Mehmet Y. Yılmaz

Cesaretin var mı sivilleşmeye?

30 Mart 2016
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, en geç iki ay içinde yazımı tamamlanacak anayasanın haziran ayında TBMM’ye sunulacağını açıkladı.

“Bugüne kadar darbe anayasalarına mecbur bırakılmış milletimizin ilk defa sivil bir anayasaya kavuşmasına milletvekillerinin destek vereceğine inanıyorum” dedi.

Başbakan her fırsatta anayasanın “demokratik ve sivil” olacağını söylüyor.

Bu nasıl olacak gerçekten merak ediyorum.

AKP’nin hazırlayacağı yeni anayasanın temel özelliklerinin neler olacağını artık biliyoruz.

Yazının Devamını Oku

Organize işler bunlar

29 Mart 2016
PETROL Ofisi’nin işlemleri nedeniyle Aydın Doğan ve İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, “organize suç örgütü” kurmuşlar.

Savcılık böyle iddia ediyor.

Doğan Grubu’nda çalıştığım için eş-dost da haliyle bana soruyor: “Bu işin sonu nereye varır.”

Şöyle yanıtlıyorum: “Türkiye’de hâlâ hukuk varsa, kanunlar varsa hiçbir şey olmaz.”

Ceza hukukunda önemli bir kavram var. Evrensel ve Roma kadar eski bir kavram bu.

Yazının Devamını Oku

Terazinin yamuk olmasının nedeni

28 Mart 2016
İSTANBUL’da görülen IŞİD davasında, örgütün Türkiye’deki üst düzey yöneticileri olduğu ileri sürülen “Ebu Hanzala” kod isimli şahıs ve birlikte yargılandığı 6 kişi mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Mahkeme bu kararını verirken “savunmalarının alınmış olması ve mevcut delil durumu gözetilerek, sanıkların mağduriyetlerine sebebiyet verilmemesini” gerekçe gösterdi.

 

Tutuksuz yargılamanın esas olduğunu, delilleri karartma ve kaçma olasılığı bulunmayan insanların tutuklu yargılanmalarının yanlış olduğunu hep yazıp çiziyoruz.
Mahkeme de belli ki bu kanaatte ve delil durumunu da yeterince inandırıcı görmediğinden olsa gerek, tutuksuz yargılama kararı vermiş.
Yalnız dikkatinizi çekmek istediğim husus şu: Bu kişiler, IŞİD Türkiye’nin üst düzey yöneticileri olma suçlamasıyla yargılanıyorlar.
Öte yandan, aynı adalet sistemi, akademisyenler bildirisine imza attıkları için üç akademisyeni tutuklamış bulunuyor.
Akademisyenlere atılı suç “terör örgütünün propagandasını yapmak”.

Yazının Devamını Oku

‘Bir tık’ da bağımsız olsalardı keşke

25 Mart 2016
HÂKİMLER ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekilliği’ne seçilen 2. Daire Başkanı Mehmet Yılmaz (Türkiye’de Mehmet Yılmaz ismini taşıyan 33 binden fazla insan olduğunu biliyor muydunuz?) “Hâkim ve savcılarımız dünyadan bir tık ileride” dedi.

Yılmaz, bunun fedakârlık ve çalışkanlık bakımından olduğunu söylüyor ki adliyelerimizin iş yükü dikkate alındığında haklıdır da.

 

HSYK Başkanvekili “Türk yargıcı Avrupalı ve Amerikalı yargıçların bilgi ve birikim olarak altında değildir” de diyor.


Bilemiyorum, yargıçlar arasında bir bilgi yarışması düzenlenmediği için bunun kesin bir yanıtını veremeyiz.


Ama yargıçlarımızın da en azından kendi ülkelerinin mevzuatına hâkim olduklarını varsaymalıyız zaten.


Yazının Devamını Oku

Gerçek ortaklara bir mesaj

23 Mart 2016
TÜRKİYE’de “hayırsever işadamı” unvanı kendisine layık görülen Reza Zarrab, Amerika’da tutuklandı.

Zarrab’ın, ABD bankacılık sistemini dolandırarak karapara akladığı, İran’a yönelik ambargoyu deldiği iddia ediliyor.

Aslında iddia ediliyor sözü de biraz tuhaf kaçıyor bu işte.
Çünkü biz burada biliyorduk ki, Reza Zarrab, İran’a yönelik ambargoyu Halkbank aracılığıyla ve “altın ve değerli taş ticareti” ile deliyordu.
Türkiye’de rahatça çalışabilmek için bakanları maaşa bağladığı, saat gibi pahalı hediyeler verdiği, elbise torbalarında, ayakkabı kutularında rüşvet dağıttığı bir sır değildi.
17 Aralık soruşturması sırasında bütün bunlar, kayıtlarıyla belgeleriyle ortalığa dökülmüştü.
O dönemin Halkbank genel müdürünün evinden de ayakkabı kutularında, banyo keseleri içinde milyonlarca liralık döviz ele geçirildiğini de hatırlıyoruz.
Reza Zarrab ve suç ortakları, Türkiye’de paçayı kolayca kurtardılar.

Yazının Devamını Oku

İstifayı hatırladı mı acaba?

22 Mart 2016
İSTİKLAL Caddesi’nde ortaya çıkan teröristin öyküsü hiç yabancı değil.

Ailesi 2013 yılında kayıp başvurusunda bulunmuş. IŞİD’e katılmak için Suriye’ye geçtiği biliniyor.

2015 yılında Suriye’den Türkiye’ye tekrar dönmüş. Sonra İstanbul’a gelmiş, bir gece otelde kalmış ve ertesi gün canavarca eylemini gerçekleştirmek için İstiklal Caddesi’ne çıkmış.
Tıpkı kendisinden önce meydanları kana bulayan IŞİD’ci teröristlerin öyküsü gibi.
Bundan öncekiler için de kayıp başvuruları yapılmıştı. Suriye’ye gidip IŞİD’e katıldıkları biliniyordu.
Sonra kolayca geri dönmüşlerdi. Hatta bir tanesi eylemden önce polisin eline de geçmiş ama bırakılmıştı.
İşledikleri cinayetlerden sonra kimliklerinin kolayca tespit edilebiliyor olması da bir başka önemli not.
Yani bu kişilerin kim oldukları, neleri yapabilecekleri biliniyordu.

Yazının Devamını Oku

Mutluluğun formülü çok açık

18 Mart 2016
HARUKİ Murakami’nin, ‘Sahilde Kafka’ isimli romanında bir kütüphane görevlisi olan Oşima, romanın baş karakteri Kafka Tamura’ya şöyle diyordu:

“Mutluluğun bir tek türü vardır, ama mutsuzluk bin bir şekilde ve büyüklükte gelebilir.” (Doğan Kitap, Çeviren: Hüseyin Can Erkin.)


Geçtiğimiz yazın başından beri toplumumuzda gözle görülür, elle tutulur bir mutsuzluk var.


Ağır bir atmosfer içinde yaşıyoruz.


Bir yandan şehit cenazeleri, diğer yandan vahşice katledilen sıradan masum insanların haberlerini okuyoruz.


Yazının Devamını Oku

Halkı terörize eden sersemler

18 Mart 2016
DÜN bildiğimiz bütün iletişim araçları deyim yerindeyse “yıkıldı”!

Sosyal medyada, mesaj gruplarında, e–posta zincirlerinde aynı şey dönüp durdu.

Bilmem neredeki polis baskınında şu kadar Kalaşnikof ele geçirilmiş.
Hafta sonunda İstanbul’da olmak çok tehlikeliymiş, mümkünse şehir dışında bir yerlere gitmek gerekiyormuş.
Bilmem hangi ülkenin istihbarat servisi, buradaki vatandaşlarını uyarmış, “Sakın kalabalık yerlere gitmeyin” demiş.
Çocukların okula gönderilmemesini tavsiye eden mi ararsınız, bugün işe gidilmemesi gerektiğini söyleyen mi?
Arada bir de bu palavraların başına “kesin bilgi” notu da ekliyorlar ki söyledikleri ciddiye alınsın.
Bütün bunlar, Almanya’nın temsilciliklerini ve Alman Lisesi’ni tatil etmesinin ardından daha da köpürdü.

Yazının Devamını Oku