Başınıza bir hırsızlık olayı gelene kadar bu sigortaların hiçbirini düşünmüyorsunuz. Çanta hırsızlığına uğrayan ama çanta sigortası olmayan okurlarımdan gelen onlarca mail üzerine alışveriş sigortasını yazmaya karar verdim.
20 yıla yakın süredir aynı bankanın kredi kartını kullanıyorum. Çalınan klavyemin ve makyaj malzemelerinin ilk taksitlerine ilişkin banka ekstresi posta kutuma gelince alışveriş sigortasına da başvurmayı düşündüm. Hem de ilk kez. Oysa aldığım birçok şey daha eve gitmeden hasara uğramıştı. Ama hiç başvurmamıştım. Bilgi almak için daha önce aradığım bankadan talep formunu gönderdiler. Bu formu banka şubenize ya da faksla belgelerli birlikte iletmeniz gerekiyor. Bu forma göre yapmanız gerekenler bakın şöyle:
36 SAAT İÇİNDE POLİS RAPORU ALIN
1-Çalıntı tazminatları için kaza veya polis raporu gerekiyor. En fazla 36 saat içinde alınması şartı var. Yani 36 saat içinde polis raporu almazsanız, bu sigortadan yararlanma imkanınız yok.
2-Taleple ilgili 45 gün içinde bankaya yazılı başvuru şartı ve 90 gün içinde de evrakların gönderilmesi gerekiyor.
3-Kart ödemesi düzensiz ve kart bu yüzden kapalıysa sigortadan yararlanmakta mümkün olmuyor.
4-Diğer sigorta poliçeleriniz varsa başvuruların detay ve sonuçları da talep ediliyor. Çünkü alışveriş sigortası ikincil bir sigorta.
Bu bültenlere bakın, her gün birkaç hırsız yakalanıyor. Ankara’da da diğer yerler gibi hırsızlık olayları, patlamış durumda. Poliste bir noktada hırsızlara karşı çaresiz kalıyor. “Biz yakalıyoruz, savcılık bırakıyor. Hırsıza ‘neden çaldın’ diye soruyoruz. ‘işim bu’ yanıtını veriyor” diyorlar.
İçinde İpad-2’de olan çantam mağazada çalındığından bu yana görüştüğüm emniyet yetkililerinden ve beni arayan hırsızlık mağduru okurlarımın telefon ve maillerinden çıkan sonuçları sizinle de paylaşmak istiyorum. Polisin ve mağdurların bu uyarılar bakın şöyle:
1-Bir kafede oturuyorsunuz. Sakın ama sakın, hele iphone benzeri akıllı ve pahalı bir telefonunuz varsa masaya bırakmayın. Nasıl olduğunu anlamadan çalınıyor. Bir arkadaşımın, mail atan onlarca kişinin başına gelmiş. Masadan kaşla göz arasında İphone’u 4/S’ini çalan hırsız eski model telefonunu çalmayıp bırakmış. Yani daha eski model telefonlar daha az hırsızlık tehditi altındalar.
2-Çantanızın ağzını asla açık bırakmayın. Cüzdan ve telefonunuzu artık yerinde bulamayabilirsiniz. Bu şekilde cüzdanları soyulanların sayısı da inanılmayacak derecede fazla. Kızılay’da bayram öncesi alışverişe çıkan bir okurum da hırsızın elini çantasının içinde yakalayınca çığlık atarak kurtulduğunu yazmış.
3-Fermuarını kapatsanız da çantanızın içindeki cüzdan, para ya da telefon çalınıyor. Bir başka okurumun anlattığı gibi çantanızdan cüzdanızın çalındığı taksiye binip evinize gidince, şoföre para vermek için arayap bulamadığında anlıyorsunuz. Cüzdanınızın çalındığını ruhunuz bile duymuyor.
4- Kalabalık mağazalarda alışveriş yaparken, çantanıza, elinizde ya da cebinizdeyse cep telefonuna dikkat.
5-Omuza asılan yerine elde taşınan bir çantanız varsa, asla ama asla kasaya, kabine, reyona vs bırakmayın. Saniyeler içinde çalınabiliyor. Başıma geldi biliyorum, siz dahil kimse görmüyor. Çantanızı çapraz takın, gözünüzü fermuarından ayırmayın.
Ankara’da her yer hırsız kaynıyor. Evi soyulanlar, mağazalarda, sokakta, çantası, telefonu çalınanlar. Artık profesyonelleşen bu hırsızlarının son kurbanı da ben oldum.
Bahçelievler 7. Cadde’deki İpekyol Mağazası’nda geçen Cumartesi günü saat 17.30 sularında ipadımı çaldılar. Birkaç dakika içinde. Yanımda arkadaşım ve mağaza görevlisi varken, ayakkabılara bakarken. Sağ tekini denediğim ayakkabının solunu denemeye fırsat bulamadan gözümün önündeki taba rengi çanta artık yoktu. Daha yazmaya fırsat bulamadığım son yurtdışı gezimin haber notları ve fotoğrafları, yazılarım, arşivim, telefon numaralarım, mail adreslerimin vs bulunduğu daha yedeklemeye fırsat bulamadığım 15 günlük yeni ipad-2’im ve klavyesinin olduğu kocaman çanta sanki ışınlanmıştı.
Görüntüleri verebileceklerini söylediler
Mağaza müdürünü tanıyordum ve ben ayakkabı denerken, hemen kasanın yanında en fazla bir metre uzaktaydı. Çantamın çalındığını söyleyince, İstanbul merkezlerini aradı. Bana, “Merkezi güvenlik sistemimiz var. İstanbul’dan güvenlik kamerası görüntülerini isteyebiliriz” dedi. Bunu öğrendikten sonra çıkıp yanındaki arkadaşımla birlikte Bahçelievler Polis Merkezi’ne gittik. Davacı oldum. Kaybettiğim bilgilerin benim için ipadın kendisinden de paradan da çok daha değerli olduğunu söyledim. İki polisle karakoldan mağazaya gittik. Olay mahalini incelediler, kameranın yerini kontrol edip, mağaza müdürü ile konuştular. Mağaza müdürü İstanbul merkezlerini yeniden aradı ve Pazartesi günü görüntüleri karakola verebileceklerini belirterek, polislerin telefonunu aldı.
Üç günlük görüntü kaydı yokmuş
Pazartesi günü soruşturmayı yürüten polis memuru beni telefonla aradı. Dünya çapında zincir mağaza olan İpekyol’un güvenlik kamera görüntüsü olmadığını bildirdiğini söyledi. MOBESE kayıtlarını da incelemeye alan polislere ilgilendikleri ve beni de bilgilendirdikleri için teşekkür ederek, telefonu kapattım. Hemen arkasından Pazar akşamı beni son derece nezaketle “geçmiş olsun” diye arayan bölge müdürüne bu kez ben telefonla ulaştım. O da bana, “Sigortaların attığını, teknik bir arıza nedeniyle son üç güne ait hiçbir güvenlik kamerası görüntüsü olmadığını” anlattı. Bilişim suçları uzmanı avukatlık yapan eski bir savcı arkadaşımı arayıp “Ne yapayım” diye danıştım. Bakın ne dedi:
Önce ‘var’, sonra ‘yok’ dediler
“Bu kadar büyük ve ünlü bir mağazanın tam üç günlük güvenlik kamerası görüntüsü olmaması ‘hayatın olağan akışına ters’. Büyük bir güvenlik zafiyeti ve mağazadan kaynaklı kusur. Mağaza yetkililerinin, önce ‘var’ dedikleri görüntüler için son ‘yok’ demeleri ise kuşkulu. Polise yanlış bilgi vermek suçtur, delil karartma sayılabilir. Suç duyurusunda bulun”
İlk önce imza. Senet altındaki imzanın yanınızda ve mutlaka gözünüzün önünde atılmasına özen gösterin, tarihe mutlaka bakın. Borçlu bir şirket ise senedi “yetkilisine” yine huzurunuzda imzalattırın. Senet alırken başka nerelere dikkat edilmesi gerektiğini konunun uzmanı avukat Alper Sarıca’ya sordum. Bakın hangi uyarılarda bulundu:
1- Senet altındaki imzanın huzurunuzda (yanınızda ve gözünüzün önünde) atılmasına özen gösterin.
Yanınızda atılmayan imzanın geçerliliğinden emin olamazsınız, belki de borçlu değil başkası atmıştır. Dolayısı ile senet ödenmez de icraya konu ederseniz, borçluya “imza tarafımıza ait değildir” itirazında bulunarak borcu ödemekten kurtulma ve hatta sizi yüzde 40 icra inkar tazminatına mahkum ettirme şansı vermiş olursunuz. Dahası resmi evrakta sahtekarlık iddiası ile ceza yargılamasında sanık durumuna düşebilir hatta hapis cezası alabilirsiniz.
2-Borçlu şirket ise senet altındaki imzanın yetkili temsilciye ait olmasına dikkat edin
Eğer senedi alacağınız borçlu, bir şirket ise aslında şirket yöneticisi olmayan fakat şirket adına tüm belgeleri, çek ve senetleri kendisinin düzenlediğini ve şimdiye dek herhangi bir sorun yaşanmadığını belirterek seneti imzalamak isteyen şahıslara kanmayın. Aksi halde senet ödenmez de icraya konu ederseniz, borçlu şirkete “imza yetkili temsilciye ait değildir” itirazında bulunarak borcu ödemekten kurtulma ve hatta sizi yüzde 40 icra inkar tazminatına mahkum ettirme şansı vermiş olursunuz. Bu nedenle senet altına mutlaka şirketin yetkili temsilcisinin imzasını attırmalısınız. Eğer şirket çift imza ile ilzam edilebiliyor, borç altına sokulabiliyor ise her iki yetkilinin de imzasının bulunması zorunludur.
3-İmzanın geçerliliğini sorgulayın; borçlunun imza sirkülerini mutlaka kontrol edin
Kötü niyetli bir kimse yanınızda imza da atsa mutad (normalde kullandığı) imzası dışında başka bir imza atabilir ve imzayı sonradan inkar edebilir. İtiraz halinde; senet üzerine imza atan kişinin DNA’sı düşmediğinden, bilirkişi incelemesinde borçlunun resmi kuruluşlarda, bankalarda vs varolan imza örnekleri dikkate alınacak senet üzerindeki imzanın şekli ,hızı, eğimi, baskısı gibi karakteristik özellikleri değerlendirileceğinden; kişi bilerek olağan imzası dışında farklı bir imza attı ise davayı kaybedecek ve hatta icra inkar tazminatına mahkum edileceksiniz. Bu nedenle mutlaka senet altına imza atan kişinin imza sirkülerindeki imza ile senet altındakinin aynı olmasına dikkat edin, karşılaştırın.
4-Senet üzerinde tanzim (Düzenleme) tarihinin doğru olarak belirtilmesine dikkat
Geçen Cumartesi günü sevgi arkadaşlarım Habertürk Gazetesi yüksek yargı muhabiri Sibel Hürtaş ile Radikal Gazetesi Köşe Yazarı Orhan Kemal Cengiz ile dünyaevine girdi. Kağıttan tasarrufla, doğaya da küçük bir katkıda bulunarak, davetiye bastırmayıp dostlarını SMS ve e-maille nikah ve düğünlerine davet ettiler. Sibel ve Orhan’ın bu davet şeklinin yeni bir trend olmasını umut ediyorum bu arada. Biz düğün yapıp eğleneceğiz diye kesilen ağaçların suçu ne?
Medya camiası buluştu
Sancak Mahallesi’nde Ankara Yelken Kulübü’ndeki nikahı Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı Buğra Gökçe kıydı. Nikâhta, çiftin şahitliğini Habertürk Ankara Temsilci Yardımcısı Ahmet Dirican, Taraf Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Markar Esayan, eski CHP Antalya İl Başkanı Ümit Uysal ve Sakine Yorulmaz yaptı. Habertürk Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya başta bütün Habertürk bürosu tam kadro oradaydı. Radikal Gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek, Taraf Gazetesi Ankara Temsilcisi Lale Kemal’le birlikte isimlerini satır sayım dolduğu için yazamadığım sevgili gazeteci arkadaşlarım, akademisyen dostları ve aileleri Sibel ve Orhan’ı gece boyu yalnız bırakmadılar.
Önce arya sonra halay
Genç çift ilk danslarını tenor doktor Zafer Mutlu’nun aryaları ve romantik şarkıları eşliğinde yaptı. Mutlu, gecenin sonunda alkışları kıramayıp yeniden sahne aldı. Kalamış’la mini konserini noktaladı. Aryalarla başlayan düğün gece geç saatlerde halayla sona erdi. Cengiz, ailesine ömür boyu mutluluklar.
Şimdi sempozyum
Bu hafta sonu ise Ankara Eczacı Odası’nın “Bitkisel 2012 sempozyumu” var.
Hakimler ve savcılarla, HSYK, Yargıtay-Danıştay üyeleri, Adalet Bakanlığı, Adalet Akadamesi temsilcileri ile karşı karşıya gelip hukuki konularda bilgi alışverişinde bulunacaklar. Yargısal sorunları masaya yatırıp tartışacaklar.
HMT, kürsü ile Ankara’yı buluşturacak. “Beyin fırtınası” sonrası yargısal sorunlara çözüm önerileri getirilirken, nihai hedef olarak yargıda uygulama birliği sağlanacak. Aynı suçtan açılan davada, Ankara’da başka Van’da başka karar verilmeyecek. Yargıda güvende artacak.
Son toplantı Ankara’da
İlk toplantı, HSYK üyeleri, idare ve vergi mahkemelerinde görev yapan hakimlerin katılımı ile 15-16 Eylül’de İstanbul’da yapıldı. Son toplantı, 12-13 Ekim’de Ankara’da.
HSYK Genel Sekreteri Bayram: Temyiz kültürü oluşturulacak
HSYK Genel Sekreteri Muzaffer Bayram’la, HMT’yi konuştuk. 2014’e kadar yılda iki kez yapılması plananlanan HMT ile yargıda uygulama birliğinin sağlanması ve temyiz kültürünün oluşturulmasının hedeflendiğini açıklayan Bayram, projenin ayrıntılarını bakın nasıl anlattı:
Yeni bir model
Daha önceki dönemde Yargıtay meslek içi kursları yapıyorduk. Bu arkadaşlar Yargıtay’da dosya okuyordu. Ama 12 bin hakim-savcıyı Ankara’ya getirip Yargıtay eğitiminden geçirmek mümkün değil. HMT projesi aslında kürsü ile Ankara’yı buluşturan, karşılıklı müzakare ve beyin fırtınası ile hukuki hataların en aza indirilmesi, gençlerden yeni fikirlerin alınırken, eksik bilgilerinin de Yargıtay ve Danıştay mensuplarınca tamamlanmasını amaçlayan yeni bir model.
“Özellikle bankalar, büyük market zincirleri ve firmalardan hiçbir talepte bulunmadığımız halde mail, mesaj ve telefon geliyor. Daha önce hiç çalışmadığımız bir bankadan, ya alışveriş yapmadığımız firmadan bir gün içinde birçok mesaj alıyoruz. Hafta sonları bu mesajlar artıyor. Ürün tanıtımları için de mesajlar atılıyor. TC kimlik numarası, mobil imza, telefon numarası, adres ve nüfus bilgilerimiz aracı bir firma kanalıyla başka firmalara aktarılıyor. Bu elektronik iletileri almak istemiyoruz. Kişisel verilerimizin izinsiz olarak paylaşımının da engellenmesini talep ediyoruz.”
Yasak tasarısı Meclis’te
İstenmeyen e-posta ve SMS sorunun çözümü için tam üç yıl önce kanun tasarısı hazırlandı. Avrupa Birliği’nin “Elektronik Ticaret Direktifine” uyum amacıyla hazırlanan Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı 30 Aralık 2009’da görüşü sunuldu. 15 Eylül 2011’de yenilendi. Bakanlar Kurulu’nda kabul edilip 21 Ekim 2011’de TBMM’ye sevk edildi. Geçen yasama dönemi TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda tasarı kabul edildi. Şimdi ise Meclis’te sırasını bekliyor. Anayasa Komisyonu ve TBMM Genel Kurulu aşamalarının ardından da yasalaşarak, yürürlüğe girecek. Düzenleme satırbaşları ile şöyle:
İzinsiz SMS’e 10 bin lira ceza
Alıcının izni olmadan gönderilen kimden geldiği belli olmayan mesaj ve ileti gönderenlere 1000-10 bin lira arasında değişen idari para cezaları verilecek. Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilecek.
Üç gün içinde e-posta kesilecek
Alıcılar diledikleri zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilecek. Hizmet sağlayıcı, ret bildiriminin elektronik iletişim araçlarıyla kolay ve ücretsiz olarak iletilmesini sağlayacak ve gönderdiği iletide buna ilişkin gerekli bilgileri sunacak. Ret talebin ulaşmasının ardından hizmet sağlayıcı üç iş günü içinde alıcıya elektronik ileti göndermeyi durduracak.
Ceza on katına kadar artırılabilecek
ANKARA İncek’teki Türkiye Adalet Akademisi’nde (TAA) hakim-savcıların yanısıra avukatlara da eğitim verilecek. Akademideki salonlarda kurgusal duruşmalar yapılarak, uygulamalı eğitim yaptırılacak. Önümüzdeki dönemde, avukatların stajlarının da TAA’da bünyesinde yaptırılmasının hedefleniyor.
Yargıtay da TAA’nın yanındaki tahsisi yapılan arsaya taşınacak. Böylece, Anayasa Mahkemesi’nin taşınıp hizmet vermeye başladığı İncek’te büyük bir “yargı kampüsü” oluşturulmuş olacak.
Yeni hedef eğitim
Adalet Bakanlığı yetkilileri ile konuştum. Yeni eğitim modeli ve hedefi ile ilgili bakın ne dediler:
“Yargı reformu strateji planının 2.5 yılda yüzde 70’ini hayata geçirildi. Yeni hedeflerimizi belirlediğimiz bir yargı reformu strateji belgesi hazırladık, bunu da önümüzdeki günlerde tekrar Bakanlar Kurulu’na sunacağız. Önümüzdeki hedefleri karşıladık, çıtayı yükseltecek yeni hedefleri belirledik. Bu hedefler arasına hakim, savcı ve avukatların hukuk fakültesindeki eğitimlerinden başlayarak, daha iyi yetiştirilmesi de alındı.”
Çalıştay düzenlendi
Hukuk eğitiminin kalitesinin yükseltilmesi hedefi adına ilk adım ise Erzurum’daki çalıştayda atıldı. Yargının paydaşlarının katıldığı bu çalıştayda, hukuk eğitiminden başlayarak, hakim, savcı ve avukatların yetiştirilmesi ve mesleğe girişine kadar geçilen tüm aşamalar tek tek masaya yatırılıp irdelendi.
Komisyon kuruldu