kavuşmak gerektiğini düşündü. Şimdi Haytap Federasyon Başkanı olan Avukat Ahmet Şenpolat bu dönemde devreye girdi.
Şenpolat, HAYTAP’la ilk kez sokak hayvanlarının zehirlemesine şahit olduktan sonra internette hayvan hakkı ihlallerini araştırırken karşılaşmıştı. Grupta harcanan enerjinin boşa gittiğini ve bir sonuca varmadığını gördü: "Aralarında para toplayıp bazı hayvanları kısırlaştırıyor ya da köpek besliyorlardı. Ama kalıcı bir sonuca varılmıyordu. Hamsterlar nasıl kafeslerinde bir tekerleğin içinde sürekli dönüp durur ve yorulurlar, platformdaki durum da ona benziyordu."
10 DERNEK DAHA SIRADA BEKLİYORKurumsal bir kimlik altında disiplinli çalışmak gerktiğini düşünen Şenpolat ve onu destekleyen grup üyeleri, önce 2006’da isimlerini patent enstitüsüne tescilletti. Kendilerine bir internet sitesi kurdular, buna bir hukuk bölümü eklendi. Bu bölümde ev hayvanlarının tahliyesinden, dilekçe yazmaya kadar pek çok hukuki sorunun cevabı bulunabiliyordu. Sitede videolar yayınlanıyor, televizyonlarda hayvanları ilgilendiren programlara kadar pek çok bilgiye yer veriliyordu. Paneller düzenlediler, Edirne barınağında çalıştılar, kitap fuarlarına katıldılar.
Ama en büyük hedefleri güçlü bir örgüt olmaktı. Grup, üç hafta önce bu amacına ulaştı ve HAYTAP federasyon oldu. Bu aşamayı Şenpolat şöyle anlatıyor: "Şimdiye kadar bekledik çünkü dernekleri ikna etmek çok önemliydi. Giresun, Adana, Antalya, İstanbul ve Diyarbakır’daki hayvan hakları dernekleri kendi genel kurullarını yaptılar ve HAYTAP bizim felsefemize uygun, bu federasyona katılmak istiyoruz, dediler. Dernekler Odası da federasyon olmamızı kabul etti."
Şu anda HAYTAP, çatısı altında beş derneği barındırıyor. Federasyon oldukları için yeni dernekleri de bünyelerine alma hakları var. Şenpolat’ın söylediğine göre, şu anda sırada 10 dernek daha var.
İNSANLARI SEVMEDİĞİMİZ, ARAMIZDA KAVGA ETTİĞİMİZ İNANCINI YIKACAĞIZHayvanseverlerin insanları sevmediği düşünülüyor. İşte bu imajı yıkmak istiyoruz. Örneğin Kurban Bayramı’nda Lösemili Çocuklar Vakfı’yla bir stand açtık. "Kurban kesmeyin, Lösev’de ilaca ihtiyacı olan çocuklara ilaç parası gönderin" dedik. Hem insanlara hem hayvanlara faydamız oldu. Siirt’te iki köye kırtasiye malzemesi yolladık. Hayvanseverler birleşemez, birbiriyle bile kavga ederler imajını da yıkmak istiyoruz. Zamanla AKUT veya TEMA gibi olacağımızı düşünüyoruz. Ancak o zaman devlet bizi ciddiye alır.
AMACIMIZ DEVLETE GÖREVİNİ HATIRLATMAKBiz bir ihbar kurumu değiliz. İnsanlara, bir köpek öldürüldüğünde veya yaralandığında nasıl ihbar edeceklerini öğretiyor, yönlendiriyoruz. Kuru mama vermek, barınağa gidip gelmek hayvan hakları savunucularının görevi değil. Bizim işimiz devlete yazışma ve görüşmelerle görevlerini hatırlatmak. En önemlisi federasyon olduğunuzda devletin karşında bir fren gücü oluşturmuş oluyorsunuz. Seminerler, paneller düzenleyeceğiz, afişler hazırlayıp dağıtmaya devam edeceğiz. Müftülüklerle konuşacağız, okullarda eğitim vereceğiz. Şimdi önemli olan insanları örgütlemek, temsilcilikler verip Türkiye’nin her yerine yayılmak. Böylece Erzurum’da bir hayvan hakkı ihlal edildiğinde müdahale edebileceğiz. Ayrıca sahipsiz hayvanları, eşekleri, faytonlardaki atları da korumamız gerekiyor.
1.500 GÖNÜLLÜ VARFederasyona üye olan derneklerle birlikte HAYTAP’ın destekçilerinin sayısı şu anda 1.500 kişi. Yaşları 20-50 arasında. HAYTAP’a gönüllü destekçi olmak için www.haytap.org veya yahoo gruba üye olmak yeterli. Federasyon aynı bölgelerde yaşayanları birbiriyle tanıştırıyor. Gönüllüler arasında görev dağılımı yapılıyor. Mesela Arapça bilenler Arapça yazışmalar ve çevirilerde, matbacılıkla uğraşanlar broşür basımlarında, aşçılar yemek artıklarının hayvanlara verilmesinde yardımcı oluyor. Federasyonun geliri dernek aidatlarından ve bağışlardan geliyor.
Hakan GENCE hgence@hurriyet.com.trKÖPEKLER İÇİN DENİZ VE YÜZME
Yaz aylarının en güzel aktivitesi olan deniz ve yüzme köpekler içinde sağlıklı bir egzersiz. Ancak bazı köpek ırkları denize girmekten ve su ile oynamaktan çok hoşlanırken bazı köpekler suya ve denize kolay alışamazlar. Köpeğinizi denize sokmadan önce veteriner hekiminize danışıp denize girmesine engel olacak bir rahatsızlığı olup olmadığı açısından muayene ettirmenizde fayda var. Deniz eğlencesini köpeğinizle paylaşmak, onu denize alıştırmak ve denizdeki tehlikelerden onu korumak için aşağıdaki bilgilerden faydalanabilirsiniz.
Küçük yaşlarda onu suyla tanıştırın. Özellikle dalgasız ve sığ bir bölümde köpeğinizi ürkütmeden ve tedirgin etmeden deniz kıyısına alıştırmalısınız.
İlk seferlerde en fazla karnına ve beline kadar denize alıştırıp daha sonraki seferlerde sizinle daha derin yerlere gelmesine izin verebilirsiniz.
Kesinlikle suya atmamalı ve korkutmamalısınız. Bu tarz korkular köpeğinizin size güvenini kaybetmesine ve denizden ömür boyu uzak kalmasına neden olabilir.
Denize alışana kadar uygun bir göğüs tasmasıyla onu emniyetli bir mesafede tutabilir ve kontrol edebilirsiniz.
Çevrenizde yüzmeye ve denize alışkın köpekler varsa köpeğinizin bu köpeklerle arkadaşlık ederek denize girmesi ve yüzmeye alışması daha kolay olabilir.
Gerisin geri kıyıya çıkabilecekleri yerlerden denize girmelerine dikkat etmelisiniz.
Suya atlama konusunda cesur ve istekli olsalar bile, tekneden, iskeleden ve kıyısı yüksek olan yerlerden denize atladıktan sonra denizden aynı yolla çıkmaları mümkün değildir.
Denizde kaldığı süre oldukça önemlidir. 5 dakika kadar yüzmek köpek için 5 km koşu yapmak kadar yorucudur. Bu yüzden köpeğinizin denizde çok uzun kalmamasına dikkat etmelisiniz.
Dalga, akıntı, suyun aşırı soğuk olması, deniz anası gibi faktörler insanlar için olduğu gibi köpeğiniz içinde aynı derecede tehlikelidir. Köpeğiniz denizdeyken son derece dikkatli bir şekilde onu izlemeli ve takip etmelisiniz.
Tuzlu su yutmak midesine zarar verebilir. Su yutmasına yol açacak durumlardan sakınmalı, denize gittiğinizde yanınıza mutlaka köpeğiniz için de temiz ve soğuk içme suyu almalısınız.
Deniz kenarında otururken köpeğinizin de gölge bir yerde olmasına ve güneşten korunmasına dikkat etmelisiniz.
Denizden çıktıktan sonra mutlaka duru su ile yıkayınız. Tuzlu su ve deniz mineralleri köpeğinizin cildine ve tüylerine zarar verebilir. Yıkandıktan sonra kulaklarını kuru bir pamukla kurulamayı unutmamalısınız. Böylece kulaklarında enfeksiyon oluşmasını engelleyebilirsiniz.