Vicdanımızda bir sızı

BU bir "anne" yazısı...

"Anneler Günü geçti" diyeceksiniz.

Haberin Devamı

Zaten ben de "Gelin çiçek derelim, sevgi dolu türkülerle annemize verelim" diyecek değilim.

Yani yazacaklarım pek uygun düşmeyebilirdi Anneler Günü’ne.

Kısaca, bu, Anneler Günü’nden bağımsız bir yazıdır.

11 Mayıs’ın hemen ertesine denk gelmesinin nedeniyse, her ne kadar "gün"ü reddetsem de "gün" vesilesiyle "anne" üstüne yoğunlaşmamdır.

Şimdi sadede geliyorum.

Anneler çocukların yüreğinde bir "yük"tür!

Asla hafiflemeyen, ölümleri halinde bile yok olmayan, hatta daha da artan bir "yük!"

Üstünde düşünmeden "Hadi oradan!" demeyin!

"Yük"ü "eziklik" anlamında kullanıyorum.

"Suçluluk" biraz da.

Biraz da "yerinmek."

Yoklayın kendinizi bir... Anneniz aklınıza geldiğinde boğazınıza bir düğüm oturmuyor mu sizin de?

Ona karşı her zaman biraz eksik kaldığınızı düşünmüyor musunuz?

Yeteri kadar zaman ayırmadığınızı...

Yeteri kadar fedakárlık yapmadığınızı...

Hatta belki de yeteri kadar sevmediğinizi...

"Yeteri kadar" ne kadardır?

Bilmiyorsunuz.

Eksik kaldığınızı biliyorsunuz bir tek.

Çünkü ona yetişmenin imkánı yok.

Doğduğunuzdan beri anlatıyorlar... Yemeyip yedirdiğini, saçını süpürge ettiğini, canını verebileceğini...

Düşünsenize sizin için canını vermeye hazır biri var!

Ne korkunç!

Ha "Ne güzel!" de denilebilir tabii.

Ama ben bütün yetişkin çocukların, ödenmesi mümkün olmayan minnet borcu altında ezikliklerini düşünüyorum. Farkında olmasalar da.

Neden "görev" gibi ziyaret ediliyor anneler?

Neden bayramlarda televizyon reklamlarının zorlaması gerekiyor bizi? İçimizi acıtması?

Neden "anne" sözcüğünü duyunca ağlamaya meylediyoruz çoğumuz?

Neden coşku değil de hüzün var ilişkide daha çok?

Annelerimizi acındırdılar bize. Kendimizi bildik bileli. İçimiz kan ağlıyor neredeyse.

Ve bu haldeyken sağlıklı ilişki kurulamıyor.

Genç anneler yıkıyor şimdi bunu.

Hem anne, hem kadın, hem birey olmak suretiyle.

Bizimkiler sırf "anne"ydi...

Vicdanımızda her zaman bir sızı... Bittik, mahvolduk.

Haberin Devamı

MIŞ-MUŞ
Bedenler 90 yaşında da 30’lardaki gibi olacakmış.Türk kadınının hatırı için gelin şunu 25 yapalım!

Demirel "Siyasette başarı her zaman mümkün değildir" demiş."Küp doldurma" konusu hariç!

Erdoğan "70 milyonun başbakanıyım" demiş.Televizyona her çıkanın "Bizi 70 milyon izliyor" demesi gibi.

 

Yazarın Tüm Yazıları