Bir sosyal medya fenomeninin ulaşabileceği en ilginç başarılardan birine imza atmıştı. Şarkı söylemiyordu, tam anlamıyla bir DJ değildi, sadece “fenomendi”.
Ama takipçiler cep telefonundan gördükleri o kişiyi canlı canlı görmek istiyordu işte.
Nihayetinde o gece gösteri merkezine toplanan 3500 kişi, yerli-yabancı şarkılar eşliğinde dans eden, ‘twerk’ (popo sallama odaklı dans) yapan Kerimcan’ı çığlıklar atarak izlemişti.
Tuhaf gelebilir; ama bir başka fenomen,
Amerikalı Cameron Dallas’ın diğer fenomen arkadaşlarıyla çıktığı Magcon turu da buna benzer bir şeydi.
Sonuçta “halk bunu istiyorsa” Kerimcanlar ya da Cameron’ların iki seçeceği var.
Son bir aydır herkesin sosyal medyasına, diline vuran cümle buydu.
Birkaç gündür hava biraz ısındı ya, şimdi de “Yaz geldi”ye döndü iş.
Herkes her şeyden o kadar bunalmış ki, galiba yazın kendisi bir tür kurtarıcı olarak görülüyor...
Peki yazı erken getirenler hafta sonu neredeydi?
Bodrum mu Alaçatı mı yoksa başka bir yer mi?
Aslında
Çünkü biri Amerika’da diğeri Türkiye’deymiş...
Bir yandan deniliyor ki işlerine güçlerine çok gömülmüşler, aşka/ilişkiye zaman/mekan kalmamış.
Yok yok, aslında ilişkinin heyecanı bitmiş, yıpranmışlar...
Birinden biri ya da hepsi.
Bol bilinmeyenli söylenti ve bin tane denklem.
Sonuç değişmiyor ama: Son günlerde hayli kısır olan magazin aleminin en çok konuşulan ayrılık haberinin öznesi onlar.
Serenay Sarıkaya ve Kerem Bürsin.
Time Out Dergisi’nin 2013 yılından beri düzenlediği 101 İstanbul Lezzet Festivali artık bir İstanbul klasiği.
Esma Sultan Yalısı’nda pazar günü yapılacak festivalde bu yıl da şehrin popüler fine-dining
restoranlarından bildik sokak lezzetlerine uzanan çılgın bir çeşitlilik var.
Galvin, Isokyo, Agora Meyhanesi, Ororo Sushi Bar, Will Burger, Yeşil No 11, Trilye, Sur Balık, Black Angus, The İstanbul Butcher, Rumeli Köftecisi, Duble Meze, Banyan, Huqqa, Baba Söğüş, Kaserol ve Özcan Turşu; ilk elde sayabildiğim markalar...
Time Out İstanbul Genel Yayın Yönetmeni Deniz Huysal’dan festivale dair ayrıntıları dinlerken heyecanla atıldım, “Ya keşke Lizbon’daki gibi bir Time Out Market açılsa İstanbul’a, çok yakışır. Böylece 101’i her gün yaşamış oluruz”.
Huysal da bu fikrime katıldı.
Çünkü Lizbon’daki Time Out Market gerçekten şahane demokratik bir yeme-içme pazarı.
Aslında açalı epey de olmuş hani.
Peki şimdi, böyle aniden, nasıl haberimiz oldu bundan?
Tabii ki gıdısını Fransız askısı denen yöntemle gerdirdiği ameliyatı kanalında saniye saniye paylaştığı için!
Seda Sayan bu, kalkıp kanalında “WhatsApp’ta susmayan buluşunca da konuşmayan kız makyajı” yapacak hali yok ya.
Ya da “Ay bugün hediye paketlerimi açıyorum arkadaşlar, bakalım neler gelmiş” diyerek ergen tribine girecek hali de yok.
Bacımız gitmiş, alnından çenesinden iğneler ipler girerken ve yüzü çamaşır gibi gerile gerile Charlize Theron ayarına gelmek üzereyken çatır çatır çektirmiş kendini.
Demet Şener de henüz yeni çıkmaya başladığı sevgilisi Cenk Küpeli’yle yan yana pozlar veriyor.
Kısacası hayli uzun süren boşanma davası stresi bitti.
Sonunda her iki taraf da rahatladı, kendi hayatlarını daha özgür ve mutlu yaşamaya başladı.
Tamam, onların durumu/yaşananlar çok daha farklıydı, ama aklıma şu geliyor:
Boşanma davası sürerken de her şey özgürce yaşanamaz mı?
İlla davanın bitmesini mi beklemek gerekir?
Bir süredir Lizbon’da yaşayan Madonna’nın sıkça gittiği fado barı Mesa de Frades’ten gelen müzik seslerini arkamda bırakarak yokuşu çıkıyorum.
Küçük meydana çıktığımda aradığım şey bir ‘saray yavrusu’ kapısı.
Tabii ki yine kapıları karıştırıyorum.
Elimdeki iri ve uzun anahtarla başka kapıları da açmak için zorluyorum.
Kapılar ve ardındakilerle ilgili bir sorunum var galiba...
Neyse, nihayet o ‘saray yavrusu’ kapısını buluyor ve içeriye giriyorum.
Önce popüler mekanlar sanatçılarla işbirliği yapmaya başladı.
Mekanlarda sergiler açıldı, sergilerle beraber sosyalleşme partileri...
Derken irili ufaklı sanat organizasyonları gündeme gelmeye başladı.
Mamut Art’ın ardından Art Weeks Akaretler’le tanıştık.
Genç sanatçılara imkan tanıyan Base yapılmaya başlandı.
Ve işte bu hafta yeni bir güncel sanat etkinliğine daha kavuşuyor İstanbul: Step.