Mete Tamer Omur

İşin sırrı kadın dayanışmasında

20 Aralık 2020
Yaklaşık 9 yıllık bankacılık macerasının ardından yeni ufuklara yelken açmak için istifa eder. Ve, birçok konuda eğitim alır.

Bu sırada kızına ikiz kardeşlerin gelmesiyle de Selma Yağcıköse, tüm odağını bu alana yöneltir. Selma Yağcıköse, hem ikizlerinin hem de başka bebeklerin organik ipliklerle hazırlanan el yapımı ürünlerle büyümesi için harekete geçer. Selma Yağcıköse, Türkiye’nin kaliteli ipliklerini Anadolu kadınının hünerli elleriyle birleştirme hedefiyle Manisa Salihli’de Mandalina Bebek Butik’i kurar. “Aile bütçesine katkı sağlamak isteyen onlarca kadın sanatçı, gecelerini gündüzlerine katarak hem kendi zamanlarını nitelikli hale getiriyor hem de çok değerli bir katma değer yaratıyor” diyen Yağcıköse, Türk kadının el becerisini dünyaya tanıtmayı hedefliyor.


 

SELMA Yağcıköse... Kırklı yaşlara gelirken hayallerinin peşinden giden ve buna başka kadınları da ortak eden bir iş insanı. Markalaşma yolunda ilerlemeye çalışan, yoktan var eden girişimci ruhlara ilham kaynağı olmayı kendine misyon edinen Mandalina Bebek Butik’in kurucusu Selma Yağcıköse ile girişimcilik sürecinden gelecek planlarına kadar birçok konuyu konuştuk. Manisa Salihli’de 1981 yılında dünyaya gelen Selma Yağcıköse, üniversiteyi bitirene kadar babasının görevi nedeniyle yurdun dört bir yanında farklı kültürleri yaşayarak büyür. Hayatındaki ilk dönüm noktasını ailesini lisede yatılı okumaya ikna ederek yaşadığını söyleyen Selma Yağcıköse, şöyle devam etti:

GELECEK İÇİN İSTİFA ETTİ
“İzmir Kız Lisesi’nde 3 yıl sürecek muhteşem yaşam serüvenim böylece başlamış oldu. Üst nesillerimden bu yana girişimciliğin denenmediği bir ailede büyüdüğüm için olsa gerek, nerede çalışabileceğime odaklanarak eğitim hayatımı sürdürdüm. Kendi işimi kurmanın hayalleri ise hep aklımın bir köşesindeydi ve en iyi zaman için hazır olduğumdan emin olana dek bekledim. Aslında buna beklemek denemez de finale ulaşmak için gerekli tüm evreleri tüm hakkaniyetiyle tamamlamak denebilir. Hayatımın hiç bir döneminde asla boş durmadım, katıldığım bir eğitim bir sertifika programı bir etkinlik mutlaka oldu. Lisans eğitimimi Ankara’da Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde tamamlayıp, özel bir bankada çalışmaya başladım. 9 yıl çalıştıktan sonra, hayatımın sonuna kadar emek harcamak istediğim işin başka bir alanda beni beklediğinden emin olarak istifa ettim.”

Yazının Devamını Oku

El emeğini dijitale taşıdı kadınlara ek gelir sağladı

13 Aralık 2020
Her şey yeni bir iş için aile içinde yapılan beyin fırtınasında ortaya çıkar.

Anneannesinin el işi yaparak çocuklarını okutması ve evin geçimini bu yolla sağlaması işin fitilini ateşler. Zeynep Osmanlı da binlerce ev kadının ihtiyacı olan ek geliri, el emeğindeki yetenekleriyle sağlayabileceğini düşünür. El emeği, göz nuru ürünleri tüketiciyle buluşturma hedefiyle Zeynep Osmanlı, sanal marketlerin yer aldığı e-ticaret platformu Zeos Store’u kurar. Bir yıl gibi kısa sürede e-ticaret platformunda 567 adet sanal mağaza açmış üreticiye ulaşan Zeynep Osmanlı, yurtdışı için de ayrı bir internet sitesi kurar. Birçok ülkede satış gerçekleştirmeyi hedefleyen Zeynep Osmanlı’nın gündeminde daha çok kadına ulaşmak var.

ZEYNEP Osmanlı... Hemcinslerinin bağımsız bir şekilde ürünlerini pazarlama ve kazancını değerlendirme fırsatı için harekete geçen bir girişimci. Evlerde üretilen ürünleri e-ticaret platformu aracılığıyla ülkenin dört bir yanına göndererek kadınlara ek gelir sağlayan Zeos Store’un kurucusu Zeynep Osmanlı ile girişimcilik serüvenini konuştuk. 1986 İzmir’de dünyaya gelen Zeynep Osmanlı, annesinin subay olması nedeniyle ilk ve ortaokul hayatının İstanbul Levent’de geçtiğini, daha sonra ise İzmir’e taşındıklarını söyledi. İzmir Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra da İzmir Ekonomi Üniversitesi Moda Tasarım Bölümü’nde yüksek öğrenim serüveninin başladığını aktararak, şöyle devam etti:

ANNEANNESİ İLHAM OLDU
“Daha sonra evlilikle birlikte de kariyer yolculuğum başladı. Eşimle fatura ödeme merkezi açtık. İki yıl gibi zaman içerisinde fatura ödeme merkezimizi 410 bayilik bir genel müdürlük olan Taft A.Ş.’ye çevirdik. Eşimle birlikte şirket ortağı olarak yöneticiliğini üstlendiğim şirketimizde 10 yıl süresince farklı pozisyonlarda görev aldım. Daha sonra ise yeni arayışlara girdim. Ailemle iş konusunda beyin fırtınası yaparken annem, anneannemin evde el işi yaparak kendisini, kardeşlerini nasıl okuttuğunu ve evin geçimini bu yolla sağladığını anlattı. Bunu duyduğumda binlerce ev kadının ihtiyacı olan ek geliri, el emeğindeki yetenekleriyle aile ekonomisine destek olabileceklerini düşündüm. Bunu gerçekleştirebilecek sanal bir marketin ülkemizin her köşesindeki el emekçisine ulaşabileceğini varsayarak domain adresimi o gece satın aldım ve çok severek yaptığım işimin temellerini atmış oldum.”

ŞİMDİLİK 567 SANAL MAĞAZA

Yazının Devamını Oku

Aramızda kalsın

6 Aralık 2020
 Çocukluğundan itibaren ‘bir karavan alıp, kahve ya da ekmeğin üzerine şunu koyup satabiliriz’ diyerek, fikirler üretir.

Üniversite eğitiminin ardından da kariyerine çeşitli şirketlerin pazar araştırma ve pazarlama bölümlerinde devam eder. İrem Terci, bir yandan da ideal kilosuna kavuşabilmek için denemediği diyet ve yöntem kalmaz. ‘Zayıf olmayı istemenin’, ‘sağlıklı olmayı istemekle’ yer değiştirdiği gün İrem Terci’nin de hayatı değişir. Terci, gerekli eğitimleri aldıktan sonra kariyerine bütünsel beslenme uzmanı olarak devam eder ve 2017’de kendi şirketini kurar. İrem Terci, bir yıl sonra da ‘Aramızda Kalsın’ markasıyla yeni bir girişime imza atar. “Hem diyet yapıyoruz, hem de lezzetli, sağlıklı, tatlı ürünler yiyoruz, olayımız marka adının çıkış noktası oldu” diyen Terci’nin gündeminde ise ihracat var.


 

İREM Terci... Kariyeri kurumsalda başlasa da en büyük tutkusu beslenmenin peşinden giden genç bir iş insanı. Kendini mutlu eden şeyi keşfederek başarıyı yakalayan bir girişimci. ‘Aramızda Kalsın’ın kurucusu İrem Terci ile girişimcilik serüvenini konuştuk. 1984 İzmir doğumlu olan İrem Terci, “Beslenmeyle ilgili her şey, yemek yapmak, başkalarına yedirmek, zaten beni en mutlu eden şeylerdi. Bunun dışında çocukluğumdan beri hep yeni iş fikirleri üretirdim. Ekmeğin üzerine şunu koyup satabiliriz, bir karavan alıp, kahve satabiliriz gibi” diyerek, girişimcilik serüveninin küçük yaşlarda başladığını aktardı.

TUTKUSUNUN PEŞİNDEN GİTTİ
Lisans eğitimini İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimini ise İngiltere’de London South Bank Üniversitesi Uluslararası İşletme ve Pazarlama Bölümü’nde tamamlayan İrem Terci, 2010’da ülkeye döner ve çeşitli şirketlerin pazar araştırma ve pazarlama bölümlerinde görev yapar. “Kariyerime her ne kadar kurumsal hayatta başlasam da beslenme konusu benim için her zaman bir tutkuydu. Açıkçası, bunun benim kişisel hikayemle büyük ölçüde ilgisi var” diyen İrem Terci, şöyle devam etti:
“Uzun yıllar kilo sorunlarıyla mücadele etmiş, ideal kilosuna kavuşabilmek için denemediği diyet ve yöntem kalmamış, her pazartesi diyete başlayıp, her çarşamba bozarak yıllarını geçirmiş biriydim. ‘Diyet’ yani ‘bedel ödemek’ kelimesinin ‘denge’ kelimesiyle, ‘zayıf olmayı istemenin’ de ‘sağlıklı olmayı istemekle’ yer değiştirdiği gün benim hayatım da değişti. Bunu da yıllar önce birlikte çalıştığım bütünsel beslenme koçuyla gerçekleştirdim. Sonrasında bu konu benim tutkum haline geldi ve eğitim almaya karar verdim.”

Yazının Devamını Oku

Acısıyla tatlısıyla bir girişimci hikayesi

29 Kasım 2020
Yolları 2010’da Bodrum’da kesişir.

 

Önce hayatlarını, ardında da işlerini birleştirirler. Belgüzar Akşit ile Suat Aydar çifti, organizasyon ve catering hizmetinin yanında meyveleri çikolatayla buluştururlar. Gelen taleple de dökme çikolatayı ürün portföylerine katarlar. Zamanla ‘Bodrum için ne yapabiliriz’ diye kafa yoran Aydar çifti, bölgenin coğrafi işaretli mandalinasıyla çikolata üreterek bir ilke imza atar. Patent sevincini basınla paylaştıktan bir gün sonra Suat Aydar, kalbine yenik düşer. Eşinin vefatıyla sarsılan Belgüzar Akşit Aydar, işin mutfağına geçer. Bugün 150 çeşit çikolata üreten Belgüzar Akşit Aydar’ın gündeminde patentli ürünleri Bodrum Mandalinası Çikolatası’nı tablet olarak çeşitli noktalarda satışa sunmak var.

 

BELGÜZAR Akşit Aydar... Muhasebecilikle başlayıp, butik çikolata üretimiyle devam eden kariyer yolculuğunda büyük sorumluluklar yüklenen bir iş insanı. Eşinin acısını kalbine gömerek birlikte başlattıkları hikayeyi daha da iyi noktalara taşımak için mücadele veren bir girişimci. Bodrum Çikolata’nın kurucularından Belgüzar Akşit Aydar ile girişimcilik hikayesinden, markanın kuruluş serüvenine ve gelecek planlarına kadar birçok konuyu konuştuk. 1971 Ankara doğumlu Belgüzar Akşit Aydar, iktisat üzerine eğitim aldıktan sonra kariyerine muhasebeci olarak devam ettiğini dile getirerek, şunları anlattı:

YOLLARI BODRUM’DA KESİŞTİ

Yazının Devamını Oku

Kaktüslerin efendisi

22 Kasım 2020
Toprağa, bitkilere olan merakı küçük yaşta başlar. Bu merakla da eğitimini ziraat üzerine yapar.

Okulun ardından da Ünal Vural, kariyerine kamuda çalışarak devam eder. 70’li yıllarda ise İstanbul’da süs bitkileri üzerine kendi hikayesini yazmak için yola çıkar. Ünal Vural, hobi olarak başladığı kaktüs üretiminde de önemli bir aktör olur. Süreç içinde İstanbul’da başlayan serüveni İzmir’e taşıyan Ünal Vural, bugün 2 bin 500’ün üzerindeki ürün çeşidiyle yoluna devam ediyor. Ünal Kaktüs’te ikinci kuşakla yoluna devam eden Ünal Vural’ın gündeminde hem ihracat hem de kaktüs üzerine Urla’da özel bir tesis kurmak var.

ÜNAL Vural... İlerleyen yaşına rağmen hala ilk günkü heyecanla işinin başında olan bir iş insanı. Sektöründe ilklere imza atan, üreten, fark yaratan bir müteşebbis... Ünal Süs Bitkileri Fidanlığı’nın kurucusu Ünal Vural ile girişimcilik hikayesinden kaktüslere ve gelecek planlarına kadar birçok konuyu konuştuk. 1939 İzmit doğumlu olan Ünal Vural, burada geniş bahçeleri olduğunu söyleyerek, hikayesinin devamını şöyle aktardı:

ÇOCUKLUK MERAKI
“Ailem ticaretle uğraşıyordu. Ama benim toprağa ve bitkilere karşı ilgim vardı. Bu bana babaannemden geçen bir özellik. Bahçelerde çok uğraştığımı gören bir komşumuz da benim ziraat alanında eğitim almamın doğru olacağını babama aktarmış. Ve komşumuzun yönlendirmesiyle beni İstanbul’da dönemin Halkalı Ziraat Lisesi’ne yazdırdılar. Burası tekniker yetiştiren bir kurumdu. 1956-57 yılında mezun oldum. Daha sonra da Türkiye Şeker Fabrikaları’nda işe girdim.”

HOBİ OLARAK BAŞLADI

Yazının Devamını Oku

Çılgınlık yapıp akademisyenliği bıraktı kahveci oldu

15 Kasım 2020
Üniversitenin ardından iş arama sürecine girer

Bu arada, bir de ‘yüksek lisans yapayım’ der. İşletme üzerine başlayan yüksek lisans süreci akademisyenlikle sonuçlanır. Ayşe İdil Kacar, bir süre sonra üniversitede tıkandığını ve üretemediğini hisseder. Yeni arayışlara giren Kacar, İzmir Alsancak’ta sıkıntıda olan bir kafeyi eşiyle birlikte devralır. Çevresindeki birçok insan ‘çılgınlık’ olarak nitelendirse de Ayşe İdil Kacar, radikal bir kararla akademisyenliği bırakıp yeni bir sürecin fitilini ateşler. Bir yıllık deneyimin ardından Make Me Joi ile markalaşma yoluna giden Ayşe İdil Kacar, bugün yoluna ‘sağlıklı ürün ve sanatla’ harmanlanmış iki şubesiyle devam ediyor. Kacar’ın İzmir’deki şube sayısını 4’e çıkardıktan sonra, önce İstanbul ardından da Türkiye genelinde şubeleşmeyi planlıyor.

AYŞE İdil Kacar... ‘İnsan mutlu olduğu işi yapmalı’ diyenlerden biri olarak, 36 yaşında kariyerini yeni şeyler üretmek adına değiştiren çılgın bir girişimci... Teoride bildiği şeyleri pratikle de harmanlayarak kahve sektörüne yeni soluk getiren bir iş insanı. Make Me Joi markasının kurucularından Ayşe İdil Kacar ile girişimcilik serüveninden geleceğe dair planlarına kadar birçok konuyu konuştuk. Ziraat mühendisi baba ile matematik öğretmeni annenin çocuğu olarak 1981’de İzmir’de dünyaya ‘merhaba’ diyen Ayşe idil Kacar, babasının görevi nedeniyle çocukluğunun bir kasabada geçtiğini paylaştı. Kacar, o dönemi şöyle özetledi:

 

İLK ADIM PANAYIRINDA
“Manisa Alaşehir’e bağlı Yeşilyurt’ta sakin ve sessiz bir ortamda büyüdüm. Babam Yeşilyurt’ta bulunan ‘Bağcılık Araştırma Enstitüsü’nde görev yapıyordu. ‘O bağ senin, bu bağ benim’ deyip geziyordum. Girişimcilik anlamında da ilk adımımı burada attım. Bayramlarda Yeşilyurt’ta bulunan cadde, trafiğe kapatılıyordu. Burada tezgahlar kuruluyor, bir panayır havası oluşuyordu. Arkadaşlarımla birlikte burada kendi imkanlarımızla yaptığımız bebek gibi şeyleri satıyorduk. Annem öğretmen olduğu için daha temkinliydi. Güvenli bir ortamda hayat sürmemi isterdi. Babam ise risk almayı seven biriydi. Ben galiba bu yönüyle babama çekmiş olabilirim.”

BİR DE MASTER YAPAYIM

Yazının Devamını Oku

Mutfakta yaşam var

18 Ekim 2020
İlk adımı evinin mutfağında atar.

Hazırladığı diyet yemekleri banka çalışanlarının beğenisine sunar. ‘Adana’da diyet yemeği tutmaz’ söylemlerine kulak asmaz. Yaşam Orak, zamanla evin mutfağına sığmaz ve diyet yemekleri üzerine mekan açar. Süreç içinde de 5 öğün şeklinde yemeklerini pakete sokar. Ama bir süre sonra eşinin görevi nedeniyle her şeyi Adana’da bırakıp İzmir’e gelir. Ve sıfırdan başlar. Yaşam Orak, ‘Lezzetli Yaşam’ markasıyla diyetten sporcu beslenme paketine kadar kişiye özel seçenekler hazırlar. Bugün Adana’da başlattığı hikayesine İzmir’de devam eden Orak, kişiye özel diyet paketlerinin yanına kantin, ofis ve davet seçeneklerini de ekleyerek büyüyor. Bir yandan yeni alanlar açmak için uğraş veren Yaşam Orak, diğer tarafta ise ara öğün grubuyla market raflarına girmeyi hedefliyor.

YAŞAM Orak... Adana ve Gaziantep gibi mutfak kültürünün güçlü olduğu iki farklı kentte büyümesine rağmen yemek dünyasına alışılmışın dışında adım atarak farkındalığını ortaya koyan bir iş insanı. Yoğun tempolu işiyle de zor olanın peşinden giden genç bir girişimci... Lezzetli Yaşam’ın kurucusu Yaşam Orak, hem girişimcilik hikayesini hem sektörü hem de geleceğe dair planlarını aktardı. Öğretmen anne ve babanın çocuğu olarak 1983’te Tarsus’ta dünyaya ‘merhaba’ diyen Yaşam Orak, hikayenin devamını şöyle anlattı:

TERCİHİN YÖNÜ DEĞİŞTİ
“Babam Manisalı, annem ise Tarsuslu. Ben de Tarsus doğumluyum, ama anne ve babanın görevi nedeniyle Gaziantep’te geçti çocukluğum. Tabii, birçok kişi gibi gerçek yeteneklerimi bilmeden büyüdüm. Doktor, eczacı ya da mühendis olmalı baskısıyla hareket etmek zorunda kaldım. Tıp okuma hedefiyle lisede fen bölümünü seçtim. Ama çok sosyal ve hareketli bir öğrenciydim. O zaman babam da okul müdürümdü ve ben tıp okumak istemediğimi söyledim. Bu alan dışında eğitimime devam etmem gerektiğini söyledim. Yeni bir yol haritası belirledik. Bu kez odağıma işletmeyi koyduk. Ve Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Bölümü’nü kazandım. Üniversite sürecinde de çok akademik bir hayat yaşamadım.”

KEBAP DİYARINDA DİYET

Yazının Devamını Oku

Lavaboya el verdi

12 Ekim 2020
HEP kendi işini yapma, icat etme hayaliye büyür. İş hayatına ilk adımı ise lise yıllarında turizm sektöründe çalışarak atar.

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekoratif Tasarım Bölümü’nden mezun olunca da yüksek lisans için Amerika’nın yolunu tutar. Beytan Kün, satıştan bilişime birçok alanda çalışır. Altı yıllık Amerika macerasının ardından da İzmir’e dönen Kün, kariyerine uluslararası şirketlerde devam eder. Kün’ün hayatı doğaltaş ve seramikten ürünler yapan üniversite arkadaşıyla karşılaşmasıyla değişir. Beytan Kün, hem hayalini hem de bu alanda farkındalık yaratmak için harekete geçer. El yapımı lavabo ve duvar karoları fikriyle 2012’de İzmir’de Kuhn Seramik’i kurar. Bugün Türkiye’de birçok noktaya ürün veren Kün’ün gündeminde ise ihracat var.

BEYTAN Kün... Hem çocukluk döneminde hem de profesyonel çalışma hayatı boyunca girişimcilik ruhunu hep canlı tutarak kendini geliştirmiş bir isim. Edindiği tüm birikimi de lavabo ve duvar karosuna katma değer ekleyerek farkını ortaya koyan bir iş insanı. Kuhn Seramik’in kurucusu Beytan Kün ile girişimcilik serüveninden geleceğe dair hedeflerine birçok konuyu konuştuk. 1974 Ankara doğumlu olan Kün, banka müdürü olan babasının tayiniyle birlikte ilkokul dördüncü sınıftan sonra İzmir’e taşındıklarını söyleyerek, hikayesinin devamını şöyle anlattı:

KENDİ İŞİNİN HAYALİNİ KURDU

“1983’te İzmir’e geldim. Babam çocukluğundan itibaren hep ticaretin içinde olan olduğu için bana da rol model oldu. Benim de yeni bir iş kurma, yeni ürünler geliştirme fikri hep kafamda olan bir şeydi. Bunu o dönem hayata geçiremedim. Ama lisedeyken yaz tatilinde Bodrum’da bir otelde çalışmaya başlayarak yeni bir dönemin de kapısını aralamış oldum. Bana büyük bir deneyim kattı, hayatı ve insanları yakından tanıdım.”

SANATIN ÜZERİNE İŞLETME

Bir yandan kendi iş kurma hayali kuran Beytan Kün, öte tarafta ise tasarım ve resim yapmayı da çok sever. Sanata duyduğu bu ilgi üniversite tercihinde de etkili olur. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekoratif Tasarım Bölümü’nü kazanan Kün, “Üniversite döneminde de stajlarla kariyerime yön verdim. Daha sonra ise hem kendimi geliştirmek hem de dünya vatandaşlığı vizyonuyla yurtdışına açılmam gerektiğini düşündüm. Ablam Amerika’ya gidip geldiği için onun referansıyla bu açılımı orada yapabileceğimi düşündüm ve 1995’te işletme üzerine yüksek lisans yapmak için gittim. Farklı bir alanda okumaya başladım. Bir yandan da çalıştım. İlk etapta okuldaki kütüphanede çalıştım. Daha sonra ise çalışma hayatıma sırasıyla güneş gözlüğü satışı ve bilişim alanında devam ettim” diyerek, Amerika serüvenini anlattı.

Yazının Devamını Oku