Eve davet ettim. Geldi, koltuğa oturdu.
“İşini zamanında yapmadın.” dedim.
O da “Evet…” deyip açıklama yapmaya çalışırken ben “Dinlemek istemiyorum” diyerek sözünü kestim.
Aşağıda yazacağım yöntemi kullanırsanız; çocuğunuzu, eşinizi ve diğer insanları zorlanmadan değiştirebilirsiniz.
O da şu: diğer insanların değiştirmenin en kolay yolu, kendinizi değiştirmektir.
Her zaman işe yarar.
Nasıl mı?
O gün çocuğun içindeki olumlu duygular ile olumsuz duygular çatışır.
Çocuklar; mutluluk ile utanç duygusu arasında kalır. Nasıl mı?
SIKINTI Çocukların çoğu okulda ‘sıkılır’ ya da ‘ilgisiz’ davranır.
Her ikisi de öfkenin gizli formudur.
Çünkü canlıların yegane amacı; ‘var olmak’ ve aynı zamanda ‘yok olmaktan’ kurtulmaktır. (İkisi birbirinden farklıdır.)
Var olmayı, sevgi; yok olmayı, nefret yönetir.
Peki, bir insan var olduğunu nasıl anlar?
Bunun göstergesi de duygulardır. Kişi var olduğunu hissedince olumlu duygu (mutluluk), var olmadığını hissedince ise olumsuz duygu (üzüntü) hisseder. (Tabii üzüntüyü çoğu zaman öfke ve korku örter.)
Hareket’in amacı, “Müştereklerimizi Keşfedelim, Geleceğe Birlikte Yürüyelim” sloganıyla ülke olarak ortak değerleri keşfedip, hep beraber geleceğe yürümek.
Bu hareket kapsamında bir saha araştırması yapıldı. Araştırmanın sonuçları oldukça çarpıcı.
Nedir bu çarpıcı sonuçlar?
ORTAK DEĞERLER
İkisi de başarılı ama bir tanesi işini neşeli, diğeri kaygılı yapıyor.
Bir tanesi başarısının tadını çıkartıyor, diğeri çıkartamıyor.
Aralarındaki fark ne?
Bir tanesi hayata “sevgi” ile diğeri “korku” ile yaklaşıyor. Hayata “sevgi” ya da “korku” ile yaklaşmak ne demek?
Öğretmen olduğunuzu düşünün.
Sınıfta resme yetenekli bir öğrenciniz var.
İleride onun dünyaca ünlü bir ressam olacağını düşünüyorsunuz.
Resim ödevi veriyorsunuz ve resimlere bakıyorsunuz.
Yan masada da bir çift oturuyor. Çiftin birbiriyle çok konuşmadığını fark ediyorum.
Biz hararetli tartışmamıza devam ederken, kadın bize dönüyor ve “Lütfen biraz sessiz olur musunuz? Sizin konuşmalarınızdan dolayı sohbet edemiyoruz.” diyor.
Özür diliyoruz ve sohbete geri dönüyoruz.
Bir saat sonra kadın sinirli bir şekilde bizi tekrar uyarıyor. “Bütün konuşmanızı dinledik. Artık şu sorunu çözün. Biz sohbet edemedik.”
Tekrar özür diliyoruz. Biraz da kadınla sohbet ediyoruz. Kadının da fikirlerini alıyoruz. Sonunda gülerek ayrılıyoruz.
Bu kadını sinirlendiren neydi? Kadını sinirlendiren biz miydik yoksa başka bir şey miydi?
DUYGULARIN KAYNAĞI
İnsanın duygusunun kaynağı kendisidir.