“Ev kadınlığının ne denli büyük ve zor bir meslek olduğunu öğrendim.
Hiç bitmeyen bir iş var.”
Bir buçuk aydır durumum Köstendil’den farksız.
Gerçekten de evin içinde hiç bitmeyen bir iş var.
Ama “ev kadınlığını”, yani ev içinde karşılıksız yapılan, emekliliği de olmayan tüm bakım ve temizlik hizmetlerini bir meslek olarak tanımlamak mümkün mü?
Böyle yapınca bilinçli ya da bilinçsiz şu cinsiyetçi anlayışı da desteklemiş olmuyor muyuz:
“Evin içi kadına aittir, evi kadın çekip çevirir. Erkeğin alanı ise dışarısıdır.”
O fotoğraf Asmalımescit’te çekilmişti
Birbirini konuk almayan kalmadı gibi bir şey.
Ya da canlı yayınlarda “Korona sonrası şöyle şöyle olacak” diye tahminlerde bulunmaktan bıkmayan (buna ben de dahil)...
Gel gör ki bazı canlı yayınlar unutulmaz kategorisinde.
Mutsuz Serdar Ortaç yayınlarını dün didiklemiş, içinizi öbek öbek şişirmiştim.
Bugün sırada Yıldız Tilbe yayınları var.
OKUDUM, UNUTTUM...
Uzun zamandır böyle gerçek bir mutsuzluk görmedim.
Mesela aniden, “Kalp atınca ne oluyor, iyi bir şey mi o? Bilmiyorum ki?” diyor Ortaç.
Ya da kendi şarkısını söylerken (“İki sohbet aralı bizim mesafemiz”) birden durup “Bu nasıl söz lan?” diyerek yazdığı sözlere şaşırıyor.
Meğer canlı yayın yapan birçok insandan daha samimiymiş Serdar Ortaç. Fazlasıyla, hem de fazlasıyla olduğu gibi...
Bir de Yıldız Tilbe var tabii. Ama ona yarın geleceğiz!
Çünkü Yıldız Tilbe’nin kalorifer önünden yaptığı canlı yayınlar satır satır yazmak için ideal bir ilham kuyusu.
En çok da Skyscanner ve THY’nin uygulamasına bakıyorum tabii.
Öylesine bir şehir yazıp “Bakalım ne kadarmış fiyatı?” diye bakmak bazen şu açıdan işe yarıyor:
Hiç ummadığın anda ucuz bilet yakalıyorsun.
THY, haziran ve temmuza dair yeni dış hatlar uçuş planını açıklayınca uzun bir aradan sonra biletlere baktım tabii.
Eski alışkanlığım tekrar geri döndü.
Ama dış hatlar için bilet baktığımda THY aplikasyonu beni web sitesine yönlendirdi, “Burada sorun var, oradan bakın” diye.
Olay sonra unutuldu gitti. Ben de unutmuştum.
Ta ki geçen hafta Ergen’in konuşmasının tamamı YouTube’da yayınlanıncaya kadar. Sadece Gülben’in değil, Şokopop’un da aynı sahnede yaptığı konuşmayı yayınladı TEDx.
Haliyle şu tekrar tartışılmaya başlandı:
“TEDx’in kalitesi yerlerde, başka çıkartacak insan mı kalmadı?” diye...
Aslında TED Talks’la TEDx Talks farklı. TED hâlâ dünyanın önde gelen düşünürleri ve yaratıcılarının, fikirlerini ya da hikâyelerini paylaşmak üzere katıldıkları bir konferans dizisi.
Konferanslara CEO’lardan bilim insanlarına, yaratıcılardan hayırseverlere kadar farklı alanlardan birçok insan katıldı, katılıyor. TEDx’in ana damarı ise şu: PayIaşmaya değer fikirlerin dile getirildiği yerel bir program.
Ne zaman kartopu tatlılığında bir iddia ortaya atılsa, aylar sonra koca bir çığ olup gerçekleşiyor o iddia.
Cem Yılmaz’la Serenay Sarıkaya’nın evleneceği iddiası da bunun gibi bir şey.
Karantina sonrası nikâh masasına koşturacaklarmış.
İddia bu.
Haliyle karantinada sıkılan bünyeler onlara sardı.
Durumlarıyla ilgili en eğlenceli tespitlerden biri şuydu:
Okey masasından nikâh masasına...
Serenay, Cem, Ozan ve ismini şu an unuttuğum dördüncü kişi okey oynuyorlarmış ya...
Önce anlayamadım, hatta soruyu tuhaf buldum.
Çünkü geçen yazlarda böyle bir soru duyduğumu pek anımsamıyorum.
Muhabbetlerin popüler sorusu en fazla şuydu:
“Bu yaz neredesin? Nereye gideceksin?”
Sorunun yön değiştirmesinin nedeni elbette korona.
Çünkü insanlar bu yaz kimlerle sosyalleşeceğine hiç olmadığı kadar önem vermeye başladı.
Hayır, tabii ki “Aşk 101” filan değil. Bir İngiliz dizisi “Years and Years”.
HBO’nun da işin içinde olduğu BBC One dizisi “Years and Years” aslında geçen yıl tam da bu zamanlar yayınlanmış.
Keşfim geç. Ama bu karantina döneminde dizi yeniden gizli bir popülerliğe erişmiş durumda izolasyon kardeşlerim.
Dizi bağımlıları şu sıra birbirine altı bölümlük bu yapımı öneriyor. Nedeni de şu:
Dizi, önümüzdeki 15 yılda olması muhtemel kurgu olayları bir ailenin üzerinden anlatıyor. Şu anda en çok merak ettiğimiz şeylerden biri de “Gelecek nasıl gelecek?” olduğuna göre dizinin yeniden popüler olması anlaşılabilir.
Peki dizinin olasılık dahilinde sunduğu olaylar ne?
Hemen sıralayayım; ama bundan sonrası konuya dair ipuçları içereceğinden okuyup okumamak size kalmış!
◊ ‘TRANSHUMAN’ HAYAL DEĞİL