BAHARIN etkisi herkeste başka türlü tezahür ediyor. Kimi áşık oluyor her bahar...
Kiminin
"gitme"si tutuyor...
Kiminde fazladan bir umut, neşe...
Ama yataktan uyumamış da maraton koşmuş gibi kalkma hali herkeste ortak, o ayrı.
Ben gitme arzusuyla yanıp tutuşanlardanım.
"Gittin mi hiç?" derseniz, hayır!
Onun yerine her bahar bir evden ötekine taşınmaya kalktım.
Yeni bakkal, yeni taksi durağı, pencerede yeni görüntü... Taşınmak da
"gitme"nin bir türlüsüdür. İlla
"güneye kaçmak" şart değil.
Fakat bunu bile yapamadım.
Kaderin bir inatlaşması mıdır artık, bütün taşınmalarım sonbahara denk geldi.
Ama ne yaptım... Hiç olmazsa evin şeklini değiştirdim her bahar. Değiştirmek dediysem, mesela vazoyu yemek masasının üstünden alıp sehpaya koymak gibi, daha ötesi değil.
"Gitme" arzusundan gele gele nereye geldiğimi gördünüz...
Anlamışsınızdır...
"Bağlananlar"danım.
Kapıdaki kediye, sokaktan geçen simitçiye, koltuğa, masaya, hatta koltukla masanın hep aynı yerde duruşuna bağlananlardan...
Fakat bu sene bir mimarın eline düştüm!
Kardeşimin yani.
Bilmiyorum, mimar yakınınız var mı... Bilir misiniz hallerini...
Bunlara gece uykuda
"vahiy" iner adeta!
Sabah bir bakarsınız salonu yatak odasına, yatak odasını mutfağa, mutfağı banyoya taşımaya girişmişler!
Hayır, yetinseler...
Bir hafta sonra bu defa mutfak salonla yer değiştirmede, banyo balkonda!
Aslında benimkisi böyle değildi. Sorardım,
"Şu tabloyu bu duvara mı asayım, ötekine mi?"
"İkisinden birine as" der, giderdi.
Fakat bu sene ne olduysa... Bütün danışmalarıma toptan cevap mı veriyordur nedir...
Sabah koşa koşa geliyor, hani öğleni beklerse aklına gelen kaçacakmış gibi, başlıyor komut vermeye...
"Tutun bakiim şunun ucunu!"
"Kaldırın!"
"İndirin!"
"Çevirin!"
"İttirin!"
Evde kim varsa seferber.
Ertesi sabah yine koşa koşa geliyor...
"Tutun bakiim şunun ucunu!"
"Kaldırın!"
Bende refleks oluştu. Annem pencereden bakıp da
"Kardeşin geliyor" dedi mi hemen koşup masanın ucuna yapışıyorum.
Neyse... Ben bu bahar da kıpırdayamadım yerimden ama hiç olmazsa eşyalar hareket halinde.
Belki de bizimkisi
"şok tedavi" uyguluyor bana...
"Sen misin bir mumun yerini değiştirirken bile bir ay düşünen!.."MIŞ-MUŞ
Kalçayı dik ve sıkı gösteren "kalça sutyeni" geliştirilmiş.
Hizmette sınır yok!
1) 15-(8-3)=?
Yukarıdaki soruyu üniversite sınavına giren gençlerin yüzde 48’i bilememiş.
2) Sınıf geçmek kolaylaşıyormuş.
Demek yüzde 100’e doğru yol göründü!
Kusurları görmemek ilişkiyi öldürüyormuş.
Görmek ise öldürmüyor, süründürüyor! |