Paylaş
En son evlere şef gönderen bile vardı.
Ama hiçbiri Neolokal’in şefi Maksut Aşkar’ın hafta içi yaptığı dijital yemek kadar yaratıcı değildi herhalde.
Dijital yemek nasıl mı olur?
Olay şöyle gerçekleşti: Aşkar ve ekibi, “sıfır atık”tan yola çıkan “Original by Nature” temalı dijital yemek için önce bir Zoom davetiyesi yolladı.
Ardından dijital yemeğin gerçekleşeceği gün Aşkar’ın hazırladığı menü evlere geldi.
Ama tamamen hazır bir şekilde değil, yemekler “vakumlu” dedikleri türden paketlenmişti.
Ben son anda yemeğe katılamadım, ama katılanlardan öğrendim:
Zoom’un karşısındayken herkes bir yandan şef Aşkar’ın yönlendirmesiyle yemekleri fırında ısıtmış, soslarını katmış.
Bir yandan da yemek sohbetine devam etmiş.
Elbette sınırlı sayıda insanın katılabileceği bir etkinlik bu.
Ama sürekli yapılsa katılmak isteyeni eminim çok olur.
Çünkü dijital yemekle birlikte aslında uzun süredir yapamadığımız bir şeyi de yapmış oluyoruz:
Ekran karşısında da olsa yeni birileriyle tanışmak ve sohbet etmek...
Sanat dünyasının da tahammülü yok
Sanat dünyasında Contemporary İstanbul’daki “Korona Günlükleri Karnavalı” sergisi tartışılıyor. Sanat dünyasında Contemporary İstanbul’daki “Korona Günlükleri Karnavalı” sergisi tartışılıyor. Küratörlüğünü Hasan Bülent Kahraman’ın yaptığı sergide Suat Akdemir, Deniz Aktaş, Ansen, Sırma Doruk, Genco Gülan, Seydi Murat Koç, Sıtkı Kösemen, Sinan Logie, Onur Mansız, Seçkin Pirim, Gülin Hayat Topdemir ve Hande Varsat’ın eserleri var. Sergiyle ilgili tartışma nedeni ise hem serginin isminden hem de sunuş metninden kaynaklı.Çok uzun olan metnin bir kısmını aktarayım: “Hastalığın asla bir hastalık olmadığını, metafor olduğunu biliyoruz.Pandemiler, epidemiler de öyle...Modernleşme biraz da salgın hastalıkların sonunda ortaya çıktı.Modernliğin bu konuda aldığı önlemlerin hayatımız üstünde olumlu yanları da var, olumsuz boyutları da.Hastanelerin, koruma önlemlerinin hayatımıza kısıtlamalar, onları uygulamanın da sıkı düzenler getirdiği bir gerçek... Baştan beri biliyoruz ki, sanat bir direnme aracı ve yöntemi. İnsanlık binlerce yıldır sanat üreterek direniyor. Bu defa da öyle oldu. Hepimiz kapanmış, hatta kendimize de kapalı hayatımızda sanat üreterek direndik. Direnerek var oluşumuzu doğruladık.”
İYİ DE NE VAR BUNDA?
Bu metin üzerinden çıkan tartışma daha çok “karnaval” ve “metafor” kelimelerine odaklanmış durumda. Herkes bu kelimeleri yanlış anlamış gibi görünüyor. Oysa metnin tamamını okuyunca söylenmek istenen bir fikir var. Bu da gayet güzel özetlenmiş. Sanat dünyasının dahi fikre tahammülü yok. Bu manasız tartışmadan bunu anladım.
Özel televizyonların patlaması gibi
Şu sıra yapımcıların dünyası hiç olmadığı kadar hareketli.
Diziler, formatlar havada uçuşuyor.
Çünkü yeni dijital platformlar peş peşe geliyor.
Yerlisi, Türkiye’ye gelecek olan yabancısı...
2021’in ilk aylarında yaşanacak bu rekabet özel televizyon kanallarının peş peşe açıldığı 90’lardaki çılgın rekabeti anımsatıyor.
İzleyiciler olarak bir yandan bundan faydalanacak bir yandan da kimler ayakta kalacak diye bahisler oynayacağız.
Paylaş