Her iki şarkının ulaştığı başarı gerçekten muazzam.
Peki “Sen Olsan Bari” şarkısına ilk başlarda Aleyna dışında kimsenin pek inanmadığını biliyor muydunuz?
Şarkının demo halini dinleyenler, “Cevapsız Çınlama gibi büyük bir başarıya ulaşamayabilir” diyerek şüphelerini dile getirmiş.
Ama Aleyna diretmiş, herkesi ikna etmiş ve “Benim kuşağım bu şarkıyı sever” demiş.
Eh, sonuç ortada. Rakamlar, Aleyna’yı yanıltmadı.
Kazanan o oldu, şarkı daha ilk günden aldı yürüdü.
“Dizinin yapımcısının sık sık özel hayatı ve alkollü görüntüleriyle gündeme gelen Çakır’ın bu tutumundan dolayı rahatsız olduğu için bu kararı aldığı öğrenildi.”
Hangi ara Deniz Çakır özel hayatıyla gündeme gelmiş, ben anlamadım.
Bildiğim kadarıyla ünlü oyuncu hâlâ opera sanatçısı Güvenç Dağüstün’le beraber.
Bu ilişkisiyle de sık sık gündeme geldiği filan yok.
Ayrıca gelse ne olur?
Yaşadığınız aşkın gazeteciler tarafından takip edilmesi kötü bir şey mi?
Burada esas şifre, “alkollü görüntü” meselesi.
Marmaris’teki İstanbullu: Port Frankie
Martı Marina içinde açılan İstanbullu marka Port Frankie’nin mutfağı gerçekten sürpriz. Şef Melih Demirel civardaki köylerden/pazarlardan topladığı yerel malzemeleri yurtdışında edindiği restoran deneyimleriyle harmanlamış ve ortaya gayet iddialı bir menü çıkmış.
Mesela aklımda kalanlar: Orhaniye’den deniz ürünlü domates pilavı, Hisarönü’nden çıkan deniz mahsülleriyle yapılan tempura.
Şef Demirel’in manifestosu da son yıllarda örneğini sıkça gördüğümüz “lokal malzemeyle hareket et, ama global düşün” felsefesine paralel:
“Körfezi geziyor, araştırıyor, fazla uzaklara açılmadan taze ve dürüst ürünleri tedarik ediyoruz.
Üreticiler ile direkt ve samimi ilişki kuruyor ve hafta içinde bulabildiğimiz ürünlerle menümüzü güncelliyoruz”.
O paylaşım neydi, hemen hatırlatayım:
Tatil için İtalya’ya gitmişti Serel Yereli.
Oradayken bir anını kafasına göre instagram’da paylaşmıştı:
Parkta otururken üzerindekini çıkardığı bir poz...
O poza da şöyle yazmıştı:
“Hava sıcaktı, soyunduk. Kimse de dönüp ‘Ne yapıyorsun?’ demedi. Yaşasın özgür Avrupa.”
Edis’in ilk Harbiye Açıkhava konseri bittikten sonra aklımda kalanlar bunlardı...
Böyle yerinde duramayan seyirciyi bir tek Tarkan’da görmüştüm. Şimdi Edis onun peşinde geliyor, hatta o gece gördüm ki: Gelmiş bile!
NEREYE BAKIYORDU
Mehmet’in slip mayolu umursamaz ve rahat tavrına bayıldım.
Çünkü mahalle baskısıysa eğer, Türkiye’deki erkekler üzerinde de bir slip mayo baskısı hep vardır.
Kadınlar slip mayo giymiş erkeklerden nedense nefret eder, hemen yüzlerini ekşitir.
Yazıyı yazmadan önce çevremdeki kadınlara sordum. Kimisi “Estetik değil” dedi, kimisi “Don gibi duruyor”, kimisi de “Cinsel organ fazla ön planda.”
Bu slip mayo baskısı nedeniyle bir ara dize kadar uzayan sörfçü tipi mayolar moda olmuştu.
Allahtan yıllar içinde şort mayoya geçiş yaptık, iyi oldu.
Bir de slip mayo giyene “demode” gözüyle bakan var.
Fethiye’deki Turunç Pınarı Koyu’nda tam 36 yıl önce açılan balıkçı “Osman’ın Yeri”ndeyim.
Burası tekne turuna çıkanların en ünlü uğrak noktalarından biri.
“Muhteşem Yüzyıl” ve daha birçok ünlü dizinin yapımcısı Timur Savcı için de öyleymiş.
Hatta Savcı buraya gidip geldikçe balıkçının sahibi Osman Aydın’la ahbap olmuş.
Turunç Pınarı’nda daha çok vakit geçirmeye, hatta konaklamaya başlamış.
En güncel misal: Cengiz Coşkun ve Can Yaman.
Son fotoğraflarını yan yana koyunca ikiz gibiler.
Saç ve sakal stilleri aynı (sadece Coşkun’un sakalı daha uzun), aynı bakışlar aynı ifade ve aynı fit beden.
Hatta bazen aynı daracık beyaz gömlek, aynı aynalı gözlük...
Tamam, her ikisinin de uyguladığı saç ve sakal stili son yıllarda çok trend.
Ama ayırt edemiyorsun işte.