AİLEYDİK BİZ YAHU
“Hürriyet Ege Yazi İşleri’nde, o masanın çevresinde, yaklaşık çeyrek asır geçirdik birlikte be Neco. Bir yazı işleri ailesiydik, deneyimli, bilgili, usta tüm arkadaşlarla. Sen, ailenin zamanı gelince haşarı olmasını bilen, eğlenceli, gülen, hatta çıtlayan, dans eden, küpe öncüsü çocuğu, abisiydin. Her türlü sıcaklığı yapardın da sıra işe, sayfalara gelince, olay değişirdi. Gerçi, ailemizin geleneği, ilkesiydi her şeye karşın, işten ödün vermemek.
BİLİRDİK BİRBİRİMİZİ
Bunca yıl, haftanın altı günü, yıllık izinler, bayramlar dışında beraberdik. Sayfalar çizilirken, başlıklar atılırken, haberler seçilirken gözle anlaşabilir hale gelmiştik. Sabahları birbirimizi görünce keyfimiz iyi mi, canımız sıkkın mı, neşeli miyiz yoksa kasvetli mi, her şey yolunda mı bilirdik. Arada işaretleşip mola verirdik bazen terasta, bazen TIR garajında...
Kruvaziyer gemiler turizmciyi şimdiden gülümsetiyor. Başta Kültür ve Turizm Bakanı olmak üzere, sektörle ilgili herkeste salgın illeti sonrası, iyimserlik var. Hem de Rusya-Ukrayna çatışmalarına karşın. Olmalı da...
Bu iyimserlik havasına girmişken, Muhittin Akbel’in Ege’de Son Söz’deki bir yazısını okudum. Akbel’in yazısından özet alıntılar: “Çeşme Turistik Otelciler Birliği (ÇEŞTOB) Başkanı Yakup Demir, bu sezon pek çok otelin personel yetersizliği nedeniyle açılamadığını belirterek, ‘Benim otelimde 14 personel çalıştırmam lazım, 7 kişiyi güçlükle bulduk. İlanımıza dönüş yapanlar, burunlarından kıl aldırmıyor. Sırf personel sıkıntısı yüzünden çok sayıda turizmci, böyle bir sorunun olmadığı ülkelerde bu işi yapmayı düşünür hale geldi’ diyor.
ÇOK BÜYÜK SORUN VAR
Resepsiyonda çalışacak eleman bile bulamadıklarını belirten Başkan Demir, ‘Türkiye, çok büyük bir sorunla karşı karşıya. Turizmci, çalıştıracak eleman bulamıyor. Bu çok ciddi bir sorun ve incelemek, çözüm bulmak lazım. Okullar Haziran ayında kapanıyor, çalışacak öğrenci bulamıyoruz. Mecburen yurt dışına entegre oluyoruz. Bu sefer karşımıza birtakım aşılamayan prosedürler çıkıyor’ dedi. Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Maaşlar asgari ücretten başlıyor, tecrübesine göre 10 bin liraya kadar çıkıyor. Yemeği var, yatacak yeri var. Şu dönemde turizmde patron olmak çok zor. Elektrik, su kaç lira gelecek, bunları bilmiyoruz. Ancak işçi olmak çok güzel. Çünkü ne kadar maaş alacağını biliyor. Turizmciler bu işten çok fena halde sıkıldı. Biz turizmciler personel personel diye feryat ediyoruz.”
ÖNCELİKLE BİZDEN ÇÖZÜM
Akbel’e konuşan Yakup Demir, Çeşme turizminin deneyimli isimlerinden, derneğin de başkanı, “Personel bulamadıklarını, bu sorun yüzünden bazı işletmelerin açılamadığını, yurt dışında turizm yapmak isteyenler olduğunu” söylüyor. Gerçekten çok büyük sorun... Öncelikle yurt dışı yerine, ülkemizden çözümün yararlı olacağına inanıyor, kafamdakileri soruyor, etkili ve de yetkililerden yanıt alacağımı umuyorum:
BU ÇOCUKLAR İŞ BULUYOR MU?
“İzmir’i önemli sorun bekliyor gibi. İçme suyunun yüzde 44’ünü sağlayan Tahtalı Barajı’nın seviyesi geçen yıla göre yüzde 11 kadar düştü, doluluk oranı yüzde 63’lere geriledi. Geçen yıl bugün seviye yüzde 74’tü. Yaz gelmeden, buharlaşma azken seviyenin düşmesi hoş değil. Ege Bölgesi’nde özellikle mart ayında ısı, yıllık ortalamanın çok altına düşünce kuraklıkla karşılaştık. Şiddetli soğuma yüzünden Ege’de yağışlar martta yüzde 40, nisanda yüzde 60 gibi son yılların en düşük seviyesindeydi. Son 80 yılın en soğuk üçüncü kışının yaşandığı aralık 2008’de, Tahtalı’nın doluluk oranının yüzde 1.9’a düştüğü unutulmamalıdır.
ÇİM VE SULAMA YASAĞI
Barajlar boşalıp kuyular derinleştirilince, sağlık için tehlikeli ağır metal çıkmış, arsenik tesisleri kurulmuştu. Her olasılığa karşı, susuzluğa karşı B ve C planları gerekir. Geçen yıl şiddetli kuraklıkta Kaliforniya, çim dikimi ve sulamayı dahi yasaklamıştı. Gerektiğinde böyle önlemlere gidilebilir.
Türkiye kişi başı bin 300-1400 metreküple su fakiri sınırındadır. İzmir 600 metreküple fakirin fakiridir. Suyun yaklaşık yüzde 30 gibi ciddi oranı Manisa Sarıkız ve Göksu’dan sağlanır. Şiddetli kuraklıkta Manisa’dan su almak zorlaşabilir, acil yeni kaynaklar gerekmektedir.
O KAYNAK ÖNCELİKLİ VE ŞART
Beş yıldır İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gündemindeki Çamlı Barajı, en yakın yeni kaynaktır. Yaklaşık 300 bin kişinin ihtiyacını karşılayabilecek Çamlı Barajı, her ne olursa olsun, İzmir için öncelikli ve şarttır. Ayrıca yeni ve yeraltı barajları projelerine acil ihtiyaç vardır. İnsan yaşamındaki en büyük tehlikenin kuraklık olduğu unutulmamalıdır.”
EMNİYET’İN İSTEĞİ ÜZERİNE
İzmir Emniyet Müdürlüğü’nün isteği üzerine UKOME’nin aldığı tek yön kararı, 20 Mayıs’ta uygulanmaya başlandı, trafik polislerinin yoğun çabasıyla sürücüler de alıştı gibi. Ancak Güzelyalı ve Göztepe esnafı başta olmak üzere, uygulamaya tepkiler de geliyor. Güzelyalı Muhtarı Nedim Altan’a iletilen yakınmalardan bazı başlıklar:
* Mithatpaşa Caddesi’ndeki esnaf, salgın sonrası toparlanmaya çalışırken, tek yön uygulamasıyla işlerinin önemli ölçüde düştüğünü, yine zor günler yaşamaya başladıklarını bildirmiştir. * Cadde üzerinde Konak-Üçkuyular arası sefer yapan ve ileri yaşta olanların çoğunlukla kullandığı 10 numara otobüsün 4 durağı da kaldırılmış bulunmaktadır. Özellikle Üçkuyular yönüne gidecekler mağdur olmaktadır. * Caddenin bu bölümü tek yön olunca, İnönü Caddesi’ne yönelen araçlar ara sokaklarda trafiğin yoğunlaşmasına ve gürültüye neden olmaktadır. Bu da yaşamı olumsuz etkilemektedir. * Yaşamın kolaylaşması gerekirken, ortaya çıkan zorluk yakınmaları muhtara bildirilmiştir, ‘Uygulamadan şikayetçiyiz’ denilmiştir. * M. Ali Akman, Güzelyalı ve Göztepe’den oluşan bu bölge nüfus, ticaret ve hizmet açısından çok yoğundur. Bu uygulamadan şikayetçi olan bölge esnaf ve sakinleri, ‘Neden’ diye soruyor, uygulamadan vaz geçilmesini istiyor.
Benden iletmesi… Gerisini etkililer, yetkililer bilir... Herkese kolay gelsin!
OLUMLU HABERLER GELSİN
Gelişmeyi ben de yorumlamıştım: “Danıştay kararına sevindim, çünkü zeytin ağaçlarının korunmasını isteyenlerdenim. Zeytin ve zeytin ağaçları artık, ‘Maden uğruna katliam’, ‘Zeytinlikler elden gidiyor’, ‘Zeytin ağaçlarına göz dikildi’ gibi haberlerle gündeme gelmemeli. Tam tersine, ‘Zeytinyağı tüketimimiz arttı’, ‘ Zeytinyağımız dünya ödülleri aldı’, ‘Zeytin ağaçlarının sayısı artırılacak’, ‘Zeytin rekoltesi, zeytinyağı ihracatımız arttı’ gibi haberler okumalıyız. Yüksek yargı, dilerim Maden Yönetmeliği’nde, zeytin ağaçlarının sökülmesine olanak tanıyan, değişikliği iptal eder... Tarım alanlarının da madencilik gibi gerekçelerle yok edilmemesini diliyor ve umuyorum...”
İKLİM GÜNÜ’NE YAKIŞTI
BAŞICA GÖREVLİLER
“SeviyoruZ İzindeyiZ” klibinin önce sorumlularına ve görevlilere göz atalım; Yapım Sorumlusu: Ajans İdea – Umut Kaşan (2022), Kurgu – Senaryo: Derin Karabacılı - Yağmur Su Demirhan - Nilsu Bulut, Yönetmen: Umut Kaşan, Yönetmen Yardımcısı: Derin Karabacılı, Şarkı: Goca Dünya (Söz- Müzik : Orhan Gencebay), Yeniden Düzenleme: Ömercan Özüaydın, Vokal: Seher Yaraş, Aktüel Kamera: Efkan Bilgiç - Melis Karaca, Metin Yazarı: Melis Karaca.
İŞTE OYUNCULAR
Oyuncular: Furkan Süvari, Metin Tütüncü, Nurican Erkan, Emin Özer, Fırat Coşkun, Mehmet Hırlı, Sevgi Yılmaz, Deniz Efe, E.Derin Karabacılı, Göktuğ Altıntaş, Musa Çelik, Engin Bayram, Hüseyin Başyiğit, Halil Hınık, Muhammed Baran, Halil Kutluana, Yiğitcan Deniz, Hülya Kesinpıcak, Musa Yıldız, Ege Bayar, Erdal Duman, Beste Mercan, Canan Göç, Nazlıcan Koçbulut, Gülnihal Kabaday, Seher Yaraş.
ÖNEMLİ DESTEK
Umut Kaşan, Didim’de bu projeyi gerçekleştirirken, zoru başardı ve bir de destekçi buldu: “İş hayatına yeni atılmış, gençlerin usta- çırak ilişkilerinden yola çıkılarak hazırlanan, her bir sahnesinde birbirinden özel mesajlar verdiklerini iyi bildiğim bu klip, Didimli gençlerin başarısıdır. Klibin ana sponsoru olmanın da ötesinde, ‘Bizler de Z’yi seviyoruz. Gençlerimize inanıyoruz, güveniyoruz’ diyerek çekimler boyunca her konuda destek ve katkılarını esirgemeyen Didim Lecson Ana Bayi/ Konyalılar Manifatura-Mustafa Süvari’ye teşekkürlerimizle.”
KARARLI İNANÇLIYDIK
GİDECEK YOLUMUZ VAR
Son olarak Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce düzenledi böyle bir toplantıyı. İnce, “Üç dönem, yani 13 yıl, yani 4 bin 745 gün inandık, çalıştık. Tek inandığımız ve güvendiğimiz halkımızın karşısına, başımızı eğecek hiçbir yanlış yapmadan çıktık. Sadece verdiğimiz sözleri yerine getirmenin gururu ve mutluluğuyla halkımızın karşısında eğildik. Ama daha bitmedi, verilecek sözlerimiz, yapacak hizmetlerimiz ve gidecek yolumuz var” demiş.
İNANDIK VE İNANDIRDIK
Başkan İnce, “İnanmak” sözcüğünü ilke olarak benimsediklerini vurgulamış: “Önce kendimize, sonra birbirimize inandık yol arkadaşlarımla. Seçimlerde rekorlar kırdık. Ama en önemlisi, Güzelbahçeli vatandaşlarımızı inandırdık. Peki nasıl inandırdık? Öncelikle, hiçbir inanca, kimliğe saygısızlık yapmadan, herkesi kucaklayarak...”
ÜNİVERSİTEYE KAVUŞACAĞIZ
İnce, Güzelbahçe’de gerçekleştirdikleri işleri, yatırımları sıralamış, hedeflerinden de söz etmiş. İlçenin bir üniversiteye kavuşmasının önemine dikkat çekmiş: “Ekonomi Üniversitesi’nin planlarının tamamlanması ve belediyemize sunulmasıyla ruhsatını hızlı bir şekilde çıkarıp üniversitemize kavuşacağız.”
O YÖNTEMLE KÖKLENDİ
Karaburun’da bu denetimsiz avın bir başka olumsuzluğunu da fotoğraf sanatçısı, gazeteci, yazar Lütfü Dağtaş aktarıyor: “Mordoğan açıklarında çerçeveli trol olarak bilinen yasadışı algarna yöntemiyle yapılan deniz patlıcanı avı sonunda deniz çayırları köklendi. Ağlarını toplamak için denize açılan Mordoğanlı balıkçılar, kayıp olduğunu, bulabildiklerinin ise parçalandığını gördü. Birçok deniz patlıcanının kıyıya vurması katliamın acı sonucunu ortaya koyuyordu. Ve balıkçıların haklı isyanı:
AĞLARIMIZ DA GİDİYOR
Mordoğan Su Ürünleri Kooperatif Başkanı Mustafa Babayiğit: ‘Deniz patlıcanı tutacağız derken bizim ağları da götürüyorlar. Bu soruna çözüm istiyoruz. Bunlar, her limana adam koymuşlar, telefonla birbirleriyle haberleşip Sahil Güvenlik’ten kaçıyorlar. Son olarak 10 Nisan’da toplu katliam yaptılar.’
YASAK BİR YÖNTEMDİR
Kooperatifin eski başkanı Yasedin Çidem: ‘2016’dan önce, 5 yıl avcılık serbestti. Ancak algarnayla değil, dalgıçlıkla. Burada yoğun deniz patlıcanı rezervi olduğu anlaşıldı ve algarnacılara gün doğdu. Algarnayla av yöntemi Türkiye genelinde yasaktır. Algarnacılar, 2016’dan beri Mordoğan bölgesinde balıkçılara yaklaşık 1.5 milyon TL zarar verdi.’ Yöre balıkçılarından Halil Tunç: ‘Denizin dibine kafes indirip dibi taraya taraya her yeri mahvediyorlar.’
NEDEN ÇOK ÖNEMLİDİR