Melike Birgölge

Gözünü kırpmadan vur!

1 Kasım 2010
Bir anda olur her şey. Hatta bir salisede… İnsanın gözünün döndüğü, hiçbir şeyi görmediği o anlarda…

Sözüm ona, yapılması gereken odur.

 

Sorunu temizler!

 

Ya da halledilmesi gerekeni bir tek o halleder.

 

Yazının Devamını Oku

Orhan Veli bu kez Müşfik Kenter’i dinliyor gözleri kapalı!

29 Ekim 2010

 

Onun şiirleri ki…

 

Hayatı; İstanbul’un, mavinin ve duyguların penceresinden gördüğü…

 

Duyguları ve yaşamı kelimeleriyle kalbimize ördüğü…

 

Çaresiz, kırılgan, aşık, üzgün insanın her hali değildir sadece, o pencereden gördüğü. Bunların yanı sıra zamanı, doğayı, siyasi çekişmeleri, toplumu, ölümü de…

Yazının Devamını Oku

Bastırılan ve kıstırılan ruhlar!

26 Ekim 2010
Yapmak istediğimiz bir dolu şey vardır.

Dilediğiniz gibi yaşamak istiyorsunuzdur.

 

İstediğiniz kıyafetleri giyinmek…

 

Gönlünüzden geçenleri yapmak…

 

İstediğiniz saatte eve gelmek…

 

Yazının Devamını Oku

İktidar mı - Hırs mı - İç hesaplaşmalar mı?

21 Ekim 2010
Bir şeyleri elde etmek, bir şeyi sahiplenmek bir insanı neden bu kadar cezbeder?

          

Cezbetmekle de kalmaz, insanı değiştirir.

 

Hem de nasıl…

 

Öyle böyle değil…

 

Baştan aşağı…

Yazının Devamını Oku

Kaybettiklerimiz Leyla'nın Evi'nde saklı!

18 Ekim 2010
İnsan elindekilerinin değerini kaybedince anlar ya… Bu kez kaybedilenleri bir evde buluyoruz.

Nerde?

 

Leyla’nın Evi’nde…

 

Bu eve bir giriyorsunuz.

 

Pir çıkıyorsunuz.

Yazının Devamını Oku

Msg! Hadi gel de ye!

11 Ekim 2010
Günlük hayatta sıkça kullandığımız msn - mesenger in kısaltması değil bu! Ne peki?

Tam da yorgun argın eve gelmiş, kendime gelmek için onu gözüme kestirmişken…

 

Yemek hazırlayana kadar açlığımı bastırsın diye.

 

Cips yani…

 

Cipsin koluna da sevgilisini dolamayı hayal etmişken!

 

Yazının Devamını Oku

En özel imza!

7 Ekim 2010
İmza… Karakterin yansıması, kişiliğin aynası… Ama bir tanesi, atıldığı kalpte ve tende öyle bir iz bırakır ki…

Yalnızlığın sularında seyirdeyken biri gelir kalbinizin kıyısına.

 

Öyle bir gelir ki, sizi ölü deniz durgunluğundan alıp fırtınalara sürükler.

 

İçine tutkular, mutluluklar yükler.

 

Diğer insanların fark edemediği içinizdeki gerçek sizi keşfeder.

Yazının Devamını Oku

Cennette bir akşamüstü şarap yudumlamak!

4 Ekim 2010

Fonda ruha inceden dokunan, kalpteki duyguları okuyan şarkılar eşliğinde anıları meze yaparak şarap yudumlamak…

 

Mevsimlerden sonbahar…

 

Vakit serin bir akşamüstü. 

 

Kapım çalıyor.

 

Yazının Devamını Oku