Onur Baştürk

Nasıl Bodrum eski Bodrum değilse, Alaçatı da 10 yıl önceki Alaçatı değil. Her yıl biraz daha değişiyor. İşte bu sezon “yeni Alaçatı” ve civarında olup biteceklerin bol güneşli bir özeti...

GEÇEN SEZONDAN DEVAM EDENLER

Öncelikle geçtiğimiz sezonlardan devam eden, tanıdığımız bildiğimiz markalar var. İlk elde akla gelenleri, rüştünü ispat etmiş olanları söyleyelim:

Her daim yemeği iyi ama kalabalığı bol Kapari, şef Kemal Demirasal imzalı Yek, İstanbullunun gece geç saatte kokteyl mekanı Traktör, artık bir Alaçatı klasiği olan Asma Yaprağı, illa ki bir tanıdığa rastlanan Göz Lounge, Hacımemiş’in tam ortasındaki Dutlu Kahve, köyün ‘Gizli Kalsın’ı kıvamındaki canlı müzik mekanı Disco, kahvaltısıyla Tarla, pizzalarıyla Kolburano’s, darbukalı Türkçe pop eğlencesiyle meşhur Esnaf, köy içine de şube açan Ferdi Baba ve ona çok yakın mesafedeki Fava...

HAMMAM VE MOMO PLAJDA YENİLİK

Gelelim yeni şeylere...

Hacımemiş’in geçen sezonlardaki popüler restoran barı Momo bu yaz yok. Onun yerine Hammam adlı mekan konumlanmış durumda.

Limon’dan tanıdığımız Serkan Koca işletmenin başında.

Burası için çok fazla bu, seni kimse anlamaz...

Daha anlaşılır bir şey yap, bu kafayla olmaz..
Yol yakınken vazgeç, senin iyiliğin için söylüyorum...
Genç bir yönetmen, Mu Tunç, ilk filmi Arada’nın bu geceki Dsmart gösterimi öncesi Instagram’ına nefis bir yazı yazdı.
Bu motivasyon kırıcı cümleler de Tunç’un o yazısından.
“Çünkü” diyor Tunç, “Küçüklüğümden beri ne zaman farklı bir şey yapmak istesem, yaşı benden büyük olanlar hep ‘Burası için fazla, seni kimse anlamaz’ dedi.”
Peşinden şunu ekliyor genç yönetmen:

Kendi diyarınızın can sıkıcı hallerinden bunaldınız mı? O zaman bugün sizi magazin diyarına alayım. Biraz eğlenin, biraz “İyi ki böyle dertlerim yok” deyin, biraz gevşeyin. Çünkü magazin diyarı bunun için var. Buyurun diyardan son haberlere...

600 BİN LİRALIK DERDİM OLSUN

Reynmen lakaplı Yusuf Aktaş, YouTube’da 196 milyon kez izlenmiş Derdim Olsun videosundan bir şey kazanmadığını söylemiş. Çünkü bağlı olduğu şirket parayı ona vermemiş. Zaten o para da 600 bin civarında bir şeymiş.
YouTube’da, üstelik NetD ya da başka bir mecra üzerinden değil, kendi hesabından yayınlanmış bir video o kadar tıklanacak ve elde edilen gelir o kadar düşük olacak?
Bana hayli imkansız geldi.

BU İKİLİDEN BİR SİTCOM DOĞAR!

Diyarın öteki ucunda, New York’taki MET Gala’da, önceki gece gayet şenlikli bir ‘camp’ dalgası vardı. Abartılı, iddialı, uçuk kaçık kostümleri izlemekten başımız döndü; ama eğlendik mi eğlendik hani...

Gecenin teması “camp”ti. Peki nedir bu camp?
Hayır, kamplaşma/gruplaşma gibi bir manası yok.
Tam aksi. Bir ruhu yansıtıyor “camp”:
Abartıyı, iddiayı, aşırılığa düzülen samimi bir övgüyü, “moda için moda”yı ve tabii hiç bitmeyen bir şov halini...
İlhamını Susan Sontag’ın 1964’te kaleme aldığı bir moda yazısından alan “camp”, Fransızca’da poz verme anlamına gelen “se camper”la da ruh akrabası.
Camp’in kökleri ise 14. Louis’nin Versailles Sarayı’na getirdiği sıkı moda ve duruş kurallarına kadar uzanıyor.

Kalıpları tek tek yıkıyorlar.

Yakın zamanda ayrılan Serenay Sarıkaya ve Kerem Bürsin’den bahsediyorum.
İkili ayrılır ayrılmaz bir dedikodu havaya savruluvermişti.
Serenay’ın evli bir iş insanıyla beraber olduğu, bu yüzden Bürsin’den ayrıldığı dedikodusu...
Serenay bu iddiayı kesin bir dille yalanladı.
“Her ilişkinin bitiş sebebi bir başkası olmak zorunda değil” diyerek.
Ardından Kerem Bürsin eski sevgilisine destek verdi.
“Yaşadığımız sürece saygı duyun. Yazılanlar, iddialar doğru değil” diyerek...

Aleyna Tilki yüzü olduğu jean markasının son reklam filminde enteresan şeyler yapıyor.

 
Denizin ortasından çıkıp tavşan maskesi takmış erkekler ordusunu peşine takarak şehre geliyor.
Bu tavşan maskeli adamları görünce elbette aklıma kült film Donnie Darko geldi.
Jake Gyllenhaal’un ergenlik dönemlerinde oynadığı filmde kahramanımız Donnie sürekli tavşan kostümü giymiş birinin hayalini görüyordu.
Hatta tavşan kostümlü zat-ı muhterem Donnie’ye, 28 gün sonra dünyanın sonunun geleceğini filan söylüyordu.
Aleyna o filmi görmüş müdür yoksa sadece Alice’in tavşanından hareketle mi bu tavşan adam ordusunu peşine takmıştır; bilinmez... İlginç olan diğer bir husus da Aleyna’nın reklam filmindeki öfkeli, şiddetli hali...

İstanbul’un en yeni restoranlarından biri Kun.

Konumu da ilginç: Yeni mekanın pek açılmadığı Tarabya’da.
Zaten deniz kıyısındaki Kun, modern ve ahşap ağırlıklı stiliyle dışarıdan hemen fark ediliyor.
Çünkü kıyıdaki diğer restoranların tarzı birbiriyle hemen hemen aynı.
İki katlı Kun’un içeriye girer girmez fark edilen dekorasyon tavrı da gayet huzurlu, fazlaca ‘Zen’.
Sanki Tokyo’da bir restorana girmiş gibi hissediyorsunuz.
Kun’un menüsü ise içine bir tutam İtalyan da sızmış Uzak Doğu mutfağı.

Bodrum’un dünyaca bilinen markası Maça Kızı’nın bu yaz ilginç ve hayli lüks bir sürprizi var: Villa Maça Kızı.

Cennet Koyu’ndaki 10 odalı Il Riccio Beach House’un yerine konuşlanacak Villa Maça Kızı’nda Sahir Erozan ünlü şef Carlo Bernardini ile beraber işletme ortağı.
Peki Villa Maça Kızı nasıl bir yer olacak?
Öğrendiğime göre burası bir otel değil. Dışarıya açık bir restoranı da olamayacak.
Sadece kiralanabilecek. Hem de 10 odası birden!
Ama kiralayan kişiye/kişilere de tüm servis en iyi şekilde yapılacak.
Erozan, “Bildiğim kadarıyla dünyada bunun pek bir örneği yok” diyor.