FESTİVALLER-ÖDÜLLER
Şükrü Özçevik’in yönettiği ‘Synthesis’, büyük moda firmalarının filmleri karşısında önemli ödüller aldı:
* Birleşik Krallık-UK Fashion Film Festivali: En iyi müzik ve dans moda filmi
* Almanya-Kiez Berlin, Berlin Indie ve Mannheim Arts festivalleri: En iyi moda filmi
* ABD ve Kanada- Experimental, Dance and Music Film Festivali: En iyi ses tasarımı
ELBETTE ÇOK KONUŞULACAK
Her partide iyi yerlerden adaylık bekleyenler ya şok geçirir, ya da hiç şaşırmaz, “Beklediğim oldu” der. Listeler üzerinde hiç bitmeyen yorumlar yapılır, kimin torpilli olduğu, kimin hak ettiği yere geldiği, dışarıdan beklenmeyen isimler konuşulur. Kimi partilerde liste sonrası tepki kazanı kaynar, geleneksel “istifa” haberleri yayılabilir, kimilerinde belki de fazla ses çıkmaz... Ne de olsa bu işin geleceği de var... “Vekillik olmazsa, başka bir görev olur... Maksat vatana, millete, partiye hizmet...”
GÜÇLÜLER BELLİ OLACAK
Seçmen açısından bakıldığında, elbette herkes kendi ilinden, ilçesinden, bölgesinden, yöresinden birinin aday olup seçilmesini, sorunlarını Meclis’e taşımasını, hizmet bekler... Tepeden inme isimler tepki de çekebilir, sevimli de gelebilir... Sonuç olarak listelerde elbette öncelikler parti liderlerinin etkisi görülecektir. Ya da kimlerin, hangi isimlerin güçlendiği/gücünü koruduğu belli olacaktır. Gelişmeleri göreceğiz... Hepimize kolay gelsin!
NAKİT DENGEMİZ BOZULDU
“2023 sezonu yine savaşın riskleriyle başlıyor. Savaşın üstüne, yaşadığımız asrın felaketi deprem ve girilen seçim ortamı, maalesef turizm sektörünü olumsuz etkiliyor. Bu nedenlerle erken rezervasyondan istediğimiz finans kaynağını bulamadık. Nakit akış dengelerimiz bozuldu. Sezon öncesi hazırlıklarımızı ve yenilemeleri yapmak için finans kaynağına ulaşmada zorluk çekiyoruz.
YENİ SEZON İÇİN CİDDİ SORUN
Özel ve devlet bankaları kredi verme konusunda ellerini sıkı tutuyor. Bu da sektörün sezona hazırlanmasında ciddi sorun yaratıyor. Eximbank kredilerine de ulaşamıyoruz. EYT’lilerin (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) hak kazanmasıyla, kıdem tazminatları ve hak edişlerinin ödenmesi sektöre ek külfet getirmiştir. Devletten KGF (Kredi Garanti Fonu) ile ilgili açıklama yapılmamış, sektörü rahatlatıcı haber gelmemiştir.
BANKALAR KREDİLERİ AÇSIN
Kısaca; sektör olarak erken rezervasyonların istenildiği gibi gitmemesi, iç pazardaki durgunluk ve bankaların tedbirli ve temkinli davranmaları nedenleriyle, finans kaynaklarına ulaşamıyoruz. Nakit akışında büyük sorun yaşıyoruz. Bir de bunun üzerine EYT ödemeleri yapılacak. Bankaların kredileri acilen açarak, turizmcinin sezona hazırlanabilmesi için elini rahatlatmasını, EYT için de devletin KGF desteğini bir an önce açıklamasını istiyor ve bekliyoruz.”
REKORLARDAN SÖZ ETMİŞ
GÜLMEYİ EĞLENMEYİ SEVERLER
“Hüznü sevmem, her şeye rağmen gülümsemeye çalışırım. Elbette üzülürüm, ağlarım da. Ama daha çok gülümserim. Belki bu yazdıklarıma çok gülümsenemez. Ama bizim de herkes gibi, çocuklarımızın da tüm çocuklar gibi gülmeyi, eğlenmeyi sevdiğini bilin istedim. Sevgili abim Nedim Bubik ne bizi, ne de oğlum Efe’yi (Efeçino’yu) unutur. Geçtiğimiz ve ondan önceki yıllarda da köşesini açtı bizlere. Sadece özel günlerde değil, her daim yanımızda. Tam da bundan söz etmek istiyorum.
BİR TEBESSÜM BİR MERHABA
YETKİ ENGELİNE TAKILIYORUZ
Türkiye’de deprem gerçeğinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Atabay’ın bu önemli konuda dikkat çektiği noktalar ve görüşleri bana ilginç geldi, özetle paylaşacağım: “Bürokrasiye takılmadan yapmak istediğimiz ya da yapılması gereken çok şey var. Yerel yönetimler olarak bunların birçoğuna yetkiniz olmuyor. Bu konuda merkezi hükümetin birtakım iyileştirmeler yapması lazım. O zaman çok daha hızlı ve önemli çözümler sağlanır.”
YÜKSEK KATA İZİN VERMEDİK
“Didim’de çok yüksek katlı bina bulunmuyor, Bir sahil kasabası için planlar gayet güzel hazırlandı, En yüksek katımız beş. İki katlı müstakil evler de var. Birkaç sefer bu delinmeye çalışıldı. 2014 ve öncesinde de yapılmış. Biz şehrin silueti anlamında, hem daha sağlıklı bir kıyı kasabası yaratmak ve yapılanı da bozmamak adına yüksek kata asla müsaade etmedik.”
SIKI DENETLİYORUZ AMA...
“Tabii ki sadece katla bitmiyor iş. Beş katlı bina da yıkılabilir. Ama 40 katlı bir bina eğer deprem gerçeği göz önünde tutularak ve yönetmeliklere tam uyularak yapılırsa yıkılmayabilir. Ben işin biraz da siluet tarafına gidiyorum çünkü turizm ilçesiyiz. Biz çok sıkı denetliyoruz. Deprem yönetmeliklerinin uygulanmadığı ya da çok eksik deprem yönetmelikleri olan dönemde yapılan yapı stoku bizde de mevcut.”
CAN GÜVENLİĞİ BİZİM GÖREVİMİZ
“Türkiye’nin geleceği kesinlikle turizmdir. 81 ilimizde, ivedilikle ‘Master Çevre Düzeni Planları’ bir an önce yapılmalıdır. Bu, ülke yöneticilerimizin, belediyelerinin yapmaları gereken en önemli sorumluluktur. Bu planlar uygulanmaya konulunca kaçak, çirkin yapılaşmalar ve görsel kirlilik sonra erecek, tüm ekonomik değerler artacaktır.”
FELAKET OLMAMASI İÇİN
Ve Okutur’un 6 Şubat felaketi görüşleri; “1700’lü yıllardan bu yana, fay hatlarında olan ülkemizde, deprem en yıkıcı etkisini gösterdi. 11 ilimizde, ilçe ve beldelerinde büyük acı kayıplar ve yıkımlar yaşandı. Dünyamızda sel, yangın, deprem felaketleri olmakta, olmaya da devam edecek. Depremi bir felaket olarak hayatımızdan çıkarmamız için yaşam yerlerimizin (şehirler, ilçeler, beldeler) nüfus artışına göre, zemin etütleri yapılarak çevre düzeni, imar ana planları 81 ilimizde gerçekleşmelidir.
Hatay ve Kahramanmaraş’ta yumuşak zemindeki 8-10 katlı binaların zemin etütleri olsaydı, 2-3 katlı yapılarak insan kayıplarımız önlenebilirdi. 19 Erzincan depreminden bugüne kadar belediyelerimiz ve bakanlığımız imar planlarını günü kurtarmak için yaptı, hızla artan nüfus, yapılaşma ihtiyacını kendine göre yerleşik alanlar, mahalleler yaratarak karşıladı. Bu durum, çarpık, mimari estetiği olmayan gecekondu yapıları ve altyapı sorunuyla birlikte ülkemize ciddi maliyetler yüklemiştir.
KİŞİ ÇIKARI VE SEÇİMLER
DOĞAYA HER ZAMAN MAĞLUBUZ
Çanakkale’de insanın insanla savaşından zaferle çıktık. Ancak, 108 yıl sonra insanın doğayla savaşında yine mağlup olduk. Çanakkale’de aylar süren savaşta resmi kayıtlara göre 57 bin şehit verilirken, aynı gün 9 saat arayla gerçekleşen 65 ve 45 saniyelik depremlerde 50 bine yakın canımızı verdik.
Hepsi birer yaşamdı, hepsinin birer hikayesi, hayali vardı... Şeyh Edebali, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyor. Peki, Edebali’nin SESİNİ DUYAN VAR MI? Deprem 6 Şubat’ta oldu. 108 yıl önce yine bir şubat ayında Çanakkale bombalandı. Kadınlar, cephedekiler için iki günde, aralarında bin 700 kuruş topladı. O kadınlar; yardım aksatanlara, millet malıyla hava atanlara, stokçulara belki de şöyle sesleniyor: SESİMİ DUYAN VAR MI?
ELİMİZİ UZATAMADIK
Atatürk, ölüm döşeğinde canı pahasına direndi. ‘Hatay benim şahsi meselem’ dedi ve Hatay’ı kurtardı. Biz aynısını yapamadık, kadim şehir, medeniyetler şehri Hatay’a elimizi uzatamadık. 108 yıl önce Çanakkale Kanlıdere, Zığındere, Kocadere’de canlarımız gitti. Bugün Hatay’da ‘Hayat Suyu’ denen Asi Nehri kenarında hayatlar bitti. Ve medeniyet sesleniyor: SESİMİ DUYAN VAR MI?
BELKİ HESAP SORUYORLAR
80 YERLİ-YABANCI KONUK
17 Şubat-4 Mart 1923’te Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla düzenlenen ilk kongre, cumhuriyete hazırlanan Türkiye’ye yön vermeyi amaçlamış, önemli adım atılmıştı. Ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, “Yeniliğe Davet” sloganıyla düzenlediği İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, 15 Mart’ta başladı. Tarihi kongre, ulusal ve uluslararası alanlarında uzman 80 kişiyi konuk ediyormuş.
SONUCU DÜNYA DUYACAK
Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in açtığı, çeşitli başlıkların ele alındığı kongrenin son günü olan 21 Mart’ta, geçen ağustos ayından beri süren paydaş, uzman ve yüksek istişare kurulu toplantılarında ortaya çıkan sonuç metni, tüm delegelerin oyuna sunulacakmış. Kabul edilecek bildirge, tüm Türkiye ve dünyaya duyurulacakmış.
ÇOK ÇALIŞIP BAŞARACAĞIZ
Ve Başkan Soyer’in açılış konuşmasından: “Kongre; dil, din, ırk ayırt etmeden insana ve doğaya yapılan yürüyüş çağrısıdır. Alacağımız tüm kararların sonuna kadar takipçisi olacağız. Kalkıştığımız işin ciddiyetinin ve bizlere yüklediği tarihi sorumluluğun çok iyi farkındayız. Bu yükü çok büyük bir onur ve mutlulukla taşıyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Binlerce yıllık kadim kültürlerin kökleri üzerinde boy veren pırıl pırıl filizlerimiz, gençlerimizle birlikte… Başardık, çok çalışacağız, yeniden başaracağız.”
MİLLET İTTİFAKI BULUŞMASI