Oya Armutçu

Avukatlara: Bu tekeli kırın

24 Aralık 2018
Adalet Bakanlığı’nın yargı reformu strateji belgesini güncelleme toplantısından sonra, Türkiye Barolar Birliği de 0-5 yıl meslek kıdemindeki genç avukatlarla mesleğin geleceğini masaya yatırdı. İstanbul’da avukatlıktan elde edilen gelirin yüzde 92’sinin 40-50 büro tarafından, yüzde 8’inin diğer avukatlarca paylaşıldığını açıklayan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, genç avukatları bu tekeli kırmaya ve iş istemeye çağırdı.

YARGI ADINA YILSONU HAREKETLİ GEÇİYOR.

Adalet Bakanlığı 29 Kasım’da ilk kez, yargı zirvesini tüm paydaşlarıyla Ankara’da toplayıp yargı reformu strateji belgesini güncellerken, Türkiye Barolar Birliği (TBB) önceki gün 0-5 yıl meslek kıdemindeki genç avukatlarla toplandı.

TBB’nin Ayaş tesislerinde düzenlenen “Genç Hukukçular Buluşuyor-3” toplantısının izleyicilerinden biriydim. Toplantıya Türkiye’nin her yerinden genç avukatlar katıldı. Bazıları karamsar ama çoğu mesleklerinden umutlu ve büro açma telaşındalar. Toplantının açılışını TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ve Başkan Yardımcısı Ünsal Toker yaptı. Genç avukatlardan hayal kurmalarını ve talepkâr olmalarını isteyen Feyzioğlu, bakın 2019 hedeflerini nasıl anlattı:

“Biz 2019’u gençlik yılı, genç avukatlara zirveye tırmanma yılı ilan ediyoruz. Bu toplantı, bir devrimin kıvılcımının sizin tarafınızdan ateşlenmesi toplantısıdır.

KAZANMAK İÇİN KENDİ İMKÂNLARINI BİLECEKSİN
İstanbul’da avukatlık hizmetlerinden elde edilen gelirin yüzde 92’si çoğu yabancı ortaklı 40-50 avukatlık bürosu tarafından paylaşılmaktadır. Avukatlık Kanunu’nda tanımlanan bizim gibi avukatların elde ettiği gelir kalan yüzde sekizdir. Hadi kimi suçlayalım önce? Bir şeyler değişsin istiyorsak şunu bileceğiz: Bir muharebeyi kazanmak için kendi imkânlarını bileceksin. Karşı tarafın imkân ve kabiliyetlerini bileceksin. Buna göre neyi değiştirebilirsin, neyi değiştiremezsin, elinde ne var? Tespit edeceksin.

İSTAC TAHKİMİNİN ÖNEMİNİ ANLATALIM

Yazının Devamını Oku

Geçici görevlendirilen memurlara iyi haber

17 Aralık 2018
Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) geçici görevlendirilen memurlara iyi haber geldi. AYM bu tip görevlendirmelere ‘aile hayatına saygı’ ve ‘denge’ kriteri getirdi. Örnek niteliği taşıyan bu karar, yatalak annesine bakan ve geçici görevlendirilen bir erkek memurun bireysel başvurusu üzerine verildi.

AYM’nin bu kararı geçici görevlendirmesi çıkan annesi ağır hasta olan ve “Hukuken ne yapabilirim?” diye soran başka bir kamu görevlisi okurumun sorusunun yanıtı gibi oldu. Önce AYM’nin kararı:

Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge’de çalışan N.F. başka bir belde sınırları içinde geçici olarak görevlendirildi. N.F. annesinin yatalak hasta olmasını gerekçe göstererek geçici görevlendirmenin iptalini istedi ve bu talebi kabul edildi. Ancak amirinin işyerindeki asansörde kasıtlı olarak “memurun tutum ve davranışlarına yakışmayan şekilde davrandığı” şikâyeti üzerine önce yazılı ikaz edilirken, 7 Şubat 2006’da ikinci kez geçici görevlendirmeyle aynı yere gönderildi.

DAVASI REDDEDİLDİ

N.F.’nin görevlendirmenin iptali için açtığı dava, “Hizmet gereği olarak gönderildi, hukuka aykırılık yok” gerekçesiyle reddedildi. Dava sırasında annesi vefat eden N.F., 26 Şubat 2014’te bireysel başvuruda bulundu. AYM Birinci Bölümü, 11 Ekim’de N.F.’nin “aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine” oybirliği ile karar verdi. Mahkemenin bin liralık manevi tazminat kararını az bulan AYM, 20 bin lira manevi tazminata hükmetti. AYM, (Tarih: 11/10/2018 No: 2014/2502) kararı özetle şöyle:

Yazının Devamını Oku

Ticari uyuşmazlık da arabulucuya

10 Aralık 2018
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 1 Ocak 2019’dan itibaren açılacak tüm ticari uyuşmazlıklara ilişkin davalarda arabuluculuk yoluna başvurmanın zorunlu hale getirildiğini açıkladı. Gül, ortalama 541 gün süren ticari davaların bir haftada çözüme kavuşturulmasının hedeflendiğini söyledi.

YENİ yılda iş uyuşmazlıkları gibi ticari uyuşmazlıklar da zorunlu olarak önce arabulucuya gidecek. Hürriyet’i ziyaretinde Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 1 Ocak 2019’dan itibaren açılacak tüm ticari uyuşmazlıklara ilişkin davalar öncesinde arabuluculuk yoluna başvurmanın zorunlu hale getirildiğini açıkladı:

HEDEF EN KISA SÜREDE ÇÖZÜM

“İş uyuşmazlıklarının hızlı, basit ve adil şekilde çözümlenmesi için 12 Ekim 2017’de kabul edilen kanunla, İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi alacak ve tazminatları, işe iade talepli davalar açısından arabuluculuğa başvurulması dava şartı haline getirilmişti. İş davalarına dönük uygulamanın başladığı 2018 başından itibaren arabuluculara giden 297 bin 147 dosyanın yüzde 67’si anlaşma ile sonuçlandı. Geçen yıl aynı dönemde iş mahkemelerinde 190 bin dava açılırken, bu yılın aynı döneminde 68 bin 280’e geriledi.

2017’de asliye ticaret mahkemelerine 231 bin 80 dava açılmıştır. 1 Ocak’tan itibaren dava şartı olarak arabuluculuk getirilerek ticaret uyuşmazlıklarının önemli bir kısmının çok kısa sürede çözülmesini öngörüyoruz. Ticari hayatta dostane yöntemle her iki tarafın da hukuku daha etkin şekilde korunacak. Amacımız ticari uyuşmazlıkların kısa sürede sonuçlanmasını sağlayarak toplumun genelini rahatlatmak ve iş dünyasının faaliyetlerini güven içerisinde yürütebilmesine hizmet edecek bir uygulama geliştirmek.”

Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin arttırılması ve yaygınlaştırılmasının önemli bir başlık olarak yer alacağı Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde sona gelindi.
Gül, bu konuda ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Çalışma grupları ile çalışıyoruz. Son halini verdikten sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın da kabulüyle bunu bir hükümet yol haritası olarak kamuoyu ile paylaşacağız.

Yargı reformu çok önemli kavram. Bir bisikletin üzerinde gider gibi biz her şeyi yaptık, nirvanaya ulaştık demek insanı tekrara düşürür, geriletir. Ortaya beş yıllık bir niyet belgesi koyuyoruz. Kimsenin elinde bir sihirli değnek yok. Hedefimiz ‘güven veren bir adalet

Yazının Devamını Oku

Tüketici ve kentsel dönüşüm uyuşmazlığı da arabulucuya gidecek

3 Aralık 2018
Yargı Reformu Stratejisi Belgesi hazırlandı. Taslak belgede bakın neler var? Hâkim yardımcılığı mesleki yeterlilik sınavı geliyor. İş uyuşmazlıkları gibi ‘tüketici davaları, kentsel dönüşüm uyuşmazlıkları, ticari davalar, icra takipleri, fikri ve mülkiyet ile aile hukuku uyuşmazlıklarında’ arabulucuya gitmek dava şartı haline getiriliyor. İşte o belge ve yeni vizyon: Güven veren ve erişilebilir bir yargı sistemi...

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 2019’u yargının arınıp yeniden inşa edileceği ve FETÖ travmasını atlatacağı yıl ilan ederken yeni dönem vizyonu, “güven veren ve erişilebilir bir yargı sistemi” olarak belirlendi. Bu vizyonla güncellenen Yargı Reformu Strateji Belgesi, Bakan Gül tarafından yakında açıklanacak.

NASIL HAZIRLANDI

İlki 2009’da hazırlanıp 2015’te yenilenen belgenin güncellenme çalışmaları bu defa geniş katılımla yapıldı. Bu süreçte, Türkiye Barolar Birliği (TBB), tüm barolar ve hukuk fakülteleri, TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye Noterler Birliği, YÖK ve bazı sivil toplum kuruluşlarından katkı istendi. Tüm bakanlıklardan görüş talep edildi. Yüksek mahkemelerle ayrı çalışma yapıldı. Adli kolluk, arabuluculuk, uzlaşma ve bilirkişilik konularında çalıştaylar düzenlendi. AB belgeleri, ilerleme raporları, AİHM içtihatları, uluslararası belgeler incelenerek reforma ihtiyaç duyulan alanlar belirlendi.

İLK KEZ GENİŞ KATILIMLI GÜNCELLEME

Son olarak Bakan Gül’ün ev sahipliğinde 29 Kasım’da Ankara Hâkimevi’nde 200 kişinin katılımıyla toplantı yapıldı. Toplantıya üç yüksek mahkeme başkanı ile TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, 28’si TBB yöneticisi-baro başkanı, 42’si hukuk fakültesi dekanı-temsilcisi, 58’i başsavcı ve adalet komisyonu başkanı ile arabulucular katıldı. AYM Başkanı Zühtü Arslan, TBB Başkanı Feyzioğlu, belgenin ilk kez bu kadar geniş bir katılımlı toplantıyla şekillendirilmesi nedeniyle Bakan Gül’e teşekkür ettiler.

İŞTE TASLAK BELGE

Yeni dönem yargısının yol haritası niteliğindeki taslak belgeyle hâkim yardımcılığı mesleki yeterlilik sınavı getiriliyor. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri genişletiliyor. Taslak belgede üç başlık altında bakın neler var?

Yazının Devamını Oku

Aşıda neler oluyor?

26 Kasım 2018
Anayasa Mahkemesi (AYM) anne-baba rızası olmadan çocuğa zorunlu aşı yaptırılmasını Anayasa’nın “kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığını” düzenleyen 17. ve “temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceğine” ilişkin 13. maddesine aykırı bularak ihlal kararı verdi.

Yasal düzenleme tartışması sürerken toplumda aşı reddinde büyük artış yaşanıyor. AYM, kızamık aşısıyla ilgili son dönemde bir dizi ilginç karar verdi. Önce bu kararlar:

YEDİ BİREYSEL BAŞVURUYA RET

AYM 1. Bölümü beş, AYM 2. Bölümü iki olmak üzere kızamık aşısı nedeniyle çocuklarını kaybeden ailelerin, bu durumun “yaşam hakkının ihlali” olduğu iddiasıyla yaptığı yedi bireysel başvuruyu reddetti. Bu başvurular arasında en çok “kızamık aşısında Doğu ve Güneydoğu’da ayrımcılık yapıldığı” iddiası dikkat çekti.

ÇOCUKLARI SSPE’DEN ÖLDÜ

Üç yıl önce bir aile, kızamık aşısı yapılan çocuklarının beynine yerleşen virüsün neden olduğu, kesin tedavisi bulunmayan ölümcül SSPE’den hayatını kaybettiği için Sağlık Bakanlığı’na dava açtı. Dava reddedilince aile AYM 1. Bölümü’ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuruda, “kızamık aşısı olunmasına rağmen kızamık hastalığına bağlı olarak ortaya çıkan bir rahatsızlık sonucunda ölüm olayının meydana gelmesi nedeniyle yaşam hakkının”, “SSPE hastalığının tamamının Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde meydana gelmesi nedeniyle ayrımcılık yasağının ihlal edildiği” iddia edildi.


Anayasa Mahkemesi, anne-baba rızası olmadan çocuğa zorunlu aşı yaptırılmasını Anayasa’ya aykırı buldu ve tam üç yıl önce ihlal kararı verdi. Yasal düzenleme tartışması sürerken aşı reddindeki artış dikkat çekiyor. Yüksek Mahkeme ise aşıyla ilgili son dönemde bir dizi ilginç karar aldı.

AYM’DEN AYRIMCILIK İDDİASINA RET

Yazının Devamını Oku

Meyvan yine mahkemelik

19 Kasım 2018
Ankara'da yaşayan şehit emaneti 29 yaşındaki boz ayı Meyvan kış uykusuna yatmaya hazırlanırken, sekiz yıl sonra ikinci kez dava konusu oldu.

Meyvan’ın yaşadığı Ankara Çubuk’taki Hayvanları Koruma Derneği’ne (HAYKOD) ait Cemil Erkök Rehabilitasyon Merkezi’nde mi kalacağı yoksa devlete ait Bursa Karacabey’deki Ovakorusu Celal Acar Yaban Hayvanlarını Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’ne mi nakledileceği konusu yine mahkemelik.

SÜRPRİZ KARAR

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi, Hayvan Hakları Federasyonu’nun (HAYTAP) Meyvan’ın yaşadığı Çubuk’tan Bursa’ya nakli için 8 yıl sonra açtığı ikinci davayı “kesin hüküm” nedeniyle incelemeksizin reddeden Ankara 15. İdare Mahkemesi kararını sürpriz şekilde kaldırdı.

Dava yeniden Ankara 15. İdare Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme heyeti hem Ankara’ya hem Bursa’ya gidecek. Yaşlı boz ayı Meyvan’ın yaşadığı ve alıştığı Çubuk’ta mı kalmasının yoksa Karacabey’e daha doğal bir ortama naklinin mi “hayvanın yararına olacağını” yerinde inceleme yaparak kararlaştırılacak. Önce bu ilginç kararın nasıl verildiğine bakalım:

HAYTAP BAKANLIĞA BAŞVURDU

Meyvan’ın Bursa’ya nakli davası 2017’de reddedilen HAYTAP, Meyvan’ın Karacabey’e nakli için Tarım ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne yeniden başvurdu. Bakanlık HAYTAP’ın başvurusunu, Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin Çubuk’ta kalmasına ilişkin 11 Aralık 2017 tarihli kesin ret kararı olduğunu gerekçe göstererek, 30 Nisan’da reddetti. HAYTAP, Bakanlığın  30 Nisan tarihli ret işleminin iptali için mahkemeye gitti.

Yazının Devamını Oku

Yargıtay’dan sayaç özgürlüğü

5 Kasım 2018
Kartlı doğalgaz ve su sayaçlarının ‘14 ve 20 yıllık kullanım ömürlerini doldurdukları’ gerekçesiyle tüketicinin rızasına aykırı olarak faturalı sayaçlarla değiştirilip, ‘güvence bedeli’ tahsiline yargı noktayı koydu. Yargıtay içtihatları ışığında, tüketicinin ‘seçim hakkı’ var. Sayaç değiştirmeye zorlanması ve ‘güvence bedeli’ tahsili de hukuka aykırı.

Kartlı (ön ödemeli) doğalgaz ve su sayaçlarının tüketicinin rızasına aykırı olarak mekanik (faturalı) sayaçlarla değiştirilmesi konusunda çok sayıda okurumdan “Sayaç dayatması hukuki mi? Hakkımızı nasıl arayabiliriz?” sorusu geldi. Bu soruları Sincan Tüketici Hakem Heyeti üyesi Avukat Buğcan Çankaya’ya sordum. Çankaya, yargı kararlarını ve tüketicilerin yapmaları gerekeni şöyle anlattı: 

ŞİRKET UYGULAMA DEĞİŞTİRDİ

“Süreç, doğalgaz dağıtım şirketinin hiçbir gerekçe göstermeden tüketicilerin abonelik tiplerini faturalı şeklinde değiştirmesi ve güvence bedeli tahsiliyle başladı. Yasal dayanağı olmayan bu uygulama hakem heyetleri ve tüketici mahkemelerinden dönmüştü. Aleyhe yargı kararları sonrası şirketçe uygulama değiştirilmiştir. Kartlı doğalgaz abonelerine mektup gönderilerek, ‘14 ve 20 yıllık kullanım ömürlerinin dolması halinde sayaç ve abonelik tipi değişikliği yapılacağı’ bildirilmiştir. Bildirimle ise tüketicilerin sayaçlarının ‘14 ve 20 yıllık kullanım sürelerinin dolduğundan’ bahisle ‘abonelik tipi’ değişikliğine zorlama ve bu kapsamda ‘güvence bedeli’ tahsilatına yeniden başlanmıştır.

HAKEM HEYETİ: SEÇİM HAKKI VAR

Yazının Devamını Oku

Aile konutu eski eşe devredilebilir mi?

29 Ekim 2018
Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesine göre ‘aile konutu’ eşin rızasını almadan başka bir kişiye devredilemez. Devredilmişse satışın iptali için aile mahkemesinde dava açılabilir.

Eşiniz, “aile konutu” niteliği taşıyan birlikte yaşadığınız evinizi eski eşine devretti. Adeta ortada kaldınız. Ne yapacaksınız? 

Düğünde takılan 55 bin lira değerindeki altını bozdurup dükkan açan eşinizden boşanırsanız bunları geri isteyebilir misiniz?

Bu hafta sizlerden gelen aile hukukuna dönük soruları eski aile hâkimi avukat Mustafa Karadağ’a ilettim. O yanıtladı. Bakın şöyle:

EVİ EŞYALARIYLA BİRLİKTE DEVRETTİ
G.S: Eşim oturduğumuz aile konutunu, evi ve eşyaları eski eşine devretti. Ben çok zor durumda kaldım. Buna hakkı var mı?

Mustafa Karadağ: Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi gereğince aile konutunun maliki olan eşin diğer eşin rızasını almadan başka bir kişiye devretmesi mümkün değildir. Tapuda şerh varsa satışı düzenleyen memurun bunu sorması gerekirdi. Somut olayda erkek eş aile konutunu eski eşe devretmiş ise mevcut eş bu satışın iptali için aile mahkemesinde dava açabilir.

Yazının Devamını Oku