Bir ev erkeğinin dayanılmaz acıları

2020 ev erkekleri için de ayrı tecrübelerle geçti.

Haberin Devamı

Ev erkekleri dediğim: Bir şekilde evinde yalnız yaşayanlar.

Yıllardır yaşam tarzı olarak bekârdır, yeni boşanmıştır, evlilik ona göre değildir, sevgilisiyle yapamamıştır, ev arkadaşını kovmuştur, ailesi evi ona emanet edip gitmiştir...

Türlü türlü ev erkeği mevcut yani.

Peki bu erkekler bu yıl içinde neyi gördü?

Her yerin çok çabuk tozlandığını!

İlk karantinada olay romantikti, bir çeşit macera filmi tadında.

Eve temizlikçi çağırmak mümkün olmasa da bir şekilde idare edildi.

Sonra araya yaz girdi.

Temizlikçiler yeniden çağrılmaya başlandı.

Nitekim ben de öyle yaptım.

Ta ki şu ikinci karantinaya kadar.

Temizlikçi çağırmayı bırakıp da evde günlerce, gecelerce kalınca gördüklerim fenaydı:

Şu gördüğüm bir toz yumağı mı?

Daha dün orayı temizlemedim mi?

◊ Bu çorabın tekini ne ara bu kanepenin altına atmışım?

Haberin Devamı

◊ Camlardaki kuş pislikleri ne kadar da sanat eseri kıvamında!

◊ Bu banyo neden böyle savaşı alanı gibi?

Temizlik gerçekten tuhaf bir kısır döngü.

Yapıyorsun mesela klasik müziğini açıp Bach eşliğinde.

Olaya ambiyans katmayı umarak.

Yalandan.

İki gün sonra olay yerinde yeni toz tepeleri...

Hele egzersiz yaparken daha fena.

Tepetaklak hareketler yaparken yerdeki minik toz zerreleriyle burun buruna geliyorsun.

Aşırı yakın temas.

Bir tür National Geographic belgeseli gibi: “Tozların dünyasındaki çiftleşme anları”.

Ya da bir Zoom toplantısındasın.

Bir anda dikkatin masanın üstündeki toz zerrelerine kayıyor.

O an, bittiğin an.

Bir gözün ekranda ötekisi ince bir tabaka halinde tüm masayı kaplama eğilimi göstermiş toz probleminde...

Hal böyle kendi çapında trajikken, ev erkeği olarak acılar içindeyken dün hayatıma bir de sivrisinek girdi.

Kışın sivrisineğe ilk kez rastladım, pes diyorum. 

O da pandemi nedeniyle yolunu kaybetmiş, besbelli.

Kendisinin sonu, Ömür Gedik’in pek hoşlanmayacağı türden oldu.

Neyse, ev erkeklerine şimdiden evde daha az vakit geçirecekleri bir 2021 diliyorum.

Umarım eski normallere, sosyal hayatlara dönülür.

Yoksa halimiz toz duman.

Dinleme listesi mi arkadaş tavsiyesi mi

Dün Sinem Vural müzik dinleme platformlarıyla ilgili yazmış.

Haberin Devamı

Diyor ki: “Dinleme platformlarının lokalizasyon sürecinde müzisyeni dikkate alması gerekiyor. Onları dinlemeli, içerisinde bulunduğu ülkenin dinamiklerini, yeni akımları görmeli.

Hep aynı kişileri, aynı cuma listelerinde en üstlerde görmekten onlar bıkmamış olabilir, ama biz bıktık”.

Sinem’e katılıyorum.

Listeler güzeldir, ama çeşitliliğinde azalma olunca bıkkınlık yaratır.

Her dinleyici de yeni çıkan ne var diye uzun uzun araştıramayacağına göre dinleme platformlarının listeleri bu durumda çok fazla belirleyici oluyor.

Ama ben hâlâ arkadaş tavsiyesiyle ilerlemekten yanayım.

Mesela önceki gece bir arkadaşım “Bunu dinle, çok güzel” diye bir şarkı attı.

Hemen dinledim ve bayıldım.

Haberin Devamı

Meğer bu şarkıyı keşfetmekte geç kalmışım.

Hemen sizinle de paylaşayım, arkadaşınız olarak:

Rody Dünyada’nın “Bizden Olmaz” adlı şarkısı.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları