ULAŞIM OLDUKÇA KOLAY
Engelliler Merkezi’nin de yer aldığı Kent Ormanı’nda filamingo, pelikan gibi kuş türlerini konuk eden bir de lagün bulunuyor. Kent Ormanı’na ulaşmak için otobüs ve vapurla Üçkuyular’a gitmek yeterli. Buradan yürüyerek Orman’a gidilebilir. Engelliler için otobüs seferleri var. Özel aracınızla da gidebilirsiniz. Kent Ormanı’na özel otopark da mevcut.
ÖZEL ARAÇLARA YER ZOR
Ancak otoparktan rahat yararlanacağınız söylenemez. Çünkü bu otoparka konuşlanmış, daha doğrusu burasını barınak/park/sürekli durak olarak kullanan karavanlardan yer bulamazsınız. Bazı karavanlar sürekli orada. Özellikle salgın illeti ve 30 Ekim 2020 depremi sonrası buradaki karavan sayısı arttı. Burasını sahiplenen karavancılar, kentin göbeğinde doğayla iç içe bir yerin keyfini yaşıyordur. Yaşasınlar da... Ancak, Kent Ormanı’na özel araçlarıyla gidenler pek böyle düşünmüyor. Çünkü araçlarını park yeri bulamıyorlar ya da çok zor buluyorlar. Zaman zaman karavancılarla tartışmalar yaşandığı da öne sürülüyor.
ÖZEL YERLER GEREKİR
İzmir’de karavanlara yer gerekiyor elbette. Elektrik, su, tuvalet, mutfak, çamaşırhane, hatta küçük ölçekli lokanta, market gibi hizmetler verilmesi de. Bu hizmetlerin karşılığında bedel alınması da gerekiyor. Karavanların çevreyi kirletmemeleri, atıklarını gelişigüzel yerlere atmamaları da olmazsa olmazlardan...
.
ÖZEL ARAÇLAR ‘AMAN DİKKAT’
Bir de tatilden dönüş var. O bilet paralarını ödeyip uçak ya da otobüs kullananlara sözümüz yok. Özellikle şehirlerarası otobüslerin bilet ücretlerine diyecek bir şey bulamıyorum. Yolcu bileti pahalı buluyor, işletmeci motorini. Özel araçlarıyla tatile gidebilenlere gelince... Depoyu sorunsuz doldurabildiklerine göre şanslı saymaları gerekir kendilerini. Özel araç sürücülerine, “Dikkat” diyorum. Bunca yükü göze alıp tatile gittiniz, yarından itibaren döneceksiniz. Ne olur sürat yapmayın. Trafik kurallarına uyun, anılarınızda çok güzel bir bayram tatili kalsın.
SEVİLEN KİŞİ SEVMEYİ BİLENDİR
Ve, daha önce de yaptığım gibi, çok uzun yıllar öncesine dönüyorum... Şenay’ın söylediği bir şarkının sözlerine göz atalım:
Şu dünyadaki en mutlu kişi mutluluk verendir / Şu dünyadaki sevilen kişi sevmeyi bilendir / Şu dünyadaki en güçlü kişi güçlükten gelendir / Şu dünyadaki en bilgin kişi kendini bilendir / Bütün dünya buna inansa / Bir inansa, hayat bayram olsa / İnsanlar el ele tutuşsa / Birlik olsa / Uzansak sonsuza...
“Beş yıl önce, ‘Zeytin ve zeytinlik kabusu yine gündeme gelecek gibi’ demişim. Zeytinliklerde maden dahil, her türlü yatırıma olanak sağlayan madde, tepkiler üzerine geri çekilmiş, tartışılan tasarıdan çıkarılmıştı. Ancak dönemin Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı, zeytinliklerin yapılanması gerektiğini belirtip, ‘7 defa da, 17 defa da, 27 defa da bu düzenleme Meclis’e gelebilir’ demişti. Ben de, ‘Ne dersiniz, zeytin kurtuldu mu, kabus geri dönecek mi’ diye sormuşum.
MADENCİLİK UĞRUNA
Gelelim bugüne… Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Maden Yönetmeliği’nde bir değişiklik yaptı. Özetlersek, elektrik üreticilerinin kömür çıkardığı alanda zeytinlik yer alırsa, çalışma durmayacak. Zeytinliklerde de çalışma sürecek, kamu yararı dikkate alınarak geçici tesisler yapılabilecek.
İLK ADIMI ATTIRAN KİŞİ
“15, 16 ve 17’nci yüzyıllarda Avrupa’daki Türk imajı keyif vericiydi. Türklerin estetik ve mistik yaşam tarzı, askeri ve siyasi üstünlükleri, hoşgörülü tavırları onları cazip hale getiriyordu. Müzik dahilerinin bestelerindeki yeniçeri havasındaki ritim, Türk usulü törelerin saraylardaki ihtişamı, balolardaki giyim kuşam tarzı, ilk konulu balenin Türklerin yaşam tarzını anlatması, önemli olaylardı. Türkler o zamanlar Avrupalı’nın yaşam tarzına nasıl renklilik, sanatsal ve kültürel farklılık getirdiyse, 20’nci yüzyılın ilk yarısında da İngiliz balesinin kurucusu Dame Ninette de Valois de (Madam) Türk insanının sanatsal ve kültürel çağdaşlığı yakalamasında öncülüğünü yapıp, kurumsal olarak devlet balesine ilk adımı attırmıştı.
KABUL EDEN İLK ÜLKEYİZ
Bu amaçlar doğrultusunda, Türkiye’ye davet edilen tiyatro ve müzik bilimcileri Hindemith ve Cari Ebert, Türk köylü danslarının potansiyelini, insanların bu mevzudaki yeteneklerinin uluslararası boyuta taşınması için konservatuvarda bale bölümü açılmasını şart koşmuştu. Konservatuvarda gerçek anlamda bale bölümünün açılması 1950’li yıllarda İngiliz Kraliyet Balesi’nin kurucusu ve çağdaş dünya balesinin öncüsü Madam’ın önderliğinde oldu. Türkiye, bale sanatını kabul eden İslam dini ve kültürüne bağlı ülkelerden ilkidir.
SAYGILARINA TANIK OLDUM
1898’de İrlanda’da doğan Madam, 2001’de 102 yaşında yaşamını noktalamıştır. Anılarını yazdığı, ‘Step by Step’ adlı kitabında 1947’de Türk balesini kurmak için davet edildiği zaman kendinden başka kimsenin bu işi ciddiye almadığını, kocasının onun masallar ülkesine gitmesine razı olmadığını anlatır. 1967-68 ve 1968-69 yıllarında Madam’ın verdiği burslarla Londra’da Kraliyet Balesi’nde çalışırken Nureyev, Margot Fonteyn ve Sir Frederick Ashton’un ona olan saygılarını, İngiltere’deki bütün dansçıların onu nasıl baş tacı yaptıklarına şahit oldum.
ÇOCUKLARA ARMAĞAN
Büyük Atatürk, ulusal tarihimizin en önemli adımlarından birisi olan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününün bayram olarak kutlanmasına karar verdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, bu bayramı çocuklara armağan etti. 23 Nisan, dünyada çocuklara armağan edilen ilk ve tek bayramdır.
SERGİDE NELER VAR
İlk kez 18 yıl önce Benan Bilek’in yaptığı ve sanat dalına dönüşen, “Un Eleği Üzerine İplikler ile Resimler”, dört yıl önce Torlak Çiftliği’nin kurucusu Armağan Portakal’ın önerisiyle atölye çalışmasına dönüştü, yalnızca İzmir’den değil, farklı illerden de katılanlar oldu. Katılımcılar elek üzerine istedikleri resimleri aktardı, farklı işleme teknikleriyle renklendirdi. Yaşam Elekleri Sergisi eserleri, her yıl bir başka proje için bağışlanıyor. Bu yıl sergilenecek eleklerde de simgeler ve sevgiler bir arada. Katılımcıların bazıları evlerini, yaşam alanları resmederken, kimi hayallerini aktardı. Emeklerini ve eleklerini bağışlayan katılımcılar, kız çocuklarının eğitimlerine katkı mutluluğunu yaşıyor.
İŞTE O KADINLAR
‘Torlak Çiftliği Benan Bilek’le Yaşam Elekleri Atölyeleri’, her buluşmada en fazla sekiz kadının katılımıyla gerçekleşiyor. Katılımcı sayısı pandemi döneminde daha da kısıtlandı. Ve bu yılki sergide 70 eleği sevgi ve umutla işleyip bağışlayan 51 kadın: Anıl Can Özalp, Arzu Sarıgül, Aslı Karhan Liman, Ayla Demiray, Aylin Acar, Aylin Cankaflı, Aysevil Susuzlu, Ayşegül Kiper, Ayşın Aksu, Ayzıt Uysal, Banu Yüksel, Behire Ayduk, Belgin Akyavaş, Bernev Atlıer, Birsen Sarıgedik, Çağla Günay, Demet Günaydınlar, Dilek Parlak, Duygu Erdoğan, Ezgi Denizel Güven, Fatma Eken, Ferda Tilmensağır, Filiz Ömeroğlu, Funda Tunçer, Gülçin Koç Oymak, Gülgün Doğan Elçi, Handan Benli, Handan Küçükören, Hayal Vanlıoğlu, Hayriye Tombak, Hülya Aydoğan, Hülya Özkan, Hüsniye Şatafoğlu, Hüsniye Tuncer, Işık Doğusoy, Kübra Nalan Gurbet, Mine Gürel Yurttaş, Müge Ergin, Nilbert Yılmaz, Nilgün Kahya Demirsoy, Özge Yazıcılar, Renginar Kılıç, Saadet Tokgöz, Selmin Çıray, Sevilay Soysal, Sunay Celep, Şebnem Gündür, Şükran Ünal, Tijen Atasoy, Tülay Alan, Yasemin Reşitoğlu.
LİSELİDE HAKLI TELAŞ VAR
Gelelim liselilere... Daha doğrusu lise sonlara... Uzunca bir maratonun ilk, orta, lise aşamalarını tamamlama rahatlığını sürerken yüksek öğrenim telaşına düşerler. Çok da haklıdırlar, çünkü yaşamlarını şekillendirecek seçim yapacaklardır. Son iki yıldır süregelen salgın illeti de liseli gençleri etkilemiştir mutlaka... Ve bu gençler hem kendi lise dersleri, hem de üniversiteye hazırlık için olağanüstü çalışırken, doğru karar, doğru seçim, hedeflenen meslek dalına adım atma telaşından kurtulamazlar.
BORNOVA ANADOLU’DAN
“Üniversite ve lise son öğrencileri neden düştü aklına” derseniz, yanıtım hazır: BALEV (Bornova Anadolu Lisesi Eğitim Vakfı) yüzünden. (BAL) Bornova Anadolu Lisesi’nin, öğrencilerine üniversiteleri, meslekleri tanıtarak seçim ve kararlarına, hayallerine ışık tutmak, hedeflerini şekillendirmek amacıyla düzenlediği, “Kariler-Meslek tanıtım” etkinliğiyle ilgili bilgi notu ulaştırdılar. Ben de, biraz uçtum gittim... Bakalım BAL’da bu konuda neler olmuş:
DOPDOLU ZİRVEYE EV SAHİPLİĞİ
TESLİM NOKTALARI
‘Kent Kütüphanesi (Alsancak), Şato Kütüphanesi (Konak), Tarihi Havagazı Fabrikası Araştırma Kütüphanesi (Alsancak), Yahya Kemal Beyatlı Kütüphanesi (Buca), Güzelbahçe Kütüphanesi (Güzelbahçe), Işılay Saygın Kütüphanesi (Buca), Sasalı Tarım Geliştirme Merkezi Kütüphanesi (Çiğli), Vapur Kütüphaneleri (Ahmet Piriştina-Fethi Sekin ve Uğur Mumcu araba vapurları), Ahmed Adnan Saygun Kültür Merkezi (Güzelyalı), Aşık Veysel Rekreasyon Alanı Buz Pisti (Bornova), Yasemin Kafe (Bostanlı), Karşıyaka Eşrefpaşa Polikliniği, Balçova İZSU binası.)’
ÇOK GÜZEL GİRİŞİM