Onur Baştürk

Sıla ve Ahmet Kural’ın davasının ilk duruşmasından geriye kalanlar şunlardı:

◊ Ahmet Kural’ın bir saniye bile yüzünden eksilmeyen “sırıtışı”.
Batman serisinin ünlü karakteri Joker’i anımsatıyordu bu hali.
◊ Ahmet Kural’ın medyaya konuşmaktaki aşırı iştahı, Sıla’nın ise mahkeme salonu dışında susmayı yeğlemesi.
Sadece Twitter hesabından karşı tarafı, “Mahkemede konuşulan gerçekleri medya önünde bükmekle” eleştirmesi.
◊ Sıla ve Kural’ın aynı karede fotoğraflanmaları...
Ahmet Kural’ın Sıla’yı süzmesi, Sıla’nın ise bilinçli ya da bilinçsiz ona bakmamayı tercih etmesi...
◊ Okan Can Yantır ayrıntısı...

Önceki akşam şehrin konuştuğu sergi açılışlarından biriydi Taner Ceylan’ın küratörlüğünü üstlendiği “Olimpos Sergileri 1: Portre”. Sergi kadar arkasındaki hikaye de beni çok etkiledi. Çünkü her şey bir rüyayla başlıyordu. İşte bugün o hikayeyi anlatacağım size, gördüğünüz rüyaları unutmayıp bir yere not edin diye!

Hani bazen şöyle bir şey olur: Uykunun en derin anlarındayken bir rüya görmeye başlarsınız.
Rüya o kadar gerçek o kadar sürükleyicidir ki, olan biteni beş duyunun tümüyle birden dibine kadar hisseder ve o anın bitmesini istemezsiniz.
Aniden rüyadan uyanıp da aslında hâlâ yatak odanızda olduğunuzu görünce ise şaşırırsınız, “Hangisi gerçek?” diye.
Yıllar önce ünlü ressam Taner Ceylan’ın da başına böyle bir şey geliyor.
Bir rüya görüyor ve o rüyanın etkisinden uzun bir süre kurtulamıyor.
Aradan zaman geçiyor.
20 yıldır her yaz gittiği Olimpos’ta, Alman bir kadınla tanışıyor.

Her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken ünlülerin de kendini işin içinde bulduğu tuhaf etkinlikler, -mış gibi yapılan kampanyalar çıkar ortaya.

Mesela bir ara plastik makyajla dayak yemiş gibi poz veren ünlü kadınların fotoğraf sergisi açılmıştı.
Amaç neydi,
gerçekten kocasından
dayak yemiş bir kadının plastik makyajla gözü morartılmış ünlü kadını görünce nasıl bir bağ kurması bekleniyordu, orası dipsiz kuyu.
Bu yılın dipsiz kuyusu ise Dilan Çiçek Deniz, Hazar Ergüçlü ve Melisa Şenolsun’dan geldi.
Üçü de bir markanın öncülüğünde 8 Mart’a kadar Instagram hesaplarını kapatma kararı aldı. Neden?

360 derecelik o konser... 2017 tarihli işlerin olduğu ödül töreni... Ve mekan dünyasında içinden Şeyma Subaşı’nın geçtiği o söylenti...

KONSER DÜNYASINDA...
Kenan Doğulu’nun Volkswagen Arena’daki 360 derecelik sahnede verdiği cumartesi gecesi konseri.
Konsere gidenler, konser çıkışı gece alemine düşenler öve öve bitiremediler Kenan’ın konserini. Özellikle sahnenin görkemi herkesin dilindeydi.
Ben son dakika kaçırdım, şimdi -eğer olursa- tekrarını bekliyorum.
ÖDÜL TÖRENİ DÜNYASINDA...
PowerTürk Müzik Ödülleri uzun bir aradan sonra yeniden düzenlenmeye başlandı. Adaylar açıklanır açıklanmaz da tartışmalar başladı.
İlk tartışmayı başlatan da, “Ne işim var sosyal medya yönetimi kategorisinde?” diyen Demet Akalın oldu. O polemiği Magazin Konseyi’nde tartıştık.

2010 ve 2014’te “Türkiye nasıl eğleniyor?” diye yola çıkmış ve İstanbul dışındaki şehirlerin sosyal hayatına göz atıp notlarımı aktarmıştım. Şimdi yine aynı soruyla, bu kez yıl içine yayarak, farklı şehirlerdeki sosyal hayatların tadına bakacağım. İlk durak Bursa. İşte geçen hafta sadece 24 saatliğine gittiğim Bursa’dan notlar...

HERKES HAYRAN: ZENNUP 1844

Nasıl İstanbul’da şef restoranlarının yükselişini konuşuyorsak, Bursa’da da son iki yıldır çok konuşulan mekan bir şef restoranı olan Zennup 1844.

Şef Ömür Akkor’un açtığı mekana Bursa dışından da ilgi büyük. Sırf buraya yemek için gelen bile varmış.

Kendi buğdaylarını yetiştirip ekmek yapan Zennup ekibinin çalışkanlığına ve yemeklerine herkes hayran.

DJ YEŞİM’İN MÜDAVİMİ ÇOK

Parkora’daki Şey Pub’a girer girmez gözümü DJ kabininden alamadım!

Çünkü kabindeki

Bir yanda Mahsun Kırmızıgül, Şeyma Subaşı gibi popüler isimler diğer yanda yeme içme sektörünün önde gelenleri... Hepsi İngiltere Konsolosluğu’nda buluştu. Time Out’un gecesi sayesinde. İşte o geceden notlar...

Perşembe akşamı İngiltere Konsolosluğu önünde biriken kuyruğa giriyorum.

Kuyruktaki herkes “Vize kuyruğu” diye durumunu ti’ye alıyor.

Aslında herkes az sonra başlayacak Time Out İstanbul Yeme İçme Ödülleri’ne gelmiş. İlgi büyük. Konsolosluk olduğu için de güvenlik prosedürü haliyle uzun sürüyor. 

Bu da bir ödül töreninde pek alışık olmadığımız bir görüntüyü ortaya çıkarıyor:

İçeri alınmak için kuyrukta beklemek! Ama kimse şikayetçi değil. Çünkü içeri girdiğimiz bina ve bahçesi gerçekten çok güzel. Zaten bu binaya her gelişimde “Keşke daha çok organizasyon yapılsa” diye geçiriyorum içimden.

KİMLER VAR?

Time Out İstanbul Yeme İçme Ödülleri artık alanının klasiklerinden biri. Dile kolay, bu yıl 18’inci kez yapılıyormuş.

O kadar olmuş yani Time Out hayatımıza gireli...

İyi içerik her alanda kıymetli ve kalıcı olandır ya, nihayet Türkçe popta da bunun önemi kavranmış görünüyor.

Önceki gün haberi geldi:
Sıla ve ekibi şık bir manevra yaparak hazırladıkları yeni albümü dörde bölmüş.
Bu yıl içinde albümü dört bölüm halinde yayınlayacaklarmış.
İlk yayınlanan bölüm üç şarkıdan oluşuyor ve bu bölümün adını “Acı” koymuş Sıla. Dört bölümün isimleri yan yana konunca ise bir cümle oluşacakmış.
Hani sevdiğimiz dizinin yeni sezonunu bekliyoruz ya, Sıla’nın bu güncel manevrası işte o hesap. Sonuçta Sıla şarkılarında hep bir hikaye anlattığına göre, ilk bölümdeki hikaye sindirildikten sonra ikinci bölüm merakla beklenmeye başlanacak.
Böylece hem albümdeki tüm şarkıları dinletmiş olacak Sıla hem de bir “devamlılık” ve sürekli bir “heyecan” yaratmış olacak. Hem akıllıca hem de güncel.

Ahmet Kural’a: Tek tüfek ordusunu gömmedik

Son yaşadıklarından sonra dinleyicisi Sıla’nın içindeki duyguları nasıl aktaracağını zaten merak ediyordu.

Beren Saat’in 35’inci doğum günü vesilesiyle kendine yazdığı mesajı çok sevdim.

Gerçekçi, hesaplaşmalı ve o bildik dallı güllü kalpli doğum günü coşmasından daha samimi.
En güzeli de, ilk aşkı Efe’nin ona hâlâ moral kaynağı olabildiğini söyleyebilmesi Beren’in. Birçok insana bu ilginç geliyor.
O zaman bilmeyenler için hatırlatalım, Beren Saat trafik kazasında hayatında kaybeden Efe’yi yıllar önce Ayşe Arman’a şöyle anlatmıştı:
“Hayatımın aşkı.
O da TED’dendi. Bir gün, ‘Hadi kalk’ dedi, o zaman şarkı yarışmalarının da oyunculuk versiyonu yapılıyor,
‘Gideceğiz bakacağız, ne kaybedersin ki, verirlerse bir form doldururuz’.
Bir erkeğin, üstelik 19 yaşındaki bir erkeğin seni teşvik etmesi, sana bir başka dünyanın kapılarını açması çok sık rastlanan bir şey olmasa gerek.