Pozitif düşünce işe yarıyor
New York Üniversitesi profesörlerinden Gabriele Oettingen zayıflama programına katılan kadınlara, program başlamadan önce bir anket veriyor.
Ankette onlara kilo verme konusunda ne kadar iyimser olduklarını ve bu süreçte ne kadar zorlanacaklarını soruyor.
“Kilo vereceğime inanıyorum” diyen kadınlar, “Deneyeceğim ama çok iyimser değilim” diyenlere göre tam 11 kilo daha fazla kilo veriyor.
Burada sürpriz yok.
Zaten inancın ve pozitif düşüncenin işe yaradığını biliyoruz.
Pozitif düşünce işe yaramıyor
Ama Oettingen sadece kilo veren gruba baktığında, bu kişiler arasında bir farklılık görüyor. Ortalamada 11 kilo vermişler; ama bazıları sadece 4 kilo vermiş, bazıları 20 kilodan fazla.
Konferanstan sıkılınca, kitabımı çıkardım ve salonun en arkasına gidip okumaya başladım. Konferans bitmek üzereyken, hurriyet.com.tr genel yayın yönetmenimiz Fatih Çekirge kalktı ve kapıya doğru yöneldi.
Ben de kendisiyle sohbet etmek için Fatih Bey diye seslendim.
‘Merhaba. Ben Özgür. Sohbet etmek için seslendim’ dedim.
‘İyi yaptın’ dedi. ‘Anlat bakalım. Neler yapıyorsun?’ dedi.
Ben de kendimden ve vizyonumdan bahsettim.
‘Özgür çok etkilendim. Sen köşe yazısı yazabilir misin?’ dedi. Ben de ‘Yazarım. Zaten birçok köşe yazım var’ dedim.
‘Biliyorsun ben hurriyet.com.tr’nin genel yayın yönetmeniyim. Bizde yaz’ dedi.
‘Genel yayın yönetmeni olduğunuzu bilmiyordum’ dedim.
Aynı şekilde eğitimcileri de ikiye ayırıyorum: ders için öğretenler ve gerçek hayat için öğretenler.
Çocukların yaptıkları ödevlere bakın, gerçek hayatla uzaktan yakından ilgisi yok.
Çocukları tek yaptığı internette gereksiz araştırmalar.
Zaten çoğu ödevi de veliler yapıyor.
Bu yargı çoğu kültürde geçerlidir.
Ama Illinois Üniversitesi profesörlerinden Kramer Laurie yıllardır yaptığı araştırmalarla tek çocuk olmakla ilgili bütün yanlış yargıları yıkıyor.
Ona göre tek çocukların sosyal ilişkileri, ortalamada, iki ya da üç kardeşli çocuklara göre daha iyi.
Bunun sebebi de açık.
Sebep
İki ya da üç kardeş birlikte oynayınca, birbirlerini kırmaktan çekinmiyorlar. Çünkü biliyorlar ki onlar her zaman kardeşleri olacak ve her zaman orada olacaklar. Negatif duyguları ve saldırganlığı bastırmaya gerek yok.
Ama arkadaşlar ile oynayınca durum böyle değil.
Bir çocuk, arkadaşını kırınca, arkadaşı ona küsüp, tekrar oynamayabilir.
Bu amaç için UCLA’nın 88 defa üst üste maç kazanan ve 9 defa üst üste şampiyon olan basketbol takımının koçu John Wooden’u incelemeye karar veriyor.
İki araştırmacı Wooden’u bir yıl boyunca takip ediyor. Her idmanı izliyor ve kayıt ediyor. Oyuncular ve Wooden ile saatler süren röportajlar yapıyor.
Ortaya inanılmaz büyüklükte bir veri çıkıyor. Veriler tek tek analiz ediliyor.
Veri Analizi
Son üç aydır bir enerji terapistine gidiyorum. Çok güvendiğim bir arkadaşımın zoruyla gittiğim ilk seanstan inanılmaz yarar görünce, devam etmeye karar verdim.
Eskiden böyle şeylere inanmazdım.
Böyle bildiğiniz gibi bir terapi değil. Pozitif psikolojinin de savunduğu gibi amaç yaşam kalitenizi artırmak.
Birlikte benim bilinçaltımı keşfediyoruz. Ben kendimi keşfediyorum.
Örneğin kendimle ilgili şunları keşfettim.
Para pistir!
Para konuşamıyorum iş görüşmelerinde. Paramı isteyemiyorum. Para ile ilgili konularda mideme kramp giriyor. Bunu değiştirmek istiyorum ama zorlanıyorum. Neden?
Paranın ve zenginliğin pis olduğunu düşünüyor bilinçaltım. Babam’ın “Büyük servetin altında gizli bir suç vardır” lafı bilinçaltıma işlemiş olmalı.
Doğru kişiler nasıl seçilmeli konusunda çok araştırma var! Ama çoğu zaman birbiriyle çelişen bilgiler buluyorsunuz. Bazıları “Aynı karakterli kişiler daha mutlu olur” diyor, bazıları tam tersi.
(İnsan aşkını çoğu zaman seçemiyor; ama sevgilisini ve eşini seçebiliyor. Sevgili seçiminde tek kriter aşk olursa, bu bana göre büyük sorun.)
Ama Alexander Avila’nin “Aşkçeşitleri” (Lovetypes) kitabı şimdiye kadar gördüğüm en iyi açıklamayı yapıyor.
Zaten psikoloji biliminde oldukça kabul görmüş, Carl Jung’un teorisine dayanan Myers-Briggs Kişilik Testini göre sistemini kurmuş.
Ben kendi profilimi çıkarttım ve bana uygun olan sevgiliye baktım, verdiğim tepki “Yok artık!” oldu.
Nedir peki Avila’nin yöntemi?
Kendinizi keşfedin!
İlk önce dört ayrı boyutta kendinizi keşfetmeniz gerekiyor.
Liderlerin çoğu babalarını ya da annelerini genç yaşta kaybetmişler.
Hemen bu görüşünü ispatlamak için bir araştırma tasarlıyor.
Ansiklopediden liderlik yapmış ya da bilimde ve sanatta öncülük etmiş 573 kişinin profilini çıkartıyor. Bu kişilerin annelerinin ya da babalarının ölüm yaşlarını yazıyor.
Bir de karşılaştırmak için bir kontrol grubu seçiyor. Onların da annelerinin ve babalarının ölüm yaşlarını yazıyor.
Gerçekten de görüyor ki liderlik yapmış kişiler annelerini ya da babalarını genç yaşta kaybetmişler.
ORTALAMA YAŞ
Lider grubu ortalamada anne ya da babalarını 13 yaşında, kontrol grubu ise 20 yaşında kaybetmiş.
Liderler