Mercan Dede’nin Instagram hesabında paylaştığı şu mesaj klasik mesajlardan farklı olduğu için bir adım öne geçti:
“Biz yeni olmadıktan sonra yılın yeni olup olmaması ne fark eder?
Aynı yılı yetmiş kere yaşayıp adına yaşam dememek, hayatın hakkını vermek lazım.”
◊ EN YARIM KALMIŞ YENİ YIL POZU
Kenan Doğulu ve Beren Saat’in dudak dudağa pozu güzeldi ama şu hissi veriyordu:
Her şey pandemi dolayısıyla o kadar belirsizdi ki...
Bu belirsizlik ilk başta aşırı rahatsız edici gibi gözükse de, kızmayın ama aslında ilginç bir şekilde rahatlatıcı bir yanı vardı.
Önceden, yani eski normalde, her şey çok fazla belli olduğunda ne oluyordu?
Hızlı bir şekilde yaşıyorduk ama fazla üstünde düşünmeden.
Belirsizlik en çok bunu sağladı galiba: Durup düşünmek için bolca zaman...
Bu yüzden, sizi bilmem ama 2021’e dair alınan kararların da öyle net kararlar olmasını bekleyemeyiz tabii.
Ben birkaç tane kişisel karar sıralayayım, gerisini siz getirin.
◊
1- Ajda Pekkan
İlk karantina döneminde bahçesinde spor yaparken paylaştığı bu fotoğrafla, tüm nesilleri tokat atıp kendine getiren şu mesajı veriyordu süperstar: Evde kalın ama spor da yapın!
Tabii hiç kimseler Ajda gibi spor yaparken bu kadar tersiz görünmeyi başaramadı, orası ayrı.
2- Serenay Sarıkaya
Denizin içinde çekilmiş bu mavi derinlikler pozuyla “Divan şiiri gibiyim, naber?” diyerek tüm ünlü kadın arkadaşlarına nanik yapıyordu Serenay Sarıkaya.
Mesela bir tanesi var ki, efsaneleşmiş bir kayıt, mutlaka görmüşsünüzdür.
Görmeyenlere hatırlatalım:
1984 yılının karşılandığı bir yılbaşı programı.
Konsept, yılbaşı balosu.
Zeki Müren, yanında Ajda Pekkan’ın oturduğu masadan kalkıyor ve “Gitme Sana Muhtacım”ı söylemeye başlıyor.
O zamanlar henüz çok yeni Türkiye Güzeli seçilmiş 18 yaşındaki Neşe Erberk’le birlikte dans ederek...
Sonra masalardaki tüm davetliler kalkıp dans etmeye başlıyor.
Herkes acayip mutlu, pozitif, pek bir ışıl ışıl.
◊ Yılın başlarında Maslak Oto Sanayi’de açılan yeni Klein’ı...
◊ Yılın ikinci ayında Zorlu’daki Morini’nin yedinci yaş günü partisini...
Burcu Esmersoy’dan Derin Mermerci’ye partide boy göstermiş ünlü isimleri...
◊ Karaköy’de açılan Foxy ve yemeklerini... (Mekan daha sonra Nişantaşı’na taşındı.)
◊ Yaz aylarında kavga olayıyla gündeme gelen Çeşme’deki Momo’yu...
◊ Saat sınırlaması nedeniyle Must içine taşınan Müştemilat performanslarını...
◊ Yine saat sınırlaması nedeniyle ilk kez çok erken saatlerde açılan Gizli Kalsın’ı...
En son evlere şef gönderen bile vardı.
Ama hiçbiri Neolokal’in şefi Maksut Aşkar’ın hafta içi yaptığı dijital yemek kadar yaratıcı değildi herhalde.
Dijital yemek nasıl mı olur?
Olay şöyle gerçekleşti: Aşkar ve ekibi, “sıfır atık”tan yola çıkan “Original by Nature” temalı dijital yemek için önce bir Zoom davetiyesi yolladı.
Ardından dijital yemeğin gerçekleşeceği gün Aşkar’ın hazırladığı menü evlere geldi.
Ama tamamen hazır bir şekilde değil, yemekler “vakumlu” dedikleri türden paketlenmişti.
Ben son anda yemeğe katılamadım, ama katılanlardan öğrendim:
Ev erkekleri dediğim: Bir şekilde evinde yalnız yaşayanlar.
Yıllardır yaşam tarzı olarak bekârdır, yeni boşanmıştır, evlilik ona göre değildir, sevgilisiyle yapamamıştır, ev arkadaşını kovmuştur, ailesi evi ona emanet edip gitmiştir...
Türlü türlü ev erkeği mevcut yani.
Peki bu erkekler bu yıl içinde neyi gördü?
Her yerin çok çabuk tozlandığını!
İlk karantinada olay romantikti, bir çeşit macera filmi tadında.
Eve temizlikçi çağırmak mümkün olmasa da bir şekilde idare edildi.
Sonra araya yaz girdi.
İyi de yıl içinde mutasyondan mutasyona girmiş şu davranış şekillerimiz ne olacak?
◊ Birini gördüğümüzde tokalaşmak, yanak yanağa öpüşmek diye bir şey vardı eskiden. Tarih oldu.
◊ Yüz yüze, saatler süren toplantılar vardı eskiden. Tarih oldu.
◊ Sokakta birbirini görünce uzaktan selamlaşmak vardı. Tarih oldu.
Çünkü maskeden kimse kimseyi tanıyamıyor.
◊ Sosyalleşmek vardı eskiden, tarih olmak üzere.
◊ “Sabahlar olmasın” vardı eskiden. O bayağı tarih oldu.