Güneşin zararlı etkilerinden elbette ki korunmak gerekiyor. Bu konuda herhangi bir fikir ayrılığı yok. Ancak en ekonomik ve önemli D vitamini kaynağı da güneş. Maalesef günümüz koşulları ve kapalı ortamlarda geçirilen uzun saatler bizi güneş ve beraberinde D vitamininden yoksun bırakıyor.
Uzmanlar güneşli bir ortamda, güneşten koruyucular sürmeden, 15-20 dakika bulunmanın D vitamini için yeterli olduğunu belirtiyor.
Dolasıyla, “D vitamini alıyorum” diyerek güneşten korunmayı ihmal etmeyin. Güneş ciltte kalıcı lekelere, alerjilere yol açabiliyor. Uzun vadede cilt kanserlerine zemin hazırlayabiliyor. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için gölgede kalmak yeterli değil. Çünkü yansıyan güneş ışınları sizi gölgede de bulabilir. Ayrıca:
Saat 11.00-16.00 arasında güneşte kalmayın.
Uygun giysiler, şemsiye, güneş gözlüğü ve şapkadan da korunmak için yararlanın.
Kolera halen etkili bir hastalık mı? Nerelerde var?
Uzmanlar, Suriye’deki savaştan kaçan göçmenler nedeniyle kolera salgınının uluslararası bir tehdit haline dönüşebileceği uyarısında bulunuyor. En azından teorik olarak Suriyeli sığınmacıların ulaşmaya çalıştıkları Avrupa’ya ve diğer ülkelere kolerayı götürmeleri mümkün.
En son kolera haberi Tanzanya’dan geldi. Ülkenin sağlık ve sosyal refah bakanlığı ülkede kolera salgını odaklarını Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirdi. Örgütün açıklamasına göre, 13 bölgede kolera salgını bulunuyor. Bunlar Darüsselam, Morogoro, Pwani, Kigoma, Kilimanjaro, İringa, Dodoma, Geita, Mara, Singida, Shinyaga, Mwanza ve Zanzibar. 19 Ekim itibariyle toplam vaka sayısı 4 bin 835, vefat edenlerin sayısı ise 68.
Elab Laboratuvarları Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Zerrin Beykal’ın verdiği bilgiye göre, koleraya vibrio cholerae bakterisi yol açıyor. Aşırı su ve tuz kaybı nedeniyle saatler içinde ölüme yol açabiliyor. Bulaşma yollarının başında içme suyu ve kirli sularla yıkanmış besinler geliyor. Kendinizi korumak için ellerinizi sık sık sabunlayın. Açık değil sadece şişelenmiş ve dezenfekte edilmiş suları için. Çiğ sebze ve meyve yemeyin. Kabuklu meyveleri tercih edin (muz, mandalina, elma vs.) ve kendiniz soyun. Çiğ kabuklu deniz ürünleri yemeyin.
Aşısı var ama...
Grip aşısının etkili olduğunu ve ölümleri engellediğini biliyoruz.
Bilhassa kronik kalp ve damar, akciğer, diyabet, kanser, diyaliz hastaları, organ nakli olanlar, 65 yaşın üstündekiler grip açısından risk grubunda.
Çünkü gribe yakalanmaları halinde şiddetli geçiriyorlar.
Bazı uzmanlar sık seyahat etmek zorunda olanları da hastalıkla karşılaşma olasılıkları nedeniyle risk grubunda sayıyor.
Seyahatler pek çok kimsenin sindirim sistemi düzenini değiştiriyor.
Gidilen coğrafyanın yemek alışkanlıkları, aradaki saat farkı, uyku saatlerinin değişmesi, besin tüketiminin artması, su tüketiminin azalması kabızlığa yol açıyor.
Uzman diyetisyen Selahattin Dönmez, seyahatte kabızlıkla karşılaşmamak için şu önerilerde bulunuyor:
- Hangi vasıtayla yolculuk ederseniz edin yolda mutlaka en az bir litre su için.
- Ana öğünlerden önce ayrıca ikişer bardak su için.
Türk Uyku Tıbbı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hikmet Yılmaz, gece yolculuklarında kaza riskinin gündüze oranla çok arttığını söylüyor.
Özellikle ölümcül trafik kazaları en sık gece 02.00-06.00 saatleri arasında yaşanıyor.
Bu saatlerde uykuyu başlatan ve derinleştiren hormonlar artıyor, uyanıklıktan sorumlu beyin bölgeleri baskılanıyor.
Ayrıca, dikkat, algı, muhakeme yeteneği ve refleksler yavaşlıyor.
Liv Hospital Ankara çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. Pakize Elif Erkul’un verdiği bilgiye göre, güneş yanığı eğer sadece kızarıklık ve ağrı hissiyle kendini gösteriyorsa birinci derece yanıktır.
24-48 saat içinde deriyi nemli tutacak kremler ve ağrı kesici şuruplar yardımıyla düzelir.
Deride kabarma ve içi su dolu kesecikler varsa artık ikinci derece yanık söz konusu. Bu durumda doktora başvurun. Özel yanık pansumanları yapılması gerekir.
EN AZ 30 KORUMA FAKTÖRLÜ KORUYUCU SÜRÜN
Kirli havuz ve deniz gözlerde ciddi sorunlara zemin hazırlıyor.
Avrupagöz Göz Merkezi göz hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Kadircan Keskinbora havuza veya denize ya günlük kontakt lens veya havuz gözlüğüyle girilmesini öneriyor.
Bilhassa iyi klorlanmayan ve temizlenmeyen havuzların mikroorganizmaların çoğalması için uygun ortam oluşturduğunu hatırlatan Prof. Dr. Keskinbora, “Kontakt lens kullanırken gözünüz mikrop kaparsa, enfeksiyon fark edilmeden sinsi bir şekilde ilerleyebiliyor.
Bu nedenle havuza ya da denize girerken havuz gözlüğü ya da günlük kontakt lens kullanılmalı” diyor.
Sıcak, besinlerin içinde mikroorganizmaların üremesi ve bozulmasını kolaylaştırıp ve hızlandırıyor. Besin zehirlenmelerine neden olan mikroplar, çoğunlukla yiyeceklerde doğal olarak bulunuyor. Eğer uygun koşullar sağlanmış olursa (sıcak gibi) bir tane mikroptan yedi saat içerisinde yaklaşık iki milyon mikrop meydana gelebiliyor. Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak, yazın besin zehirmelerinden korunabilmek için şu önerilerde bulunuyor:
- Kremalı ve mayonezli yiyeceklerden uzak durun.
- Pirinç pilavı da riskli besinler arasında. Bu nedenle taze olmasına özen gösterin.
- Çabuk bozulan bu besinler sindirim açısından da vücudu zorlar.
- Aşırı yağlı hamur ve şerbetli tatlılardan kaçının.
- Yaz ishalleri, genelde kontamine (bulaşmış) olmuş suların içilmesi veya bu sularla yıkanmış meyve-sebzelerin yenilmesiyle ortaya çıkıyor.
- Temiz su tüketimi oldukça önemli. Kapalı suları tercih edin.