Paylaş
Halihazırda doğum günü kutlamalarına über lüks bir yatta devam ediyor.
Diğeri, iklim değişikliğine karşı verdiği mücadeleyle tanınan, New York’ta yapılacak İklim Zirvesi’ne uçakla gitmeyi reddedip güneş panelli bir yatla okyanusu geçmeye başlayan 16 yaşındaki Greta Thunberg.
Aralarındaki yaş farkı az ama sonuçta aynı neslin iki farklı, iki uç modeli.
Bambaşka hayatları, seçimleri yaşıyorlar.
İlk başta bakınca Kylie Jenner’ın seçimleri çok fazla, Greta’nınki çok sade gibi görünüyor.
Ama Greta’nın okyanusu geçeceği yatı da sonuçta dünyanın bir başka zengini, Monaco Prensesi’nin oğlu tahsis ediyor.
Greta, küresel ısınmaya katkı sağladığı gerekçesiyle uçağa hiç binmiyormuş.
Gerekli olmazsa yeni şeyler de satın almıyormuş.
Sadelik listesi böyle uzayıp gidiyor.
Kylie ise onun tam aksi işte: Markalar, lüks hayat, kesintisiz eğlence...
Bir tarafın aşırı gösterişinin yanında diğer tarafın fazla zorlama sadeliği...
Yok mu bunun bir dengesi, bir buluşma noktası?
İkisi de bu haliyle sıkıcı duruyor çünkü.
Geçen yaz teknede ne yaptığını biliyorum
Herhalde dünyanın en ilginç ve aynı zamanda en garip şeylerinden biri de lüks tekne paparazziliği.
Bakınız en son Mustafa Sandal, Fethi Kamışlı’nın teknesinde her haliyle görüntülenmiş.
Sadece Sandal değil, yanındaki arkadaş grubu da.
Spor yaparken, güneşlenirken, öpüşüp koklaşırken...
Valla zor bir durum.
Güya ultra konforlu bir alandasın ama her hareketin poz poz çekiliyor.
Kazara burnunu filan karıştırsan bittin!
Ertesi gün habersin, “Burnunu karıştırırken arkadaşlarıyla koyu bir sohbete dalmayı ihmal etmedi” diye...
Doğrusu ünlü kişinin yanında fotoğraflananlardan biri olsam bayağı kıl olurdum.
Hele şöyle bir haber diline maruz kalsam:
“Geçtiğimiz günlerde sarışın bir güzelle gece eğlenirken görüntülenen Sandal’ın, farklı farklı güzellerle teknede bir araya gelmesi kafaları karıştırdı.”
Güzeller denilmesi yetmemiş, bir de “farklı farklı güzeller” denilmiş ya, şaka gibi!
Super Cup İstanbul’u
◊ Tamam, maç dolayısıyla yolların kapanacağını hissediyorduk ama bu kadar erken saatte değil!
◊ Evet hissetmek... Çünkü önceden ne bir uyarı ne bir mesaj, “Şu saatte kapanacak” diyen olmadığı için altıncı hissi devreye sokmaya alışık İstanbullu.
◊ Maç için İstanbul’a gelmiş orta yaşlı bir İngiliz çift, kahve içmek için geldikleri kafede garsona hem mekan hem şehir için övgüler diziyordu:
“Burası harika, burası harika!”
◊ Ben ise o sırada şöyle sayıklıyordum: “Burası çok nemli, burası çok nemli.”
◊ Bizzat gördüm: İstiklal Caddesi’nde ilk kez Arap turistler dışında İngiliz yoğunluğu da vardı.
Paylaş