Nedim Şener

‘Gazetecilerin’ karartmaya çalıştığı gazeteci cinayeti

23 Temmuz 2021
Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili Fetullahçı Terör Örgütü mensubu istihbaratçı ve kamu görevlilerinin yargılandığı 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararını okurken, 14 yılda yaşadıklarım, yazdığım yüzlerce haber ve köşe yazısı ile “Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları” ve “Kırmızı Cuma” kitaplarım, FETÖ’cü istihbaratçıların yargılandığı Dink davasındaki saatler süren “tanıklığım” bir film şeridi gibi geçti gözümün önünden.

19 Ocak 2007’de işlenen cinayetten hemen bir hafta sonra Ankara’da Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan’ın, “Emniyet İstihbarat’ta tuhaf şeyler oluyor; Dink cinayeti ile ilgili delil karartmak için Log kayıtlarını siliyorlar. Bir de Erhan Tuncel, yardımcı istihbarat elemanı çıkmış” cümlesinin hayatımı bu kadar değiştireceğini düşünmemiştim.

Sadece benim değil, bana bilgi verdiği öğrenildiği için, cinayetten sorumlu olan FETÖ’cü istihbaratçı Ali Fuat Yılmazer ve ekibinin, “uyuşturucu kaçakçısı” iftirasıyla tutuklanan Emin Arslan’ın hayatı da eskisi gibi olmayacaktı. Hatta, devrimci örgüt üyesi diye tutuklanan Hanefi Avcı, Arslan’a destek olduğu için Yılmazer ve ekibinin komplosuyla bir de Ergenekon’dan tutuklanacaktı.

Emin Arslan’dan duyduklarım sonrası; “Log kaydı ne, yardımcı istihbarat elemanı nedir?” bilmeden, cinayetin işlendiği İstanbul’da kim varsa ulaşmaya çalışıyordum.

Cinayetten tam 10 gün sonra 28 Ocak 2007 günü Sabah Gazetesi’nde Fatih Altaylı’nın, “Büyük Abi Erhan Polis Muhbiri” manşetini görünce, haberi benim çıkartıp yazamadığıma üzülmek bir yana, bundan sonra gerçeğin konuşulacağını düşünerek seviniyordum. Elimdeki ikinci ipucu artık iyice kıymetlenmişti; Log kayıtlarının silinmesi yani cinayet delillerinin karartılmasının peşine düşmeliydim.

FOX TV’NİN DİNK YALANI

O da ne? Sabah’taki haberden sonra FOX TV’den Ercan Gün, katil Ogün Samast’ın, Atatürk’ün sözünün yazılı olduğu posterin önünde elinde Türk bayrağı ile gözaltına alındığı Samsun Otogarı’nda çekilmiş görüntülerini yayınlıyordu. Böylece, 28 Ocak 2007’de Sabah’taki yazı ile cinayetin arkasındaki FETÖ’cü istihbaratçılar tartışılacakken, FOX TV’nin 1 Şubat tarihli haberiyle “Cinayeti Atatürkçüler işledi” tartışmasına geri dönüldü.

Daha sonra tartışma,

Yazının Devamını Oku

Pensilvanya’dan Akıncı Üssü’ne Adil Öksüz

21 Temmuz 2021
15 Temmuz 2016 darbe girişimini Akıncı Üssü’nden yöneten FETÖ’nün sivil imamlarından Adil Öksüz’ün görüntüleri çıktığında; konuyu bana soranlara, “Evet bizim açımızdan önemli ama Fetullahçı Terör Örgütü üyeleri için çok daha önemli bir gelişme” yorumunu yaptım.

Şaşırtıcı gelebilir ama sebebini yazımın sonunda anlatacağım.

Çünkü, biz Adil Öksüz’ün o gece Akıncı Üssü’nde olduğunu tanık ifadeleriyle biliyoruz.

15 Temmuz sonrası, Adil Öksüz’ün eşi ve çocuğuyla Pensilvanya’da Fetullah Gülen ile çekilmiş fotoğraflarını da gördük.

AKINCI’DAKİ FETÖ’CÜ İMAMLAR

Öte yandan, FETÖ’nün TSK imamı Adil Öksüz ile birlikte Akıncı Üssü’nde olan Kemal Batmaz, Nurettin Oruç, Harun Biniş’in Akıncı Üs Komutanlığı karargâh koridorlarındaki güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerini de izledik.

Kemal Batmaz ve Harun Biniş kendi görüntülerini inkâr ederken, Nurettin Oruç, “Televizyonda ürün yerleştirme gibi adam yerleştirme yapılmış” diyerek soytarılık yapıp yalan söylemeyi seçti. Adil Öksüz’ün de bugüne kadar Akıncı Üssü’nde herhangi bir görüntüsüne ulaşılamamıştı.

Yazının Devamını Oku

CHP’yi parmağında oynatan MİT imamı FETÖ’cü

19 Temmuz 2021
15 Temmuz darbe girişiminden sonra, Fetullahçı Terör Örgütü elebaşı Gülen başta olmak üzere, örgüt üyeleri hep bir ağızdan “Tiyatro, senaryo, kontrollü darbe” demeye başladılar.

Bunun için, Akıncı Üssü’nde darbeyi yöneten FETÖ’nün sivil mahrem yapılanmasından Adil Öksüz’ün MİT ajanı olduğu yalanını yaymaya başladılar. Böylece kendilerini aklarken, 15 Temmuz’un MİT’in kontrolünde bir girişim olduğuna herkesi inandıracaklardı.

EN KULLANIŞLI ARAÇ

2013’ten beri olduğu gibi bunun için en kullanışlı araç Cumhuriyet Halk Partisi yönetimiydi. Kemal Kılıçdaroğlu, darbenin üzerinden bir ay geçmeden, 2016 yılı ağustos ortasından itibaren, “Kim bu Adil Öksüz, neden serbest bırakıldı” diye sormaya başladı.

Hatta, Hürriyet’ten Abdulkadir Selvi’nin 31 Ağustos 2016 tarihindeki, “Adil Öksüz korunuyor mu?” başlıklı yazısının yayınlandığı gün arayan Kılıçdaroğlu, “Adil Öksüz konusunda bana 20 gün önce önemli bir bilgi geldi. Adil Öksüz’ün, MİT ajanı olduğuna dair bir istihbarattı” diye konuştu.

Yani Adil Öksüz ile ilgili sözde istihbarat 10 Ağustos 2016 gibi Kılıçdaroğlu’na ulaştırılmıştı. Bir süre sonra iddialar iyice yayıldı ve belgeler havada uçuşmaya başladı. FETÖ’cüler, Adil Öksüz’ün MİT elemanı olduğuna dair “Angaje Formu” ile 15 Temmuz’un MİT kontrolünde bir komplo olduğuna dair ihbar mektubunu 4 Kasım 2016 günü CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile o dönem CHP yönetiminde bulunan şimdi İP milletvekili Aytun Çıray ve gazeteci Can Ataklı’ya ulaştırdı. Yetmedi aynı sahte belgeler 18 Kasım 2016 günü “@denizbayrak83” isimli Twitter hesabından paylaşıldı. Sahte belgelerle desteklenmiş yalanlar öyle yayıldı ki, FETÖ ile ilgili ilk kitabı yazmış kişiler tarafından bile ciddiye alınmış, darbe sonrası yazdıkları kitaplara kadar girmişti.

İLK KEZ MİT’İ ARADIM POSTA’DA YAZDIM

2017 yılı başından itibaren tartışma öyle büyüdü, yalana inananlar o kadar çoğaldı ki, konu sadece “yalanlama” ile geçiştirilecek cinsten olmaktan çıktı. Belgelerin doğru olup olmadığının MİT nezdinde araştırılması gerekliydi. İddialar doğru çıkarsa, benim açımdan da “kontrollü darbe” haklılık kazanacaktı. O yüzden hayatımda ilk kez MİT’e ulaşıp, Basın Müşaviri N.Y.’den açıklama istedim. MİT’ten gelen bilgileri, 26 Mart 2017 günü Posta Gazetesi’ndeki köşemde yayınladım. Buna göre, söz konusu “Angaje formu” tamamen sahte, doküman üç ayrı belgeden montajlanarak hazırlanmış. İmza sahipleri M. D. ve S. A., dokümanın düzenlendiği 10 Eylül 2014 tarihinde o görevlerde bulunmuyordu.

Yazımı şöyle bitirdim: “Peki bu sahte belgeyi kim hazırladı? Cevap belli, bu sahte belgeyi kullandıkları maşaları aracığıyla kim servis ediyor ve yalanla tüm dünyayı kandırmayı amaçlıyorsa onlar. Yani 15 Temmuz’a “tiyatro” diyen darbenin planlayıcısı FETÖ’cüler.”

Yazının Devamını Oku

FETÖ imamı İnandı, Kırgızistan’a ‘YERELLEŞME’ taktiğini anlattı

14 Temmuz 2021
Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından Kırgızistan’dan getirilen Fetullahçı Terör Örgütü’nün Orta Asya İmamı Orhan İnandı Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nda verdiği ifadede, örgütün yurtdışı yapılanmasını isim isim anlattı.

Türkiye’de bağlı olarak çalıştığı FETÖ’nün üst düzey isimlerini veren İnandı, örgütün Kırgızistan başta olmak üzere Orta Asya ülkelerindeki yapılanmasını ve yöneticilerinin isimlerini deşifre etti.

FETÖ’ye terör örgütü dememesine karşın örgüte bağlı isimleri ve çalışma şekillerini tek tek sıralayan İnandı, Kırgızistan vatandaşlarını da FETÖ elebaşı Gülen’in “Yerelleşme” adını verdiği çalışmayla örgüte kazandırdıklarını söyledi.



İnandı Kırgızistan’a nasıl gittiğini şöyle anlattı:

“1995 yılı mayıs ayı sonlarında Trabzon il imamı

Yazının Devamını Oku

Darbe şakşakçıları beraat ediyorsa Recep Gürkan’ın suçu ne!!!

12 Temmuz 2021
Üç  gün sonra 15 Temmuz’un beşinci yılı doluyor. O gece sokağa iki grup çıktı; birincisi marketlerin önünde, bankamatiklerde, benzin istasyonlarında kuyruk olanlar.

İkinci grup ise, birinci gruptakiler tarafından yıllarca küçümsenmiş, kimi gün bidon kafalı”, kimi gün göbeğini kaşıyan adam kimi gün makarnacılar... diye aşağılanmış olan, ama yüreği vatan aşkı, bayrak sevdası ve imanıyla atan, demokrasiye verdiği oy ile seçilmiş hükümete sahip çıkanlardı.

GERÇEK MAKARNACILAR

15 Temmuz gecesi kimin korkak, kimin cesur olduğunu; TOMA’lara aslan kesilen, tankları görünce kediye dönüşenleri, o gece aldığı makarnaları ertesi gün darbe girişimi bastırıldıktan sonra marketlere iade eden gerçek makarnacıları gördük.

Bir de fırsatçılar vardı. “Yurtta Sulh Konseyi” adı altında Atatürkçü kimliğine bürünen FETÖ’cüleri “Atatürkçüler darbe yapıyor” zannederek alkışlayanlar, güvenli evlerde saklananlar vardı. 15 Temmuz’un kavurucu sıcağında kimi evlerinde kimi yazlıklarında kimileri eğlence mekânlarında pis pis sırıtıp kadeh kaldırıyorlardı. Darbeye direnenlere sosyal medyadan küfür ediyorlardı.

Kimileri FETÖ’cüler gibi “Sokağa çıkmayın, askere direnmeyin” diyorlardı. Kimileri balkonlarında tankları alkışlıyor, darbecilere en küçük karşı çıkışta bulunmayan kimi sürüngen kişilikli fırsatçıların gücü ancak sela okuyup darbeye direnişe çağıran müezzin ve hocaya yetiyordu.

O gece bu tür alçakların saldırı ve hakaretlerine maruz kalmış biri olarak 15 Temmuz’un beşinci yılında onlara bu ikiyüzlülüklerini bir kez daha hatırlatmak benim için vatan görevidir.

KADEH KALDIRANLAR...

Yazının Devamını Oku

CHP’nin başına operasyonla gelen tek isim

9 Temmuz 2021
Zülfü Livaneli, gazeteduvar.com internet sitesinde İrfan Aktan’a 3 Temmuz 2021 günü verdiği röportajda, PKK’nın siyasi kolu HDP ile işbirliği yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu överken şunları söyledi: “Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve HDP’nin sağduyulu siyaseti Türkiye’ye iyiye doğru tarihi bir adım attırdı.”

Livaneli aynı röportajda ise Bülent Ecevit, Deniz Baykal ve Erdal İnönü’nün “solcu” olmadığını anlatmaya çalışırken; Bülent Ecevit’in, İsmet İnönü’den sonra CHP genel başkanı seçilmesini, “Robert Kolej mezunu” olmasına vurgu yaparak “operasyon, darbe” kelimeleriyle tanımladı.

Oysa CHP’nin başına “operasyon” ile gelen tek bir kişi var o da yere göğe koyamadığı Kılıçdaroğlu’dur, hem de Fetullahçı Terör Örgütü’nün “kaset operasyonuyla”...

LİVANELİ’NİN GÖRÜŞLERİ!!!

Ben söyleşinin bu yönünü değerlendirmek istiyorum ama önce sabrınıza sığınarak, Livaneli’nin söylediklerini noktasına dokunmadan bir kez de ben aktarmak istiyorum.

“Sol olmayan ‘sol partilerle’. CHP, DSP, SHP gibi partiler sol partiler değil, gelenekleri de sola dayanmıyor, gelecek programları da. Fakat sol olarak sunulan bu partilerin başına, hiçbiri solcu olmayan birtakım liderler getirildi. İsmet İnönü, Bülent Ecevit solcu muydu?

Ecevit gibi politikaya meraklı, hırslı, Robert Kolejli genç bir siyasetçinin önündeki bütün engelleri kaldırarak CHP’nin başına getirdiler. İsmet İnönü’nün yerine Ecevit’in getirilmesi bir operasyondu; darbe gibi bir şeydi.

Nitekim Ecevit’in de CHP’yi sol gibi gösterip bahsettiğim sınıfsal kesimlerin başını bağlamak isteyenler için ne kadar isabetli bir isim olduğunu zaman içinde gördük. Deniz Baykal bahsine geleceğiz ama; Baykal solcu muydu! Hiçbir alakası yok. Tipik bir Sünni, sağcı, Ankara politikacısıdır Baykal. Baykal pekâlâ DYP’de, ANAP’ta, DP’de görev yapabilirdi ve çok daha başarılı olurdu.

Deniz Baykal

Yazının Devamını Oku

Caparov’un ‘hediyesi’ paket servisi yapılmış

7 Temmuz 2021
Kırgızistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, 9-11 Haziran tarihleri arasında Türkiye’yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bazı anlaşmalar imzalamış, her iki ülke için çok büyük tehlike olan FETÖ’ye karşı ortak mücadele kararı aldıklarını açıklamıştı.

Bu ziyaretten kısa süre önce basında Caparov’un Türkiye’ye hediye ile geleceği yorumları yapılmıştı. 

ALMANLAR BİLE DEVREYE GİRDİ

Gerek Kırgızistan’daki, gerek Avrupa ve Amerika’daki FETÖ’cüler sosyal medyada 1 Haziran günü FETÖ’nün Orta Asya İmamı Orhan İnandı’nın MİT tarafından kaçırıldığına, hatta Bişkek’teki Türk Büyükelçiliği’nde tutulduğuna dair bir kampanya yaptılar. Türkiye içinde fazla ilgi çekmeyen kampanya ile ilgili nedense Alman hükümeti bile devreye girdi. 



Almanya Dışişleri Bakanlığı’nda görevli Devlet Müsteşarı

Yazının Devamını Oku

Sahtekârlar ve tamahkârlar

5 Temmuz 2021
Mafya elebaşının “şeref” hakkında; terörist PKK yardakçısı gazeteci ve siyasetçilerin “insan hakları”, FETÖ’cülerin “hukuk”, ABD ve Avrupa’nın etki ajanı siyasetçi ve gazetecilerin “özgürlük” konusunda ders verdiği Türkiye’de, Çiftlik Bank’ın kurucusu Mehmet Aydın, gelecekte “yatırımda güvenin sembolü” olursa şaşırmayın!

OSMAN Ziya Sülün - Sülün Osman

Güney Zobu - Raki

Abidin Cevher Özden - Banker Kastelli

Baki Cengiz Öygün - Banker Bako

Selçuk Parsadan

Kâr payı ile çalışan holdingler

Fadıl Akgündüz - Jet Fadıl

Banka hortumcuları

Yazının Devamını Oku