Her yere yürümek zorundasın.
Ya da küçük teknelere binip gideceğin koya denizden varabilirsin.
Öyle çılgın eğlence de yok.
Çoğu plajında müzik çalmıyor bile.
Rüzgarı dinleyebilirsin en fazla. Ya da dalga sesini filan.
Sakinliğin dibi yani.
Neden?
Çünkü birden İtalyan hayranları olduğuna, Napoli’de kaldığı otelin önünde biriken kalabalıkların günbegün daha çok coştuğuna şahit olduk.
Haliyle o noktadan itibaren komplolar havada uçuştu.
“Kim tanıyor onu İtalya’da?” diyen oldu.
“Otelin önünde birikenlere para verilmiştir” diyen de...
Sonunda Can Yaman bir demeç kası yapmak zorunda kaldı: “İtalya’da çok seviliyorum, çünkü bir önceki dizim ‘Dolunay’ orada yayınlanıyor.”
Merak ettim “Dolunay”ı, açıp YouTube’dan biraz izledim.
Haberi duyunca eski bir dosttan haber almış gibi sevindim.
Ama bir yandan da endişe sardı. Şu sorudan dolayı:
“20 yıl önceki dünyaya bakışımızla şu an dünyaya bakışımız çok farklı. Yeni Matrix tıpkı 20 yıl önceki gibi bize yepyeni bir vizyon verebilecek mi?”
Elbette bu sorunun tatmin edici yanıtı için beklememiz gerekecek.
O güne kadar da Morpheus’un Neo’yla ilk karşılaşmasında söylediği şeylerin bugün nasıl da gerçek olduğunu sindirmek yeterli bence, buyurunuz: “Matrix her yerdir. Etrafımızı çevreler. Şu an pencereden baktığında onu görebilirsin ya da televizyonu açtığında.
Gerçekleri görmeni engellemek için gözlerinin önüne çekilen bir dünya bu...
İlk hareket bereket önceki gece Bebek Otel’de yapılan Vogue partisiyle başladı.
Ama asıl patlamayı eylülle beraber yaşayacağız.
Listede neler yok ki?
16. İstanbul Bienali, Contemporay İstanbul, Arter’in Dolapdere’deki yeni yerinin açılışı, Akaretler’de yapılacak olan Artweeks...
Bir de tüm bu sanat organizasyonlarının yan etkinliklerini düşünün.
Sosyal hayat hiç olmadığı kadar coşacak.
“Tek başıma afişlerimi yaptırın, diğer sanatçılarla yan yana afiş istemem.”
Bu kapris iddiasını Cengiz (Semercioğlu) yazdı ve yazısının sonunda sorduğu iki soru vardı.
Defne’nin bu kaprisi yapacak müzik kariyeri var mı?
Cem Yılmaz’la beraber olmasa bu kaprisi yapabilir miydi?
İlk sorusunda haklı Cengiz.
Evet, öyle uzun yıllara yayılan bir müzik kariyeri yok Samyeli’nin.
Sahneye çıkmaya iki buçuk sene önce La Boucherie’de başladı.
Damızlık gülümser:
“Gilead’dan önceki gibi.”
Çocuğun yanıtı acıklıdır: “Ben öncesini bilmiyorum.”
Bunun üzerine damızlık, umutlu bir şekilde öncesini anlatmaya başlar:
“İstediğin şeyi okuyabilir/yazabilir, istediğin şekilde düşünebilirsin. İstediğin gibi giyinebilirsin de... Kimsenin karısı ya da damızlığı olmak zorunda değilsin. İstersen anne de olmayabilirsin.”
Kız çocuğu şaşırır, “Peki ne olacağım?”
Damızlığın yanıtı nettir: “Kendin!”
Çünkü malum YouTuber’ın video içerikleri şunlardan ibaret:
Kaydıraktan en uzağa uçma yarışması...
Havuzda koşmaya çalışmak...
Denizde altın aramak...
Motorda tek teker yapmak...
Karpuzla kız tavlamak...
Halihazırda doğum günü kutlamalarına über lüks bir yatta devam ediyor.
Diğeri, iklim değişikliğine karşı verdiği mücadeleyle tanınan, New York’ta yapılacak İklim Zirvesi’ne uçakla gitmeyi reddedip güneş panelli bir yatla okyanusu geçmeye başlayan 16 yaşındaki Greta Thunberg.
Aralarındaki yaş farkı az ama sonuçta aynı neslin iki farklı, iki uç modeli.
Bambaşka hayatları, seçimleri yaşıyorlar.
İlk başta bakınca Kylie Jenner’ın seçimleri çok fazla, Greta’nınki çok sade gibi görünüyor.
Ama Greta’nın okyanusu geçeceği yatı da sonuçta dünyanın bir başka zengini, Monaco Prensesi’nin oğlu tahsis ediyor.