Pako'nun Sayfası

2010’un takvim yıldızları

7 Kasım 2009
Her yıl kedi, köpek fotoğraflarından oluşan takvimler hazırlayan Giller, 2010 için de yüzlerce kedi ve köpeği yıldız yaptı. Yeni yılın masa takvimlerinde ve öğrenci ajandalarında hep onların fotoğrafları var. Öyküleriyle birlikte...
Giller’in 2010 yılı “365 Gün Kedi”, “365 Gün Köpek” masa ve duvar takvimleri bu yıl yeni bir konsept ile hazırlandı. Yayıncı Emine Yalçın, seçimi binlerce fotoğraf arasından yaptıklarını söylüyor.
Duyurular aylar öncesinden yapıldı. Türkiye’nin dört bir yanından fotoğraflar yağdı Giller’e. takvim@giller.com.tr adresine 4 bin kare fotoğraf gitti. Her bir fotoğraf tek tek incelendi, seçim yapıldı. Her gönderiye yanıt verildi ve takvimlerde yer alacak kedi-köpek sahiplerine durum bildirildi.
Emine Yalçın, “Umulmadık bir anda önüne çıkan hasta ve sahipsiz bir yavru, barınağa veya sokağa atılmış bir yetişkin hayvana kıyamayıp sahiplenen iyi kalpli insanların samimi yazıları içimize işlediği için, takvimlerde bulunan kedi ve köpekleri, Giller 2009-2010 öğrenci ajandalarında sahipleriyle birlikte yayınladık. Her bir sayfada ayrı bir vakayı yansıttık. Evde veya sokakta hayvanlara emek veren, kıyamayan, hayvanları seven yüzlerce kişinin sözlerini sayfalarımıza taşıdık. Sokakta, barınakta veya bir evde bir hayvanı kucaklayıp, onunla birlikte yaşayanların kısa sürede o hayvanı bir evladı olarak gördüğünü bu satırlar bir kez daha anlattı. Amacımız bu takvim ve ajandalara bakan çocukların yüreklerine biraz da olsa hayvan sevgisini aşılamaktı. Ve bunu başardığımızı zannediyorum” diyor.

Köpeğinizin kuyruğuna dokununca canı acıyor mu

Anal keseler, köpeklerin yaşadıkları alanı işaretlemek ve birbirlerini tanımak için ürettikleri özel salgının, dışkıyla birlikte atılmasını sağlar. Birbirleri ile iletişim için önemli bezlerdir. Normalde anüsün sağ ve sol alt tarafına doğru yerleşmişlerdir. Salgıyı çok ince kanallar vasıtasıyla anüsün iç kısmına doğru yönlendirirler. Dışkı tam bu bölgeden dışarı doğru çıkarken anal keselere hafif bir basınç yapar ve dışkının yüzeyi bu özel kokulu sıvı ile kaplanmış olur. Birbirleri ile karşılaştıkları zaman arka bölgelerini koklamalarının sebebi budur.
Anal bezlerin hastalıkları çok sık görülen rahatsızlıklardır. Özellikle kesenin aşırı dolması ve ardından iltihaplanması ile seyreden enfeksiyon, apse ve yırtılmalar, en çok görülenlerdir.
Hastalık genellikle üretilen salgının aşırı yoğun olması ya da dışkının yeterince baskı yapamaması nedeniyle başlar. En önemli belirtileri köpeğin kakasını yapacakmış gibi pozisyon alıp kaka yapmadan poposunu yere sürtmesi, arka taraflarını çok fazla yalaması ya da ısırması, dışkı ile birlikte çok kötü bir koku bırakması, arka bölgelerine ve kuyruğuna dokunulmasına kızması ve ısırmaya kalkması olarak sayılabilir.
Anal keseler aşırı dolduğunda, veteriner hekiminiz bu keseleri uygun bir şekilde boşaltıp temizleyebilir. Apse ve enfeksiyonlarda, hastalığın durumuna göre uygun antibiyotikler ve diğer tedavi yöntemleri ile problemi ortadan kaldırmak mümkündür. Kesenin dolması çoğu kez köpeğin hayatını tehdit eden bir durum değildir. Ama eğer enfeksiyon ve apseler aşırı şiddetliyse, ya da kronik bir hal aldıysa veya çok sık tekrarlıyorsa ciddi problemler ortaya çıkabilir. Bu hallerde keseler cerrahi yöntemle alınır. Anal keseleri çok sık dolan veya daha önce anal kese iltihabı geçirmiş olan köpeklerde bazı beslenme değişiklikleri, problemi azaltmak ve koruyucu tedbir almak için faydalıdır. Dışkının daha sert ve şekilli çıkmasını sağlamak için lif oranı yükseltilmiş köpek mamaları kullanılabilir.

Pako pano

Fotoğraftaki dişi yavru evde biberonla büyütüldü. Tuvalet alışkanlığı var, parazit aşısı yapıldı, sağlıklı ve sevecen bir kedi. Ona bir yuva verir misiniz? Tel: (555) 986 97 30, (216) 384 51 65.

Bu güzeller güzeli 6 aylık pofuduğun adı Fındık. Çok sağlıklı, tam bir insan delisi ve aşırı oyuncu. İç ve dış parazit tedavisi yapıldı. Tuvalet alışkanlığı var. Ona yuvanızı açmak ister misiniz? Tel: (543) 256 65 77.

Kedilerimi acil vermem gerekiyor. Dışarıda kalamayacak kadar savunmasız ve evciller. 2 kedim var. Dişi kedimin Adı Miyo ve adını söyleyince bakar. Erkek olan kedimin adı Şımarık; karakteriyle uyumlu bir isim koyduk. Hemen mutlu olur ve şımarır. Asla patileri ile çizik atmazlar. Tuvalet alışkınlıkları var, ikisi de kısırlaştırıldı. Aşıları tam. Erkek kedim 9, dişi kedim 8 aylık. Annem büyük bir ameliyat geçirdiği için evde bakamıyorum. Bana yardımcı olur musunuz? Simay Düzenli. Tel: (505) 365 86 31.

1.5 aylık bu sarman oğlanı çok aç kalmış olarak sokakta bulduk. Adını paspas koyduk. Tam kucak delisi, devamlı peşinizde dolaşıp sevilmek istiyor. Arka patisinin ucu sıkışmış o yüzden patisinin ucunda his yok. Veteriner evde bakılırsa problem olmaz ama sokağa bırakılırsa patisinin kesilmesi lazım, yoksa taşlara sürtündükçe yara açılır ve kangren olur dedi. Ancak hiçbir şekilde yürümesinde bir sorun yaratmıyor. Aşıları tam, kuru mama yiyor. Evimde 8 kedi olduğundan onu tutma şansım yok. Ona şans verecek gerçek hayvansever bir melek arıyoruz.
Yazının Devamını Oku

Yaşlı kedilerde deri kanseri daha yaygın

31 Ekim 2009
Deride renk maddelerini (pigmentleri) üreten melanositlerin oluşturduğu tümörlere melanoma adı veriliyor.

Kedilerde nadir görülmekle birlikte önemli tümörlerden birisi, malign melanomalar. Özellikle yaşlı kedilerde daha yaygın. Bu tarz tümörler vücudun değişik yerlerinde ortaya çıkabilir ancak malign melanoma’lar genellikle ağız boşluğunda, deride ve parmaklarda görülür. Tümörün yerine göre yayılması ve şiddeti değişiklik gösterir. Metastazı (yayılması) diğer organlara doğru olabilir.
Melanoma’lar genellikle tek bir yerde, bazen renksiz bazen de koyu renkli bir şişkinlik şeklinde ve yaygın olarak yüz, ayak, omuz ve skrotum bölgesinde görülür.
Ağızda görülen melanomalarda ağızda kötü koku, yemek yemede zorluk, ağızdan salya akması, yüzde şişme ve bazen de kanama dikkati çeker. Hastalığın akciğerlere yayıldığı zamanlarda nefes alma zorlukları da ortaya çıkabilir. Hastalığın en önemli teşhis yöntemi doğrudan biyopsi ile yapılacak patolojik muayene. Yanı sıra hastalığın yaygınlığını, şiddetini, yayıldığı organları ve etkilediği organ sistemlerini anlayabilmek için kan analizleri, ultrason ve radyografi gibi görüntüleme teknikleri, ince iğne biyopsileri ve tümör tipini belirlemeye yönelik diğer testler de teşhis açısından yardımcı olur.
Kesin tedavi, cerrahi yöntemle tümörün uzaklaştırılmasıdır. Özellikle parmak ve taban yastığı gibi bölgelerde ortaya çıkan tümörlerle birlikte ilgili parmak veya taban yastığı da alınabilir. Bazı durumlarda kemoterapi, radyoterapi ve immunoterapi gibi tedavi yöntemleri de hastalığın tedavisi için uygulanabilir.

Veteriner Hekim Talat Gülbay

PAKO PANO

3 aylık bu yavrular annelerini bir araba kazasında kaybettiler. Onları çaresiz görünce geçici bir yere aldık. Kuru mamaya alıştılar, ilk aşılarını oldular, tuvalet terbiyeleri

Yazının Devamını Oku

Şimal’i nasıl kaçırdım

24 Ekim 2009
Nuray Erman, Ankaralı bir hayvansever. Muğla Akyaka’da yaptığı tatilin son günü, bir Ankara kedisine âşık oluyor. Onu orada bırakmayacak kadar bağlanıyor ve kaçırmaya karar veriyor. İşte Nuray Hanım ile Şimal’in heyecan dolu kaçış öyküsü.

Tatilde Muğla Akyaka’daydım. Son gün, ırmak kıyısında gezintiye çıkmıştım. Yoruldum, canım bir kahve içmek istedi. Cennet restorana girdim. Bahçe çok güzeldi, saksıların içerisinde çok güzel çiçekler vardı. Birden gözüme saksının dibinde bembeyaz bir şey ilişti. Eğildim, yavru bir Ankara kedisi.

Aldım kucağıma... Bu ne güzel bir şeydi böyle, o an ona bağlandım,kopamıyorum.Nasıl bu kadar güzel olabilir. Bembeyaz bir renk, masmavi gözler, hokka gibi ağız ve burun... Masada ben kahvemi içerken o şapkamın kenarlarıyla oynuyordu. Adını sordum garsonlara “Pamuk Prenses” dediler. Benim kedim olsa adını Şimal koyardım diye düşündüm. Çok güzeldi, çok parlak görünüyordu. O nedenle adı bir yıldız adı olmalıydı.
10 dakikalık mola 1.5 saatlik bir keyfe dönüşmüştü. Bir türlü kalkamıyordum. Garsonlara laf atıp duruyordum; kediyi bana vermeleri için. ”Mümkün değil o buranın maskotu” dediler.

Kediyi biraz daha fazla görebilmek için akşama rezervasyon yaptırdım.

Akşam tatil arkadaşım ve veteriner hekim Arzu’yla yeniden Cennet restorana gittik. İlk işimiz Pamuk Prensesi bulmak oldu. Annesini emiyordu, işi bitince kediciği masaya getirdik. Arzu pireli olduğunu fark etti hemen. Kimin umurunda göğsüme bastırıyorum. İkinci teşhisi, kedinin kulağının duymadığı oldu. Kimin umurunda, ben onu göğsüme bastırmış canım bebeğim, aşkım, pamuk prensesim diyorum duymasa da. Üçüncü teşhis fıtığı var, oldu. Artık hiçbir şey duymuyorum. Sadece onu seviyor hayranlıkla seyrediyorum.
Kalkma zamanı geldi hesap ödendi. Kediyi istediğimi söyledim. Arzu ”Ben sahipleriyle konuşup ikna ederim” dedi. Ben gündüzden tecrübeliyim, “Vermezler, kaçıralım” dedim.

ÇANTAMA SAKLADIM

“Emin misin?” diye sordu. “Evet” dedim. Gözüm artık hiçbir şey görmüyordu, benliğimi yitirmiştim. Çantayı boşalttık omzumdaki şala Şimal’i sardığımız gibi arkamıza bakmadan tesisten çıktık. Kalp atışlarımın sesini duyuyordum. Akyaka küçücük yer, arkamızdan gelseler elleriyle koymuş gibi bulacaklar bizi. Heyecan dorukta. Otele gizlice nasıl sokacağız? Resepsiyondan geçerken kedinin miyavlaması tuttu. Filmlerdeki gibi yalancı kahkahalarla miyavları bastırdık. Hızla merdivenleri çıktık.

Nihayet odadayız. Pamuk Prensesi pirelerden temizlememiz lazım. Yoksa ölür. Arzu yıkadı. Pirelerini cımbızla tek tek temizledi, kuruladık. Kulağına üç kez adını söyledim. O gece o sıcakta balkon kapalı, klima kapalı uyumaya çalıştık. Geceyi benim yastığımın yanında yatarak geçirdi. Nefesi ılık ılık esen bir rüzgâr gibiydi. Şimal’i ezerim korkusuyla tam uyuyamadım.

Ertesi gün hemen veteriner kliniğine gidildi. İç, dış parazit yapıldı. Kafes alındı. Otobüs firmasıyla görüşüldü. Hayvanlara anestezi aldırarak yolculuk yaptırıyorlarmış. Uyuşturmaya kıyamadık, sakinleştirici aldık. Ankara? Ankara? Bağrından kopan Ankara kedisini geri getiriyorum sana?

Nihayet evimize geldik. Hemen alıştı canım benim. Pencere önlerinde geziniyor, hopluyor, zıplıyor, o mutlu bir kedi. Onun hayatını kurtardım. O hain pireler kediciği öldürebilirdi. Evet evet, hayatını kurtardım. Çok mutlu.
Beş gün geçti, yüreğimde bir sıkıntı. Şimal’e benim kedim diyemiyorum hâlâ. Cennet restoranı aramalıyım. Elim telefona gitmiyor, zorluyorum kendimi. Nasıl denir, Pamuk Prenses’i çalan kişiyim, diye. Ama alan kişiyim diyebildim. Özür diledim. Duygularımı anlattım. Kedinin kulağının duymadığını bilmiyorlarmış. Başına gelebilecekleri sıraladım. Sonra içim burkularak eğer isterlerse kediyi biraz toparlandıktan sonra geri gönderebileceğimi söyledim. Derin bir sessizlik oldu, sonra bana “Hanımefendi kedi sizde kalsın,arada ziyaretimize getirin” dediler. Yüreğimde çığlıklar. Teşekkür üzerine teşekkür. Artık benim bir kedim var. Onlara Şimal’in fotoğrafını gönderiyorum ara ara.

Yaşlanan kafes kuşları

Kafes kuşlarının yaşam süresi, türlere ve ırklara göre farklılık gösterir. Bizde yaygın olarak beslenen muhabbet kuşları normal şartlarda 8-10 sene, kanaryalar 6-12 sene, gri Afrika papağanları 50-60 sene, cennet papağanları da 8-14 sene yaşar. Bakım koşulları daha iyi hale getirildiğinde ve düzenli veteriner kontrolleri yapıldığında bu süreler muhabbet kuşlarında 15-18, kanaryalarda 20, cennet papağanlarında 20, gri papağanlarda 60 senenin üstüne çıkabilir.
Yaşlılık döneminde uygulanacak dikkatli bakım, beslenme ve değişen ihtiyaçlara uygun yaşam koşulları ile ortamın sağlanması, birçok yaşlılık probleminin önüne geçebilir. Yaşlıklıkta görülen en önemli değişiklikler:
- Beslenme
- Sinir sistemi ve gözler
- Eklemler ve iskelet kas sistemi
- Karaciğer sağlığı
- Deri ve tüy yapısı
- Böbrek sağlığı
- Kalp ve dolaşım sistemi sağlığı ile ilgilidir.
Beslenme hataları, genellikle kendisini ileri yaşlarda gösterir. Yaşlılıkla birlikte, çok daha önceki yıllarda yapılan beslenme yanlışlıklarına bağlı sorunlar dikkati çeker. Bunlar içinde en yaygın olanları aşırı kilo (obezite), vitamin A eksikliğine bağlı hastalıklar (solunum, üreme hastalıkları, görme, mukoza ve yumurtlama problemleri...), kalsiyum ve D vitamini eksikliğine bağlı sorunlardır (gri Afrika papağanlarında özellikle).
Başta gri Afrika papağanları olmak üzere yaşlılıkla birlikte merkezi sinir sistemi hastalıkları da yaygınlık gösterir. Buna örnek olarak arteroskleroz, görme problemleri ve katarakt, iriste renk değişiklikleri, yaşlılığa bağlı davranış değişiklikleri, daha fazla uyuma, ses ve ötüş değişiklikleri, çabuk yorulma gibi aktivitede azalma sayılabilir.
Eklem problemleri, karaciğer hastalıkları, deri ve tüy problemleri, böbrek hastalıkları ve kalp ve solunum sistemi hastalıklarında da artış gözlenir.
Uzun yaşamalarına imkân sağlamak için:
- İyi ve kaliteli bir beslenme uygulanmalı
- İyi bakım ve çevre koşulları sağlanmalı
- Her gün genel durumu ve dışkısı kontrol edilmeli
- Belli aralıklarla veteriner hekim tarafından sağlık kontrolleri yapılmalı.

Pako pano

Yaklaşık 5 aylık olan ve sokakta yaşayan dişi tekircik, dışarıda yaşayamayacak ve kendini koruyamayacak kadar ürkek. Son derece sağlıklı ve oyuncu. İç ve dış parazit tedavileri yapıldı. Her kapıdan içeri girmeye çalışıp sıcak bir yuva arıyor. Kendisine bir aile arayan bu kedicikle yuvanızı paylaşır mısınız? İstanbul. Tel: (533) 529 16 51.

Pincher cinsi bu köpeğin adı Ejder. 8 Ağustos’ta Alaçatı’daki evinin önünde kayboldu. Dişi köpeklerin peşine takılarak gittiği sanılıyor. 6 yaşında, devetüyü renginde ve erkek.
Omurgasının kuyruğa yakın yerinde bir kist var. Kaybolduğunda boynunda adının ve adresinin yazılı olduğu bir tasma vardı. Görenlerin veya nerede olduğunu bilenlerin haber vermesini rica ediyoruz. Tel: (533) 748 21 11, (533) 611 52 35.

İzmir’deki bu minik panda 2 aylık, çok tatlı, tüm parazit tedavileri yapıldı, kuru mama yiyor ve çok akıllı. Tuvalet terbiyesi var. Ona bir ömür bakarım diyorsanız bizi arayın.
Tel: (537) 523 22 33 - (555) 544 51 14.
Yazının Devamını Oku

Takvim kızı yarışması başladı

17 Ekim 2009
Her yaprağında başka bir güzel kadının bulunduğu takvimlere alışığız. İlaç firması Pfizer ise beş yıldır bu tip takvimlerin hayvanlarla süslü olanlarını yapıyor. Biz lafın gelişi takvim kızı dedik ama, erkek veya dişi ama mutlaka sevimli kedi ve köpekler bulunuyor sayfalarında. Kimin fotoğrafının basılacağına da bir yarışmayla karar veriliyor.
Bu yılki PetStar Takvim yarışmasının başvuruları başladı. Sevimli kedi ve köpeklerinizin yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını, 15 Kasım’a kadar www.petstartakvimi.com adresine göndererek yarışmaya katılabilirsiniz. Bir de buradaki formu doldurmanız gerekiyor. Tüm pet sevenlerin katılımına açık olan yarışmaya başvurular sadece internet üzerinden yapılıyor. Cep telefonu ile çekilmiş, renk kaybı olan fotoğraflar değerlendirmeye alınmıyor.
Gönderilecek fotoğraflar arasından yapılacak eleme sonucunda 12 kedi ve 12 köpeğin fotoğrafı seçilecek. Sonuçlar, 1 Aralık’ta aynı internet adresinden duyurulacak. Takvimde kedi ya da köpeğinin fotoğrafları yayınlanan pet velilerine, PetStar 2010 takvimleri posta ile gönderilecek. Dileyen 2010 PetStar velisi, 2011 PetStar’ları için seçici komitenin bir üyesi olabiliyor.
Pfizer, takvime giren hayvanlara 6 aylık antiparazit uygulaması ve başka sürpriz hediyeler armağan edecek.

Kuşların da derdi obezite

Tüm evcil hayvanlarda olduğu gibi kafes kuşlarında da en önemli sağlık sorunlarından biri obezite ve buna bağlı hastalıklar.
İki temel sebebi var. İlki, kafes ve ev ortamında daha az enerji harcamaları. Yabani hayattaki kuşlar uçmak, yiyecek bulmak, ısınmak ve vücut ısılarını korumak için daha fazla enerji harcar ve şişmanlamaz.
İkinci obezite sebebi beslenme yanlışlıkları. Enerji düzeyi yüksek yemlerin kullanılması, özellikle yağ oranı yüksek çekirdek ve fıstık gibi yemlerin aşırı tüketilmesi, karbonhidrat oranı yüksek bisküvi, kek, makarna gibi ev yemeklerinden verilmesi ve şeker oranı yüksek meyvelerin aşırı tüketilmesi obeziteye yol açabiliyor.
Obeziteye bağlı ortaya çıkan sağlık riskleri içinde en önemlileri:
Karaciğer yağlanması ve buna bağlı karaciğer hastalıkları,
Aşırı vücut ağırlığına bağlı kolay yorulma ve zor nefes alma. Özellikle hava keselerinin etrafında yağlardan oluşan baskı sonucu uçarken çabuk yorulma.
Başta yumurta tıkanması olmak üzere çeşitli üreme sistemi problemleri,
Lipoma dediğimiz yağ tümörleri
Aşırı kilonun tüm organlarda ve vücut sistemlerinde yol açtığı baskı nedeniyle daha kısa yaşama olarak sayılabilir.
En çok muhabbet kuşları ve papağanlarda obezite görülür.
Bu yönde bir şüpheniz varsa, kuşunuzu veteriner hekime kafesi ile birlikte götürüp muayene ettirin. Genellikle enerjisi düşürülüp sebzelerle desteklenmiş özel formüle diyetler bu konuda son derece yararlı olur. Yine büyük kafes kuşları için formüle edilmiş pellet yemler ve buna ilave edilmiş meyve sebze ilaveleri ile kilo vermeye destek sağlanabilir. Bunun yanı sıra kuşun enerji harcamasına ve egzersiz yapmasına imkan sağlayacak çevresel düzenlemeler de son derece faydalıdır. Bu amaçla, daha büyük bir kafes alınması, tırmanma ve oynama alanlarının geliştirilmesi ve benzer aktiviteler kuşun enerji harcayarak fazla ağırlıklarından kurtulmasına yardımcı olacaktır.

Pako pano

Fotoğraftaki ufaklıklar kendilerine yuva arıyor. İlk aşıları yapıldı, veteriner hekim kontrolünden geçtiler. Tel: (212) 573 86 01 ve (543) 675 92 38.

Anneleri öldüğü için 15 günlükten itibaren biberonla özenle büyüttüğüm erkek ve dişi bebekler şimdi 1.5 aylık oldular. Tuvalet alışkanlığı kazandılar, ilk bakım ve ilaçları yapıldı, sağlıklı, oyuncu bu bebeklerin ailesi olur musunuz? Tel: (216) 384 51 65- (555) 986 97 30

Bu dünya güzeli 2 aylık zeytin oğlan ve duman rengi kız kardeşine çok iyi bakılacakları yuvalar aranıyor. İç ve dış parazit tedavileri yapıldı. Çok sağlıklı ve oyuncular. Tel: (555) 986 97 30 - (216) 384 51 65

Bu güzeller güzeli 5 aylık pofuduk tüylü Fındık’ı, 1,5 aylık yavruyken yolun kenarında tek başına buldum. Eve aldım, ama evimde bir köpeğim var ve işe giderken onları ayrı odalara kapamak zorunda kalıyorum. Bu şekilde çok mutsuz oluyorlar. O yüzden pofuduk kıza ona çok iyi bakacak bir yuva arıyorum. Çok sağlıklı, tam bir insan delisi ve aşırı oyuncu. İç ve dış parazit tedavisi yapıldı. Tuvalet alışkanlığı var. Bu kadar emekten sonra onu sokaklara bırakmak istemiyorum. Tel: (216) 335 27 12, (539) 364 22 12
Yazının Devamını Oku

Köpeğinizi sabah servise bindirin siz işteyken o anaokuluna gitsin

10 Ekim 2009
İstanbul’a 50 dakika mesafedeki Şile Ulupelit Köyü’nde bulunan Wof Wof Köpek Oteli, huzurevinden sonra şimdi de anaokulu açtı. Gündüz kreşi de diyebileceğimiz hizmetle, köpekler evlerinden servis aracıyla toplanıyor, sahipleri işteyken kocaman bir bahçede keyif içinde koşturuyorlar. Akşam yine servisle evlerine dağıtılıyorlar. Geldiklerinde yemeklerini yemiş, eğlenmiş ve temel ihtiyaçlarını karşılamış oluyorlar. Böylece evde yalnız kalıp, havlama, uluma ya da küçük yaramazlıklar yapma yöntemine başvurmadıkları için özellikle apartmanda yaşayan sahiplerine büyük kolaylık sağlıyorlar.

Köpeğini yanına alamayan ama nereye bırakacağını da bilemeyen İstanbullular’ın imdadına yetişen köpek oteli Wof Wof’un şimdi bir de anaokulu var. Şile yolu üzerinde, İstanbul’a 50 dakika mesafedeki Ulupelit Köyü’nde, beş dönümlük bir arazi içinde yer alan otelin sahipleri Filiz-Şefik Özşapçı çifti, “Anaokulumuz özellikle apatmanda yaşayan köpek sahipleri için düşünüldü. Köpekler sahipleri işe gittiğinde maalesef sessiz kalıp bekleyemiyor, havlıyor, uluyor ya da yaramazlık yapabiliyor. Anaokulumuz sayesinde sabah sahipleri işe giderken köpekler de servislerine binip buraya gelecek. Akşama kadar bol bol koşup oynayacakları, arkadaşlarıyla sosyalleşecekleri, eğlenecekleri, enerjilerini atacakları bir okul bu. Sahiplerinin işten dönme saatinde onlar da yine servislerine binip evlerine dönecekler” diyor.

VİCDAN AZABINDAN KURTARIYOR

Uygulama sayesinde köpek sahipleri işe giderken mahsun ve üzgün bakışlara maruz kalmadan ve bütün gün “Şimdi yalnız başına ne yapıyordur” sorusunu akıllarına getirmeden huzurla çalışabilecek. Köpekler beslenmiş, eğlenmiş, yorulmuş, temel ihtiyaçlarını karşılamış olacaklar. Eve geldiklerinde sahipleriyle sakin bir akşam geçirmek isteyecekler. Çünkü ertesi gün yine okula gidecekler. Uygulama için ne kafesler ne de küçücük beton zeminli karanlık bölmeler var. Özşapçı çifti, “İnsanların bile gelip yaşamak isteyeceği bir mekan hazırladık” diyor.

Çiftin kendilerine ait 14 köpeği bulunuyor. Filiz Özşapçı, “Bizi bu yola sokan onlar. Yaşadığımız sıkıntılarla baş etmeyi öğrendik. Başkaları da aynı sıkıntılardan mustarip olmasın istedik” diyor. Kendilerine emanet edilen köpeklerin gün içinde fotoğraflarını çekip sahiplerine mail atıyorlar. Agresif ve hırçın tabiatlı köpekleri çiftliğe almıyorlar.

Ayrıntılı bilgi (216) 736 51 66 nolu telefondan alınabilir.

VERİLEN HİZMETLER

- Özel servisle sabah evden alınıp akşam bırakılma.
- Günlük yemek servisi.
- Köpeğe özel beslenme planı hazırlanması.
- Diyet yapan veya özel gıda tüketimi olanlara özel hizmet.
- Kafessiz sistemde gözetim.
- Her türlü ilaç ve ilkyardım ekipmanı.
- Rutin veteriner hizmeti.
- Veteriner hekimin bilgisi dahilinde acil ve istenmeyen durumlarda müdahale.
- Atlanmış aşı ve parazit uygulamalarının tamamlanması.
- Acil durumda akşam konaklama.

Demodeks uyuzu nedir nasıl tedavi edilir

Bu hafta bir okuyucumuzdan gelen soruya cevap veriyoruz. Bir yaşındaki cocker spaniel ırkı köpeğine, demodeks uyuzu teşhisi konmuş. Tedavisi hakkında bilgi almak istiyor.

Demodeks uyuzu deride görülen bir dış parazit hastalığı. Neden olan parazit, 0.25 mm boyunda bir uyuz etkeni. Genellikle sağlıklı deride de hastalık yapmadan yaşayabilen bu parazit, özellikle vücut direncinin ve bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda hastalığı oluşturur. Diğer uyuz tiplerinden farklı olarak konakçı olduğu canlı organizmanın vücudu dışındaki çevrede yaşayamaz. Bundan dolayı hastalığın bulaşması çevre yoluyla değil direkt olarak bu hastalığı taşıyan başka bir hayvanla deri teması sonucunda gerçekleşir. Bulaştıktan sonra hastalığın açığa çıkmasındaki en önemli etken ise bağışıklık sisteminin zayıflamasıdır.
Hastalığın başlamasını takiben uyuz böceklerinin tüy foliküllerine yerleştiği bölgedeki deride tüyler dökülür, kırmızı, kalınlaşmış, genellikle kabuklu, çoğu kez de yağlı veya nemli bir deri tabakası gözlenir. Bu belirtiler her zaman olmamakla birlikte genellikle ilk olarak ağız ve göz etrafı gibi kafa bölgesindeki deride ortaya çıkar. Daha sonra ense, karın bölgesi, bacak ve ayaklarda aynı belirtilerle hasta deri bölgeleri oluşturur.
Teşhis edilebilmesi için hastalıklı deri bölgelerinden kazıntı ve biyopsi örneği alınarak mikroskobik olarak incelenmesi gerekir. Özellikle biyopsi örneğinin incelenmesi sırasında mikroskopta kolayca görülürler.

Tedavisinde dışarıdan deriye uygulanabilecek solüsyon, losyon ya da şampuan tarzında ilaçların yanı sıra, özellikle yaygın olarak seyreden durumlarda ağız yoluyla da ilaçlar kullanılabilir. Dışarıdan deriye uygulanan ilaçların başında amitraz içeren preparatlar gelir. Ağızdan kullanılan ilaçlar içinde ise en yaygını ivermektin içeren preparatlardır. Yine ağız yoluyla kullanılan ilaçların içinde milbemycin içeren preparatlar da demodeks uyuzunun tedavisinde kullanılır. Veteriner hekiminiz köpeğinizdeki demodeks uyuzunun yaygınlığına ve köpeğinizin kilosuna göre bu ve benzeri ilaçlardan bir veya bir kaçını belirleyip uygun doz ve süre ile uygulayacaktır. Tedavisi genellikle 2 ile 8 ay arasında sürer. Bu arada köpeğinizin bağışıklık sistemindeki yetersizliklerin giderilmesine yönelik yapılacak tedaviler de bu süreyi kısaltır. Tedavinin sona erdirilmesi için mikroskobik muayenede uyuz etkenlerinin görülmemesi gerekir. Olumlu sonuç alındıktan sonra da hastalığın yeniden oluşmasını engellemek ve kontrol etmek amacıyla düzenli olarak deri muayenelerinin tekrarlanması oldukça faydalı olur.

Pako pano

Annesiz oldukları için evde büyüttüğüm 1.5 aylık erkek ve dişi bebeklere özenle, sevgiyle bakılacakları aileler arıyorum. Evde çok kedim olduğu için onları fazla tutma şansım yok malesef. İstanbul. Tel: (216) 384 51 65.

Üç aylık, sağlıklı ve evcimen bir hanım kız. İlk bakımları yapıldı, kum ve kuru mama alışkanlığı var. Ortalıkta koşturmaya bayılan oyuncu bir yavru. Ama yuvadan uçmasının vakti geldi. Onu ömür boyu sevecek bir yuva arıyoruz. İstanbul. Tel: (216) 384 51 65.

İzmir’de çocukların peşine takılıp gece yarısı şaşkın bir şekilde sokakta dolaşıyormuş bu bebek. Şu anda evimizde. Parazit aşısı yapıldı, tertemiz. Çok sakin, geceleri bağırmıyor. Tuvalet eğitimi var. Evden atıldığını sanıyoruz. Dalmaçyalı kırması, 2 aylık gibi. Onu sahiplenirseniz, hep arkanızda olacağımdan emin olabilirsiniz. Bahçeli evi olanlar için de iyi bir köpek olacağını düşünüyorum.
İzmir. Tel: (533) 550 37 17 - (232) 382 60 62.

Bu güzel tekirimiz 2 aylık, çok uslu, parazit tedavileri yapıldı, kuru mama yiyor. Tuvalet terbiyesi mükemmel. Böyle bir bebeğiniz olsun istiyorsanız, bizi arayın. İzmir. Tel: (537) 523 22 33 - (555) 544 51 14. 
Yazının Devamını Oku

Bahçesinde köpek yerine 12 ceylan besliyor

3 Ekim 2009
İnşaatçı Ali Ağaoğlu, senenin başında Forbes’un dünyanın en zenginleri listesinde Türkiye’den servetini arttırmış tek isim oldu. Otomobillere, helikopterine ve genç kızlara olan ilgisi sık sık gündeme geldi. Fakat onun bilmediğiniz başka bir özelliği var: Ofisinin bahçesinde oluşturduğu mini hayvanat bahçesi. Orada ceylan, tavuskuşu ve keklik besliyor.

Ali Ağaoğlu’nun hayvan sevgisi küçüklüğünden beri var. Karadenizli bir ailenin çocuğu ama doğma büyüme İstanbullu. Ümraniye’deki evlerinin bahçesinde her zaman tavukları, kedileri ve köpekleri olmuş. Şimdi Ataşehir’deki ofisinin kapısında duran AGA plakalı lüks arabaları, son derece şık dekore edilmiş ofis odası, yağlıboya tabloları, her tarafta asılı duran büyük bina planları, Ağaoğlu’nun iş alanını yeterince şaşaalı gösteriyor. Fakat bütün bunların yanında bahçesinde beslediği ceylanlar, tavuskuşları ve keklikler yüksek binaların arasında adeta bambaşka bir dünya yaratıyor.
Urfa’da özel bir çiftlikten 15 sene önce satın aldığı ceylanların hepsi evcil. Yaşları 2 ila 15 arasında değişiyor. Kafese yaklaştığınız anda size ilgi göstermeye başlayıp kendilerini sevdiriyorlar. Ağaoğlu da boş vakitlerini en çok ceylanlarıyla geçiriyor. İçlerinde en özel olanı da iki yıldır baktığı Maymun. “O sürünün lideri. Birlikte çok toslaşıp didişiriz. Aslında hepsi benimle birlikte zaman geçirmeyi seviyor” diyor. Önceleri Çamlıca’daki şirketinin bahçesinde yaşayan ceylanlar, merkez ofisle birlikte Ataşehir’e taşındı. Sayıları da bu sene yavrulamalarıyla sekizden 12’ye çıktı.
Ali Ağaoğlu, ceylanların zarif görüntülerini sevdiğini söylüyor: “Gözleri ve bakışları çok güzel. Estetiği, zarafeti ve duruşuyla seyredilesi hayvanlar.”
Yüksek binalar arasındaki bu yerin ceylanların yaşaması için uygun olup olmadığını soruyoruz. Soğuk kış ayları için ceylanlara kapalı bir alan yapmayı planladığını söylüyor. İstanbul ikliminin onlar için uygun olduğunu anlatıyor: “Yerleri şehir içinde olabilecek en geniş alan. Rahat hareket edebiliyorlar. Ayrıca ben hayvanların kapalı ortamlarda tutulmasına karşıyım. Mesela köpeklerim de var. Bağlı durmalarını asla istemiyorum. Özgürlükleri kısıtlanmamalı ve doğal ortamlarına yakın mekânlarda yaşamalılar. Ben de bunu sağlamaya çalışıyorum.”
AVLUDAKİ TAVUSKUŞLARINA
BALKONDA YETİŞEN DOMATES
Ali Ağaoğlu’nun şirketinin birinci katındaki geniş avluda da 20 tavuskuşu ve kekliklerle dolu bir alan var. Tavuskuşları Bursa’daki özel bir çiftlikten alınmış. Onları en üst kattaki ofisinin balkonunda yetiştirdiği domates ve zeytinlerle besliyor. Bol bol fındık veriyor. Tavuskuşlarının görüntülerini çok güzel bulan Ağaoğlu, artık kendi de tavuskuşu üretmeye başlamış: “Yavru tavuskuşlarını çevremde durumu iyi olan arkadaşlarıma hediye ediyorum.”

Yazının Devamını Oku

Doğa Rutkay ile Müjdat Gezen dünür oldu

19 Eylül 2009
Müjdat Gezen, üç yaşındaki dişi köpeğini çiftleştirmek için münasip bir eş arıyordu. Doğa Rutkay ve köpeği Poker’i bir derginin sayfalarında görünce uygun eşi bulduğunu düşündü. İki ünlünün bir araya gelen köpekleri büyük bir aşk yaşamaya başladı. Altı tane de yavruları oldu. Yeni doğum yapan Lo, çocuklarını beslediği için şimdilik yanına kimseyi yanaştırmıyor. Biz de erkek tarafı olan Doğa Rutkay’ın kapısını çaldık.

Doğa Rutkay, 14 yıl birlikte yaşadığı kedisinin ölümünün ardından onun yokluğuna alışabilmek için beagle cinsi erkek bir av köpeği beslemeye başladı. 1.5 yaşındaki Poker ile bir yıldır birlikteler. İkilinin hayatı, geçtiğimiz aylarda Instyle Home dergisiyle yaptıkları çekimden sonra değişti.

Çünkü dergiyi okuyanlardan biri de Müjdat Gezen’di. Lo isimli üç yaşında bir beagle’ı olan Müjdat Gezen, Doğa Rutkay ile Poker’in resimlerini gördü, hemen telefon açtı. Doğa Rutkay o görüşmeyi şöyle anlatıyor: “Üç yıldır köpeğini çiftleştirmek istediğini söyledi. Tabii insanlar gibi köpeklerde de bir kimya uyumu ve beğeni algısı var. Dişiler sadece kabul ettikleri erkeklerle çiftleşiyor. Lo da şimdiye kadar kendisine gelen adayların hiçbirini beğenmemiş. Müjdat Gezen ‘Bir de Poker ile şansımızı deneyelim’ dedi. Ben de zaten köpeğimin doğasını yaşaması için çiftleşmesini istiyordum.

DOĞUM SEZARYENLE OLDU

Hemen veterinere götürdüm. Bilgi aldım. Veteriner dişinin kuyruğunu yana devirmesinin erkeğe ilgisi olduğunu gösterdiğini, kuyruğunu iki bacağı arasına almasının da asla onu istemediğinin göstergesi olduğunu anlattı. Ben de hemen oğlumu alıp Gezen’in Demirciköy’deki evine götürdüm. Lo oğlumu görür görmez kuyruğunu yana yatırdı.”

İki köpek tanıştı. Ama beklenen birleşme olamadı, çünkü Lo âdet görmüştü. 13 gün bu özel durumun bitmesini beklediler. Sonunda Müjdat Gezen’den gelen telefonla Poker ve Lo bir araya geldi. Müjdat Gezen “Biz hep kendimizi düşündüğümüzden hayvanları unutuyoruz. Bu birliktelikten dünyaya 6 tane aşk çocuğu geldi” diyor.

8 Eylül akşamı, Lo yavrulardan birinin kafasının rahmine sıkışması sonucu sezaryen ile doğum yaptı. Şimdi sağlığı gayet iyi. Üç erkek ve üç dişi yavrunun yanından ayrılmıyor, bebeklerini emziriyor. Tabii bu çiftleşme beraberinde büyük bir aşk da getirdi. Lo, Poker’in ardından bir süre yemeden içmeden kesildi.

Poker, hiç uyumayıp günlerce ağladı. Kapıların önünde yattı. Sabahtan akşama kadar uludu. Doğa Rutkay, artık iki köpeğin görüşmesinin pek de anlamı olmadığını söylüyor: “Çünkü ben de, Müjdat Bey de köpeklerimizi kısırlaştırdık. Ben prostata karşı köpeğimi kısırlaştırdım. Çok da sağlıklı oldu.”
Hakan GENCE

Gine domuzlarının ayak sağlığı

Gine domuzlarında (kobaylarda) görülen önemli sağlık problemlerinden birisi, ayak yaralarıdır. Genellikle ön ayaklarda ortaya çıkar ve önce tüylerin dökülmesi ve derinin kalınlaşması ile başlar. Ardından da yaralarla devam eder. Arka ayaklarda da görülebilir.
Bu problemin oluşmasında rol oynayan önemli etkenleri şöyle sıralayabiliriz:

Kafes tabanının tel veya başka şekilde ayaklar için kaba ve zarar verici bir satıh olması
Kafes zemininin sürekli nemli veya ıslak bırakılması
Ayaklara fazla basınç ile etki eden aşırı kilo ve fazla vücut ağırlığı
Kafesin düzenli ve uygun şekilde temizlenmeyip kirli bırakılması
Beslenme ile birlikte yetersiz C vitamini alması
Kalıtsal etkenler

Hastalığın en önemli belirtileri, etkilenen ayakta görülen topallık problemi, ayak derisinde tüy dökülmesi, kızarıklık ve şişme, bazen açık ve akıntılı yaralar oluşmasıdır. Şiddetli ağrı oluşturması durumunda Gine domuzunun çığlık atarak ve bağırarak ağrısını göstermek istediği gözlenebilir. Bazı durumlarda hastalığa halsizlik, iştahsızlık ve depresyon da eşlik eder.
Belirtilerin yanı sıra radyografi ile ilgili ayağın görüntülenmesi, doku kültüründen ve yaralardan yapılan antibiyogram testler, hastalığın ve bu tabloya eşlik eden mikroorganizmaların teşhisi için yardımcı faktörlerdir.
Başlangıç aşamasında ve hafif seyrettiği durumlarda kafes ortamının düzeltilmesi, beslenme eksiklikleri ve hatalarının giderilmesiyle çoğunlukla problem geriler ve ortadan kalkar. Bu amaçla kafes zemininin yumuşatılması ve uygun hale getirilmesi, kuru tutulması ve düzenli temizlenmesi, beslenmesinde C vitamini miktarının arttırılması ve kilo vermesine yardımcı olmak üzere kilosu fazla olan Gine domuzlarında kalorisi daha düşük beslenme uygulanması genellikle yeterli olur.
Hastalığın daha ileri ve şiddetli hallerinde, veteriner hekim kontrollerinin yanı sıra tedavilerin de uygun ilaçlarla klinik ortamda yapılması gerekebilir. Cerrahi tedavilerle iyileşmeyen yaraların ve ölü dokuların uzaklaştırılması gerekebilir.

Pako pano

Adım Panpis. Annemi kaybetmiş küçücük halimle kuru ekmek kemirirken buldular beni. Şimdi 1 yaşındayım. Beni büyüten ablam yurtdışına gideceğinden çok az bir sürem kaldı. Bundan sonra sokaklarda yaşamak istemiyorum. Parazit tedavilerim, aşılarım yapıldı. Özellikle cana yakın kedi isteyenler için çok uygunum. Tel: (554) 701 74 38.

Dört aylık kara burunlu alaca renkli kızımız ve 3 kardeşi (tekirler ve sarman) için acil yuva arıyoruz. Bulundukları yerde nüfus çok kalabalık, bir an önce ömür boyu sevgiyle, ilgiyle bakılacakları yuvalarına gitmeleri gerekiyor. Hepsi çok sağlıklı ve oyuncu. Diğer kedilerle de çok iyi anlaşıyorlar. Tel: (216) 384 51 65.

Acil yuva arayan yavru kediler. Biri dişi biri erkek. 1.5 aylıklar, sağlıklılar. Kum kullanıyor, kuru mama yiyorlar. Yuva bulunamazsa bir hafta içinde güvenli bir parka bırakılacaklar. İkisini birlikte İstanbul içinde bir yere sahiplendirmek istiyoruz. Tel: (555) 422 88 95.

Bahçemizde doğum yapan bir anneyi, karşıdan karşıya geçerken ne yazık ki trafik kazasında kaybettik. İki tane dünya tatlısı yavrusunu hemen evimize alıp büyüttük. Şimdi 2 aylık çok sağlıklı, oyuncu, hareketliler. İç ve dış parazit tedavileri yapıldı. Tuvalet eğitimleri var. Çok güzel kıtır kıtır kuru mama yiyorlar. Şimdi onları sahiplenecek sevgi dolu yuvalar arıyoruz. Tel: (555) 986 97 30 - (216) 384 51 65.
Yazının Devamını Oku

Elinizi hiç kaplan yaladı mı

12 Eylül 2009
Çoğunuz bu soruya ‘hayır’ yanıtı verecek, Meclis’in en sert muhaliflerinden Demokratik Toplum Partisi (DTP) Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da, bırakın soyadını aldığı bir kaplan tarafından elinin yalanmasını, bir kaplanla karşılaşmayı bile hayal etmemişti.

Ama hayat yeni bir sürprizle çıktı karşısına...
Hasip Kaplan, adaşı kaplanlarla macerasını anlattı.

Milletvekili Hasip Kaplan, THY’nin Endonezya’ya yaptığı ilk seferde Jakarta’daki Safari Parkı gezerken gördü beyaz Bengal kaplanını. Hem neslinin tükenmesi, hem de insanlara yakın ve eğitimli olması onu kaplana yaklaştırdı. Biraz da ‘adaş’ olmalarından cesaretle alıverdi kaplanı kucağına. ‘İki kaplan bir arada’ esprileri arasında gülümsedi objektiflere. Fotoğrafta iki kaplan olduğuna teyit de geziye katılan diğer milletvekillerine kaldı. DTP Milletvekili Kaplan, fotoğrafın arkasına ‘İkisi de kaplandır’ yazıp CHP milletvekillerine imzalattı. Kaplan o anı ve hayvanlarla ilişkisini anlattı:
BEN DE ‘TİGER’IM HA
Safari Park’a giderken otobüste rehber bilgi veriyordu. Önde de bakan (Maliye Bakanı Mehmet Şimşek) oturuyor. “Buranın en meşhuru da en vahşisi de ‘tiger’ (kaplan) deyip gözümün içine bakarak anlatıyor. Bir oldu, iki oldu. “Şu adama söyleyin, ben de bir ‘tiger’ım ha, dedim”, gülüştük.
Avrupa Hukukçular Birliği’nin Türkiye üyesi olduğum için çok geziyorum. Aslanla çok karşılaştım ama kaplan bugüne kadar kısmet olmamıştı. Kızım Güney Afrika’ya gittiğinde kaplan resimleri çekmesini istemiştim. Safariden dönüşte “Valla aslan çok ama kaplanlar Uzakdoğu ve Hindistan’daymış” diyerek çekememişti.
Parkta iki tür kaplan vardı. Botanik Park’takiler kapalı, güvenlikli alanlarda. Onların uzaktan fotoğraflarını çektik. Eğitimliler ise doğal ortamda. Ziyaretçilerle daha rahat iletişim kuruyorlar. Eğitimli olduklarını öğrenince hem beyaz kaplanı hem yavru leoparı kucağıma aldım. İnsan ürküyor tabii, durup dururken birden elinizi yalamaya başladığında. Arkadaşlar tedirgin oldular. Fakat enteresan böyle buluşmak. Önce birini sonra diğer elimi iki dakika kadar yaladı. Büyük bir kediyi kucağıma almış gibi hissettim.

Yazının Devamını Oku