Melike Birgölge

Nota nota tarih yaşamak!

29 Eylül 2010
Büyüleyici ve tarihi yapısını görmek için ara ara ziyaret ettiğim Aya İrini’nin kubbesinde melodiler yankılanıyordu. Saray içindeki kilise, bu kez müziğin ritüel ayini eşliğinde tarih ve dostluk kokuyordu.

Vakit, o sabah ortalığı serinleterek yağan yağmurun tersine sıcak bir Eylül akşamı.

Vakit, o sabah ortalığı serinleterek yağan yağmurun tersine sıcak bir Eylül akşamı.

 

Yer, yüzyıllar öncesinde ayinlerin yapıldığı ve günümüze kadar gelen kilise Aya İrini.

 

Ve nasıl tıklım tıklım…

 

Her zaman hafif serin olan kilise o akşam sıcak…

Yazının Devamını Oku

Ne kadar istiyorsunuz?

27 Eylül 2010
Nedir sizin meseleniz?

Kendinizle ya da yaşamınızla ilgili olan…

Hayattan aldığınız…

Karşınızdakilere verdiğiniz…

Ya da şöyle diyelim nedir alıp veremediğiniz…

İçinizde öğütmeye çalıştığınız…

Başarı, mutluluk, kariyer, aşk için verdiğiniz savaş mı mesela? Yoksa hayatla olan mücadeleniz midir sizi zorlayan…

Hızla tükenip giden birçok şeye yetişmeye çalışırken, ayaklarınızın üzerinde durabilmek mi?

Hayallerinize ve hedeflerinize ulaşmaya çalışırken önünüze çıkan engeller mi?

Yazının Devamını Oku

Güneşin batışının 14. yılı...

24 Eylül 2010
Hayatımızın mavi, turuncu, mor, gri renkli ufuk çizgisinin fonunda dönem dönem ne güneşler batmıştır.

Bizi karanlığa boğan…

 

Sonra yeniden doğan…

 

Öyle ya; çiçekler solup solup tekrar açıyorsa, en derin yaralar kapanıyorsa, en büyük acılar unutuluyorsa…

 

Güneşin her akşam batıp her gün doğması gibi hayatımızda zaman zaman doğup batması da…

 

Yazının Devamını Oku

Gelecekten masallar dinlemek!

22 Eylül 2010
‘Gelecek’ deyince aklınıza ilk gelenler…

GELECEKTEN MASALLAR DİNLEMEK - FOTO GALERİ

 

Kiminin hevesle beklediği…

 

Bazılarının gelmesini istemediği…

 

Kiminin uzak gördüğü…

Yazının Devamını Oku

Tiyatrodaki hareketli anları durdurmak!

17 Eylül 2010

İki sanat goncası bir araya gelirse ne olur? Gonca güle döner ve kokusunu bizlere en güzel ve en özel haliyle…

 

Tiyatro…

 

Yaşadığımız olayların oluş halini gösteren, insanı, insana, insanla, insanca anlatan, değer ölçülerini izleyenlerin kanaat ve anlayışından alan, bir anlamda hayatın kalbinin attığı…

 

Tiyatro hayata değdikçe; sahne ile salondaki seyirciler arasındaki o şeffaf duvar iner ve insanla yaşam buluşur.

 

Yazının Devamını Oku

Kör bir insana renk anlatmak mı, cahil bir insana laf anlatmak mı…

13 Eylül 2010
Nasıl da umut doluydum oysa dün sabah.

Bir şeylerin bu kez değişeceğini haykıran, içimde uyanan o umuttu, sabah daha gün doğmadan beni uyandıran.

 

Erken saatte koşarcasına hatta içimdeki o umudun taktığı kanatlarla uçarcasına gittim.

 

Bir parça bile kımıldatsam canımdan can alırcasına sancı saplanan, acıyan sarılı koluma rağmen…

 

Gittim.

Yazının Devamını Oku

Yağmurun sesine bak, dinle nasıl kokuyor!

6 Eylül 2010
‘Yağmurun sesine bak, aşka davet ediyor’ diye devam edeceğimi sandınız belki de.

Hıı ıhhhhh bilemediniz.

 

Gerçi siz de haklısınız; yağmur, hüzne savurarak bizi ihtiyar eder ya da buruk tebessümle aşka beler ama bu kez cama vuran her damla bana kokuları çağrıştırdı desem!

 

Evet, yağmur ve kokular…

 

Yazının Devamını Oku

Prangalarımdan kurtulalı iki yıl olmuş!

1 Eylül 2010
İki yıl… Dile kolay, tam tamına, dolu dolu iki yıl…

Özgürlük bu!

 

Benzemez başka hiçbir şeye.

 

Ne ekmeğe, suya…

 

Ne de başarıya, paraya…

Yazının Devamını Oku