Ömür Kurt

Çocuğunuza ödev yaptırırken bir kere daha düşünün

4 Kasım 2015
Çocuğunuza ödevlerinde yardım edeyim derken kötülük yapıyor olabilirsiniz.

Araştırmalara göre ebeveynler, çocuklara ödev yaptırmanın önüne geçiyor ve ödevi adeta kendileri yapıyor. Bu durum çocuğun başarısını olumsuz etkiliyor. Konuyu, Uzman Psikolog Serap Duygulu ile konuştuk.

Uzman Psikolog Serap Duygulu

Ebeveynler, ödevlerinde çocuklara yardım etmeli mi?

Edebilirler. Ancak ödevi onlar yapmamalı, yalnızca yol gösterici olmalılar. Çocuklar günlerinin büyük bir bölümünü okulda geçiriyor. Akşam eve gelince de saatler boyu masa başında ödev yapmak zorunda kalıyorlar. Dolayısıyla hatalar da yapabiliyorlar. Aileler ise çocuğun başarılı ve olumlu yönlerini vurgulamak yerine, onun başarısızlıklarını ve olumsuz yönlerini öne çıkarıyor. İşte en büyük hata bu!

Yazının Devamını Oku

Ayşe Şule Bilgiç yine bir ilki başardı

24 Ekim 2015
Televizyon dünyasının dünyadaki en güçlü 25 kadınından biri o... Bunu biz değil, yabancılar söylüyor üstelik.

Önce Pepee, sonra RGG Ayas, Leliko, Pisi ve şimdi de Aydamaya! İlk Türk kadın karikatürist Selma Emiroğlu’ndan bu yana kadınlar çizgi film ve karikatür dünyasında pek yer alamadı. Ancak Ayşe Şule Bilgiç, özgün tasarımı Pepee ile Türk çizgi film tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Geçtiğimiz hafta Fransa’nın Cannes şehrinde düzenlenen MIPCOM Dünya Eğlence İçerik Pazarı Fuarı’ndaydı ve çok büyük ilgi gördü. Hollywood Reporter tarafından, ‘televizyon dünyasının dünyadaki en güçlü 25 kadınından biri’ seçildi. Düşyeri Çizgi Film Stüdyoları’nda hazırlanan Aydamaya’yı ve aile çocuk hassasiyetlerini Ayşe Şule Bilgiç ile konuştuk.

Aydamaya nasıl bir karakter?

Aydamaya, Mayakon adlı gezegenden Dünya’ya düşen bir uzaylı. Özel güçleri var. Giysisi, saçları, takıları her şeyi çok farklı. Bir Türk evine düşüyor ve asıl büyük macerası da böyle başlıyor. Aydamaya’nın Dünya’da karşılaştığı her güzelliği keşfederken yaşadığı mutluluk, çocukları bambaşka diyarlara götürüyor.

Yazının Devamını Oku

Eyvah! Çocuğum 'Lovatic' oldu

17 Ekim 2015
Şimdi bazılarınız 'Lovatic olmak da neymiş!' diye sorabilir. Çocuktan al haberi!

Bu, onların yeni tabiri. Ünlülere hayran çocukların böyle aidiyetleri var artık. Demi Lovato hayranları kendine ‘Lovatic’ diyor, JustinBieber hayranları ise ‘Belieber’. Geçtiğimiz hafta bir çocuktan mektup aldım. İşte o mektup:

“Ben okula gitmeyi çok severim, ama bu sene gitmeye korkuyorum. Çünkü geçen sene okuldaki grubumla bir kavga ettim ve beni gruptan çıkardılar. Sadece çıkarsalar bir şey olmazdı. Zaten benim okulda büyük bir çevrem var. Yalnızlık çekmezdim, ama onlar ayrıca bana sınıfın çoğu erkeğini düşman etti ve bu yüzden sınıfta durmadan kavga oluyor. Ben cevap vermek istemiyorum, ama çok üstüme geliyorlar. Ben onlara hakaret etmeden karşılık veriyorum ama hatta çoğu kez aynı sözü söylüyorum: "Ben LOVATİC'im ve Demi'nin savaşçısıyım. Siz beni ezmeye çalışırken ben yerden bir gökdelen gibi yükseliyorum." diyorum, ama onlar sadece bana hakaret değil idollerime de laf atıyorlar. Mesela "Bella sana yardım edemez!" veya "Demi seni tanımıyor onun için bir değerin yok." diyorlar. Ama ben biliyorum ki ikisi de beni seviyor ve değer veriyor, ama onlar inatla beni üzmeye çalışıyor. Bazen eve gittiğimde ağlayarak ‘Skyscraper’ adlı şarkıyı dinliyorum ve güçlü kalmaya çalışıyorum, ama bazen güçlü kalamıyorum. Ne Demi ne de Bella bana yardım edemiyor. Normalde bunu buraya değil LOVATİC kardeşlerime soracaktım, ama bir kerede size sorup yardım alayım dedim. Lütfen benim sorunuma bir çare bulun.”

Çocuğun mektubunu ve çocukların popüler kültür bağımlılıklarını Uzman Psikolog Ramazan Şimşek ile konuştuk.

Yazının Devamını Oku

Okulun ilk günü

28 Eylül 2015
Bugün okullar açıldı. Okula ilk kez başlayacak çocuklar hem çok heyecanlı hem de biraz tedirgin. Peki, okulun ilk günü neler yapılmalı? Uzman Psikolog Filiz Kaya ile konuştuk.

Okula ilk kez başlayacak çocuklara davranılmalı?

Okula ilk başlangıç hem çocuklar hem de ebeveynleri için, heyecan yaratan çok önemli bir olaydır. Dolayısı ile çocuk biraz endişelidir. Çocuğun tepkilerinin iyi gözlenmesi, hissettikleriyle ilgili onunla konuşulması, ebeveynlerin kendilerinin okula başlama deneyimlerini rahat bir biçimde çocukla paylaşması yeterli olacaktır. Ayrıca çoğu zaman ebeveynler çocuklardan daha endişelidir. Bu durum çocuk için iyi değildir. Çocuk, anne babası yanında olmadığı anda kendini tehlikede hisseder. Bu yüzden en önemli uyarımız ebeveynlere! Kendi kaygınızı giderin.

Aileler, çocukları ile birlikte okula gitmeli mi?

Çocuk kendini güvende hissetmediği durumlarda bunu ister. Asıl yapılması gereken çocuğun endişesinin azaltılmasıdır. Ebeveyn, çocuk kendini güvende hissedene kadar okula gidebilir, ama bu iyi planlanmalıdır. Aksi takdirde ebeveynler aylarca okulun kapısında bekleyebilir. Sakin ve anlayışlı olunmalıdır. Çocuğun okula alışması için acele etmeyin, rahat olun; korku ve kaygı ne kadar bulaşıcıyla, rahatlık, güvenlik de o kadar bulaşıcıdır. Çocuğunuza güvende olduğunu hissettirin.

Peki çocuk, anne veya babasının derse girmesini isterse?

Yazının Devamını Oku

Hızlı ve özensiz

20 Eylül 2015
Bizler sözcüklerle anlaşıyoruz, ama dilimize özen göstermiyoruz.

Hızlı ve özensiz konuşuyoruz. Sözcüklerin tamamını söylemek yerine kısaltmaya çalışıyoruz, geçiştiriyoruz. Ortaya anlamsız, değerini kaybetmiş, devamlılığı olmayan söz dizeleri çıkıyor.

Bizleri bir arada tutan şey kültürümüz. Oysaki kültürel değerlerimize özen göstermiyoruz. Bayramlarımızla, gelenek ve göreneklerimizle dalga geçiyoruz, kendi toplumumuzu 'Türk'ten bir şey olmaz zaten' gibi sözcüklerle aşağılıyoruz, sonra da bizden bir şey olmasını bekliyoruz.

Bir arada olmayı değil, ayrı ayrı olmayı tartışıyoruz. Bir ulusu ulus yapan şey, bir arada olmak ve ortak kaderdir. Hangi anne, baba veya çocuk evdeki birinin uzaklara düşmesini ister, ayrılmayı arzular. Fakat biz, kendi kendimizi öteliyoruz. 'Birey' olmaktan söz ederken, bir arada hareket edebilme kabiliyetini kaybediyoruz. Ayrı gayrı düşmeye çalışıyoruz. Birbirimize tahammülümüzü yitirdik, çehrelerimizdeki tebessüm soldu. Selam vermeye bile tenezzül etmiyoruz. Birbirimize özen göstermiyoruz.

'Rahat olmak'tan söz ediyoruz. Üstelik bunu da 'Relaks ol biraz, rahat!..' gibi başka kültürlere ait sözcüklerle ifade ediyoruz. O 'rahat'lığın içine başkalarına saygı duymayı dahil etmiyoruz. Varsa yoksa kendimiziz. Benciliz.

Yazının Devamını Oku

Terörü çocuklara nasıl anlatacağız?

14 Eylül 2015
Son günlerde artan terör olayları, başta çocuklar olmak üzere tüm toplumu derinden sarstı. Herkes büyük bir endişe yaşıyor, hiç kimse ne yapacağını bilmiyor?

Peki, terör konusunu çocuklara nasıl anlatacağız? Ne yapmalıyız? Psikolog Serap Duygulu ile konuştuk.

Her gün terör olayları yaşıyoruz, bu olaylardan en çok etkilenenler ise çocuklar... Peki terör konusu çocuklara nasıl anlatılmalı?

Son günlerde artan terör olayları, başta çocuklar olmak üzere tüm toplumu derinden sarstı. Herkes büyük bir endişe yaşıyor, hiç kimse ne yapacağını bilmiyor? Peki, terör konusunu çocuklara nasıl anlatacağız? Ne yapmalıyız? Psikolog Serap Duygulu ile konuştuk.

Yazının Devamını Oku

Sosyal medya yararlı mı?

10 Eylül 2015
Aileler çocuklarının sosyal medya bağımlısı olmasından yakınıyor.

Cep telefonuna ve sosyal medyaya bağımlı çocuklar fiziksel duruş bozukluğu yaşıyor, vaktini verimsiz harcıyor, yaşına uygun olmayan içeriklere maruz kalıyor. Sosyal medya bir çocuğa nasıl etki ediyor? Prof. Dr. Yankı Yazgan ile konuştuk.


Adına ‘sosyal’ denilen medya, sosyal hayatı sokaktan, bahçeden alıp odalara, ceplere taşıdı. Bu durum hayatımızı bir ölçüde değiştirdi, ama söyleyeceğimiz şeyler pek değişmedi: Seviyorum, kızıyorum, gidiyorum vs. Bizler, sosyal medyayı ‘öteki’ ilan etmeden önce sosyal medyanın ne olduğunu anlamalıyız.

Sosyal medyanın zararları ve riskleri neler?


Yazının Devamını Oku

Depresyon yaşı 8'e indi

6 Eylül 2015
Son yılların en büyük sorunlarından biri depresyon. Üstelik sadece yetişkinlerde görülmüyor. Çocuklar da depresyona giriyor. Peki, ama neden?

Psikiyatrist Yrd. Doç. Dr. Adnan Çoban ile konuştuk.

Çocuklar neden depresyona girer?

Depresyon, bir tür ruhsal çöküntüdür ve genellikle şehirde yaşayan çocuklarda görülür. Sosyal kısıtlılık, oyundan mahrumiyet, aile içi huzursuzluklar, ümitsizlik, mükemmeliyetçilik, kendini yetersiz görme, beğenilmeme ve ana-babadan yoksunluk çocuklarda depresyon riskini artırıyor. Ayrıca anne veya babanın depresyonda olması çocuğun da depresyona girmesine sebep olabiliyor. Tıpkı yetişkinlerdeki gibi aşırı stresli durumlar çocukları çok etkiliyor ve depresyona sebep oluyor.

Yazının Devamını Oku