Vakit, o sabah ortalığı serinleterek yağan yağmurun tersine sıcak bir Eylül akşamı.
Vakit, o sabah ortalığı serinleterek yağan yağmurun tersine sıcak bir Eylül akşamı.
Yer, yüzyıllar öncesinde ayinlerin yapıldığı ve günümüze kadar gelen kilise Aya İrini.
Ve nasıl tıklım tıklım…
Her zaman hafif serin olan kilise o akşam sıcak…
Kendinizle ya da yaşamınızla ilgili olan…
Hayattan aldığınız…
Karşınızdakilere verdiğiniz…
Ya da şöyle diyelim nedir alıp veremediğiniz…
İçinizde öğütmeye çalıştığınız…
Başarı, mutluluk, kariyer, aşk için verdiğiniz savaş mı mesela? Yoksa hayatla olan mücadeleniz midir sizi zorlayan…
Hızla tükenip giden birçok şeye yetişmeye çalışırken, ayaklarınızın üzerinde durabilmek mi?
Hayallerinize ve hedeflerinize ulaşmaya çalışırken önünüze çıkan engeller mi?
Bizi karanlığa boğan…
Sonra yeniden doğan…
Öyle ya; çiçekler solup solup tekrar açıyorsa, en derin yaralar kapanıyorsa, en büyük acılar unutuluyorsa…
Güneşin her akşam batıp her gün doğması gibi hayatımızda zaman zaman doğup batması da…
GELECEKTEN MASALLAR DİNLEMEK - FOTO GALERİ
Kiminin hevesle beklediği…
Bazılarının gelmesini istemediği…
Kiminin uzak gördüğü…
İki sanat goncası bir araya gelirse ne olur? Gonca güle döner ve kokusunu bizlere en güzel ve en özel haliyle…
Tiyatro…
Yaşadığımız olayların oluş halini gösteren, insanı, insana, insanla, insanca anlatan, değer ölçülerini izleyenlerin kanaat ve anlayışından alan, bir anlamda hayatın kalbinin attığı…
Tiyatro hayata değdikçe; sahne ile salondaki seyirciler arasındaki o şeffaf duvar iner ve insanla yaşam buluşur.
Erken saatte koşarcasına hatta içimdeki o umudun taktığı kanatlarla uçarcasına gittim.
Bir parça bile kımıldatsam canımdan can alırcasına sancı saplanan, acıyan sarılı koluma rağmen…
Gittim.
Hıı ıhhhhh bilemediniz.
Gerçi siz de haklısınız; yağmur, hüzne savurarak bizi ihtiyar eder ya da buruk tebessümle aşka beler ama bu kez cama vuran her damla bana kokuları çağrıştırdı desem!
Evet, yağmur ve kokular…
Özgürlük bu!
Benzemez başka hiçbir şeye.
Ne ekmeğe, suya…
Ne de başarıya, paraya…